Kelepçeyi Selçuk kırdı

Muhtemelen seyrederken Muslera’nın oyundaki yokluğunu fark etmemişsinizdir. Antalyaspor’un, ceza alanı içine girmeyi bırakın, yarı alanına bile girmesine izin vermedi Galatasaray bu bölümde. Tabii bu ilk çeyreğin hikayesini yazan, takıma desteğe gelen taraftarın büyük itici gücüydü.

BAŞLAMAK İYİDİR

Bu kadar iyi başlangıçta bile iyi gitmeyen bişeyler vardı. Topa ve oyuna mutlak hakim olan, baskıyı doğru zamanda ve yerde yapıp hemen topu kazanan, pas trafiği üst seviyede olan Galatasaray’ın yapamadığını, daha ilk çıkışında Antalyaspor’un stoperi Diego yaptı ve golü attırdı.

Yani, ceza alanına girmenin ötesinde sakin kalmaktı fark. Sarı kırmızılı oyuncuların, taraftarın da çoşkusuyla bir an önce sonuç alma isteği telaşa döndü. Ama sakin kalabilen bir adam vardı ve oyuna girip 2 gol atıp maçı kazandırdı.

AMA BİTİRMEKTİR ASLOLAN...

15 dakika rahat maç oynayan Muslera sonrasında normal haline döndü ve kurtarmaya başladı, hatta oyuna girip rakip çalımlayıp pas vermeye başladı. İşte bu ciddi bir sorun. Galatasaray gibi bir takım maça bu denli iyi başlayıp, sonrasında birden bu kadar düşmesi normal değil.

Bruma iyi işler yapıyor ama herşey ondan beklenir hale gelince; uzun mesafeli top sürmeler, 4-5 kişilik rakip defansın üzerine gitmeler, topu ayağından zamanında çıkarmamalar başlıyor ve fizik olarak erken düşüyor. Fakat daha garip olansa, Galatasaray’ın kaç maçtır direkt sonuç alınan ve en kolay oyun tarzı olan Eren’i ceza alanına sok, ortayı yap, sonucu al, tercihini kullanmayı akıl edemiyor olması.

O zaman kaptan sahneye çıkar ve kelepçeyi kırar. Selçuk İnan çok eleştirildi ama Galatasaray için en kritik oyunculardan biri olduğunu bir kez daha gösterdi.