Ben 20 yaşındayım, üniversite birinci sınıf öğrencisiyim. Yaşadığım şehirden ve bölümümden çok memnunum. Ama kararsızım...Bir erkek arkadaşım var, onunla mutluyum. Bir yandan da gelecek kaygısı yaşıyorum. Evet, şu an her şey çok güzel gidiyor ama o 32 yaşında. Evliliği düşünmek için henüz çok erken ama ileride çocuk sahibi olmak istediğimde bu mümkün olur mu? Onun yaşının büyük olması çocuğumuzun olmasını engeller mi? Sen şimdi bana “O halde yaşına uygun birini bul kızım” dersin belki ama yaşıtlarımda onda olan sağduyu, olgunluk, hayat beklentisi yok. Gerçekten çok farklı biri. Ben onunla çok mutluyum. Sizce ne yapmalıyım?◊ Rumuz: Yaş farkı
Sevgili kızım, erkeklerin kadınlar gibi belirli bir yaştan sonra menopoza girip, çocuk sahibi olabilme yeteneğini kaybetme gibi durumları yoktur.
İsterlerse 70 yaşında bile çocuk sahibi olabilirler. Belki yaş aldıkça sperm oranlarında belli bir azalma görülür ama yine de beraber oldukları eşlerinden (eğer o kadın menopoza girmemişse) çocukları olabilir. Üstelik sen 32 yaşında bir genç adamdan söz ediyorsun.
Bu fikre nereden kapıldın, bilemiyorum ama doğru bilgi edinmemişsin.
Eğer dediğin gibi o genç adamla iyi anlaşıyorsan, onda bulduklarını yaşıtlarında bulamıyorsan, evlenirseniz, aranızdaki yaş farkına rağmen çok da mutlu olabilirsiniz.
Kaç çocuk doğurmak istiyorsan, o kadar da çocuğun olur. Ama tabii eğer sende ya da onda herhangi bir kısırlık söz konusu değilse...
Ki bunun da yaşla hiç ilgisi yoktur.
Eğitim sistemi çok zorluyor
Merhaba Güzin Abla ben 43 yaşında, sekiz sene önce eşinden boşanmış bir kadınım. Çok uzun zaman hayatımda kimse olmadı.
Geçen yaz benden sekiz yaş küçük biriyle tanıştım. 6 ay birlikte olduk, her şey çok güzeldi. Ayrı şehirlerdeydik ama her fırsatta birbirimize koştuk. Benimle evlenmek de istiyordu.
Bana bakarken gözleri dolardı, “Hayatımda olduğun için her gün şükrediyorum” derdi. Her şey o kadar güzeldi ki yaş farkına rağmen ona hayır diyemezdim.
Ancak beş ay önce sudan bir sebeple ayrıldık. Aptalca gurur yaptık. Ne o aradı, ne de ben... Ben hep bir ümit o arasın diye beklerken öğrendim ki ayrıldıktan 3,5 ay sonra biriyle nişanlanmış...
Nasıl üzüldüm anlatamam, bu yaştan sonra aşık olmak ne zormuş... Hiçbir şekilde aklımdan çıkaramıyorum onu... Lanet inadımdan da bir gün vazgeçmedim, ama o benden daha inatçı çıktı. Sonuç böyle oldu...
İkimiz de sevmeyi bilemedik, beceremedik. İçimden bir ses, “ona mesaj at, ara” diyor. Sonra “ses etme, araya girme” diyorum kendime.
Ben her şeye rağmen onun beni çok sevdiğinden eminim. Aslında çok da utanıyorum size böyle bir şeyi yazdığım için. Ama ileride pişman olmak, keşke demek istemiyorum.
Muğla’da eşsiz ormanların, bakir koyların, zeytinliklerin betonlaştırılmasına neden olacak “bilimsel” bir rapor hazırlandı.
Eğer bu proje hayata geçerse Gökova’nın neredeyse yüzde 75’i, Bodrum’daki sit alanlarının yüzde 77’si, Karaada, Kissebükü kullanıma açılacak, Datça Yarımadası’nın ve Hisarönü Körfezi’nin yarısına yakını, Gökova Körfezi kıyılarının tamamı ve körfeze bakan yamaçları, hatta Fethiye’deki Göcek kıyıları, Ölüdeniz kıyıları ve Kelebekler Vadisi gibi doğal zenginlik miraslarımız beton kamyonlarının insafına terk edilecek.
Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB) içinde kalan bu bölgelerdeki söz konusu arazilerin tümü, düne kadar 1’inci derece sit alanıydı.
Şimdi 14 kişilik bir heyetin gözlemleriyle 2’nci derece koruma alanı ya da 3’üncü derece sürdürülebilir turizm alanı olarak tanımlanıyor ya da tamamen koruma statüsü dışına çıkarılıyor.
Bu rapor kabul edildikten sonra ÖÇKB çevre düzeni revizyonu, revize imar planları yapılacak ve bu eşsiz doğa mirasımız, yerine konulamaz şekilde yok olacak.
Bu doğa tahribatı, 10 üniversite hocası ve 4 teknik uzmanın 2016’nın son günlerinde imzaladıkları “Muğla 4 Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu” temel alınarak gerçekleştirilecek.
Biz raporu hazırlayan bilim insanlarına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na çağrıda bulunuyoruz: “Bırakın Muğla’nın kıyıları, koyları, ormanları, köyleri, sulak alanları doğal kalsın!”
Güzin Abla, yazılarınızı devamlı okuyorum. Size bir şey sormak istiyorum: Hep erkeklerin kadınlara verdiği zararlardan bahsediyorsunuz. Peki kadınlar erkekler üzerinde hiç tahribat yapmıyor mu?
Size yaşadıklarımı anlatayım...
Ortaokula giderken karşı cinsi ne bilir ne de ilgilenirdim. Rahmetli babam, “Beni okutmadılar. Seni yüksekokullarda okutacağım. Amerika’da bile okuturum” diye üzerime titrerdi.
1961-1962 öğretim yılı sırasında, Ankara-Aydınlıkevler’de mahallemize bir kız taşındı. O fettan kız, ne yapıp edip beni kendisine âşık etti, kara sevdaya tutulmama sebep oldu.
Ondan sonra hayatım mahvoldu...
Liseyi bir türlü bitiremedim, sonunda da okuldan ayrıldım.
Balansı bozuk araba gibi ne yaptımsa hayatım düzene girmedi.
Güzin Abla, ben 24 yaşındayım. Üniversite öğrencisiyim. Annem ve babam ben 4 yaşındayken ayrılmışlar, babam farklı şehirde bir başkasıyla evli. Annem o zamandan beri beni tek başına büyüttü.
Evin tek erkek çocuğuyum, o yüzden anneme biraz düşkünüm. Ama şu sıralar annemle sorunlar yaşıyorum. O 5 ay önce beni erkek arkadaşı ile tanıştırdı. İşyerinden arkadaşı olduğunu söyledi. Adamın düzgün ve efendi biri olduğunu gördüm ve sevindim.
Merakıma yenik düşüp annemin telefonuna baktım ve adamla bir süredir birlikte olduklarını öğrendim. 2 gün önce mesajlar hakkında konuştum ve anneme düzgün bir dille o arkadaşı ile evlenmesini söyledim. Ama beni ciddiye almadı.
Annemi gerçekten çok seviyorum ama bu şekilde evlilik dışı bir ilişki yaşaması beni çok üzüyor. Sizce ne yapmalıyım?
◊ Rumuz: Annemle sorunum var
YANIT
Güzin Abla, ben 21 yaşındayım, kız arkadaşım 18 yaşında.
1.5 sene ilişki yaşadık ve birbirimizi çok sevdik.
Ben onun için çok fedakarlık yaptım. O da bir genç kız olarak yaptı...
Fakat 1.5 sene sonra bana “Biz niye hiç kavga etmiyoruz, tartışmıyoruz?” diye sordu. “İyi anlaştığımız için” diye yanıt verdim. “Hayır, bir sorun var” dedi.
İlişkimizin ilk aylarında ben eski sevgilime sıradan bir mesaj atmıştım ve o mesajı görmüştü.
O gece açıklama yapmıştım ama konu yine oraya geldi. Ona karşı halen bir şey hissedip hissetmediğimi sordu.
Ben öyle bir duygumun olmadığını söylesem de aramızda sorunlar başladı. Bir süre sonra da benden ayrılmak istedi.
Merhaba Güzin Abla, sevgilimle iki yıldır beraberiz. Sevgilim 30 yaşında, ben ise 23. O geçen yıl okulundan mezun oldu, iş arıyor. Ben hâlâ son sınıfta okuyorum.
Sorun şu ki, ayrı şehirlerde yaşıyoruz. Sık sık görüşemiyoruz. Onu çok seviyorum. Onun da beni sevdiğine inanmak istiyorum, sevdiğini de hissediyorum bazen. Geçenlerde mesela su içtiğim şişeyi saklamış...
Fakat tezat olan şu ki tartıştığımızda sevgilimin bana davranışları... Örneğin bir konuda kızdığım zaman benimle uğraşamayacağını, bana katlanamayacağını söylüyor. Her kavgada ilişkimizi bitirmekten bahsediyor. Her kavgada benim onu sevmediğimi iddia ediyor. Suçu bana atıp vicdanını mı rahatlatmak istiyor bilmiyorum.
Haksız olsa da konuşuyorum, bir şekilde ikna ediyorum. Barışıyoruz... Barıştığımızda soruyorum “Gerçekten bırakacak mıydın” diye “evet” diyor.
En son kavgamızda seminere gitmişti, gitmesini pek istememiştim.
Çünkü ben ne zaman bir yere gitsem o sorun çıkarıyordu. Seminerden döndüğünde biraz hesap sormak istedim; “Benim istemediğim bir durum oldu mu?” dedim. “Kavga edeceksen uyuyalım” dedi. “Yine resti çektin” diye üsteledim. O da “Güvenmiyorsan ayrıl bitsin. Artık seninle uğraşamıyorum. Bul bir enayi, o uğraşsın seninle” dedi. Dondum kaldım.
Güzin Abla bu adam beni seviyor mu, sevmiyor mu?
Güzin Abla, derdimi sizinle ve okurlarınızla paylaşmak istiyorum.
Ben yıllar önce bir pastanede çalışıyordum. O da aynı pastanede işçiydi. Bana ilgi gösteriyordu. Tecrübesiz olduğum için bu ilgiyi sevgi zannettim. Onu çok sevdim.
Aramızda bir yakınlaşma oldu. Oysa niyeti çok farklıymış. Sonradan anladım bunu. Meğer çalışan kızların erkeklerle cinsel ilişkiye girdiklerini, rahat kızlar olduklarını düşünüyormuş. Bana da cinsel yönden kullanmak için ilgi gösteriyormuş. Beni aslında çirkin buluyor, sevmiyormuş.
Tabii genel düşünce şu: “Çirkin, yoksul, kariyersiz kızlar cinsel yönden kullanılır.”
Ama “güzel, zengin, kariyer sahibi kızlar” sevilir, onlarla evlenilir.
Ne yazık ki kandım, ilgisini sevgi zannettim, sevdim. O ise beni cinsel yönden kullanmaya devam etti. Bir gün ona “Beni kullanıyor musun?” diye sorduğumda da “Evet, ne istersen öyle yap, benim için hava hoş” diye karşılık verdi. Tabii aynı gün onu terk ettim.
Ama uzun zaman önce yaşadığım bu ilişki, yaşadığım küçük şehirde “Para karşılığı seks yapıyor” dedikodusuna dönüştü. Hiç tanımadığım erkekler bana para teklif edip, cinsel ilişki talebinde bulunmaya başladı. Reddedince de bana hakaret ediyorlardı.