Ara Güler tam saat 19.00 tekerlekli sandalyesinde Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan eşliğinde ziyaretçileri karşılıyor.
Küçük çaplı bir izdiham söz konusu.
Herkes bu anlamlı günde Ara Güler’i çekmek derdinde.
Ara Güler Bomontiada'da adını taşıyan müzenin açılışında
Fotograf makineleri, cep telefonları, fotoğrafın ünlü ustasına doğru yönelmiş.
Hayatı boyunca objektifini canlı, cansız ilgisini çeken, merak ettiği her şeye çeviren, müthiş bir tutkuyla belgeleyen Ara Güler’in kendisi bu kez objektiflerin nesnesi.
“Hadi çekin bakalım” diyor biraz sıkıntılı bir ifadeyle.
Ara Güler'in meraklı gözü
Nurten Öztürk, Türkiye’de 18 yıl önce başlatmış olduğu “Temiz Tuvalet” Kampanyasıyla ülkenin hijyen anlamında “çağ atlamasını” sağlayan ve dolayısıyla gönlümüzde taht kurmuş bir isim.
Nurten Öztürk’ün kanatları altında 2006 yılında Gelibolu Yarımadası’nda başlayan “Tarihe Saygı Projesi”ni burada anmadan geçmeyelim.
Gelibolu’da Milli Park sınırları içinde 8 köy ve 4 şehitliğin tek tek rehabilite edilmesini de kapsayan proje için şimdiye kadar 30 milyon dolar harcanmıştı.
2018 Uluslararası Troya Yılı nedeniyle, bölgeyi zaten karış karış bilen Nurten Öztürk yine kolları sıvamış.
Nurten Öztürk ingilizce kursuna katılan köyün kadınlarıyla birlikte
Bu kez tüm enerjisini Tevfikiye Köyü’nün rehabilitasyonuna yöneltmiş.
140 yıl önce çoğu Bulgaristan’dan gelen göçmenler tarafından kurulan köyün evlerinde
Platformun adı “Kurumsal Acenteler Birliği” kısaca KURAP.
Adından anlaşılabileceği gibi, KURAP kurumsal şirketlere hizmet veren acenteleri çatısı altında toplayan bir oluşum.
Kurumsal şirketlere hizmet haliyle daha nitelikli bir hizmet anlamında.
KURAP bünyesindeki şirketlerin sayısı şimdilik 17 olsa da Hande Arslanalp iş hacmi olarak ciddi bir potansiyeli temsil ettiklerine dikkat çekiyor.
KURAP’ı kuran şirketler aynı zamanda TÜRSAB üyesi.
Hande Arslanalp
Ancak, babası
Başta Ferit Şahenk olmak üzere masanın etrafında Doğuş Grubu’nun “ağır topları” gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.
Kimler var sayıyorum.
Doğuş Grubu Yönetim Kurumu üyesi ve CEO Hüsnü Akhan, Turizm Grup Başkanı Doğuş Yönetim Kurulu üyesi Naci Başerdem, Doğuş Yönetim Kurulu üyesi Ergun Özen, Pozitif Yönetim Kurulu Başkanı Nafiz Karadere, DoğuşYönetim Kurulu üyesi Nevzat Öztangut ve Dream (D-Ream) CEO’su Levent Veziroğlu.
Doğuş Grubu’nun yükselen yıldızı yeme-içme sektörünü barındıran Dream’in CEO’su Levent Veziroğlu karşımda oturuyor ve Ferit Şahenk sohbete tam da yeme-içmeden söz ederek giriyor.
“Anadolu dahil Türk Mutfağını yurt dışında en iyi anlatan bir grup haline geldik. Nusret, Günaydın, Dubai’nin ardından Londra’da açılan Rüya gibi bir Türk lokantalarıyla Türkiye’nin adını duyuruyoruz” diyor.
“Bir ülkenin adının duyulmasında, kültürünün anlaşılmasında, insanların sempati ile bakmasında mutfağı önemli bir yer tutuyor. Aslında ağız tadı bir ülkenin “soft power” dediğimiz yumuşak gücü” diye konuşuyor.
Türk Mutfağı’nın tanıtımı için yıllardır yazıp çizen bendeniz için harika bir tanım.
Sonunda bu tanıtım işinin lokanta açmak gibi önemli bölümünü
Sözünü ettiğim bilim insanlarımız, Şirince’deki “Nesin Matematik Köyü”nün kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin ile Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Sayers.
Sayers bir süre önce, Akdeniz bölgesinde ileri düzeyde bilim yapan bilim insanlarına ya da gruplara verilen 2017 Rammal Ödülü’nün sahibi olmuştu. (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/gila-benmayor/ortadogunun-cerni-icin-ugrasan-turk-bilim-insani-zehra-sayerse-odul-40768019)
Fransa’nın Toulouse şehrinde, 80 ülkeden 4 bine yakın katılımcıyla düzenlenen ESOF (EuroScience Open Forum) Kongresi’nde Prof. Sayers’a ödülü verildi.
Prof.Zehra Sayers Rammal ödülüyle
Rammal Ödül Jürisi Başkanı Prof. Lauritz Holm-Nielsen, düzenlenen törende, Prof. Sayers’in, Ortadoğu ve Akdeniz ülkeleri arasında bilimsel ve kültürel bağların güçlenmesine katkısını vurguladı.
Bölgenin genç ve deneyimli bilim insanlarının önünü açtığını söyledi.
Türkiye’den bir bilim insanının böyle bir misyonu üstlenmiş olması ne kadar gurur verici.
Suriyeli kalabalık aileler sabahın köründe çimenlere pikniğe gelmişlerdi.
Çaylar, ekmekler, ortadan ikiye bölünmüş karpuzlar, çoluk çocuk neşeyle kahvaltıya hazırlanırlarken sabah sporu yapan bizim mahallenin sakinleri onlara doğru endişeli bakışlar fırlatıyordu.
Bir kereden fazla yakaladım o bakışları.
Ve aklımdan gayriihtiyari şu düşünce geçti:
“1960’larda Almanya’ya ilk göç eden Türkler muhtemelen aynı endişeli bakışlara maruz kalmışlardı”.
Almanya yıllar boyu Türkler dahil ülkedeki yabancıların entegrasyonunu konuştu, tartıştı ve sorun h^al^a çözülebilmiş değil.
Bugüne ve bize gelirsek, Türkiye’de 3,5 milyon Suriyeliyle artık aynı havayı soluyoruz.
Sanırım hepimizi
1930’larda, İstanbul’un gece hayatını, ünlü restoranlarını, sanatçılarını “Gardenbar Geceleri”, “İntermezzo” gibi kitaplarında anlatan Fikret Adil’in ya da “kürklü, şapkalı ve eldivenli hanımefendilerin” İstiklal Caddesi”nden söz etmiyorum.
Vakko’nun henüz terk etmediği, dükk^anların ucuz mallarıyla dışarı taşmadığı, ağaçların kesilmediği, kitapçıların, galerilerin bol olduğu bir İstiklal Caddesi aklımdaki.
Çin malı kaldırım taşlarının döşenmesiyle başlayan çöküşü hepimiz biliyoruz.
İki- üç yıl önce alt yapı çalışmaları için iş makinelerinin istilasına uğrayan İstiklal Caddesi artık iflah olmaz derken geçtiğimiz eylül ayında bir mucize oldu.
Teğet Mimarlık (Mehmet Kütükçüoğlu) tarafından yeniden tasarlanan Yapı Kredi Kültür Sanat binası caddeye bir “hayat öpücüğü” konduruverdi.
Tam Galatasaray Meydanı’ndan başınızı kaldırdığınızda binanın içinde görünen İlhan Koman’ın Akdeniz Heykeli caddeyi kucakladı.
Birkaç ay önce bölgeyi 2,5 yıl önce terk etmiş olan
Yapılan araştırmalar, ortalama olarak erkeğin kazandığı her 1 dolara karşı kadının 80 sent kazandığını ortaya koymuş durumda.
İş hayatında kadın ile erkek arasındaki bir diğer adaletsizlik ise yatırım alanında.
Kadınların kurdukları startup’lar erkeklere göre, ortalama 1 milyon dolar daha az yatırım çekiyorlar.
Hem de daha yüksek k^ar elde ettikleri halde.
The Boston Global Management Consulting (BCG) danışmanlık şirketinin, startup’lara dünya çapında yatırımcı bulan, mentorluk hizmeti veren ABD merkezli MassChallenge ortak araştırmasının sonuçları ilginç.
Söz konusu araştırma net bir hedefle yola çıkmış:
“Kadınların kurdukları şirketler erkeklerin kurdukları şirketlerden hangi konularda ayrışıyor”.
Ortaya şöyle bir tablo çıkmış: