Çünkü onun şu anki durumuna üzülüyorum. Üniversiteyi bitirdi, yüksek lisansını yaptı. Ama işsizdi ve ailesine daha fazla yük olmak istemiyordu.
Ben de onu telkin ediyordum. “Sana iş bulamazsak birlikte dershane kurarız” diyordum. Kendisi çalışmayı çok istiyor, çok azimli.
Ben de ona destek olacaktım. Ama o hiçbir şeyden memnun olmadı ve ayrıldık.
Ben lise mezunuyum. Türkiye’nin sayılı büyük firmalarından birinde satış-planlama uzmanı olarak çalışıyorum. Kendisi üniversiteli ama benim iş bilgim, tecrübem var.
8 yıldır ailemden uzak şehirlerde çalışıyorum.
Merhaba Güzin Abla, ben 17 yaşındayım. Hiç tanımadığım birine âşık oldum. Sonradan tanıştık, arkadaş olduk. Birkaç kere görüştük. Ama her defasında ben onu davet ettim. Bana karşı pek de ilgili davranmıyor. Bu nedenle sevgimin karşılıksız olduğunu düşünüyorum. Ama onu da unutamıyorum. Bu durumu hazmedemiyorum. Onu unutup başka birine âşık olabileceğimi de düşünmüyorum. Ne yapmalıyım dersin?◊ Rumuz: Mutsuz
YANIT
Güzel kızım, daha yaşın ne başın ne ki, “Başka birine âşık olabileceğimi de düşünmüyorum” diyebiliyorsun? Daha kim bilir kaç kişi kalbini çalacak, kaç kişi ayaklarını yerden kesecek... Henüz hayatın başındasın, önünde uzun bir ömür var. Bir gün gerçek aşkı bulduğunda geriye dönüp bakacaksın ve “nasıl çocukluk yapmışım” diyeceksin bugünlerin için... Madem seninle ilgilenmediğini düşünüyorsun, madem sana karşı herhangi bir sevgi işareti yok onda, bırak kızım, kendini küçük düşürmene ne gerek var? Orada burada “Bu kız da peşimi hiç bırakmıyor ki” diye böbürlenmesine fırsat verme.
Onu zamanla sevebilir miyim?
Merhaba Güzin Abla, size yurtdışından yazıyorum.
Beni seven biri var. Dışarıdan görmüş, âşık olmuş. Facebook’tan konuşmak istedi. Ben hep reddettim, çünkü tipim değil.
Ama o pes etmedi ve sonunda görücü usulü gelip beni istedi.
Güzin Abla, ben 37 yaşında, kariyer sahibi, evli bir kadınım. Biz bir yıl içinde nişan, nikah, düğün yaptık. Benim işim nedeniyle eşimle birlikte benim yaşadığım şehre yerleştik. Aileme oldukça uzakta, kayınvalidemlere ise yakın sayılacak bir mesafede oturuyoruz.
Eşim çeşitli sebeplerle ailesini çok sık ziyaret ediyor. Bu yüzden de sürekli tartışıyoruz. Geçen yılbaşını annemlerde geçirmek istediğimi söyleyince kıyametler koptu.
Ben ailemi 3 ay olmuştu görmeyeli, kayınvalidemleri ise son bir ayda üç kez birlikte ziyaret etmiştik.
Benim annesini 10 günde bir aramam yetersizmiş, daha sık aramalıymışım, daha sık ziyaret etmeliymişim.
Hatta anne babasını sevmek zorundaymışım. Saygı tamam ama sevgi zorla olmaz ki... Kayınvalidem her türlü gerekçeyle hep eşimi yanında istedi.
Eşim de annesi biraz rahatsızlanırsa annesine bakacağını ve başka hiç kimselere annesini emanet etmeyeceğini söylüyor.
10 gün önce de eşyalarının yüzde 90’ını alıp annesine gitti. “2-3 hafta ikimiz de düşünüp, sınırlarımızı belirleyelim ve birlikte devam edip etmeyeceğimize karar verelim” dedi.
Bir akşam ağlayarak bana bir şey anlatacağını söyledi. Kendisine karşı tavır almamamı, onu anlamaya çalışmamı da sözlerine ekledi. Üstüne bana kimseye söylememem için yemin ettirdi.
Eski sevgilisi ondan iki yaş büyükmüş ve bir gün ıssız bir yere götürmüş onu, tecavüz etmeye kalkışmış. Kızın psikolojisi bozulmuş. Ailesine anlatamamış. Ailede yakın gördüğü ve onunla ilgilenen, ailenin de güvendiği eniştesi, yani halasının kocasına anlatmış. Adam anlayışla karşılamış ve ona destek olmaya çalışmış.
Arkadaşım bu arada sırrını anlattığı eniştesinden hoşlanmaya başlamış. Ergenlik hali işte, henüz yaşı 14-15’miş o sırada tabii. Adam da kıza aşık olmuş güya. Bu arada bu kızdan evvel görüşmediği kadın kalmamış. Kız bunu söylerken övünüyor, “Hayatta her şeyi yapmış, ben onun için sonuncuyum” diye. Kızı kandırmış resmen. Lisedeyken de kız ailesine, arkadaşımda kalacağım diyerek eniştesiyle kalmış kaç gece.
Bir gün halasından boşanacağını söyleyen bu adamla evlenecekmiş. Adamın iki çocuğu var, onların büyümesini bekliyorlar güya.
O kaçıp gittiği, sevgilim dediği adam meğer buymuş.
Aslında tanışıklığımız bir yıl öncesine uzanıyor. Tanışma hikayemiz o kadar güzel ki resmen evren bizim bir araya gelmemiz için olabilecek en güzel senaryoyu ve olasılıkları oluşturmuş.
İlişkimiz de çok güzel gidiyor. Her şeyi rahatça konuşabiliyoruz...
Ben bilişim uzmanıyım. Tanınan ve işinde başarılı biriyim. Yaşam kalitemizi artırmak için büyük projelerle uğraşıyorum. Genç beyinlere, ücretsiz yazılım eğitimleri veriyorum. Geçinmesi kolay bir insanım. Karşımdaki kişinin birey olduğunun farkında olan bir gencim, yaş gözetmeksizin...
Sakin, sabırlı bir kişiliğe sahibim. Yanlış veya doğruyu her zaman anlatırım, çekinmem.
Kavgacı hiç değilim. Karşımdaki insanla empati kurarım.
Öyle “şununla görüşme, böyle yapma” gibi baskılarım olmaz. Ayrıntılara dikkat eden bir insanım. Kız arkadaşımınsa güven sorunu var. Doğal olarak bu durumda evliliğe sıcak bakmıyor. En baştan evlenme konusunu konuştuk. Henüz hazır olmadığını, hemen evlenmeyi düşünmediğini söyledi.Ben de kendisine “Tabii, sonuçta bu iki kişinin alacağı bir karar ve seni istemediğin bir duruma asla sokmam. Ne zaman kendimizi hazır hissedersek o zaman tekrar konuşur, karar veririz” dedim.
Zaman geçtikçe ailesinden birçok kişiyle tanıştım. Yakın akrabaları dahil... Ben de onu kız kardeşimle, daha sonra annemle tanıştırdım. Ardından annelerimiz görüştü.
Eşimle üniversite yıllarımızın sonunda tanıştık. Sonrasında flört, isteme, nişan ve nikah...
Evliliğimizin ilk dönemlerinde eşim cinsel birliktelikten çekiniyordu. Bugün-yarın düzelir dedik, hekime başvurmadık. Ama bir değişiklik olmadı, sonunda bir hekim yardımıyla bu sorunumuzu hallettik.
Hemen çocuk yapmak istedik. Düşükler, tedaviler, tüp bebek denemelerimiz oldu. Sonrasında Allah nasip etti ve evliliğimizin 10’uncu yılında ilk çocuğumuz dünyaya geldi.
4 yıl sonra da ikinci çocuğumuz oldu. Keyfimize diyecek yoktu.
Ama eşim ikinci çocuğumuzun doğumundan sonra benimle cinsel birliktelik kurmaz oldu. Aynı evdeyiz ama ayrıyız şimdi. Yıllardır ayrı odalarda yatıp kalkıyoruz. Eşim elini tutmama izin vermeyecek kadar uzak benden.
Aradan bunca yıl geçmiş, bu saatten sonra hekime başvurmaya bile utanıyorum. Aslında ikimiz de üniversite mezunuyuz. Kültürlü, aklı başında insanlarız... Böyle olmaması gerekirdi.
Cinsellik uğruna çocuklarımı terk etmek istemiyorum ama böyle gitmez. Eşim yemek masasında bile yanıma oturmuyor. Abla, bize öneriniz ne olabilir?
Merhaba Güzin Abla.. Ben iyi maaşı, arabası olan, yalnız yaşayan, ev işlerinde de çok becerikli ve güzel bir genç kızım. 29 yaşındayım. Şu ana kadar uzun süreli bir tane ilişkim oldu. Fakat evliliğin eşiğinden döndük. Daha sonraki ilişkimi iki ay önce bitirdim. Ayrılık sebebimiz ise evlilik. Erkek arkadaşım 30 yaşında, askerliğini yapmış. Bir sene boyunca birbirimizi tanıdık. Birbirimizin ailesiyle bir araya geldik. Fakat o, evlilikten korkuyor. Evlilikle ilgili hiçbir bilgisi yok ve çok sosyal biri de değil. Evli olan arkadaşlarıyla da görüşmüyor. Kendisinin benden önce psikolojik problemleri olmuş. Her ilişkinin bir gün biteceği ve mutsuzluğa dönüşeceği inancında. Çocukluğunda anne-babasının yaşadıkları ile ilgili birkaç örnek de vermişti.Ben bu konu ile ilgili rest çekmek durumunda kaldım. Geleceğimi göremediğim bir insanla devam etmeyi uygun bulmadım. Fakat ikimiz de birbirimizi sevdiğimizden, ayrılık süreci zor oldu. Ona bir süre düşünme fırsatı verdim. Fakat şu an için evliliğe hazır olmadığını söyledi. Beni çok sevdiğini de biliyorum, buna eminim. Ben de onu seviyorum. Pişman olup geri dönmesi için dua ediyorum. Ama hiçbir ses yok. Alternatif bile sundum. Evlenmesek de nişanlanmayı teklif ettim, fakat onun için nişanlanmak ile evlenmek arasında fark yokmuş. Ben onu beklerim beklemesine fakat ne kadar bekleyeceğimin ve bekleme sonrasında da kesin evlilik kararı alıp almayacağının bir garantisi yok. Kendi geleceğimi düşünmek zorundayım. Sonuçta çocuk yapabilmek için belirli bir yaşa kadar şansım var. Şu an benden hoşlananlar da oluyor ama gözüm kimseyi görmüyor. Çok üzülüyorum. Geri dönsem onun şartlarını kabul etmiş olacağım ve evlenmeden ilişkiye devam edeceğiz. Bu durumda ben üzülmeye devam edeceğim. Ailem ve çevremin psikolojik baskısı da var. Ama onlardan önce ben sevdiğim kişi ile yuva kurmak istiyorum.Ne yapmalıyım sizce?◊ Rumuz: Evlilik çağında
Kızım, bir kere bu genç adamın, ailesinin yaşadıklarından kaynaklanan bir evlilik korkusu olduğu ortada.
Bu yüzden rest çekmen hiç doğru olmamış, onu evliliğe zorlamanın anlamı yok. Sanırım henüz bir yıllık bir beraberliğiniz var. Onun sana güvenmesi için belli ki bir süreye ihtiyacı var. Ona zaman tanı.
Böyle blöf yaparak onun sana geri dönmesini bekleme. Bu gibi tavırlarla senden soğuyup, uzaklaşacaktır. Düşündüğü gibi ilişkilerin mutsuzlukla sona erdiği fikrine daha çok sarılacaktır. Eğer onu kazanmak istiyorsan, ona sevgiyle, şefkatle yaklaş.
Bütün ilişkilerin mutlaka kötü sonuçlanmayacağına inandır. Birbirinizi daha iyi tanıyıncaya kadar devam etmeyi dene. Sabırsızlık yapma.
Çocuk yapmak için neden acele ediyorsun? Henüz 29 yaşındasın. Bugün artık kadınlar 40 yaşına kadar, hatta daha sonra bile doğum yapabiliyorlar. Sen henüz çok gençsin.
Eğer bu kişiyi seviyorsan, ailenin ve çevrenin baskısına da kulaklarını tıka. Önemli olan onunla mutlu olman, birbirinizi sevmeniz. Psikolojik sorunları olsa da, mutlu bir beraberlik ona huzur verecektir.
Teyzemin kızına aşığım
Ben 40 yaşında bir kadınım. Çalışıyorum ve iki tane çocuğum var. Eşimle çok küçük yaşta, üniversite yıllarımızda evlendik, çocuklarımız oldu.
Erken yaşta evlenince beraber büyüdük diyebilirim. Çok zor ama aynı zamanda çok güzel 16 yılımız geçti.
Ne olduysa iki yıl önce oldu. Eşim, yanında çalışan, kendisinden 20 yaş küçük bir kıza aşık olduğunu söyleyerek bir anda evi terk etti.
Ben iki çocuğumla çok zor bir dönem geçirdim.
Üç ay sonra geri döndü ve yine düzenimiz değişti.
Bu sefer kızla ilişkisini gizlemeden sürdürdü. Çok canım yandı, katlanamam dediğim olaylara katlandım bu süreçte, yine de ondan kopamadım. Onca yılın ve evlatlarımızın hatrına gözyaşlarımı içime attım.
İnsanlar bana gurursuz dedi, bazıları acıdı ama inanın insan yaşamadan bilemiyor. Gerçekten çok zor. Eşim bu şekilde yaşanan iki aylık bir süreçten sonra kızdan ayrıldı ve biz eski günleri canlandırmaya çalıştık.