Hakan Ünsal

Zevkli ve heyecanlı

1 Mart 2010
BEN Ali Sami Yen’de uzun zamandır böyle bir başlangıç görmedim. Başından sonuna dek zevkli ve heyecanlı bir maç vardı. İki takıma da teşekkür etmek lazım. Fakat maçı bu kadar güzelleştiren 4 etken vardı.

1-) Kasımpaşa’nın futbol anlayışı.
2-) Galatasaray’ın kazanma isteği.
3-) Kaliteli ayaklar.
4-) Seyirci.
Hiç abartmıyorum, eğer Türk futbolu daha zevkli ve izlenir hale gelecekse Kasımpaşa gibi Saracoğlu’nda, İnönü’de, Ali Sami Yen’de hiç çekinmeden galibiyete oynayan takımlar sayesinde olacaktır.

Taklitçi Rijkaard

GALATASARAY’ın saha dizilişine bakınca Rijkaard’ın Mustafa Denizli’yi taklit ettiğini düşündüm. Bir gün önce kanat oyuncularının yerlerini değiştirerek etkili oynayan ve maçı kazanan taktik anlayışı Rijkaard’ı etkilemiş olmalı. Fakat Rijkaard bunu kendi rotasyoncu ruhunu da katarak bir ileri taşıdı ve Arda-Santos-Keita üçlüsünü devamlı değiştirerek oynattı.

Anne karnındaki çocuk

Yazının Devamını Oku

Sağlam disiplini

28 Şubat 2010
ÖNEMLİ bir Fenerbahçe galibiyetinin devamında Bursaspor’un nasıl oynayacağı ve ne reaksiyon göstereceği merak konusuydu.

Aslında sorunun cevabı Ertuğrul Sağlam’dı. Ertuğrul Hoca’nın bugüne kadar taviz vermediği ciddiyet ve disiplin sayesinde Bursaspor geçen hafta yokmuş gibi hatta daha istekli oynadı. Bursaspor’un bir başka başarısı, kapanan bir takıma 3 gol atıp bir o kadar da kaçırması. Tabii Sivas’ın ne kadar defans yaptığı da tartışılır.
Bursa takımında Ozan İpek ve Volkan bu maçta iyi oynadılar ama bu sefer bu ikiliye destek veren Ali Tandoğan ve Mustafa vardı. Özellikle Volkan ile Ali’nin iyi uyumu bir zamanlar milli sol bek olan Hayrettin’i çok zor durumda bıraktı. Ali Tandoğan’ın karşısında ligin en çabuk oyuncularından Erman olmasına rağmen hem onu durdurdu hem de iyi bindirmeler yaptı.

Benim yıldızım

SİVAS maçında golü atan Batalla gol haricinde kapanan rakibe karşı etkili oyunu ile öne çıktı. Fakat benim dikkatimi çeken ve “yıldızım” diyebileceğim futbolcu, çok faydalı işler yapan Turgay Bahadır. Önde devamlı hareketli oynayan, topa giden ve rakip defansın dengesini bozan istekli bir oyuncu.Hem havadan hem yerden iyi bir forvet. Volkan, Ozan ve Batalla da iyi oyuncular ama Turgay stili ile bu futbolcuları çok rahatlatıyor. Üstüne pozisyona da giriyor. Dün de golünü atıp “Maçın yıldızı” oldu.

Bir zamanlar Sivas

İKİ önemli oyuncusu vardı. Biri arkada tutuyor diğeri önde atıyordu. Bilica ve Mehmet Yıldız. Biri gitti diğeri çok geç döndü. Sivas geçtiğimiz yıldaki gibi kaliteli savunma yapmayı düşünüyor ama bu kaliteli oyuncularla olur. Şimdi ne savunabiliyor ne de atabiliyor. Takımın ahengi, dengesi her şeyi bozulmuş.Artık Sivas yepyeni bir takım. Ama eski Sivas’la alakası yok. Düşünün ki Sivas koca 90 dakika boyunca doğru düzgün pozisyona giremedi.
Bursa takımında vasat diyebileceğimiz oyuncu yok iken Sivas’ta vasata yaklaşan oyuncu yoktu. Maça bakınca Bursa’nın her maç en çok mücadele eden oyuncusu Ömer Erdoğan’ın karşısında Mehmet Yıldız oynuyor olmasına rağmen çok rahat bir maç çıkarması, her şeyin özeti bence.

Yazının Devamını Oku

Turu hakem verdi

26 Şubat 2010
GALATASARAY sahaya ilk maçtaki 11 ve aynı oyun anlayışı ile çıktı. Oyunu kendi alanında kabul eden G.Saray ilk maçın benzeri mücadele ile rakibinin önemli ayaklarını iyi kontrol etti. Öyle ki, rakip ilk organize atağını 25.dakikada yaptı.

G.Saray ortada Lucas’ın yönetiminde iyi alan kapatırken tek sıkıntısı öne çıkışlardı. Takımın defansif güvenliği ön planda tutması, rakip yarı alana Arda ve Keita ikilisinin hem top taşıma, hem de pozisyona girmek gibi çok zor bir işi yapmalarını gerektirir hale getirdi.
İlk yarının ortalarından sonra devreye giren Keita ve ona yardım eden Uğur ile işleyen sağ kanat, etkili ortalar yaptı. G.Saray ilk yarıda oyunu istediği şekilde oynadı. Önce rakibi durdurdu, sonra etkili oldu. Bazen defans arkası, basen çapraz uzun atılan toplar iyi çoğalamamamıza rağmen sonucunu verdi.
Maçın seyrini değiştirdi
Atletico takımında ilk maçta olduğu gibi her şey Agüero’ya bağlı idi. Önemli dörtlüden üçünü iyi marke edip pasifize eden G.Saray savunmasını tek zorlayan Agüero idi. Servet isteyerek yapmadığı müdahale ile adeta maçın seyrini değiştiren adam oldu. Zaten Agüero çıktıktan sonra Atletico Madrid yarı alanımızda gözükmez oldu. Maçın kırılma anı bu müdahale ve değişiklik oldu.
Agüero’nun çıkması bir avantajdı ama saha içinde olumlu yansımadı. Birincisi rakibin en önemli oyuncusunun dışarıda olması bizi rahatlattı. Rahatlamak bu maçtaki en büyük dezavantajımız oldu. O sert ve konsantre savunma bir anda gevşedi. Golü yememize rağmen beraberliği bulmak önemliydi.
İkincisi daha önde oynamaya başladık ve maçta gözükmeyen 2 oyuncu devreye girmeye başladı. Alan bulan Simao ve Reyes maçı kopardı.
G.Saray ilk yarı yapılması gerekenleri doğru yaparken ikinci yarı oyun stratejisinin dışına çıktı ve büyük fırsatı kaçırdı. her şeye rağmen turu veren hakemdi.

İtalyan rezaleti

Yazının Devamını Oku

Rotasyon

22 Şubat 2010
RIJKAARD’ın çıkardığı kadro mutlaka şaşırtmıştır ama ben artık şaşırmıyorum. Çünkü Hollandalı, geldiğinden beri maçın tarzını, önemini dinlemeden bu değişimi yapıyor. Kendisi bu rotasyonlara alışık... Alışık olmayan futbol kamuoyu. Dolayısıyla kadro bu denli önemli maç için doğru gelmeyebilir fakat Rijkaard kendini bile rotasyona sokan bir teknik adam...
Kenarda bir maç bakıyorsunuz Neeskens var, diğer maç Rijkaard. Rotasyonun kenardan başladığını düşünecek olursak bu kadrolar bu anlayışa göre normal. Mustafa Hoca da sürpriz yapıp kavgacı Nobre’yi tercih etmişti. Rijkaard’ın da buna cevabı kavgadan kaçmayan Emre Güngör oldu. İki teknik adam da taktik becerilerini ortaya koymaya çalıştılar.
Mustafa Hoca, F.Bahçe derbisindeki oyun anlayışını, Rijkaard da Madrid’deki iyi alan kapatan ve mücadele eden takımı sahaya sürmüştü. Sonuç ne derseniz ilk yarının ve maçın yıldızının Leo Franco olması her şeyi açıklıyor.

Kanat savaşları

MAÇTAN önce en çok merak edilen iki takımın kenar oyuncularının mücadelesiydi. Oyunun geneline baktığımızda bu savaştan galip çıkan iki İbrahim oldu. Keita ve Caner’i iyi savunmalarının yanında, İbrahim Üzülmez ile kendi sol kenarlarını iyi kullandılar.

LEO FRANCO

LEO üst üste oynadığı iki maçla kafalardaki soru işaretlerini silip kredi kazandı. Golde yaptığı kısa düşen vuruşu haricinde, bana göre gecenin yıldızlarından biriydi.

ELANO BLUMER

GELDİĞİ günden beri gördüğüm en iyi Elano vardı İnönü’de. Defanstan top alıp öne taşıması iyi mücadelesi ve önde etkili oyunu ile Elano da Galatasaray’ın iyi oyuncularının başında geldi.

G.Saray istediğini aldı

G.SARAY’ın ilk yarı sonunda iki problemi vardı. Birincisi, Ferrari-Sivok ikilisinin arasında top alamayan ve etkisiz kalan Arda. İkincisi ise, Beşiktaş’ın çok etkili kullandığı sol kanat ve buna karşılık veremeyen Uğur. Ben Rijkaard’dan bu iki problemi çözmesini bekledim. İlkini Caner’i kenara alıp, Jo’yu öne Arda’yı sola atıp hem önde top tutma, hem de kenar etkinliğini artırmayı başarabilirdi. İkincisi Uğur’u oyundan alıp Servet-Lucas ikilisi yapıp, Emre’yi sağ bek oynatarak sorunları tamamen çözerdi. Rijkaard bu iki problemden ilkini Jo değişikliğiyle çözüp artısını gördü ve öne geçti. Ama Servet’i almayarak da golü yedi. Son bölümde baskı yiyeceği belli olan G.Saray’ı havadan rahatlatacak adamı kenarda tutmanın cezasını golle ve iki puanla gördü. G.Saray ilk yarısında daha fazla savunmayı düşündüğü ve pozisyon verdiği, ikinci yarıda daha derli toplu oynayıp, kazanmayı hak ettiği bir maç oynadı. Maçtan önce Rijkaard’a sorsalar beraberliğe razı olurdu. Dolayısıyla G.Saray istediği sonuçla evine dönüyor.
Yazının Devamını Oku

Galatasaray yenilmez

21 Şubat 2010
G.Saray, eğer Atletico Madrid maçındaki gibi konsantre olursa yenilmez. En kötü ihtimalle sahadan beraberlikle ayrılır. Keita-Arda ikilisi Beşiktaş’ın beklerine üstünlük sağlar. MUSTAFA Denizli hem tecrübeli, hem de şansı olan bir teknik adam. Beşiktaş, teknik adam açısından bir adım önde. Ancak sonuçta belirleyici unsur sahadaki futbolcular olacak. Frank Rijkaard’ın dezavantajlarını takım kalitesiyle ortadan kaldırıyor.
Bana göre Galatasaray, kadro yapısı itibariyle Beşiktaş’tan daha üstün özelliklere sahip. Zorluk derecesi yüksek maçlara iyi konsantre oluyorlar. Galatasaray eğer, Atletico Madrid maçındaki gibi konsantre olursa yenilmez. En kötü ihtimalle beraberlikle ayrılır.
Keita-Arda ikilisi kanatlarda Beşiktaş’ın beklerine karşı üstünlük sağlayacaktır.

KALECİLER

Rüştü Reçber %60
Leo Franco %40
Rüştü tecrübesi artı istikrarıyla bu derbide bir adım önde. Leo Franco ise istikrarsız. Arjantinli, bir maç iyi oynuyor, bir maçta kolay goller yiyor. Atletico Madrid maçındaki gibi oynaması lazım.

G.SARAY DEFANSI %50

Uğur Neill Servet H.Balta

BEŞiKTAŞ HÜCUMCULARI %40

Holosko Tello Nihat Bobo

Holosko, Hakan’ı önde yakalarsa avantaj sağlar. G.Saray, arkada boşluk vermeyecektir. Tello içeriye girmeyi seviyor, Uğur çok zorlanmaz. Nihat formsuz. Bobo, karşısında tecrübeli ve sert Lucas’ı bulacak.

GALATASARAY % 50

Mehmet Topal Mustafa

BEŞiKTAŞ %50

Ekrem Ernst

Burada Ernst bir adım daha önde. Ancak onu da dengeleyen Ekrem olur. M.Sarp ile M.Topal, Beşiktaşlı rakiplerine göre daha dengeli bir ikili. Orta saha oyuncuları açısından iki takımı da dengede görüyorum.

G.SARAY HÜCUMCULARI %50

Keita Arda Elano Jo

BEŞiKTAŞ SAVUNMASI %40

İ.Toraman Sivok Ferrari İbrahim Üzülmez

Keita, İbrahim Üzülmez’e, Arda da İbrahim Toraman’a üstünlük sağlar. Sakatlıktan yeni çıkan Jo’nun oynaması G.Saray’a güç katacaktır. Ferrari’nin dönmesi Beşiktaş için avantaj.
Yazının Devamını Oku

Bu skor yeter

19 Şubat 2010
ATLETICO Madrid hocasının bir gün önce İspanyol basınına verdiği kadro, tam bir şaşırtma ve Galatasaray’ı maçtan koparma kadrosuydu. Fakat Galatasaraylı oyuncuların maça başlangıcı ve birbirleriyle yardımlaşmaları iyi konsantre olduklarını gösteriyordu.

Orta sahada yapılan yardımlaşma, rakibin önemli ayaklarını etkisiz hale getirmemizi ve iyi pas yapmamızı sağladı. Tek hatamız, topu öne kullanmakta acele etmemiz ve uzun oynamamızdı. Halbuki daha çok pas yapsak Atletico oyundan daha erken kopardı. Erken öne oynama düşüncesinin iki zararını gördük:
1-) Pas hatası yaptık.
2-) Gereksiz fauller yaptık.
Bunun sonucunda Atletico, pozisyon yokken, ceza sahamıza girmeden gol attı. İleride oynayan oyuncularımız uzun atılan toplarda etkili olmadıkları için rakip defans bu topları çok rahat aldı ve oyuna soktu. İşte bu düşünce Galatasaray’ı gerçek anlamda forvetsiz hale getirdi.
Keita ve Neiil çok iyiydi
İlk yarıda biraz pas yaptığımız iki andan birinde Mustafa Sarp, diğerinde Keita ile pozisyona girdik. Buna rağmen ve rakip izin verdiği halde Galatasaray çok pas yapmayı düşünmedi. Özellikle ilk yarının son bölümünde böyle bir deplasmanda, girilebilecek pozisyonlara girdik. Sadece bir gol Galatasaray’a tur müjdesi olurdu. O müjdeyi de Keita verdi. Galatasaray’da önde Keita, arkada Neill çok iyi maç çıkardı. Fakat takımın genelinin iyi mücadele ettiğini ve maça rakibine göre daha hazır olduğunu söylemek lazım. Galatasaray aldığı bu sonuçla, Ali Sami Yen’de büyük aksilik yaşamazsa turu geçer.

BU MAÇ BİZE NE ANLATTI?

BU maçın bize öğrettiği; tecrübenin ne kadar büyük avantaj olduğudur.

Yazının Devamını Oku

Gerets’ten günümüze

11 Şubat 2010
EN son Gerets’in ilk sezonundaki Galatasaray’dı, Ali Sami Yen’de maça çok hızlı, baskılı ve etkili başlayan. İlk 15 dakika ezici bir baskı ile maça çok iyi bir start verilirdi.

Bu sezon Ali Sami Yen’de bu tarz etkili başlangıçları az gördük. Galatasaray’ın baskı kurma isteğini düşürmek isteyen Antalyaspor tempoyu yavaşlatmaya çalıştı. Fakat 10. dakikadan sonra maç Antalya yarı alanında oynanmaya başladı.

Galatasaray maçın ilk yarısında diğer karşılaşmalara nazaran çok pozisyona girdi. Ama bu pozisyonlarda sadece Mustafa daha rahattı. Penaltı olmasa da gol “geliyorum” diyordu. Golün gelmesi sürpriz olmadı ama son dönemlerde gol attıktan sonra yiyen Galatasaray’ın Ali Sami Yen’de yine aynı işi yapması enteresandı. Sanırım Galatasaray’ın maçını izleyenler gol yemeden maçın bitmeyeceğini ya da iki farklı olmazsa o 90 dakikanın kazanılamayacağını düşünüyorlardır. Normalde Anadolu takımları geldikleri deplasmanda golü atarlar ama yemeden bitiremezler. Galatasaray’ın bu açıdan attıktan sonra yemesi düşündürücü.

Eski tüfek

İLK maçın yıldızı Necati’nin beklenmedik golüyle Galatasaray’ın morali de aşağı indi. Necati ilk maçta da çok istekliydi. O kadar ki bir pozisyonda golü çıkaracak kadar candan oynadı. Aynı Necati top tutarak ve taşıyarak takımı rahatlatırken Galatasaray’ın fazla geri koşmasına sebep oldu. Fakat attığı ikinci gol ile turu getiren adam da kendisiydi. Tek başına Galatasaray’ı yendi.

 

45’lik Santos

DOS Santos uzun zamandır gerçek anlamda maç temposu içerisinde olmadığı için sahada sadece fiziki olarak var. Meksikalı kalırsa önümüzdeki sezon çok iş yapar ama bu sezon içinde Galatasaray’ın Santos’tan faydalanabilmesi için 4-5 maç geçmesi gerekecek. Aslında Kewell, Jo ve Baros döndüğünde Dos Santos’ta forma girmiş olacak ve bu sefer Rijkaard kenarda oturtacak oyuncu seçiminde zorlanacak.

Yalçın Ayhan

Yazının Devamını Oku

2012’ye varız...

8 Şubat 2010
EURO 2012 kurasında çıkan rakiplere bakınca “Kolay grup, rahat çıkarız” demek doğru değil. Ama şu da bir gerçek; geçtiğimiz eleme grubunda İspanya’nın varlığından dolayı “birinci belli ikinciye bakalım” durumu olmayacak.

O grupta ne kadar birincilik şansımız yoksa bu grupta en az o kadar birinciliğe oynama iddiamız var. Aslında tanıdığımız, özgüvenimizin yüksek olacağı takımlarla eşleştik.Almanya favoridir ama bizden çok daha fazla değildir. Önce “para” korkusunu atıp hocamızı belirlersek işler daha netleşecek. Gruptaki diğer takımlar bize, biz de Almanya’ya karşı çok istekli oynarız. Aradaki kalite farkı hem bizim, hem Almanya’nın yerini belirleyecek. Ben bu eleme grubundan çıkacağımıza çok inanıyorum. Birbiri ile hatrı sayılır bir zamandır beraber oynayan, şampiyona ve yurt dışı tecrübesine sahip oyuncularımızla artık iddialı olmamız gerekir. Asıl konuşmamız gereken, “Elemeleri geçebilir miyiz?” olmamalı. Elemeler şampiyonaya hazırlık maçları gibi olduğunda biz tam bir turnuva takımı oluruz. Bu potansiyel de bizde var.

Rijkaard’a kasten yanlış bilgi verildi

FRANK Rijkaard’ın, Antalyaspor maçında Jo’nun sakatlanmasından, pozisyonla hiç ilgisi olmayan Yalçın’ı sorumlu tutması gerçekten çok ilginç... Burada tek bir olay var; Rijkaard’a kasten yanlış bilgi verilmesi... Ben, Rijkaard’ın ne o pozisyonu seyrettiğini, ne de pozisyonla ilgili bilgisi olduğunu sanmıyorum. Rijkaard’a böyle söylendi; “Durum bu, bu” diye. Belki de böyle bir şey söylemesi rica edildi... Antalyaspor maçından sonra Galatasaray Başkanı Adnan Polat’ın, “Kasap oyuncular var. MHK yıldız oyuncuları korusun” diye konuşması ve üstüne de Rijkaard’ın bu şekilde açıklamalarda bulunması kesinlikle tesadüf olamaz.

Tehlikenin farkında mısınız?

ARKADAN emin adımlarla gelen, ileride bütün hesapları alt üst edecek, baskılı oyunu ile yeni hocasının verdiği hava ve taraftarına verdiği Umut ile Trabzonspor tehlikesi geliyor. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş birbirleriyle uğraşırken kendisini şampiyonluk yarışının içine atmaya çalışan Trabzonspor’un farkındalar mı? Bence değil. Fark ettiklerinde kupanın bir ucundan sağlam tutunan ve bırakmayan bir takım görecekler. Bu yarışta en büyük avantajları da artık tecrübeli, kendinden emin ve ağırlığını hissettiren Şenol Hoca olacaktır. Son dönemin en zevk veren oyununu oynayan Trabzonspor'un sezonu beklenenden iyi yerde bitirmesi şaşılacak bir durum olmayacaktır.

G.Saray taraftarı mutlu!

SON haftalardaki oyun ve alınan sonuçlara bakınca, G.Saray taraftarının pek mutlu olduğunu söyleyemeyiz. Ama en azından geçen haftayı mutlu geçirdiği kesin. “Ne alaka?” diyebilirsiniz. Kayseri 10 kişi kalmış ve puan kaybedilmiş. Fakat bir gün sonra F.Bahçe’nin puan kaybetmesi G.Saray taraftarını biraz olsun mutlu etti. Bu haftanın takımı, ezeli rakibini mutlu eden Fenerbahçe.

Yazının Devamını Oku