Paylaş
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Paris’ten dönüşte Kaşıkçı cinayetinde bir kere daha isteyen ülkelerle eldeki delillerin paylaşıldığı bilgisini verdi.
Ses kaydı, vahşi cinayetin en güçlü delillerinden biri.
Türkiye, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıkmaması üzerine hızla önemli bir süreci harekete geçirdi.
İlk etapta “Kayıp mı, içeride mi tutuluyor, cinayet mi” gibi birçok olasılığı aynı anda hızla masaya yatırarak teknik birçok imkânı kullanmaya başladı.
Bunu yaparken hukuki çerçevede kalmaya özen gösterdi.
Hukuki çerçeveye dikkat edilmesi ve uluslararası kamuoyunun düzenli bilgilendirilmesi, özellikle bu cinayetin arka planında Türkiye-Katar, Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri şeklinde yaratılmak istenilen eksenli ve çok amaçlı oyuna da engel oldu.
Emniyet ve istihbarat elindeki tüm olanakları seferber etti.
Ses kaydına da bu şekilde ulaşıldı.
Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı gibi isteyen ülkelerin istihbarat servislerinin başkanlarına ya da özel görevlendirilmiş isimlerine kayıt dinlettirildi.
Kaydın kâğıda dökümü, yani tapeler de istihbaratçılarla paylaşıldı.
Liderler genelde o tapeleri gördü.
En son Paris’te Erdoğan, Trump, Macron ve Merkel arasında gündeme gelen konu, İstanbul’da ekim ayının sonunda gerçekleşen dörtlü zirvede de gündemdeydi.
Tapeleri gören İstanbul’daki liderlerin, Putin, Macron ve Merkel’in, sonrasında Trump’ın da iki önemli değerlendirmesi oldu:
- Vahşi, inanılmaz ve insanlık dışı.
- Cinayetin aydınlatılması konusunda Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gayretleri çok önemli.
Liderlerin “vahşi, inanılmaz ve insanlık dışı” dedikleri tapelerin ses kaydını dinleyen isimlerden biri de Suudi Arabistan İstihbarat Servisi Başkanı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yine Paris’ten dönüş yolunda istihbaratçının tepkisini “Herhalde bu eroin almış, ancak bunu eroin alan birisi yapar diyecek kadar adam burada şoke oldu” sözleriyle anlattı.
ŞOKE EDEN 7 DAKİKA
Uluslararası basında “üst düzey yetkililere atfen” iddia olarak yazıldı. Ben de “vahşi, inanılmaz, insanlık dışı” olarak nitelenen, Suudi istihbaratçıyı şoke eden kaydın 7 dakikasının peşine düştüm.
Sonuç tam bir vahşet.
7 dakika süren vahşi bir cinayet.
7 dakika boyunca korkunç sesler.
7 dakika süren boğarak öldürme.
Tapeleri görmedim, ses kaydını dinlemedim ama bu anlatılanlar bir kere daha kanımı dondurdu.
BU İŞİN PEŞİ BIRAKILMAYACAK
Çoğumuzun aklında “ürkütücü yüz ifadesi” ve 7 dakikalık korkunç kayda rağmen “kuruyemiş alışverişini unutmamasıyla” kalan Suudi başsavcının “ipe un serme” havasında olduğunu bir kez de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle anlamış olduk. Buna ilaveten, Suudilerin uluslararası kamuoyunu “yerli işbirlikçi” gibi arkası gelmeyen iddialarla yanlış yönlendirmeye çalışmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uluslararası nezaket diliyle veliaht prensi bir kere daha uyardığını söylemek gerekir.
Erdoğan, bu durumu uçakta “Prens ‘Benim özel temsilcimle olayı aydınlatacağım, gereğini de yapacağım’ diyor. Biz de sabırla bekliyoruz” sözleriyle anlattı. Ancak Türkiye belli ki prensin keyfini ya da hukukunu beklemeyecek. Türkiye bu işin peşini bırakmayacak. Bu cinayetin ulusal olmaktan çok uluslararası boyutu var. Cinayetin uluslararası yargıya taşınabilmesi için de çalışma yapılıyor.
Paylaş