Ama Gençlerbirliği’nin kendi alanındaki kabulü ile oyunu daha rahat karşıya yıktı Galatasaray. İşin garip tarafı, oyunu kendi alanında kabul eden, alan daraltmaya çalışan, kalabalık olmaya çalışan Gençler golü kontradan ve çok eksik yakalanarak yedi.
Sonrası daha kolaydı sarı kırmızılı oyuncular için. Çünkü, zaten oyunu kontrol eden tarafken üstüne öne geçince, kayıp yaşaması için geriye sadece bireysel ve büyük hatalar yapması gerekiyordu.
DEFANS TEHLİKESİ
Arda konusu çözülmedikçe de hiçbir şey düzelmeyecek. Çünkü Arda, sıradan ve kısaca konuşup üstü kapatılacak bir oyuncu değil.
Onsuz olmaz, çünkü Arda bu takımın lideridir ve herkesin sevdiği bir oyuncudur.◊ Onsuz olmaz, çünkü Arda rakipler üzerinde saygınlığı, etkisi olan ve çekinilen oyuncudur.
Onsuz olmaz, çünkü Arda Milli Takım’ın prestijini, gücünü ve imajını yükselten oyuncudur.
Onsuz olmaz, çünkü Arda takım içerisindeki gençlerin gelişimine katkı veren oyuncudur.
Muhtemelen seyrederken Muslera’nın oyundaki yokluğunu fark etmemişsinizdir. Antalyaspor’un, ceza alanı içine girmeyi bırakın, yarı alanına bile girmesine izin vermedi Galatasaray bu bölümde. Tabii bu ilk çeyreğin hikayesini yazan, takıma desteğe gelen taraftarın büyük itici gücüydü.
BAŞLAMAK İYİDİR
Bu kadar iyi başlangıçta bile iyi gitmeyen bişeyler vardı. Topa ve oyuna mutlak hakim olan, baskıyı doğru zamanda ve yerde yapıp hemen topu kazanan, pas trafiği üst seviyede olan Galatasaray’ın yapamadığını, daha ilk çıkışında Antalyaspor’un stoperi Diego yaptı ve golü attırdı.
Yani, ceza alanına girmenin ötesinde sakin kalmaktı fark. Sarı kırmızılı oyuncuların, taraftarın da çoşkusuyla bir an önce sonuç alma isteği telaşa döndü. Ama sakin kalabilen bir adam vardı ve oyuna girip 2 gol atıp maçı kazandırdı.
EĞER bir maç baskı altında oynanacaksa ve sakin kalmayı gerektiriyorsa, eğer bir maç kaybetmeden dönmeyi ve tecrübeye ihtiyaç duyuyorsa, eğer bir maç oyunun kontrolü elinde olmasa da sabırlı olmayı zorunlu kılıyorsa, bunu yapabilen ender takımlardan biridir Galatasaray. Nitekim, Beşiktaş’ın en baskılı ve istekli olduğu anlarda bile G.Saraylı oyuncular ne yapmalarını gerektiğini iyi bilen ve kendinden emin şekilde sahadaydılar.
İlk yarı sakin güç ile kontrolsüz gücün oyununa sahne oldu. Beşiktaş, kendi sahası ve taraftarı önünde erken de yediği golün de etkisiyle kontrolünü kaybederken, G.Saray ise top rakipte iken bile kontrolü elinde tutan taraftı. Çünkü...
Wesley Sneijder sistem oyuncusu oldu ve çok kritik görev yaparak, Eren Derdiyok’un bazen yanına bazen arkasında iyi pozisyon alarak Beşiktaş defansının oyunu Attiba ya da Gökhan Gönül ile başlamasını engelledi.
Yasin ve Bruma çok disiplinli şekilde Caner-Gökhan ikilisini kovaladı ve bu iki önemli bekin oyuna katkı vermesini engelledi. Dahası özellikle Bruma harika golü ile maçın adamı oldu.
Zaten doğal favoriydi G.Saray ama bu maç farklıydı. Lige moralli başlangıç ve Hikmet hocanın takım kurgusundaki sıkıntısı bir tarafa, taraftarın önündeki ilk maç olması her şeyin üstünde bir motivasyon ve kazanma hırsına sebep oldu. Nitekim başlangıç da bu seviyedeydi. Eren’in muhteşem golü de bu motivasyonun bir parçasıydı. Orta alanda iyi baskı koyan, savunmada rahat oynayan Galatasaray için sorun, farkı arttırmak için gereken pozisyonları bulmak için kalabalık savunmayı geçmekti.
BRUMA TAMAM DA
SORUN çözmek için eldeki en etkili adam Bruma ve Sneijder. Bruma fazlası ile işin içine girerken, Sneijder’in etkisi bu düzeye olmuyor. Bu ikilinin uyumu istenilen düzeye gelirse o zaman durdurulması zor adamlar olurlar. Sezon başından beri Eren öyle karakteristik goller atıyor ki, yeni ve kolay bir hücum tarzı ortaya çıktı. Eren’i ceza alanı içine gönder, Sneijder’e orta yaptır ve santraya yürü. Bu büyük avantaj, takımın kötü oynadığı maçlarda bile strateji olarak kullanılır. Sneijder bu işi çözdü ama Riekerink’in de buna katkı verip takımı yönlendirmesi lazım. Özellikle Yasin ve Bruma’nın da bu büyük gücü kullanması gerekir.
SORUN BELLi
Akhisar deplasmanında kazandıran ve Kayseri karşısında da oyunu, rakibi ve maçı ilk yarı istediği şekle sokan Galatasaray orta sahasıydı. Rakibin oyun kurmasını engelleyen, hücum oyuncuları ile bağlantısını kesen Selçuk, Tolga ve Sneijder yardımlı orta alan işini ilk yarı çok iyi yaptı. Topa hakim olduktan sonra nasıl kullanacağını bilmek işin en önemli taraftı ve asıl sorun burada çıktı. Bruma bu konuda kendi kalitesine yakın işler yapmaya başladı. Daha iyisini yapar mı? Hem de çok daha fazlasını.
HAKAN HOCA ÇALIŞMIŞ
KAYSERİ karşısında maça iyi başlayan isimler Bruma, Yasin ve Tolga idi. Yasin, istekli ve etkiliydi. Tolga çok koştu ve futbolda en zor işi yapıp basit oynayarak oyunu hızlandıran adam oldu. Bruma ise bütün maç boyunca herşeyi yapması gereken adam oldu. Ama madalyonun diğer yüzü de vardı. Hakan Hoca, G.Saray’ın gücünü ve bu gücün sahaya yansıtanları iyi analiz ettiği için önlemlerini aldı.
RİEKERİNK HEDİYESİ
Arda, Milli Takım’ın en etkili ve yetenekli oyuncusu olmasının ötesinde lider ve örnek bir futbolcudur. Arda artık sadece bir futbolcu değildir. Bence son yıllardaki başarısı, duruşu, karakteri ve mesajları ile bir futbolcudan da ötedir. Fakat biz onu Milli Takıma almayarak kendi ayağımıza sıkıyoruz.
DESTEKLENMELİ
Türk futbolu ve ülkemizin içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurursak, bunun yanında Arda’nın Barcelona gibi dünyanın en iyi takımlarından birinde oynadığını, karakteri ile kendini herkese sevdirdiğini ve dünyanın tanıdığı bir figür haline geldiğini düşünerek Türkiye’nin tanıtım elçisi olmalıdır.
Fakat bu sadece Arda’ya bırakılacak bir iş değil. Arda adına hem Türkiye hem de dünyada yardıma muhtaç insanlara yardım edecek bir vakıf kurulmalı ve Arda’nın yüzü, popülaritesi, sevecenliği kullanılarak hem futbolumuzun prestiji hem de ülkemizin tanıtımı daha etkin yapılmalı. Bu vakıf, kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenmeli ve bakanlık uktesinde yapılarak desteklenmeli ki çok etkili bir kampanya olsun.
Kolay pozisyon verme ve gol yeme durumu devam ediyor. Üstelik Muslera’ya rağmen.
Nando olmasa acaba Galatasaray ne olurdu sorusunun cevabı herhalde herkesin cevabını bildiği bir durum.
Bu seneki Galatasaray 3 prensip üzerine kurulu bir takım aslında. Muslera tutar, Sneijder hazırlar, Eren atar.
Eğer bunlardan biri devreye giremez ya da işlemezse Galatasaray’ın işi şansa kalır.