Kornerde Mertens, ortadan ziyade adeta İcardi’ye servis yaptı. Bu kadar iyi kullanan ayaklar varsa her maç duran top +1 demektir. Sara ve Mertens Galatasaray için ayrıcalık. İcardi ise bir takım için lüks gerçekten. İster kafasına göre Arjantin’e gitsin, ister sakatlık yaşasın, isterse üzerine santrforlar transfer edilsin; Galatasaray’ın olmazsa olmazı.
TEMPO YÜKSEK DEĞiLDi
Temposu yüksek olmayan bir maçtı. Aslında bu zemine bu tempo fazla bile. İlk yarı Galatasaray son vuruşlarda biraz daha becerikli olsaydı devre arasına farklı skorla girebilirdi. Çünkü bu bölüm itibariyle 4 faulle oynayan, fazla zorlamayan ve mücadeleye girmeyen bir oyun mantalitesindeydi Antalyaspor. İkinci devrede Antalya iki oyuncu değişikliği ile ilk yarıya oranla biraz daha etkili gözüküyor gibi olsa da, etkisi gücü doğrultusundaydı. Tam ‘Mauro İcardi’nin golleriyle Süper Lig tarihinde en uzun deplasman galibiyet serisini ele geçirerek üç puan aldı’ diyecekken Osimhen’in muhteşem golüyle perdeyi kapattı Galatasaray.
ŞAPKA ÇIKARTTIRAN GOL
Oynasalar da oynamasalar da, kulübede bekleseler de, sonradan oyuna girseler de konsantrasyon ve motivasyonlarını üst düzeyde tutmaları Osimhen ve İcardi gibi dünya yıldızlarını çok farklı kılan asıl kriter olsa gerek. Osimhen kulübede, İcardi o baskı ile iki gol buluyor. Oyuna sonradan giren Osimhen’in enfes golüne İcardi kulübeden şapka çıkartıyor ve maç sonu adeta sarı ve kırmızı gibi yan yana gelip seyirciyi selamlıyorlar.
BÜTÜN HAKEMLER TEDiRGiN
Hakem Ali Şansalan için söyleyeceklerim bu ligdeki her hakem için geçerli. O kadar VAR’ın etkisinde maç yönetiyorlar ki, karar vermeyi bırakın, yer alma konusunda bile üşengeç tavır sergiliyorlar.
Şu son gelişen olaylar, Tahkim Kurulu’nun sezon başında liste dışı bırakılan hakemlerin itirazlarını reddetmesi sanırım bu arkadaşları etkilemiş olacak ki dün yönetilen maçlarda hakemlerin tedirginlikleri ve kaygıları kafalarındaki “Acaba sıradaki ben miyim” sorusu yüzlerinden okunuyordu.
Fakat MHK, belli başlı büyük kulüpler haricinde hiçbir kulübü umursamadığı için, deneyimi az ve yeni olan bu hakemi Gaziantep-Beşiktaş gibi önemli bir maça atayarak risk aldı. Gelin görünki VAR’a da Sarper Barış Saka’yı atayarak riski ikiye katladı MHK!
METOĞLU KÖTÜ DEĞiLDi
Muhammet Ali Metoğlu, bu deneyimsizlik dezavantajına rağmen kötü bir yönetim sergilemedi. Disiplin ve faul fena hareketlerde isabet oranı yüksekti. Maçın en önemli spesifik pozisyonu 26. dakikada Beşiktaş’ın kazandığı penaltıydı. Burada İmmobile topa dokunduktan sonra penaltı ararken, kaleci bu penaltıyı ona yaptığı müdahale ile verdi.
MUTLAKA iZLETMELiYDi
Buna benzer bir örnek olarak Beşiktaş-Eyüp maçında Mert Günok’un yaptığı penaltıyı gösterebiliriz. Sarper Barış Saka net bir kanıt görmüş olacak ki Metoğlu’nu pozisyonu izlemeye davet etti. Burada önemli bir konu da Rafa Silva’nın bulunduğu pozisyon. Top İmmomile’nin ayağından çıktıktan sonra ofsaytta bulunan Rafa kaleciyi ne kadar etkiliyor ve engelliyor? Tamamen yoruma açık bir pozisyon ama gelin görün ki bu pozisyon VAR tarafından hakeme seyrettirilmedi bile.
Genç hakem Mehmet Türkmen Galatasaray-Alanyaspor maçı ile 4 büyük takımın da müsabakalarını yöneterek turu tamamlamış oldu. Ama ne hikmetse bu takımların maçlarını hep ev sahibi oldukları zaman yönetti! Sahada “şahin” bakışı gözleriyle maç yöneten Türkmen için “yıldırım” hızıyla daha gün “doğmadan” geceyarısı talimat değiştirildi. FİFA’ya giden listede revizyon yapılarak, Cihan Aydın çıkartılıp Mehmet Türkmen dahil edildi. Geçen sezon 3, bu sezon 5 olmak üzere toplam 8 maç ile FİFA olacak!
Türkmen’i kendisine vekil seçen ve kefil olanlar bu çocuğa gerçekten yazık ediyorlar. Çok erken çok. Ne demek istediğim mutlaka ileride anlam kazanacak!
Oğuzhan Çakır’a da hazır değilken maç verdiniz ve geriye ittiniz. Mehmet Türkmen’in FİFA olması için daha zaman gerekli. Kumaşı iyi. Gelecekte bu listenin gediklisi olacak potansiyele sahip iken zarar veriyorsunuz bu yaptığınız atamalarla ve FİFA listesine bu kadar erken almakla.
ÖZELLiKLE iLK YARIDA ÇOK TEDiRGiNDi
Son yaşanan olaylar, kulüplerin son 3 yılda istediği hakemlerin ipini çekmesi ve MHK’ların buna çanak tutması, Mehmet Türkmen’in dün akşam özellikle ilk yarıda ‘aman büyük takımların aleyhine hata yapmayayım’ psikolojisi ve tedirginliği ile maç yönetmesine vesile oldu.
Gerçi tüm hakemler şu an bu psikoz ve modda. Faul ve fena hareketleri yorumlaması ve uygulamasında çok zayıftı. Disiplin cezaları hak getire...
MERTENS 10. DAKiKADA ATILMALIYDI
G.Saray-Alanya maçının tartışmalı pozisyonları ve hakem değerlendirmesi şöyle:
Kayserispor ile Beşiktaş’ın mücadelesinin ikinci yarısında hakem Atilla Karaoğlan ve ekibine zor anlar yaşatan pozisyonlar yaşandı. Her iki takımın da tepkilerine yol açan bu pozisyonları Fırat Aydınus değerlendirdi:
KALECİ TOPU OYUNA SOKTU
Dakika 72: Kaleci Bilal Bayazit’in vücut diline baktığınızda zaten topu oyuna soktuğunu görürsünüz. Burada Kartal Kayra Yılmaz topu eline aldıktan sonra penaltı verilmeliydi. Topun oyuna girip girmeme kararını hakem verdiği için VAR bu pozisyona karışamaz.
PENALTI YOKSA KIRMIZI KART
Dakika 75: Joseph Attamah’ın Kayserispor ceza alanında Milot Rashica’nın ayağına yaptığı müdahale penaltıyı gerektiriyor. Penaltı olmasaydı bile öncesinde Attamah’ın topa elle müdahalesi, bariz gol şansından dolayı kırmızı kartı gerektirir.
İMMOBİLE’Yİ DÜŞÜRDÜ
Dakika 84 VE 83: Felix Uduokhai’nin, Beşiktaş ceza alanında kendi takım arkadaşı Gabriel Paulista’ya yaptığı müdahaleden dolayı penaltı verilmesi yanlıştı. VAR’ın hakemi çağırıp izlettirmesi ve penaltı iptali, buraya kadar doğru. Fakat atak başlangıç fazı olarak Josepph Attamah’ın Kayserispor ceza alanında Ciro İmmobile’yi, iki eliyle birden sarılıp düşürdüğü pozisyonu izletip Beşiktaş lehine penaltı verilmesi ve Attamah’ın kırmızı kart görmesi gerekiyordu.
72' TOP OYUNA GiRDiKTEN SONRA ELLE DOKUNDU
Derbi ve Avrupa Ligi maçlarından sonra Okan Buruk rotasyona giderek gerek yan yana gerek önlü arkalı birbiriyle ilk defa oynayacak oyuncular eşliğinde Kasımpaşa karşısında ilk 11’i belirledi. Özellikle çift santrfor, Sallai’nin ilk kez 11’de olması, orta sahada Kerem-Sara ikilisi rotasyonun yenilikleriydi.
Başlarda oyun kurma anlamında Sanchez açıkçası arandı. Icardi ve Osimhen’e atılacak uzun ve araya toplarda Nelsson üzerinden etkili olamadı G.Saray. Bunda Kasımpaşalı ileri uç oyuncularının baskısı da önemli rol oynadı derken belki de Abdülkerim’in ilk defa atağa katıldığı bir sekansta yaptığı ortada Osimhen’in fırsatçılığına şahit olduk.
Çift santrforda dikkat çeken bir konu da ortalama maç başına 0.2 olan ofsaytın ilk yarı itibari ile 4 çıkması. 28. dakikada uzun ve araya denenen toplar neticesinde Osimhen’den klas bir gol geldi. Attığı gol de neden en iyi santrforlar arasında olduğunun resmini çizdi adeta.
Bu golde bir parantez de Sara’nın pasına açmak gerek. Bu sistemde Galatasaray’da hücum alternatifleri o kadar arttı ki; kanatlardan yapılan ortalar, cepheden araya atılan toplar, uzun defans arkasına yollanan toplar göze çarptı.
3-0’DAN SONRA DURAKLADI
Ve sahne Jakobs'un taçıyla Icardi‘de. Osimhen’e nazire yaparcasına 3. golü attı. Maç adeta atılan gollerin estetik ve güzellik yarışına girdi. Buna Kasımpaşa’dan Fall da dahil oldu. İlk yarı sonlarına doğru Costa‘nın kaçırdığı gol olsa devreye sıkıntılı girilebilirdi Galatasaray. Çünkü 3-0’dan sonra ilk yarının sonuna kadar bir duraklama dönemine girdi.
Bir dipnot; takımlar bu özelliklere sahip bir tane santrfor ve golcü ararken iki tane bulunduran G.Saray için adeta lüksten öte Osimhen ve Icardi...
OSiMHEN-iCARDi VE FALL-COSTA
Golleri ve pozisyonları bol olan bir ilk yarıydı. İlk devre itibari ile İsmail’in düşük performansı göze battı. İlk 10 dakikada 3 top kaptırması zaten bunun göstergesi oldu. Bir ara iki takım da defansı öne çıkarıp oyun orta sahaya sıkışınca kanatlara veya defans arkasına atılan toplar tehlikeli oldu her iki takımın için de. Szymanski’nin auta giden vuruşunun akabinde G.Saray Sara ile net bir pozisyona girdi ve Livakovic’e takıldı. 1 dakika sonra taçtan gelen bir top uzaklaştırılmaya çalışılırken Torreira’nın ayağına oturunca jeneriklik bir gole imza attı.
OOSTERWOLDE KAÇIRINCA...
Belki de maçın dönüm noktası santradan sonra Osterwolde’nin kaçırdığı gol olabilir. Burada beraberliği sağlamak için fırsat bulan F.Bahçe, Muslera’ya takıldı ve sonra G.Saray’ın F.Bahçe ceza sahası içinde Osimhen’in göğsü ile asistinde Mertens tecrübe kokan vuruşuyla Livakovic’in üstünden 2. golü attı. 2-0’dan sonra F.Bahçe’de belli bir süre mental çöküş gözüktü. 2. golden sonra oyun G.Saray’ın hücum oyuncularının istediği bir şablona evrildi. Osimhen, Yunus, Barış ile art arda pozisyonlar yakalandı. İlk yarı İsmail ve Fred’in performansı beklenenin altında kaldı. Dzeko öne çıkan defansın arkasına atılan toplarda Abdülkerim ve Sanchez arasında ağır kaldı. F.Bahçe yine de pozisyonlara girdi. Hatta Tadic, Mertens’in yaptığını yapmak istedi fakat başarılı olamadı. İlk yarıyı, hırslı azimli bir takıma karşı sakin ve bilinçli oynayan 2-0 önde kapadı.
DAHA FARKLI BiR SKOR OLABiLiRDi
2. yarı İsmail-Amrabat değişikliği ile başladı. Fenerbahçe baskı kurarak risk almaya başladı ama pozisyon da verdi. Yine taçtan gelen bir topta Sara güzel bir vuruşla 3. golü attı. Penaltıdan sonra F.Bahçe kısmen ümitlendi. Mourinho değişikliklerle riski maksimuma çıkardı, Bu golden sonra oyuna baktığımızda Fenerbahçe farkı kapayıp beraberliği sağlayabilir miydi? Yoksa Galatasaray farkı daha da açabilir miydi? Pozisyonlara baktığında tüm kamuoyu sanırım ikinci görüşte olur.
F.Bahçe bu maçta gerçekten istedi ama istediğini beceremedi. G.Saray neyi nasıl oynayacağını bilerek oynadı, doğru bir format ve bir planlama ile üç puanı aldı. Son dakikalarda o mesafeden golü bulamayan En Nesyri bu ligin en yüksek bonservis maliyetine sahip. Son zamanlarda temposu yüksek hareketli pozisyonu bol olan zevkli bir derbi izlettirdi iki takım da.
SKOR FARKLI OLSA PENALTI BAŞINI ÇOK AĞRITIRDI
Atilla Karaoğlan sarı kart kullanımında standardı yakalayamadı. Örneğin ayak basma olayından dolayı Dzeko’ya vermeyip birkaç dakika sonra Yunus Akgün’e vermesi veya kontrolsüz hareketten Mertens’e sarı kart çıkarmayıp birkaç dakika sonra En Nesyri’ye benzer pozisyonda çıkarması bu konuda kafaları karıştırdı.
İntikam soğuk yenen bir yemektir. Hakem camiası tam bu sözün karşılığını veren bir süreçten geçti. TFF ve MHK bu özlü sözün hakkını her harfine kadar verdi! Ancak unutulmasın ki, zayıflar intikam ister. Ve sizler birçok hakemin, eşinin, anne baba ve çocuklarının kul hakkına girdiniz.
TFF BAŞKANI'NIN İNTİKAMI:
1- Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu göreve gelir gelmez, aşağıdaki iki müsabakada görev alan ve hâlâ faal olan tüm görevlileri liste dışı bıraktı.
- 2 Ekim 2015: Trabzonspor-Konyaspor: Süleyman Abay, Mustafa Sönmez, Eser Birinci, Taner Gizlenci (Gözlemci)
- 28 Ekim 2015: Trabzonspor-Gaziantep: Çağatay Şahan, Adil Sinem, Bahattin Şimşek, Kutluhan Bilgiç, Emre Altun.
MHK’NiN iNTiKAMI:
2- 8 Mart 2022 kararları sonrası yasal haklarını kullanıp Tahkim Kurulu kararıyla görevlerine geri dönen ve o dönemdeki MHK’nin istifa sürecini başlatan hakemlerin tamam ile gözlemcilerin büyük bir kısmını liste dışı bıraktı.
Ayrıca 8 Mart’ın ardından MHK kararını protesto etmek için görev kabul etmeyen yardımcılar da liste dışı kaldı. 8 Mart sonrası MHK nin ‘teklifini’ kabul eden Alper Çetin ve Bülent Birincioğlu görevlerine devam ediyor.
Tam 17 futbolcu ile ligin en çok transferini yapan Gaziantep’te dört, Galatasaray’da üç oyuncu prosedür gereği bu erteleme maçında oynayamadı. Okan Buruk sezonun bonservis bedeli olarak en pahalı üçüncü oyuncusu Elias Jelert’in yerine sol tarafta Berkan’a göre verdi.
Büyük takımlara karşı klasikleşen 5-4-1 kurulumu ile sahaya çıkan Gaziantep’te çok eksik vardı. Bu defansif kurgu ile adeta ‘ben ceza sahası içine gömüleceğim, bu bölgeyi savunabildiğim kadar savunacağım’ dedi. İlk yarı Galatasaray 24 kez ceza sahası içinde topla buluştu. 3 gün önceki rakip Rizespor gibi Gaziantep de ilk 26 dakika da 2 gol yedi. Adeta kopya maçlardı...
RiZE MAÇININ KOPYASIYDI
Galatasaray maça çok etkili, hırslı ve baskı ile, adeta Rize maçını devam ettirircesine hızlı başladı Mertens’in anahtar pasında Barış Alper, çapraza vurduğu şutla golü buldu. Rizespor müsabakasına benzer bir şekilde Gaziantep karşısında da oyun boyunu kısaltan bir Galatasaray vardı sahada. Bunu sağlayan isimlerin başında Davinson Sanchez geldi. Torreira’nın ön alanda baskı yapmasını kolaylaştıran Davinson Sanchez’in öne çıkışları ve atakları orta sahada engelleyecek şekilde pozisyon alması, Kolombiyalı futbolcunun tam bir görev adamı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
JELERT’E BU PARA VERiLiR Mi?
İlk yarı Berkan’ın performansı belki bazılarına “Jelert’e bu kadar parayı vermek gerekli miydi?” dedirtti. Hele Jakobs da varken. İlk yarı Gaziantep’in sol tarafı çöktü. Galatasaray’ın en tehlikeli atakları ve goller hep bu bölgeden geldi. Davinson Sanhez, Galatasaray’ın oyununda gizli kahraman, kilit oyuncu görevi görüyor.
KALiTE FARKI DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Okan Buruk’un bu sene en çok uğraşacağı konulardan biri Osimhen-İcardi-Batshuayi üçlüsünü sezon boyu psikolojik anlamda yönetme zorluğu.