Hande Fırat

Erdoğan ve Trump’ın Halk Bankası diyaloğu

3 Kasım 2018
Kaşıkçı cinayeti konuşulmadı. Fırat’ın doğusu konuşulmadı.

1 Kasım 2018 Trump-Erdoğan telefon görüşmesinin ana gündem maddesi, karşılıklı bakan yaptırımlarının kaldırılması ve eşzamanlı açıklamaydı. İki ülke ilişkilerinin normalleşme sürecindeki önemli adımdı. ABD Başkanı Trump, “Yaptırımları kaldırıyoruz, normalleşme yönünde önemli bir adım atıyoruz” dedi.

Rahip Brunson’ın yargılanma sürecinin bitmesi ve ülkesine dönmesinin ardından yaptırımların kaldırılması konusunda her iki ülkeden de güçlü mesajlar verilmişti. Haber 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda ulaştı. ABD, iki bakana yönelik yaptırımları kaldıracağı bilgisini Ankara’ya iletti. 1 Kasım’da iki liderin görüşmesinde de yaptırımların kaldırılmasına ilişkin açıklamanın Beyaz Saray ve Cumhurbaşkanlığı’ndan eşzamanlı yapılmasına karar verildi. Sadece bu değil, Trump’ın telefonda “Kaldırıyoruz” sözlerinden sonra edindiğim bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir talebini yineledi. Aralarında şu önemli diyalog geçti. 

Erdoğan: Biliyorsunuz, Halk Bankası süreci devam ediyor. Artık bu soruşturma sürecinin de düşürülmesini istiyoruz. Normalleşme sürecinde önemli bir adım olacaktır.

Trump: Hazine Bakanlığımla görüşüp nasıl bir yöntem izleyeceğiz, nasıl olacağına bir bakacağım.

Ankara’daki bilgi, soruşturma dosyasının ABD Adalet Bakanlığı’ndan Güney Bölgesi Savcısı’na gönderildiği yönünde. İdari bir kararla da bunun kaldırılabileceği düşünülüyor. Görüşmede Trump’ın bu konuda bilgi vereceğini söylediği belirtiliyor.

Gözler artık Paris’te.

Telefon görüşmesinde liderler Paris’te görüşmek üzere sözleştiler.

11-12 Kasım tarihlerinde yapılacak Paris Barış Konferansı’nda iki lider bir araya gelecek.

Yazının Devamını Oku

Pusu noktasında hipotermi

31 Ekim 2018
GÜNCEL sayılarla Türkiye genelinde 730 terörist kaldı. 81 terörist Tunceli kırsalında.

Türkiye içinde ve dışında başta PKK olmak üzere terör örgütleriyle amansız bir mücadele yürütülüyor. Mücadelenin büyük başarı ile yürütüldüğü bir gerçek, bunun tersini söylemek en hafif tabiriyle art niyetli bir düşünce. Tunceli kırsalı terörle mücadele açısından önem taşıyan alanlardan biri. Çünkü terör örgütü yıllar boyunca bu alanı Karadeniz’e açılmak için bir kapı olarak kullandı. Stratejik anlamda vazgeçilmez gördü. Güvenlik kaynaklarının ifadesine göre “prestij noktası” olarak tanımladı. Diğer alanların aksine Tunceli kırsalında PKK terör örgütü diğer terör örgütleri ile de işbirliği yapıyor. Tüm bu sebeplerle son dönemde Tunceli kırsalında operasyonlar aralıksız sürdürülüyor. Operasyonlar neticesinde terör örgütü alan hâkimiyetini kaybetti, büyük bir kırılma yaşadı.

BİZ UYURKEN

81 teröristin etkisiz hale getirilmesi için biz sıcak evlerimizde otururken 21 timle operasyon başladı. Bu timlerden 9’u Nazımiye kırsalında, 2’si Sarıyayla köyü kırsalına gitti. 23 yaşındaki Uzman Çavuş Asım Türkel ile 26 yaşındaki Ferruh Dikmen’in şehit düştüğü operasyondan bahsediyorum. Allah rahmet eylesin. Asker, jandarma, polis, istihbarat hepsi birlikte büyük bir kararlılıkla terörle mücadele ediyor. Bu mücadele başarı ile sürdürülüyor.

Bu mücadele sırasında iki askerimizin soğuktan, hipotermi geçirerek şehit olması tartışma yarattı. Soruşturma sürüyor. Hepimizin ortak temennisi böylesi üzücü bir olayın bir daha tekrarlanmaması için gerekli tüm önlemlerin alınması. İhmali olanlar varsa da gereğinin yapılması...

Kuşkusuz önümüzdeki süreçte ayrıntılar netleşecektir ama ben edindiğim bilgileri paylaşmak istiyorum.

TİM KOMUTANI (25 EKİM): BU AKŞAM İDARE EDERİZ

İçişleri Bakanlığı’nda ve yerel birliklerde yurtiçinde yürütülen operasyonlar günlük planlanıyor. Her pazartesi günü istihbarat ve koordinasyon toplantısında hava raporları da dahil tüm raporlar masaya yatırılıyor, operasyon planları gözden geçiriliyor.

1 Ekim’de Tunceli kırsalında başlayan operasyon da aynı şekilde kararlaştırılmış. Bu arada çok kritik bir bilgiyi daha paylaşayım. Açık havada terör örgütü İHA’ların sürekli görüntü alması sebebiyle kıpırdayamıyor, bu nedenle de örgüt saldırı, yer değiştirme, pusu gibi eylemleri için özellikle yağışlı ve kötü havayı tercih ediyor.

Yazının Devamını Oku

Salı sallanır

27 Ekim 2018
Ankara sözüdür. Meclis’te grup toplantıları salı günü yapılır ve gündemi sallar.

Geçen salı gününü sallayan isim MHP Lideri Devlet Bahçeli idi.

O andan itibaren de Cumhur İttifakı yerelde niye olmadı, bundan sonra ne olacak, başka işbirlikleri gündeme gelecek mi soruları Ankara’nın en önemli gündemi.

AK PARTİ’NİN YOL HARİTASIEN FAZLA İKİ İSTİFA

AK Parti, Bahçeli’nin “Zoraki görüşmeler bitti” dediği gün harekete geçti.

23 Ekim Salı gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıda bir dizi karar alındı.

En fazla iki milletvekili belediye başkanı adayı gösterilecek. Bu kontenjan sadece Ankara ve İstanbul için kullanılacak.
Cumhurbaşkanı TBMM’deki aritmetik nedeniyle “İki kişi dışında vekil istifası olmayacak” dedi.

Milli ve manevi hassasiyetleri AK Parti’ye uyan, ama AK Partili olmayan bazı isimler de tercih edilebilecek. (İzmir’de İzmir Ticaret Odası Başkanı

Yazının Devamını Oku

Herkes kendi yoluna mı?

24 Ekim 2018
7 AĞUSTOS 2016: ‘Cumhur İttifakı’nın temelini oluşturan ‘Yenikapı ruhu’nun ortaya çıkışı

16 Nisan 2017: MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin önerisi ile başlayan süreçte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için halkoylaması

24 Haziran 2018: İki liderin imzaladığı ve resmi protokolünde “Cumhur İttifakı sadece bir seçim ittifakı olmayıp Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir” ifadesinin yer aldığı Cumhur İttifakı’nın seçime girmesi.

Bu önemli tarihlerde kurulan “tarihi birliktelik”, yerel seçimler için dün, yani 23 Ekim günü başlamadan sona erdi. Bahçeli’nin deyimiyle “zoraki görüşmeler” bitti, Erdoğan’ın deyimiyle ise “herkes kendi yolunda” ilerleyecek.

Kamuoyunun önünde ya da kameralar karşısında kimse “Cumhur İttifakı bitti” demedi, diyemedi. Aksine liderler ittifak ruhunun süreceği mesajını verdiler.

Burada iki önemli gerekçe olduğunu düşünüyorum. Liderler iki partinin bu ittifakın ruhuna oy vermiş seçmenlerini göz önünde bulundurmuştur. Siyasette her an yeni bir hesap yapmanın gereğini de düşünmüş olabilirler.

Liderler biraz daha ihtiyatlı yaklaşsa da hem MHP’den hem de AK Parti’den duyduğum ortak cümle “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” oldu.

Beş ayda af, hediye uçak, andımız, fındık üreticilerinin sorunu, emeklilikte yaşa takılanlar, yerel seçimde işbirliğinin çerçevesi konularında iki parti arasında ciddi görüş ayrılığı yaşandı.

AYNI HASSASİYETİ GÖREMEDİK

Yazının Devamını Oku

Pompeo’ya: ‘Yaptırımlarda aşırıya kaçıyorsunuz’

20 Ekim 2018
Rahip Brunson’ın ülkesine dönmesinin ardından 17 Ekim Çarşamba günü ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Ankara’ya geldi.

Esenboğa Havaalanı’nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı toplantıda önce heyetler arası görüşme, ardından da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile baş başa görüşme yapıldı. Suudi Arabistan’dan gelen Pompeo ile yapılan görüşmenin ilk maddesi Kaşıkçı olayı idi.

Ancak sadece Kaşıkçı konuşulmadı. Türk-Amerikan ilişkilerinin Brunson kilidinin çözülmesinin ardından kenarda bekleyen tüm sorunlu başlıkları değerlendirildi.

Bir önceki yazımda “sorunları konuşma ve konuşarak normalleşme dönemine” geçildiğini belirtmiştim.

Durum tam da bu.

Brunson ile ortaya çıkan, Türkiye’ye yönelik, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun deyimiyle “saçma sapan” yaptırımların kaldırılması için çalışma başladığı bilgisi Ankara’ya ulaşmış durumda.

Hatırlayacaksınız, ABD Hazine Bakanlığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün ABD’deki mal varlıkları ve mal varlıklarından elde edilebilecek faiz gelirlerini dondurmuş ve ABD vatandaşlarının bakanlarla herhangi bir iş ve işlem yapmasını yasaklamıştı. Yaptırım uygulama kararı ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıkların Kontrolü bölümü tarafından alınmıştı. Şimdi bunun aynı şekilde kaldırılması bekleniyor.

Ankara, FETÖ ve PKK/PYD/YPG terör örgütleri konusundaki hassasiyet ve kararlılığını görüşmelerde bir kere daha vurguladı.

Temaslar her konuda sürecek.

Yazının Devamını Oku

ABD-Türkiye arasında normalleşme dönemi

17 Ekim 2018
NORMALLEŞME dönemine ilk adım atıldı. Doğru okudunuz. S-400’lerden FETÖ’ye, PYD’den F-35’lere çok sayıda ve birçok alanda halihazırda ciddi sorunlar olsa da ABD ve Türkiye ilişkilerinde normalleşme dönemi için ilk adım atıldı.

Ankara’nın bakış açısı bu, ama bu bakış açısında ihtiyat da büyük bir yer tutuyor.

Anlatayım...

FETÖ ve PKK adına suç işlediği, terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım ettiği, askeri casusluk yaptığı suçlamasıyla 35 yılla yargılanan ve dava neticesinde örgüt için hiyerarşik yapıda olmamasına rağmen örgüte yardım etme suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası alan, hakkındaki “casusluk” suçlaması düşürülen, yurtdışına çıkış yasağı ve ev hapsi cezası kaldırılan, aldığı ceza yattığı süreye sayılan rahip Brunson ülkesine döndü.

O, cezaevinde ya da evinde cezasını çekerken Türkiye-ABD ilişkileri de gerildikçe gerildi.

Mevcut sorunlar konuşulamaz oldu, üstüne bir de yeni sorunlar eklendi.

Üst düzey bir kaynağımın ifadesiyle “Ağır bir hava vardı, hiçbir sorun konuşulamıyordu”. Rahibin evine dönmesiyle Ankara’nın deyimiyle “gerilimin aşılmaya başlandığı, normalleşme döneminin ilk basamağına adım atıldığı” bir döneme girilmiş oldu.

ABD Başkanı Trump’ın, Brunson’ın evine dönmesinin ardından yaptığı açıklamalar genel çerçevede “olumlu” bulundu.

Genel çerçevede olumlu ifadesini, “

Yazının Devamını Oku

Fırat’ın doğusu için rejim ile YPG/PYD arasındaki gizli pazarlık

13 Ekim 2018
“SINIRIMIZIN dışındaki teröristler de rahat uyuyamıyor, biliyorlar ki bir gece ansızın gelebiliriz. Çok yakında bugün brövelerini takan komandolarımızla Fırat’ın doğusundaki terör yuvalarını da darmadağın edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat’ın doğusu ile ilgili mesajını bu kez de Isparta’dan verdi. Zamanlama çok kritik. Çünkü devletin önünde PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde kendisine özerklik verilmesi amacıyla Esad rejimiyle yürüttüğü gizli görüşmelerin içeriği var. Gizli görüşmelerde madde madde yapılan pazarlığa gelelim. Bu pazarlık ABD’nin de nasıl devrede olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

1) Suriye Petrol Bakanlığı’nın başına Kürt bir ismin getirilmesi.

2) PYD/YPG mevcut petrol gelirlerinin yüzde 25’ini rejime devredebilir, karşılığında rejim de mühendislik desteği vererek mevcut üretim kapasitesini arttırabilir.

3) Deyr Ez Zor’daki petrol kuyuları ile doğalgaz yatakları rejim ile ortak işletilebilir.

4) Rejim PYD/YPG’ye arıtılmış mazot ve benzin verir.

5) Mazot ve benzin aktarımının ABD’li bir şirket aracılığıyla yapılması.

6) Tabka Barajı’ndan örgüt kontrolündeki alanlara enerji nakil hatlarının çekilmesi.

Pazarlık sürüyor. ABD’nin silahlarla desteklediği terör örgütü Fırat’ın doğusunda enerji kaynaklarından para kazanıyor. Terör örgütünün kontrol ettiği enerji kaynaklarına gelince:

Yazının Devamını Oku

Merhaba

10 Ekim 2018
- SEVGİLİ Hürriyet okurları...

Bundan böyle her çarşamba ve cumartesi tam da bu köşede buluşuyoruz.

Yoğun ülke gündemi, Ankara kulisleri, siyasilerin görüşleri, zaman zaman insan hikâyeleri...

Yani kısacası...

Düne, bugüne göz atıp yarın(lar)a notlar düşeceğiz.

BAKANLAR KURULU’NDA AF SUNUMU

İLKESİNİ birçok kez dile getirdi...

Devlet kendisine karşı işlenen suçlarda af yetkisini kullanabilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan

Yazının Devamını Oku