Merhaba Güzin Abla, ben kardeş ülke Azerbaycan’dan size yazıyorum. Yardımınıza çok ihtiyacım var...
24 yaşındayım. Tıp fakültesini bitirdim ve yakın zamanda doktor olacağım. Beni size yazmak durumunda bırakan problemim şu: Annem benim sevdiğimi beğenmiyor. Nedeni sevgilimin fakir olması ve çok iyi bir eğitimi olmaması.
O bir işçi. Ama bir yandan da iyi bir üniversitede okumak için çaba gösteriyor.
Annemin onu beğen-memesinin bir nedeni de ailesinin iyi olmaması, daha doğrusu babası iyi bir insan değil...
Annesini dövermiş... Annesi rahmetli olmadan bir başka kadınla ilişki kurmuş. Karısı öldükten sonra o kadınla evlenmiş. Bütün bunlar yüzünden annem sevdiğim genci istemiyor.
Ama ondan ayrılamam, çünkü seviyorum... O da beni çok seviyor, bundan eminim. Öte yandan annemin de bu beraberliğe helallik vermesi önemli benim için...
Zaten sevdiğimle başka başka ülkelerde yaşıyoruz. Yılda sadece 2-3 kez görüşüyoruz.
Hayatında bana tokat atmamış annem “onu çok seviyorum” dediğimde, bana el kaldırdı. Çok ama çok zor zamanlar geçiriyorum. Lütfen bana yardım edin, ne yapayım?
Derya Baykal, teve2’de yayınlanan “Derya Baykal’la Gülümse” adlı programında beni çok üzen bir yanlışa ortak oldu.
Bu konuyu siz sevgili okurlarımla paylaşma gereği duydum...
Programın geçen perşembe günü yayınlanan bölümünde Derya Hanım’ın konuğu Prof. Dr. Üstün Dökmen’di.
Üstün Hoca, halen Güzin Abla köşesinin devam ettiğini bilmiyormuş.
Hayret ettim.
Ve beni hayrete düşüren bir açıklaması da, bunca yıldır yayımlanan Güzin Abla köşesinin bir erkek tarafından yazıldığını söylemesiydi!
Derya Baykal ise Hoca’nın bu yanlışını düzeltmek yerine sessiz kaldı, yorum yapmadı... Kısacası bir anlamda teyit etti.
Gerçekten çok şaşırdım. Güzin Abla köşesi çok uzun yıllardır Kelebek’te köşenin yaratıcısı olan annem Güzin Sayar ve benim adımla, fotoğrafımla yayımlanıyor.
Çocuk olunca çok değişti
◊ Merhaba Güzin Abla, 3 yıllık evliyim eşim ilk başta melek gibiydi, bir dediğimi iki etmezdi.
Evlendikten kısa bir süre sonra çocuk sahibi olduk. Çocuğumuz doğunca eşim çok değişti.
Ailesinin sözünden çıkmaz, onların izni olmadan eve erzak bile almaz oldu. Her fırsatta bana küsüyor, benimle konuşmuyor. Gece geç vakitlere kadar çalışıyor, eve geç geliyor. Çok çaresizim...
◊ Rumuz: Mutsuz aile
Sadece işine önem veriyor
◊ Merhaba Güzin Abla, 9 senelik evliyim... Kocam bana karşı çok ilgisiz. Benimle hiç vakit geçirmiyor, yanıma yaklaşmıyor.
Merhaba Güzin Abla, ben 17 yaşında bir genç kızım. Pek çok genç birey gibi ailemden şiddet görüyorum. Aslına bakarsan sadece babamdan... Fiziksel olarak birkaç kere tokat yedim.
Ama sözlü şiddet bitmiyor asla. Hatta bir keresinde “Sen benim attığım şamarları dayak mı sanıyorsun? Sen daha dayak görmemişsin” bile dedi...
Anneme defalarca beni psikoloğa götürmesi için yalvardım, lâkin bana her defasında “Sen deli misin? Ne gerek var?” deyip kestirip attı.
İki kez evden kaçtım...
Babamın bana şiddet uygulama nedenlerine gelince... Bir defasında erkek arkadaşım olduğu için dayak yemiştim. Bir keresinde ise sınıf arkadaşımla yan yana fotoğrafımız olduğu için tokat atmıştı, ders notlarım düşük olduğu için defalarca şiddet gördüm.
“Okumayacaksan evlendireyim seni? En azından derdini ben çekmem, kocan çeker” demişti. Bunu bana söylediğinde ortaokula gidiyordum.
Arkadaşlarımla dışarı çıkamıyorum. “Kız kısmı çok gezmez, evinde oturur, temizlik yapar” onun düşüncesi budur...
Ailem dışarıdan mükemmel gözüküyor. Babamın böyle şeyler yapmayacağına kimse inanmıyor. Devlete sığınmak istiyorum, lakin olur da beni almayıp eve gönderirlerse diye korkuyorum. Çünkü bu sefer, böyle bir şeye kalkıştığım için daha kötü dayak yerim.
Merhaba Güzin Abla ben 42 yaşında, 16 yıllık evli bir erkeğim. Eşimin benden önce sevgilisi olduğunu ve her türlü birliktelik yaşayıp evlilikten döndüklerini daha yeni öğrendim. Bunu öğrenince eşimin telefon ve sosyal medya kayıtlarına baktım.
Bu kez de yaklaşık 3 senedir devam eden başka bir flörtü olduğunu fark ettim. Şimdiye kadar böyle şeylere ihtimal vermezdim. Dünyam başıma yıkıldı. İki çocuğumuz var.
Eşime güvenim kayboldu. 1.5 senedir sık sık tartışıyoruz...
Eşim toplum içinde biraz rahat davranır.
Ama bu kadar rahat olacağı hiç aklıma gelmedi.
Hâlâ neden böyle olduğunum anlayamıyorum. Beni ilk gece bekâreti konusunda nasıl yanılttığını da anlayamamışım zaten...
Düşünün ki bir erkek, karısını çok seviyor ama tesadüfen bir gün eşinin başkalarıyla ilişkisi olduğunu, ona yalan söylediğini öğreniyor.
Merhaba Güzin Abla, ben 17 yaşındayım... Yıllarca kendime hiç güvenim yoktu. 5 yaşımdan 12 yaşıma kadar aileme yakın biri tarafından istismara uğradım.
Hiç kimse yardımcı olmadı, ailem bile destek çıkmadı. Bana inanmadılar. İçimden geçenlere dindirmek için çareyi sokak hayvanlarında buldum.
Şimdi gönüllü hayvanseverim, sokak hayvanlarını besleyip sahiplendirme yapıyorum. Bu süreçte hiçbir şekilde kimseye güvenip hayatıma karşı cinsten birini alamadım, korktum.
Ama zamanla hem ruhum hem bedenim iyileşti. Ve şu anda birisine karşı çok yoğun duygular besliyorum. Bunu öğrendiğinde o da bana ilgi gösterdi ama yakında sözleneceğini söyledi.
Aynı yerde çalışıyoruz ve sürekli kendimi onun yanında buluyorum. O olmadan günüm geçmiyor.
Ve ilk öpücüğümü ona verdim, bilmiyorum pişman olmak isterdim ama değilim.
Bana duygularını söylemiyor, “bana kalsın” diyor. Ama başkaları ile görüşürken soğuk nevale, benimle konuşurken gözleri gülüyor. Telefonda sabahlara kadar konuşuyoruz.
Merhaba Güzin Abla, ben İstanbul’da üniversitede okuyan, 20 yaşında bir genç kızım. Bir yıl önce tıp fakültesinde okuyan gençle tanıştım.
Onun için her şeyi feda ettim.
Çok mutluyduk. Örnek çifttik. Hayatımın merkezi, her şeyim olmuştu. Adeta ona tapıyordum...
O mutlu olsun diye her şeyi yapıyordum. Her gün beraberdik... Aramızda imam nikâhı yaptık.
Ailesi beni istememesine rağmen imam nikâhı yapınca razı oldular.
Bana evleneceğimiz konusunda söz verdi. Onunla birlikte oldum ve isteğim dışında hamile kaldım.
O aldırmak istiyordu. Bense aldırmak istemedim, ona yalvardım, çok ağladım.
O kadar çok istedim ki o bebeği, aldırmak fikri beni intihara sürükledi. Son kararı bana bıraktı ama onu üzemezdim. Ona rağmen doğuramazdım. O kadar önemsiyordum ki onu.
Sevgili Ablam, 27 yaşında bir erkeğim ve sizin fikirlerinize ihtiyacım var.
Ben sade yaşayan, evinden işine, işinden evine giden birisiyim. Evlenmek istiyorum fakat korkuyorum. Eşim ve çocuklarıma maddi olarak yetememekten çekiniyorum...
Doğacak evlatlarımı iyi okullara gönderemezsem diye endişe ediyorum... Hatta bazen abartıyorum galiba...
Kendi kendime “Bu pis dünyaya evlat getirip ne yapacaksın? Dünyanın durumu belli... Susuzluk kapıda, ya su bulamazlarsa, aç kalırlarsa ya da çaresiz hastalıklara yakalanırlarsa” diyorum.
Bakıyorum kadınlar, özel hastanelerde doğumlar yapıyorlar, “Ben eşime bu imkânı sağlayamazsam üzülür mü acaba” diyorum.
Benim gözümde dünyalık şeyler yok.
Görüştüğüm bir kadın var, Allah razı olsun bunları önemsemediğini söylüyor. Fakat ablasının eşi doktor, imkânları iyi, yaşamları rahat...