Üniversitede okuyorum, sevgilim de o üniversitenin hastanesinde erkek hemşire olarak görev yapıyor.
Çok güzel giden bir ilişkimiz vardı. Bana sürekli ciddi düşündüğünü söylüyordu. Aslında aramızda da 13 yaş var ama onu çok seviyorum.
İlişkimiz başladıktan birkaç ay sonra şüphelenmeye başladım. Bu yüzden 3 defa evini bastım.
Ayrıca bana telefonunu göstermiyordu. Bana yeminler de ediyordu. “Sana asla yanlış yapmam. Seni seviyorum. Hayatımın aşkısın” diyordu. Sürekli de onu aldatacağımdan korkuyordu. Her şeyime karışıyordu.
Gerçekten beni sevdiğine inanmıştım. Ama bir gün aniden telefonumu engelledi. Nedenini sordum, “İleride anlatacağım” dedi. 2 defa daha engelledi ve artık hayatında başka biri olduğunu anladım.
Sonra onu aynı hastaneden bir kızla yakaladım. Fotoğraflarını gördüm ve o kıza yazdım. Benimle birlikte olduğunu söyledim.
Onunla da 1.5 aydan beri berabermiş. Zoruma gitti, bu durum karşısında sadece güldüm...
6 yıldır evliyim ve 4 yaşında bir kızım ile 1 yaşında bir oğlum var. Eşimle konuşarak ve birbirimizi beğenerek evlendik. Fakat ailesinin bana karşı olumsuz davranışlarını eşim objektif bir gözle görmeyip beni korumadı.
Ailesini uyarmadı ve sanki sorun bendeymiş gibi soğuk davranmaya başladı. Zamanla eşime olan bakış açım da değişti. Şu süreçte eşime karşı herhangi bir duygusal bağım kalmadı.
Evliliğin en başından itibaren cinsel hayatımız kritikti. Sadece çocuk yaptık. Cinsel hayatımız yok. Açıkçası benim de hiç içimden gelmiyor.
Çünkü ailevi meseleler ve eşimin düşünce yapısı ve hayat görüşü bende isteksizliğe yol açıyor. Çocuklarım çok küçük ve biraz büyümelerini bekliyorum.
Âşık olmayı, sevmeyi özledim. Kendim olabilmeyi, değer görmeyi özledim.
Eşim iyi bir baba. Sorumluluklarını taşıyabilen biri. İnsan olarak da iyi bir insan. Yalnızca aramızdaki duygusal ilişki bitti. Onun da bu konudaki tavırları çok dengesiz. Seviyor mu yoksa sevmiyor mu bilmiyorum. İş hayatına atılırsam gözümün açılıp onu bırakacağımı sanıyor.
O yüzden “çalışmak istiyorum” dediğimde suratı düşüyor. “Çalışma” demiyor ama istemiyor, biliyorum.
“Kadına şiddetin, kadın cinayetlerinin son bulduğu bir dünyada yaşamak istiyorum. Dövülmekten, yaralanmaktan, öldürülmekten, sokağa çıkmaktan korkmadan yaşamak istiyorum. Eşimi, eğitimimi, mesleğimi kendim seçebilmek, özgürce giyinmek istiyorum.”
Bana başvuran kadınların, çoğunlukla yaşamları, isyanları, cinsel tutkuları, toplumsal saplantılarıyla henüz tam anlamıyla özgürlüklerini yakalayamamış kadınlar olduklarını düşünüyorum.
Yine de her şeye rağmen, özgürlüğün tadını almış, artık başkaldırmayı düşünebilen kadınlar...
Artık babalarına ya da kocalarına boyun eğmek istemiyorlar.
Şunu üzülerek söylemeliyim ki, birçok ailenin çocukları hâlâ büyüklerin zoruyla, hatta yakın akrabalarla evlendiriliyor, flört etmekten korkuyor.
Evlilik öncesi cinsel ilişkiye giren genç kızlar aynı erkekle evlenemezlerse, büyük bir panik yaşıyorlar.
Burada aile korkusu baskın... Bu kadınlar var olduğu sürece “kadın hakları”ndan söz edebilir miyiz?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Yıllar içinde hem benim hem karımın yapmış olduğu pek çok hata sebebiyle kaçarak ve severek başladığımız 17 yıllık evliliğimizi karım sonlandırdı. Hatalı olmasına rağmen bunu hiç kabul etmedi.
Çalıştığı yerden görmüş olduğu ilgi ve kendisine verilen yeni görevler yüzünden beni sürekli küçük görüp aşağılamaktan vazgeçmedi. Kendisine yanlış yaptığını söylememe rağmen sonunda evliliğimizi bitirdi.
Ben hatalarımı düzeltip ailemi tekrar bir araya getirmek için tüm kötü alışkanlıklarımdan, içkiden ve sigaradan vazgeçtim. İşimi bile değiştirdim.
İyi bir işim olduğu halde devlet memuru oldum. Tayinim Marmara bölgesine çıktı. Akşamları ek iş yaparak tekrar para biriktirmeye başladım ve bir araba aldım. Eşim çalıştığı için ev işlerinde ona yardım ediyordum. Yemek yaptım, çamaşır yıkadım, çamaşır astım, bulaşık yıkadım ve maaş kartımı bile eşime verdim.
Boşandıktan sonra çabalarım ve araya aracılar koyarak yalvara yalvara bir araya gelmemize rağmen, hep saçma sapan mazeretler üretip durdu.
En kötüsü de bir daire almam şartını sürekli önüme koymasıydı.
Ben “Daire alacağız, biraz da birikmişimiz var. Ama kızımız daha 2 yıl kolejde. Daire için 2 yıl bekleyelim. Kızımızın okulu bitince, krediye girer bir daire alırız” dedim.
Şu an 19 yaşındayım. Lisedeyken aynı serviste olduğum bir erkek arkadaşım vardı.
Sevgili değildik, normal arkadaştık. Onun da sevgilisi vardı.
Bir müddet sonra bana olan ilgisi hoşuma gitmeye başladı. Ondan hoşlanmaya başladım.
Aslında onu her seferinde uyardım. Sevgilisi olduğunu hatırlattım. O ise ilişkisinde huzursuz olduğunu, zaten bitirmek üzere olduğunu söyledi defalarca.
Okul çıkışlarında buluşuyorduk. Sonra ileri gitmeye başladı. Beni öpmeye yeltendi, dokunmak istedi.
Bazen duygularıma yenik düşüp öpmesine izin veriyordum. Ama bu olay zorlamaya dönüştü. İstemesem de bana zorla dokunmaya çalıştı.
Her seferinde kıyafetlerimiz üstümüzdeydi.
27 yaşında genç bir kadınım. 3 yıl önce aynı şirkette çalıştığım biriyle cinsel anlamda birlikteliğim oldu. Duygusal olarak aramızda pek bir şey yaşanmadı. Daha sonra ilişkiyi noktaladık. İyi arkadaş olduk, çünkü sonuçta aynı işyerinde çalışıyorduk. Zamanla ilişkimiz unutuldu gitti.
Yıllar sonra ben bu genç adamın aynı sektörde çalışmaya başlayan erkek kardeşiyle tanıştım. Aklımda asla böyle bir yakınlaşma yoktu, fakat kendisi bana ilgi duydu ve görüşmeye başladık. Sevgili olduk.
Ben de ondan çok etkilendim. Benimle evlenmeyi düşünüyor ama ileriye yönelik herhangi bir şey düşünemiyorum. Aklımda hep abisiyle yaşadıklarımız var, bunu ona söyleyemedim. Sizce ne yapmalıyım?
◊ Rumuz: İlişki
YANIT
Sevgili kızım, elbette ki bu rastlantı senin için pek hayırlı olmamış. Bazen işte böyle düşüncesizce kurulan ilişkiler zaman içinde insanın karşısına beklenmedik bir şekilde çıkıveriyor...
Bilmem bu duygusal olmayan ama sadece cinsellik üzerine kurulduğunu söylediğin ilişkideki erkek bugün ne durumda?
Güzin Abla, ben evli bir kadınım ve internetten 2 yıl önce biriyle tanıştım. Bu adam önce eşini boşayacağını söyledi. Ben ona inanıp, güvenip evi ve eşimi terk ettim.
Bu sefer beni oyalamaya başladı. Meğer ayrılacağı yokmuş. Beni kandırıyormuş. Ama bu arada eşim beni asla bırakmadı, dönmem için elinden gelen her şeyi yaptı.
Ben de oyalandığımı fark edince evime geri döndüm. Çok zor günler yaşadım. Eşimin iyi ve eğitimli biri olması ve bana eskisinden daha fazla ilgi göstermesi bunalıma sürüklenmemi engelledi...
İnternetten tanıyıp sevdiğim kişi ilkokul mezunuydu. Eşim ise üniversite mezunu. Arada çok fark var ama sevdim bir kere. Tabii verdiği sözleri yerine getirmediği için onu asla affetmiyorum.
Ama iyi ki böyle olmuş, onu ne kadar sevsem de yuva yıkan kadın olmak istemezdim.
Onunla sadece 1.5 ay birlikte yaşadım ve sonunda bana “ikimiz de sevdik ama zamansız bir boşlukta birbirimize tutunduk, çocuklarımız için eşlerimize dönmemiz gerekiyor” dedi, ben de evime döndüm. Ama hâlâ zaman zaman telefonlaşıyor, internette konuşuyoruz. Ne o bensiz olabiliyor, ne de ben onsuz.
Ama yüz yüze görüşmüyoruz.
Küçük yaşta annemi kaybettim ve kardeşimi büyüttüm. Bu arada babamdan şiddet gördüm. Yetmedi, babamın evlendiği kadından da şiddet gördüm. Bu yüzden kendimi ve kardeşimi kurtarmak adına evlendim.
Şu an 5 yıllık evliyim ve bir yaşında bir çocuğum var.
Yaşadığım bunca sıkıntı sonunda “mutluluğu hak ettim” diye düşünürken eşimden dayak yemeye başladım. Olur olmaz şeylere sinirlenip beni dövüyor, “işine gelmiyorsa git” diyor. İmkanım, kalacak yerim ve bir işim olsa gideceğim tabii. Ama yok... Ne yapacağımı bilemiyorum.
Eşimin beni aldattığını düşünmeye başladım.
Bu davranışlarının başka bir açıklaması yok gibi geliyor.
Çünkü daha önce bana hiç el kaldırmazdı... Ona bu düşüncemi belli etmemeye çalışıyorum.
Ama her gece yastığa başımı koyduğumda uykuya dalana kadar ağlıyorum. Stresten birçok hastalığım çıktı.