Bu ‘cumhur ittifakı’nda işbirliğinin en kritik bölümlerinden biriydi. ‘Biriydi’ diyorum çünkü sırada 60 belediye başkanını açıklayan AK Parti’nin hangi illerde ve ilçelerde aday çıkarmayıp MHP’nin adayını destekleyeceği bölüme geldi sıra.
İki partinin yetkili kurmayları çalışıyor. Partiler kendi içlerinde ayrı ayrı da çalışma yürütüyor. MHP’nin yürüttüğü çalışma ile ilgili çok önemli bir duyum aldım. MHP çok kapsamlı bir hazırlık yapıyor. Önce MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye sunulacak olan çalışmada, “14 ilçede CHP’nin MHP’yi kıl payı geçtiğini gösteren oy oranları” yer alıyor. İşbirliğine gidilmesi durumunda bu 14 ilçeyi MHP kazanabileceğini düşünüyor. Adana, Mersin, Osmaniye, Iğdır, Manisa, Isparta’nın yanı sıra Ege’de bir ya da iki il için de MHP iddialı. Bu bilgilerin yer aldığı dosyada işbirliğinin çerçevesini çizen protokol metninin de bulunduğu bilgisi var.
ANKARA DÜĞÜMÜ
“Bu görüşmeler o meşhur istikşafi görüşmelere dönüyor algısı var.”
Bu tespit, ‘millet ittifakı’ndaki önemli aktörlerden birine ait. Aslında siyasi partiler arasındaki görüşmelerin inişli çıkışlı, krizli olması doğal. Burada temel sorun, ‘cumhur ittifakı’nı yerelde yeniden işbirliğine yönelten sebeplerden birinin ‘millet ittifakı’nın oluşuyor görüntüsü vermesiydi. Bu süreçte ‘cumhur ittifakı’ ana çerçeveyi çizdi, adayları açıklamaya başladı, ancak CHP ile İYİ Parti henüz bir anlaşmaya varamadı. Gözler şimdi iki liderin yarın ya da öbür gün yapacakları yeni görüşmede.
Her iki partinin kurmayları da “Bozan taraf biz olmayacağız” diyor. Diyor ama ittifak geliyor Ankara’da düğümleniyor.
İYİ Parti Lideri, ilk kez Hürriyet gazetesine yaptığı ziyarette geçen ekim ayında açıklamıştı, “İşbirliği olursa Ankara bizimdir” demişti. Ancak CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun da gönlünde ve aklında Ankara olduğu biliniyor. Üstelik iki lider de aynı isim yani Mansur Yavaş’ı istiyor. İşte düğüm bu. Mansur Yavaş, CHP Ankara adayı mı olacak, yoksa İYİ Parti Ankara adayı mı? CHP’deki kaynaklarım, “Ankara İYİ Parti’ye verilirse yanında en fazla bir il daha olur ama o bile zor” dedi. Ankara, İYİ Parti’ye verilmezse CHP diğer Cumhurbaşkanlığı seçimindeki oy oranları, anketler doğrultusunda diğer illeri konuşmaya hazır. Merkezinde Ankara olan düğümün haftaya çözülüp çözülmeyeceğini göreceğiz. Hem iki liderin kısa sürede bir araya gelmesi bekleniyor, hem de CHP’de Parti Meclisi var.
ANKARA TURU
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Ankara adayı Mehmet Özhaseki ve İzmir adayı Nihat Zeybekci aileleriyle gelmişlerdi. Ankara’nın mevcut büyükşehir belediye başkanı Mustafa Tuna da grup toplantısındaki açıklama için Meclis’teydi. Açıklama biter bitmez, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylar ve vekillerle il il fotoğraf çektirmeye geçmesiyle, yani henüz salon doluyken Mustafa Tuna gruptan ayrıldı. Yanında Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan vardı. Birlikte TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ı makamında ziyaret ettiler. Tuna’nın da gönlünde doğal olarak büyükşehir adaylığının yattığını biliyoruz. Üstelik sadece Tuna değil, iktidar partisinden başkentin başkanı olmak isteyen isim çoktu. Bunu da doğal karşılamak gerekir.
DALOKAY ELAZIĞLI, GÖKÇEK ANTEPLİ
Hatta son dönemde parti içinden “Özhaseki Ankaralı değil, olmaz” diye kampanya yürütmeye kalkanlar da oldu. Bu tezin karşısına “Vedat Dalokay Elazığlı, Murat Karayalçın Samsunlu, Melih Gökçek Antepli, Mustafa Tuna Sivaslı” bilgisini koyalım. Cumhurbaşkanı’nın aklında kendi ismi olduğunu bir buçuk ay önce öğrenen Özhaseki ile adaylığının resmen açıklanmasının ardından Meclis bahçesinde sohbet ettik. Devlet Bahçeli’ye özel olarak teşekkür eden Özhaseki “Yönetim tarzım ‘ben’ değil, ‘biz’ merkezli olacak” dedi. Bu arada Tuna’yla sorunlar yaşayan Melih Gökçek’in de Özhaseki’yi destekleyeceği notunu düşelim.
Gelelim başkentin ilçelerine.
WhatsApp grupları ve sosyal medyada listeler havada uçuşsa da başkentin her biri il büyüklüğündeki ilçelerinde henüz netleşen bir durum yok. Genel merkez hâlâ anket çalışmalarını sürdürüyor. MHP ile yapılacak işbirliği de belirleyici olacak. Bu arada adaylığı açıklanır açıklanmaz Özhaseki kolları sıvadı, AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan ile genel merkezde görüştü.
İZMİR’LE İLGİLİ HAYALLERİMİZ VAR
İzmir için de beklenen oldu, Nihat Zeybekci İzmir adayı olarak açıklandı. AK Parti içinde bazı isimler “İzmir adayı İzmir vekilleriyle istişare edilmeden belirlendi” eleştirisini yöneltse de Zeybekci, adaylığını 21 Kasım’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini aramasıyla öğrendi. Meclis bahçesinde sohbet ettiğimiz Nihat Zeybekci, “İzmir ile ilgili hayallerimiz var, İzmir’in tamamını kapsayan projelerimiz var” dedi.
ERDOĞAN-YILDIRIM ZİRVESİ
Yani CHP ile İYİ Parti arasındaki işbirliği çalışmalarına. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk’te yayımlanan ‘Gece Görüşü’ programında ilk kez söylediğimiz çerçevede, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile pazartesi günü buluşacak. İşbirliğinde Saadet Partisi’nin de yer alması, hem CHP hem İYİ Parti açısından “Seçmen nezdinde sinerji yaratacak” sözüyle değerlendiriliyor.
İSTANBUL GÖRÜŞMESİ
Kılıçdaroğlu’nun pazartesi günü yapacağı görüşmeden önce çok kritik bir randevusu var. O randevu İstanbul ile ilgili. Randevunun kiminle olduğuna geçmeden önce yine İstanbul için yapılan ve 40 dakika süren Muharrem İnce görüşmesinin ayrıntılarına bakalım. 40 dakika boyunca İnce daha çok söz alırken, Kılıçdaroğlu daha çok dinlemeyi tercih etti. Muharrem İnce görüşmede, “Eğilim yoklama niyetindeyseniz ben İstanbul’dan adayım” derken, Kılıçdaroğlu ise “PM kararı doğrultusunda illerden bir talep gelirse bakarız” yanıtını vermekle yetindi. CHP Lideri’nin İnce’nin adaylığına sıcak bakmadığını daha evvel yazmıştım.
Peki Kılıçdaroğlu’nun aklında kim var? Bu sorunun yanıtı bu hafta sonu yapılacak o kritik görüşmede gizli. CHP Lideri bu hafta sonu Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşecek. İmamoğlu’nun adı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için geçiyor. Görüşmenin sonucu önemli.
AKLINDAKİ İSİM MANSUR YAVAŞ
Gelelim Ankara’ya... Birçok iddia dile getirilse, tartışmalar olsa da edindiğim bilgiye göre CHP Lideri’nin aklında ve gönlünde Mansur Yavaş var. Kısa sürede bu konunun da netleşmesi sürpriz olmayacak.
İZMİR’DE KOCAOĞLU ETKİSİ
CHP’nin kalesi İzmir adayının kim olacağı da parti içindeki en büyük soru işaretlerinden. Burada mevcut başkan
7 Kasım’da durum ve şart bu idi.
Şimdi bugün MHP’li üst düzey kaynağımın dediği gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşecek.
Bugüne kadar neler oldu bir hatırlayalım.
İki parti önce ‘Cumhur İttifakı’nın yerel seçimler için işbirliği arayışında olduğunu açıklamıştı, ancak af konusundaki tartışmalar sürüyordu.
Eylül ayının sonunda MHP Lideri Devlet Bahçeli, “İstanbul için aday göstermeyeceğiz” dedi.
Bunu kameraların karşısında söylemişti, AK Parti’den sıcak bir karşılık gelmesi durumunda Ankara’nın da aralarında bulunduğu dört büyükşehir için daha aynı kararı aldıklarını, yani aday çıkarmayacaklarını açıklayacaktı.
Ama açıklamadı, çünkü AK Parti’den “İktidar partisinin herhangi bir seçim çevresinde aday göstermemesi olmaz” yanıtı geldi.
Bu arada iki parti arasında af tartışması büyüdü, affa başka sorunlu başlıklar eklendi.
Cinayetin kapatılmasına, gerçek sorumluların kurtarılmasına izin vermemekte kararlı. Suudi Başsavcılığı’nın Kaşıkçı cinayeti soruşturmasıyla ile ilgili açıklamaları çok yakından takip edildi, yeni soruları gündeme getirdi. Ankara’da üst düzey kaynakların dikkat çektiği soruları sizlerle paylaşacağım.
Suudi Arabistan Başsavcılığı Sözcüsü: İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmet El Asiri eylül ayında Kaşıkçı’nın ikna edilerek, ikna olmaması halinde ise güç kullanarak getirilmesi emrini verdi. Özel ekip oluşturdu. Ekibin görev başkanı (ismi söylenmiyor) müzakerelerin başarısız olmasının ardından öldürülmesine İstanbul’da karar verdi. Ölüm emrini veren, cinayeti işleyen beş kişi bunu teyit etti. Konsolosluk binasında güvenlik kameralarını bozan bir kişiye ulaşıldı.
Gündemdeki sorular:
Madem cinayet önceden planlanmamış idi, neden içerideki ve dışarıdaki kameralar önceden bozuldu?
Neden adli tıp kurumu başkanı ekipte yer aldı?
Ekibin yanında neden ölümcül ilaç ve ceset parçalamak için aletler vardı?
Suudi Arabistan önce yerli işbirlikçi iddiasını Reuters’a sızdırdı, Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Paris’ten dönüşte Kaşıkçı cinayetinde bir kere daha isteyen ülkelerle eldeki delillerin paylaşıldığı bilgisini verdi.
Ses kaydı, vahşi cinayetin en güçlü delillerinden biri.
Türkiye, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıkmaması üzerine hızla önemli bir süreci harekete geçirdi.
İlk etapta “Kayıp mı, içeride mi tutuluyor, cinayet mi” gibi birçok olasılığı aynı anda hızla masaya yatırarak teknik birçok imkânı kullanmaya başladı.
Bunu yaparken hukuki çerçevede kalmaya özen gösterdi.
Hukuki çerçeveye dikkat edilmesi ve uluslararası kamuoyunun düzenli bilgilendirilmesi, özellikle bu cinayetin arka planında Türkiye-Katar, Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri şeklinde yaratılmak istenilen eksenli ve çok amaçlı oyuna da engel oldu.
Emniyet ve istihbarat elindeki tüm olanakları seferber etti.
Ses kaydına da bu şekilde ulaşıldı.
Biz senden sonra eksiğiz...
Hâlâ gözlerimiz doluyorsa, birbirimize sarılmak istiyorsak, dönüp aynaya bakıp, bulunduğumuz yerlere şükredip aynı zamanda “Daha da iyi olmalıyız, daha güçlü, daha modern, mutlaka hep daha...” diyorsak ve “amasız, fakatsız” saygı duyuyorsak, teşekkür edebiliyorsak evet, eksiğiz...
Geçmişine saygı ve sevgi duymanın yarattığı bu eksikliğin adı 10 Kasım.
1938 yılının hıçkırıkları...
1938 yılının İstanbul’da Karaköy’de pencerelerden atılan düğme sesleri.
O düğme seslerini bize bu 10 Kasım’da bir giyim markası hatırlattı.
10 Kasım’ı 10 saniyede vurucu, ürpertici, tüyleri diken diken edici bir filmle anlattı.
“Markası ne olursa olsun, düğmesi sökülmüş ya da kopmuş ceketlerinizi 9 Kasım günü Kiğılı mağazalarına getirin.
Süreçte bazen kesilen, bazen üst üste yapılan telefon görüşmeleri...
Bunları saymazsak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın kapsamlı yüz yüze görüşmeleri bir yılı aşkın bir süre önce, Eylül 2017’de New York’ta yapılmıştı.
Rahip Brunson ülkesine döndü, temaslar sıklaştı, normalleşme süreci başladı, “en üst düzeyde konuşulabilir” pozisyona geçildi.
Bu pozisyonda iki lider en kritik ve bir yılı aşkın süreden sonra kapsamlı görüşmeyi Paris’te bu hafta sonu yapacak.
Masada çok sayıda dosya var; ayrışmış dosyaların kimi ilerleme sürecinde, kimi tam anlamıyla “sorunlu”.
Biraz daha açalım. 1 Kasım’daki son telefon görüşmesinde yaptırımların eşzamanlı açıklanarak kaldırılmasına karar verilmiş, üstelik Halk Bankası süreci Erdoğan tarafından gündeme getirilmiş, Trump da konuyu Hazine Bakanlığı ile görüşüp bilgi vereceğini söylemişti. Yaptırım dosyasında ilerleme sağlandı; Halk Bankası konusunda Trump’ın Paris’te ne yanıt vereceğini göreceğiz.
İran yaptırımlarında ise Türkiye muaf ülkeler arasına alındı. Ancak görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptırımlara yönelik itirazını mutlaka anlatacaktır.
Tüm bunlar ilerleme sağlanan dosyalar.