Paylaş
1-) Kasımpaşa’nın futbol anlayışı.
2-) Galatasaray’ın kazanma isteği.
3-) Kaliteli ayaklar.
4-) Seyirci.
Hiç abartmıyorum, eğer Türk futbolu daha zevkli ve izlenir hale gelecekse Kasımpaşa gibi Saracoğlu’nda, İnönü’de, Ali Sami Yen’de hiç çekinmeden galibiyete oynayan takımlar sayesinde olacaktır.
Taklitçi Rijkaard
GALATASARAY’ın saha dizilişine bakınca Rijkaard’ın Mustafa Denizli’yi taklit ettiğini düşündüm. Bir gün önce kanat oyuncularının yerlerini değiştirerek etkili oynayan ve maçı kazanan taktik anlayışı Rijkaard’ı etkilemiş olmalı. Fakat Rijkaard bunu kendi rotasyoncu ruhunu da katarak bir ileri taşıdı ve Arda-Santos-Keita üçlüsünü devamlı değiştirerek oynattı.
Anne karnındaki çocuk
DOS Santos Galatasaray’a geldiği gün ve oynadığı ilk maçtan beri düşüncem aynıydı: “Zamana ihtiyacı var.”
Meksikalı futbolcunun kalitesi ve yaşı itibariyle önümüzdeki sezon Galatasaray’da mutlaka kalması lazım.
Kasımpaşa maçını izleyenler eğer Dos Santos’un çok iyi oynadığını düşünüyorlarsa, sonrasında göreceklerine inanamayacaklar. Dos Santos’u anne karnındaki çocuk gibi görmek lazım. Şimdi yavaş yavaş kıpırdamaya başladı, bir ay sonra doğar, önümüzdeki sezon büyür ve elinde tutamazsın. Şunu da iddia ediyorum; önümüzdteki sezon G.Saray’dan ayrılacak olan Arda’yı unutturacak futbolcu olacak.
Baskılı futbol
DÜNKÜ Galatasaray’ın en beğendiğim tarafı, prese dayalı baskılı oyunu ortaya koymuş olması. Bu futbolu oynayabilecek kadroya sahip olmasına rağmen uzun zamandır bunu gösterememesi bir eksiklik.
Jo faktörü
KAPTAN Arda’nın attığı gol hazırlanış ve bitiriş itibariyle güzel. Ama bu gol bana bir forvetle oynamanın başka bir tarafını gösterdi. Jo’nun sadece varlığı bile Arda’nın yükünü azalttı ve onu tek hedef olmaktan çıkardı. Keita ile Santos’un top alıp verebileceği bir futbolcu gelince, bu oyuncular da iyi oynadı. Yani bu üçlü, Jo geldikten sonra hem pozisyon hazırlayıp hem de atmak için ekstra çaba sarfetmekten kurtuldular ve öne çıktılar.
Paylaş