Hakan Ünsal

Evet! En çok Arda etkilendi

8 Şubat 2010

Seçimi kazandırır şampiyonluk gider

· Devre arasında bu kadar çok transfer yapmak doğru mu?

Eğer seçim varsa, bu kadar transfer yaparsın, hatta daha fazlasını yaparsın. Çünkü G.Saray’ın transfer yapmasındaki sebep sadece eksikleri değil. Cemal Nalga olayıyla başlayan o süreçte camianın tepkisini azaltma amaçlı. Bir söz vardır, “Niyetin neyse sonun da odur” diye. G.Saray Yönetimi bu oyuncuları ne niyetle transfer ettiyse, sonucunu da alacaklardır. Bu transferler seçimi kazandıracaktır ama bu sefer de takımı ve şampiyonluğu kaybedecekler.

Kaptanın performansı ciddi anlamda düştü

· Ara dönemde yapılan transferler takımın dengesini bozdu mu?

YÖNETİM kendini kurtarmak isterken bu transferlerle takımın ahengini ciddi anlamda bozdu. Yeni transferlerin özellikle Arda’ya olumsuz yansıdığını düşünüyorum. Arda yetenekleri itibariyle tek başına bu takımı götürecek bir oyuncu. Yeni transferlerin gelişiyle performansı düştü.

Taraftar Rijkaard’dan daha büyük düşünüyor

· G.Saray teknik patronu Rijkaard, Avrupa için “bonus” dedi...

Yazının Devamını Oku

Parite farkı

7 Şubat 2010
BİR Ali Turan transferinin maçı ne hale getirdiğine bakın. Parite farkından dolayı olmayan bir transferle gerilen ortam sahaya hem patlamaya hazır hem de çok istekli iki takım çıkardı.

Galatasaray ve Kayserispor son aylardaki en zevkli oyun başlangıcını yaşattılar. Maçın başında takımlar o kadar istekliydi ki, birbirlerine üç pas yaptıracak zaman ve alan bırakmadılar. İki renktaş adeta birbirlerini tartmadan direkt dövüşe başlayan boksörler gibiydi. Kondisyonu ve gücü iyi olanın ayakta kalacağı bir maç olacaktı.
İlk yarıda gol olmasa bile izleyen herkesin zevk aldığı bir maç oldu. Ligimizin kalitesini ve değerini artıracak işte böyle oynanan maçlar olacaktır. İkinci yarı ilkinin benzeri başladı fakat dengeleri değiştiren kırmızı kart Galatasaray için aleyhte oldu. G.Saray’ın rahat kazanacağı beklentisi doğdu ama öyle olmadı.

Mustafa Arjantin’e...

ELANO, Dunga’nın bir seçimi olarak Brezilya Milli Takımı’nda oynuyor. Brezilya takımı ile oynadığı maçlarda kullandığı serbest vuruşlar, attığı pasların neredeyse hiçbirini Galatasaray’da göremedik. Bu kadar tolerans gösterilen başka bir oyuncu olsa yıldız olurdu. İnsanın ister istemez, yanında oynadığı ve kendisinden her maç iki gömlek iyi oynayan Mustafa Sarp’ı görünce “Elano Brezilya’da oynuyorsa, Mustafa Arjantin’de oynamaz mı?” diye sorası geliyor. Rijkaard, Gaziantep maçında oyundan alınmasına şaşıran ve tepki veren Elano’yu oyunda tutup maçın en iyi oyuncularından Mehmet
Topal’ı çıkardı. Rijkaard kendisine her tepki verene ya forma verdi ya da oyundan almadı.

Keita ve Topal %30 kazandırdı

G.SARAY kötü oynadığı maçların üstüne karşısında Kayserispor gibi diri ve istekli bir takım olmasına rağmen son dönemdeki en iyi oyununu oynadı. Peki bu kadar kısa sürede değişen neydi? Kayserispor’u ciddiye almak mutlaka etken ama asıl farkı Keita ve Mehmet Topal ortaya koydu. Keita’nın rakip alanda top tutması ve G.Saray’ın son haftalardaki en büyük zaafı rakip alanda kalamama sorununu halletmesi, adam geçmesi, rakibin Keita’nın varlığından dolayı çıkamaması önemliydi. Keita önde bu işleri yaparken nam-ı diğer “Örümcek Adam” Mehmet Topal yine son zamanların sorunu iki kenar bek problemini yaptığı kademelerle hallederken, orta sahadaki mücadelesi ve kazandığı toplarla Galatasaray’ın baskı yemesini engelledi. Keita ve Mehmet’in dönüşü takıma %30 artı kazandırdı.

Yazının Devamını Oku

Transferler iyi de…

4 Şubat 2010
GALATASARAY ikinci yarıya iyi tranferler yaparak başladı ama iyi oynamayı unuttu.

Sezon başında maç başına ortalama 5 pozisyonla ve 3 gol ile oynayan takım gitmiş; bırakın iyi oyunu, golü bulduktan sonra rakibe pozisyonlar veren ve goller yiyen takım gelmiş. Galatasaray kolay gol bulan ama bir o kadar da kolay pozisyon veren, gol yiyen bir görüntü veriyor.

Tabii bu durum da Atletico Madrid ve diğer maçlar için kafalarda soru işaretleri oluşmasına sebep oluyor. Bu oyunu ‘bir kupa maçı nasılsa, bunun rövanşı da var’ düşüncesiyle yorumlayamayız. Çünkü Galatasaray Ali Sami Yen’de de iyi oynamıyor. Garip olan Galatasaray’ın son iki maçında oyun olarak iyi olmamasından çok, öne geçtikten sonra çok rahat oyunu götüreceğine, goller yemesi... 

 

Kurtarıcı aranıyor

 

Kewell ve Keita varken işleyen, pozisyon hazırlayan, hatta goller atan Galatasaray şimdi kanat akınını unuttu. Kewell, Keita, Baros ve Arda gibi dört yetenekli oyuncunun performanslarına bağlı oyun düşüncesinin zararları şimdi ortaya çıkıyor. Bu oyuncular olmayınca pozisyona girmekte zorlanan, kanat varyasyonları yapamayan, seyirciyi heyecanlandırmayan ve kuşkulandıran bir Galatasaray ortaya çıkıyor. Yani eğer bir sistemin olmazsa seni kurtaracak birilerini ararsın.

Rijkaard’ın bu saatten sonra sakat oyuncuları erken dönsün diye dua etmekten başka çaresi yok.

 

Yazının Devamını Oku

Arda'yı satacaklar

2 Şubat 2010
Kewell, Jo ve Dos Santos, G.Saray’da milli yıldızın eksikliğini hissettirmeyecek isimler. Bu tabloda Arda’nın yurtdışına transferi iki tarafın da hayrına olacaktır.

TÜRKİYE’de üç türlü transfer vardır. Birincisi, ihtiyaç olanlar. İkincisi, geleceğe yatırım olanlar. Üçüncüsü de seçim için olanlar. Galatasaray yönetimi Lucas Neill ile bir ihtiyacını, Dos Santos ile geleceğe yönelik oyuncu transferini, Jo’yu da kiralayarak seçim yatırımını yaptı.
Galatasaray’ın defansın göbeğindeki eksikleri ve farklı oyuncu arayışı Lucas’ı bir ihtiyaç transferi yaptı. Lucas ile Galatasaray daha iyi defans yapan bir takım olacak. Jo’nun sadece kiralanması, Avrupa’da oynamayacak ve 4 ay sonra dönecek olması seçim için iyi bir tercih olduğunu gösteriyor. Dos Santos ise yaşının genç olması, yetenekleri ve satın alınabilecek olmasından dolayı ileriki yıllara dönük iyi bir transfer.
Ligimizin sertliğini, önümüzdeki aylarda oynanacak sahaları ve hava şartlarını düşünürsek, bu üç transferden Lucas’ın daha verimli olacağını diğer iki nazik oyuncunun daha sonra verimli olacaklarını düşünüyorum. Jo ve Dos Santos’un Premier Lig’de başarılı olamaması bana göre ölçü değil. Çünkü bizim ligimiz ne o kalitede, ne o tempoda. İngiltere’de zor forma şansı bulan oyuncular için bizim ligimiz çok da zorlanmayacakları hatta kolay bir arena.
İyi para kazandırır
Fakat bütün bu transferlerin bana gösterdiği Arda’nın Avrupa’ya gidişinin onaylanmasıdır. Gelen oyunculara bakınca Arda’nın eksikliğini hissettirmeyecek kadar iyi oldukları ortada. Arda’nın da Avrupa’ya gitme isteği zaten biliniyor. Arda, Galatasaray’da çok iyi maçlar çıkardı. Biraz formunda düşüş olunca çok kötüymüş gibi değerlendiriliyor. Gelecek dönem Arda için daha parlak olmayacaktır. Galatasaray’ın iyi para kazanacağı, Arda’nın da istediği bir takıma transfer olması iki tarafında hayrına olacaktır.

Galatasaray nasıl iyi oynar?

Rijkaard oyuncuları doğru yerlerde oynattığı zaman.

Yazının Devamını Oku

Akıllı olacaksın

1 Şubat 2010
GALATASARAY’da birçok insan gibi ben de iki tane kötü zeminli sahada sonradan girip bize bir fikir vermeyen Jo’nun, harika zemini olan Denizli’de neler yapabileceğini merak ediyordum.

Maçın ilk yarısının son bölümünde Galatasaray’ın baskı yediği ve pozisyon verdiği dakikalarda, önde bir Nonda gibi top tutmasını, böylece takımı rahatlatmasını bekledim...
Daha çok koşu yoluna top isteyen bir forvet. Zaaf olarak nitelendirilebilecek yönü vuruş için topu hep sol ayağına almaya çalışması. Bir golcüye ceza sahası içinde bu zamanı tanımazlar. Bire birde rahat adam geçecek yetenekli bir oyuncu ama daha iyi oynaması için zamana ihtiyacı olacak.
Denizli takımı maça daha istekli başlayan taraftı. Ama bu takımların unuttuğu birşey var; maça iyi başlama isteği, maçın öyle devam edeceğini göstermediği gibi tam aksi büyük takımı daha motive eden ve maçın sonunda ayakta kalan tarafın iyi takımlar olmasını sağlayan etken olur. O yüzden Denizli gibi takımlar için akıllı ve ekonomik oynamak maçın tamamında var olmanın ön şartı. Denizli bunları unuttuğu dakikalarda golleri yedi. Fakat maçın genelinde istekleri ve mücadeleleri iyiydi.

Elano’ya düşen görev

GALATASARAY’ın ilk yarıda baskı yemesi ve pozisyon vermesi Elano’nun defansif yönünün iyi olmaması kadar takımın maça çok konsantre olmamasından da kaynaklanıyor. Yoksa galibiyeti olmayan, en az gol atan, ligin dibinde bir takıma böyle oynamanın ne kalite ile ne de fizik güç ile izah edilecek tarafı yok.
Orta sahadaki ikiliden Elano’nun öne doğru oynayan olması ve Galatasaray’ın pas trafiğini başlatması lazım. Yoksa sadece defans için Elano Galatasaray için hem lüks hem de sıkıntı. Rijkaard bu eksiği Ayhan’ı alarak kapattı.

Santos’un form tutması Jo’dan uzun sürer

DOS Santos hızlı ve kısa alanda etkili bir oyuncu. Keita gibi uzayarak giden değil ama kapanan takımlara iş yapabilecek bir oyuncu. Fakat Dos Santos’un form tutması Jo’dan uzun sürecek.

Yazının Devamını Oku

Niye transfer yok

30 Ocak 2010
BEŞİKTAŞ’ın kadrosuna bakıyorum ve şaşırıyorum. Kadrodaki oyuncuların büyük çoğunluğunun beklenenin altında oynadığı yetmiyormuş gibi yönetimin Galatasaray’ın transfer şovu yaptığı devre arasında değişime hiç ihtiyacı yokmuş gibi davranması garipti. Eğer Beşiktaş bu kadro ve oyunla bu rakiplerin olduğu ligde şampiyon olursa Mustafa Hoca’dan özür diler, ondan sonra da, “Gelecek yıllarda neler olacak?” diye hocama sorarım.

Mustafa Hoca sorumlu

Oyuncuların istenilen düzeyde olamaması direkt Mustafa Hoca’yı ilgilendiriyor. Hocanın büyük tecrübesine rağmen etkili olamaması, üstüne devre arasının boş geçilmesi Beşiktaş’ın ikinci yarıdaki durumunu iyice zora sokuyor.
Beşiktaş ilk yarıdaki Galatasaray maçından sonra daha çok gol yememeyi düşünen bir takım oldu. O dönemden sonra seri galibiyetler aldı. Az gol yiyen bir takım olmak iyi ama az atmak şampiyon olmak isteyen bir takım için problem. Beşiktaş bu anlayış değişikliğinden sonra belki kazandı ama oyunu zevk veren bir takım olmadı.

Mustafa Hoca değişti

ENTERESAN olan; risk almayı hayatı boyunca seven ve ofansif oyundan taviz vermeyen Mustafa Hoca’nın kendi doğrularının tersine hareket etmeye başlaması. Siz hiç Beşiktaş’ı top rakipteyken ya da rakip alanda baskı yaparken gördünüz mü? Hep karşılayan ve kontra oyunu düşünen bir anlayış var.
Antalyaspor sahada kazanmak için daha fazla çırpınan taraftı. Fakat iş savunmaya gelince daha aktif olan Beşiktaş, Antalyaspor’a umut verdi ama pozisyon vermedi. Beşiktaş’ın defansından düzgün çıkamaması, orta sahada pas alışverişinin iyi olmayışı, ofansif olarak iyi işler yapamaması ve ileride çoğalamaması hep bu değişen düşüncenin sonuçları. Mustafa Hoca istese bütün bunları değiştirir.

Olmayan penaltı...

ÖNCESİNDE faul olan ve olmayan penaltı sonrası gelen golden sonra
Antalyaspor daha fazla risk aldı ve maç tempo ve pozisyon kazandı. Mustafa Hoca’nın golü bulur bulmaz hemen orta sahasını güçlendirmek için Necip’i, daha hızlı kontra yapmak için de Holosko’yu alması ile istediği şekle dönen oyuna rağmen sonuç düşündüğü gibi olmadı.
Beşiktaş’ın Antalyaspor karşısındaki oyunu bu sene alışıldık bir durum. Benzer oyunları ve sonuçları çok almış olması artık garipsenmemeli ama ilerisi için de Beşiktaş’ın yarışta ne kadar olacağı sorusuna olumsuz bakmamıza sebep oluyor. Aslında klasik bir soruyu her şeyi bilen Mustafa Hocam’a soralım; ne olacak bu Beşiktaş’ın hali?
Yazının Devamını Oku

Ne gereği vardı

28 Ocak 2010
RİJKAARD yönetim sayesinde çok alternatifli ve derin bir kadroya sahip. A.Gücü karşısına çıkan 11’de devamlı oynayan sadece Mustafa Sarp ve Servet vardı. Bu geniş kadro sayesinde Rijkaard rotasyonu çok rahat yapıyor. Çoğu az oynayan oyuncular olmasına rağmen bu kadro yine de birçok Anadolu takımının kadrosundan daha iyi.
G.Saray için kazanılması gereken bir maç değildi ama A.Gücü de kazanmak için bir şeyler yapmadı. Amaçsız bir maç görüntüsü içinde oynanan oyunun ilk yarısında ceza sahasına girmek yasak gibiydi. Ligimizin değerinin 321 milyon dolar olmadığının bir örneğiydi Ankara’daki maç.
Kalitesi yoktu
G.Saray galibiyete ihtiyacı yok diye, A.Gücü de yenilirim korkusundan risk almayınca zevksiz ve aynı zamanda gereksiz hissi uyandıran bir maç seyrettik. Oysa kaliteli liglere bakın. Oynanan bütün maçlarda iki takım birbirini yenmek için oynar ve tempolu, heyecanlı maçlar olur. Biz bırakın o kaliteye çıkmayı o düşüncede bile değiliz.
Zemin kötü, takımların düşüncesi kötü olunca sahada vasat seviyesine çıkan bir oyuncu bile olmadı. G.Saray’ın belki gaibiyete ihtiyacı yok ama bazı oyuncuların iyi oynamaya ve verilen şansın farkına varmalarına ihtiyacı var. Golsüz, pozisyonsuz ve zevksiz maç takımların istediği gibi bitti. Ya izleyenler için...
Yazının Devamını Oku

Harry Kewell’ın kıymetini bilin

26 Ocak 2010
RIJKAARD’ın yönetime Kewell’ın gitmesini söylemesi bana çok şaşırtıcı gelmedi. Sezon başına dönünce herkes hatırlayacaktır...

Kewell oynamıyor ve maçlarda kulübede mutsuz şekilde otururken İngiltere’ye gideceği haberleri çıkıyordu. Rijkaard’ın Kewell’ı çok tutmadığı için başlarda oynatmaması, sonradan mecburiyetten şans vermesi bir şeyleri onarılamaz hale getirmişti.
Rijkaard’ın şimdi sakatlığı bahane ederek eline şans geçmiş gibi Kewell’ı göndermek istemesinin sebebi sadece “Atletico Madrid maçında oynayacak forvetim yok’’ düşüncesi olamaz. O zaman şunu sorarım; “Neden Avrupa’da oynayamayacak bir oyuncunun transferine izin verdin?” Jo’nun Avrupa Ligi’nde oynayamayacağını herhalde biliyordur. E o zaman şimdi bu ne? Eğer Jo sadece Türkiye Ligi düşünülerek alındıysa, alındığı şartlar göz önünde bulundurursak fazladan bir transfer. Nonda zaten o işi şimdiye kadar layıkıyla yaptı.
Diğer taraftan Kewell forvet oynadığı maçlarda birçok golcüye ders verecek kadar iyi oynadı. Attığı goller, yaptığı koşular, verdiği paslar baştan aşağı futbol kalitesini ortaya koyuyor. Zeki, karizmatik, kaliteli ve lider bir oyuncuyu değil göndermek, devre arası sözleşme imzalamak gerekmez mi? G.Saray Yönetimi elindeki değerin farkına varmalı. Gözünü dışarıdan içeriye çevirirse transfere gerek olmadığını anlar.
‘Dos Santos rakipsiz olsun mu’ istiyor
Kewell sadece bir futbolcu değildir. Örnek alınacak ve sevilen bir SPORCU’dur. Bu duruma farklı bir bakış açısı daha ekleyeyim... Şunu da düşünün. Acaba Rijkaard transfer edilmesini çok istediği Dos Santos’u daha rahat oynatabilmek ve alternatifsiz kılmak için Kewell’ı istemiyor olabilir mi? Çünkü Kewell taraftarın çok sevdiği ve saygı duyduğu bir oyuncu.
Kewell olduğu sürece oynamasını isteyecek bir basın ve taraftar olacak, bu da Rijkaard’ın üzerinde istemediği bir baskı oluşturacaktır. Kewell giderse kenarda oynayan Dos Santos’a hazır boş bir forma olur. Ama Nonda kalırsa aynı bölgede oynamadıkları için zaten sorun olmayacaktır.
 Rijkaard’ı gerçekten anlamak zor. Önce yararlanamayacağı bir transfere izin veriyor, sonra hep kenarda tuttuğu Nonda’nın sözleşmesinin feshedilmesine izin veriyor, en sonunda Nonda kalsın Kewell gitsin diyor. Kısacası Kewell performansı, kalitesi, kişiliği ile bu kadar kolay vazgeçilecek bir oyuncu değil. Umarım bu yanlıştan dönerler.

Brezilyalılar...

Yazının Devamını Oku