Basketbol ateşinin, kentin dört bir yanında yandığı ve insanların sporun bütünleştiriciliğinde birleştiği bir gece oldu.
Sonuçtan bağımsız olarak; Frutti Extra Bursaspor’un, 7Days EuroCup’ta final başarısı göstererek yaşattığı gururun en önemli kazanımı buydu.
Dilerseniz buna biraz değinelim;
BAŞARI KENTTEKİ BASKETBOL ATEŞİNİ ALEVLENDİRDİ
Bursa, aslında 90’lı yıllardan beridir basketbol bilinciyle bezeli, bunun heyecanıyla yaşayan, görünür de futbol olsa da aslında basketbol niteliğini de son derece yüksek hissettiren bir nitelikteydi.
Bu sebeple de Atatürk Spor Salonu bir mabet haline gelmiş, pek çok kitleden pek çok kesimi bir arada buluşturuyordu.
Bu direnç; özellikle son müsabakalar kapsamında kendini sinerji ile gösterirken, sonuçlar da arzu ve isteğe bağlı olarak geliyor.
Denizlispor galibiyeti ile başlayan süreçte arka arkaya gelen 3 zafer, bir anda ligde kalma mücadelesine ilişkin Timsah’ın ipleri eline almasını sağlarken, aynı zamanda takım ve camiaya da ciddi bir özgüven kazandırdı.
Son alınan Bereket Sigorta Ümraniyespor zaferi de bunun bir yansıması...
YEŞİL BEYAZLILARIN MÜCADELE DÜZEYİ ARTTI
Bu galibiyet; takımın isteğinin, coşkusunun ve aidiyet duygusunun bir armağanı.
Pek çok açıdan, pek çok eleştiri getirilebilir ancak son müsabakalarda görüyoruz ki takımın ciddi anlamda direnci ve mücadele düzeyi de artmış durumda.
Bu da, tabelada sonuçları getirir hale geldi.
Bu noktaya geleceğiz fakat; zorlu Gaziantep Basketbol mücadelesine değinmeden olmaz.
Son yıllarda, hatta belki de basketbol salon tarihine geçecek anlar yaşandı.
Tüm koltuklar tamamen dolarken, sadece Bursasporlular değil kent tamamen Bursaspor Basketbol’un başarısını destekleriyle taçlandırdı.
Baskı altına alan agresif uğultular, ıslıklar rakip hücuma geçtiğinde kendini gösterdi ve savunmanın dirençli kılınmasında büyük rol oynadı.
Hatta maçın son saniye kazanılmasında…
ÖZGÜVEN PARKEYE YANSIYOR
Dudzunski’nin son saniye gelen üçlüğü galibiyeti getirirken, bu baskete başka bir pencereden de bakmak gerekiyor.
Sezon geneline de baktığımızda mücadele vurgusu ile birlikte aynı zamanda takımın kendine olan güveninin aşılanması gerektiği, her birimizin malumuydu.
Hatanın telafisinin olmadığı gelinen süreçte bir şeyler değişmiş görünüyor.
Evvela; oyuncuların maça olan arzusu ve isteğinin artışı saha içerisindeki organizasyonda da olumluya giden bir anlayışın göstergesi.
Kadro kalitesi bazında her ne kadar doğru isimlerle bezeli bir yapı oluşturulamasa da, artık bireysel yeteneklerin ve kadro bütünlüğünün de, mücadele ve azmin gerisinde kaldığı anlara giriyoruz.
Bundan sonraki süreçte daha çok isteyen, daha inanan ve oyun disiplinine sadık kalan kazanacak.
SAKİN VE SABIRLI OYUNUN ALTINI ÇİZDİK!
Hatırlatacak olursak, Manisa deplasmanı öncesinde de sakin ve sabırlı oyunun altını çizmiştik.
Formunu yükselttiği gibi her müsabaka, takımın takımdaşlığına büyük katkı sunarken; aynı süreçte kenti de çevresinde topluyor.
Pek çok basketbola gönül verenler, tribünleri doldururken bu atmosferin doruğa ulaştığı bir karşılaşmada da Türk Telekom’u neredeyse parkeden silen bir ekip gördük.
Frutti Extra Bursaspor, 101-65’lik çarpıcı galibiyet ile birlikte bu yılın hemen hemen en sükseli zaferlerinden birini elde ederken, oyunculardaki coşku, taraftardaki bütünlük de parkeye tamamen yansıdı.
BURSASPOR TARAFTARI YALNIZ BIRAKMADI
Böyle bir atmosferde play-off başarısı kaçınılmazdı ve nitekim, güzel bir galibiyet sonrası kulüp tarihinde ilk kez ligde play-off’a kalındı.
Avrupa’da gelen zaferin ardından Bursa basketbol izleyicisi de, Frutti Extra Bursaspor’u ödüllendirdi.
Hınca hınç dolu olan salonda, pek çok taraftar doluluktan yer bulamazken; mücadeleyi de ayakta takip etti.
Ligde kaderini tayin edecek 1 aylık süreçte Timsah’ın ortaya koyacağı performans, gelecek umutlarını da şekillendirecek.
Bir kez daha altını vurgulamak gerekir ki bu; yalnızca ligde kalma mücadelesi değil, bir kentin ve çocukların yarınlarına dair de hayallerini gerçekleştirmek için elzem bir durum.
Bu yolda ilk rakip ise Manisa Futbol Kulübü.
Sezonun ilk yarısında Bursa’da oynanan mücadelede her iki ekip de dengeli bir oyun ortaya koyarak, verimli bir hücum performansları sergilemiş ve netice itibariyle de sahadan 1-1’lik eşitlikle ayrılmıştı.
Şimdi ise işler değişmiş durumda...
DEPLASMANIN ETKİSİ BU NOKTAYA GETİRDİ!
Bursaspor ligde var olma savaşı verirken, Manisa FK ise play-off mücadelesini sunuyor.
Umutla başlayan, ilk anlarda süslü aldatmalarla kurulu ancak ilerledikçe gerçeklerin yüze çarptığı bir film gibi gördüğümüz senaryo...
O halde bizlerin de bir takım gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor.
Öncelikle şu net bir şekilde ortaya çıkıyor ki; Bursaspor hem yönetim tarzlarıyla, hem oyuncu transferleri ve oluşturamadığı birlikle başarıdan başarıya koştuğu günlerin çok çok uzağında.
Bunun nedeni yalnızca, bu sezon bazında değil; geride bırakılan 4-5 yıllık sürecin kulübe ittiği vasatizm anlayışının bir sonucu.
Bursaspor taraftarı yıllardır, vasat bir oyun görüyor.
YARIN UMUTLA BAKAMAYACAĞIMIZ KADAR KARANLIK
Bu oyunun handikapları Süper Lig’den düşüşle, mali anlamda yaşanan krizlerle, oyuncuların ayrılıklarıyla birçok kez kendini gösterdi.
Altyapı ve basketbola katkı noktasındaki hamleler dahilinde oldukça güzel işler çıkaran kulüp, ‘final’ söz konusu olduğunda eşiği atlamakta zorlanıyor.
Bunun bir örneğini de mevcut dönemde görüyoruz.
Takım kimyası, teknik heyetin katkıları ve kentteki atmosfer bazında oldukça pozitif hisler sunan organizasyon, yıllardan beridir arzuladığı başarıya ulaşmak için ciddi atılımlar gösterse de; kırılma anlarının getirdiği olumsuzluk, bir noktada süreci tıkıyor.
Şöyle bir Avrupa ve lig çerçevesinde bakacak olursak;
AVRUPA’DAN 1’ER SAYILIK MAĞLUBİYETLERLE ELENDİ
TOFAŞ, Avrupa’da her iki müsabakada da oldukça yüksek bir direnç ve mücadele ortaya koymasına karşın, birer sayı ile Tenerife’ye elenerek, şeytanın bacağını kıracağı başarıdan uzak kaldı.
Keza ligde de Pınar Karşıyaka ve Fenerbahçe Beko karşılaşmaları, yine son anlarda kaybedilen bir başka maçlar oldu.