×
Saha ve hava şartlarının futbol için çok güzel olan fakat taraftarın ilgi göstermediği bu atmosferde Süper Lig tarihine 100. kez karşı karşıya gelen iki kulüpten geçen sezonun şampiyonu Trabzonspor için prestij, bir çıkış, taraftarı ile barışma, yaralarını sarma kötü gidişata ‘dur’ deme maçıydı. Son 5 haftayı galibiyetle kapatan Beşiktaş için ise şampiyonluk yolunda umutlarını sürdürebilme maçıydı. Beşiktaş’ta Cenk, Tayyip, Amir, Dele Alli gibi eksiklerin yerine alternatiflerine baktığımızda özellikle Redmond’ın performansı son iki hafta Beşiktaş’ı sırtlayan roldeydi. Maxim taraftar adına merakla beklenen oyuncuydu. Trabzon adına özellikle Visca önemli eksik. İhsan Derelioğlu oyuncu pozisyonu ve anlayış olarak sürpriz bir kadro çıkardı, Bartra, Hamsik, Yusuf, Trezeguet yedek soyundu. Beşiktaş ise beklenen kadro ile sahadaydı.
HAKEM VOLKAN BAYARSLAN BiLE SIKILDI
Öyle bir ilk yarı izledik ki, gol atana değil neredeyse ceza sahası içine girene puan verilecek türden bir maçtı. Orta sahada bir kör dövüş hakimdi. İlk yarıda şöyle göze zevk verecek bir tek pozisyon futbol adına yoktu. İlk yarı 10 tanesini Beşiktaş iki tanesini Trabzonspor’un yaptığı 12 faullü ve kaleyi bulan 1 isabet sutlu maç izledik. Risk almayan, akan oyunda ceza sahasını göremeyen iki takım vardı ilk yarı. Volkan Bayarslan bile sıkılmış olacak ki uzatma eklemedi. Sezon öncesi hazırlık maçı gibi bir ilk yarı.
UĞURCAN ÇAKIR-MERT GÜNOK DÜELLOSU
İkinci yarı Uğurcan-Mert düellosu izledik. Adeta ilk yarı bordo ile siyah olan maç ikinci yarı mavi ile beyaza döndü. İlk yarı gol beklentileri 0.1 ve 0.09’ken 2. yarı gol beklentileri 0.61-0.67. 2. yarı yapılan değişiklikler iki takım da golü bulmak için risk aldı. 65. dakikadan sonra özellikle oyuna renk ve hareket geldi. Perez-Trezeguet değişikliği Trabzon’da Bartra-Larssen değişikliği akabinde Şenol Güneş’in buna cevabı N’Koudou-Ghezzal ve Maxiim-Muleka ile oldu. İkinci yarı gerek Trabzonspor adına gerek Beşiktaş adına gollük pozisyonlar, çizgilerden çıkarılan toplar, hayati dokunuşlar vardı. Açıkçası ikinci yarı Trabzon ve Beşiktaş maçın adını ve forma ağırlıklarını hatırladı. Mert ve Uğurcan kalelerinde devleşti ve ikinci yarıya baktığımızda ilk yarıya göre bambaşka bir futbol, takım oyunu vardı. Her iki takımın futbolcuları reaksiyon verip karakter koydu.
Maç sonu toplam 24 şut, her iki takım 12’şer şut, 30 faul, 14... Netice zevksiz renksiz ilk yarıdan sonra rengarenk bir ikinci yarı izledik.
Trabzon skor olarak olmasa da oyun olarak tatmi netti diyebiliriz. Fakat Beşiktaş, Karadeniz’de şampiyonluk yolundaki umutlarını, kaybettiği 2 puanla yitirme noktasına geldi diyebiliriz.
1-2 SARI KART DIŞINDA VOLKAN BAYARSLAN’IN SPESiFiK HATASI YOKTU
Abdülkadir Bitigen’in Medipol Başakşehir-MKE Ankaragücü maçındaki başarılı performansı, sezonun 15. olarak Vavacars Fatih Karagümrük-Fenerbahçe müsabakasına atanmasında etken oldu. Zaten şu ana kadar yönettiği maçlara baktığımızda, hakemler arasında en iyi ve istikrarlı performans gösterenler arasında olduğunu görüyoruz.
EMRE MALOK VE KADİR SAĞLAM
Bu maça ilişkin bir diğer önemli konu; 3 Nisan’da İstanbulspor-Karagümrük maçında VAR, 6 Nisan’da Fenerbahçe-Kayserispor kupa müsabakasında AVAR olarak görev yapan Emre Malok’un VAR masasına atanması ve Galatasaray-Başakşehir Ziraat Türkiye Kupası karşılaşmasının hakemi Kadir Sağlam’ın AVAR yapılmasıydı.
EKİP OLARAK ÇOK ŞANSLILARDI
Bitigen, dünkü maçta belki 1-2 tane yanlış karar verip, bir sarı kart atlamış olabilir, ama ekip olarak spesifik anlamda Fenerbahçe’nin penaltı beklediği pozisyonda yanlış karar vermeleri gerçekten anlaşılır gibi değildi. Bu skor hem sahadaki hakemlerin hem de VAR’dakilerin ekip halinde büyük şansı oldu.
JESUS’UN UYARILMASI NORMAL
Maçta bir ara Jorge Jesus ile 4. hakem Suat Arslanboğa arasında bir diyalog yaşandı. Jesus’un, bazen heyecana kapılıp teknik alan ihlali yaptığında 4. hakem tarafından uyarılması normal. Fakat bu gibi ikazlarda zamanlama psikolojik açıdan çok önemli. Olası bir çatışmanın önüne geçilmesi için bu ikazlar doğru zamanda yapılmalı.
Fenerbahçe’nin geçen hafta, 10 kişi kalan Beşiktaş karşısında 1-0 önde iken 4-2 mağlup olması, takım ile taraftarların arasını açmıştı. Hafta içi kupada yarı finale kalmış olsa da, Karagümrük karşılaşması taraftar ile aradaki bağları güçlendirme açısından önemli bir maçtı. 2023 yılında oynadığı maçlarda yenilgi yüzü görmeyen Karagümrük neredeyse kale alanının içinden oyun kurma riski alan bir takım. Jorge Jesus, Serdar Dursun’u ilk 11’de oynatarak üçüncü bölgede yapacağı presle rakibin bu özelliğini avantaja çevirmek istedi. Fenerbahçe ilk gol pozisyonunu 23. dakikada yakaladı. Bu pozisyonun dönüşünde Karagümrük golü buldu.
Emre ve İrfan Can gibi savunma zaafı olan oyunculardan kurulu orta sahada İsmail ve Arao’nun üzerine binen yük çoktu. İlk yarıda Karagümrük hiç zorlanmadı. Kırmızı siyahlılar 3’ü isabetli 5 şut atarken, Fenerbahçe 1’i isabetli 3 şut attı. Sarı lacivertlilerde bu yarıda eksik olan şey, saha içi lideri idi.
GEÇ KALINMIŞ HAMLELER
Jesus’tan ikinci yarının başında iki hamle geldi ve Serdar Dursun ile Arao’nun yerlerine Pedro ve Zajc girdi. Zajc’ın harika golüyle eşitliği yakalayan Fenerbahçe, ikinci devrede risk alarak oynadı. Bu da Karagümrük’ün Colley ve Borini ile gol pozisyonları bulmasını sağladı. 57. dakikada, oyuna asıl girmeleri gereken iki futbolcu Arda ile Rossi dahil oldu. Alioski-Osayi değişikliği 65. dakikada gerçekleşti ki, bu da bence geç kalınmış bir hamle idi. Arda’nın kornerinde Szalai’nin kafa şutu Fenerbahçe’yi 2-1 öne geçirdi.
Bu maç için anlam veremediğim iki şeyden ilki Valencia’nın penaltı beklediği pozisyonda VAR’ın hakemi çağırmaması; ikincisi ise Arda’nın ilk 11’de oynatılmaması.
Karagümrük, Fenerbahçe risk aldığında bulduğu boş alanları değerlendirseydi sarı lacivertliler lige havlu atmış ve başka bir hikâyeye yelken açmış olurdu. Neticede Fenerbahçe şampiyonluk yarışına, oyun olarak olmasa da sonuç olarak tutunmayı başardı.
<iframe width="640" height="360" src="https://www.youtube.com/embed/oX76WtUb6gQ" title="Euroleague kupası müzeye gelecek mi? | Kayla McBride ile A'dan Z'ye | İstanbul | LeBron'un mesajı" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>
Maçın genelinde Halil Umut Meler’in sarı kart ve faul kararlarında tutarsızlık vardı. F.Bahçe lehine verdiği ilk penaltı yanlıştı. Osayi’ye Beşiktaş ceza sahasında Masuaku ile girdiği mücadele sonrası ‘aldatma’ gerekçesiyle verdiği sarı kart daha da yanlıştı. Arda Güler’in düşürülmesi eğer penaltı ise bu pozisyondaki sarı kart kararını gözden geçirmesi gerekir. Evet, penaltı değil, fakat sarı kart da değil,
Aboubakar’ın Fenerbahçe taraftarı ile iletişiminde hakemlik otoritesi anlamında zafiyet gösterdi.
İlk yarıda tam 25 kez faul düdüğü çaldı.
iKiNCi PENALTI DOĞRU
Welinton’un Valencia’yı düşürüşü sonrası verdiği penaltı ve ikinci sarıdan kırmızı kart kararı doğru.
Szalai-Aboubakar pozisyonu Osayi-Masuaku mücadelesi gibi penaltı değil ama aldatma da değil; devam kararı doğru.
Halil Umut Meler, son dakikalarda bazı sarı kartları göstermedi, atladı.
Açıkçası Beşiktaş’ın aldığı galibiyetin, Meler’i ve Merkez Hakem Kurulu’nu rahatlattığı düşüncesindeyim.
Jorge Jesus, hafta içi Sevilla maçındaki performansından memnun kalmış olmalı ki, Alanya karşısında orta göbekte Crespo ve Zajc’ın yerine ilk 11’de İsmail’e şans verdi. Szalai’nin cezalı olmasından dolayı ilk 11 çıkması beklenen Serdar Aziz’in yerine de Gustavo forma giydi. Henüz 4. dakikada gelen golde önce Rossi ve Ferdi uyudu, Caveleiro orta yapana kadar; sonra da Samet ile Gustavo uyudu ve aradan Koulouris ayağını uzatıp Fenerbahçe’nin bu sezon en erken yediği golü attı. Bu golden sonra kanatlarda İrfan Can ve Rossi yer değişikliğine gitti. Ardından, sakatlanan Oosterwolde’nin yerine Osayi-Samuel girince Ferdi sola geçti. Böylelikle Fenerbahçe’nin maça başladığı 11’deki kanat oyuncularının hepsi (sağdakiler sola-soldakiler sağa) yer değişmiş oldu.
HER MAÇ YENi BiR SÜRPRiZ
İlk kez yan yana oynayan Samet-Gustavo ikilisi uyumsuzdu. Nitekim Gustavo özellikle ilk yarıda bekleneni veremedi. Fenerbahçe, yediği gole çok benzeyen bir pozisyonda Rossi ile fileleri havalandırdı ancak ofsayt gerekçesiyle geçerli sayılmadı. Fenerbahçe’de her maçta kadro o kadar çok değişiyor ki, “Bu hafta şu isimler 11’de oynar” diyemiyoruz. Her maç sürpriz! Bu da oyuncuların mental hazırlığını olumsuz etkiliyor.
ALANYA iLK YARIDA SET ÇEKTi
İlk yarı kendi sahasına kapanan Alanyaspor adeta set çekti. Fenerbahçe ağırlıklı olarak kanatlardan ortalar yaparak tehlike yarattı. İlk yarının son 10 dakikasında Alanyaspor, Fenerbahçe’nin üstüne gelmeye başladı. Rakibine fazla pozisyon vermese de ilk yarıda Fenerbahçe’nin çok açık gol pozisyonu yoktu. Bu yarıda sarı lacivertliler 1’i isabetli 4 şut atarken, Alanyaspor 2 şutunda da kaleyi tutturdu. Gol erken gelince Alanya geriye çekildi ve bu da ilk yarı topla oynamada yüzde 75’e 25 gibi bir fark oluşmasını sağladı.
iKiNCi DEVRE 10 ŞUT ATTI
İkinci devre bambaşka bir maç izledik. Bu bölüme Zajc, Emre ve King’i oyuna alan Fenerbahçe yaptığı değişikliklerle risk alacağını gösterdi. Rakibinin üstüne giderken boş alanlar da verdi. Sarı lacivertliler ilk yarıya oranla daha arzulu ve istekli bir görüntü çizdi. Bunda Osayi-Samuel, Valencia, Ferdi ve sonradan giren Emre başrol oynadı. İlk yarı 4 şut atan Fenerbahçe ikinci devrede 10 şut buldu.
ALANYA BOŞLUKLAR BULDU AMA...
Geçen hafta Başakşehir-Beşiktaş karşılaşmasında başarılı yönetim gösteren Mete Kalkavan bu haftanın en önemli maçlarından Alanya-Fenerbahçe’ye atandı. Sorun şu ki; bu atama ne kadar normal ise, bir haftadır tartışılan Zaniolo-Donk pozisyonunun yaşandığı Galatasaray-Kasımpaşa maçında VAR hakemi olan Hakan Ceylan’ın ‘kör göze parmak sokarcasına’ dünkü karşılaşmaya yine VAR hakemi olarak atanması o kadar anormal!.. Sonuçta Alanya’da, sahadaki ve VAR odasındaki hakemlerin hepsi ekip olarak maalesef başarısız bir sınav verdi.
SON OLAYLAR HAKEMLERİ ETKİLEDİ Mİ?
Gerek kulüplerin açıklamaları ve gerekse MHK Başkanı Lale Orta ile ilgili iddialar kamuoyunda ister istemez “Bu olaylar hakemlerin etkilenmesine mi neden oluyor?” sorusunu yol açıyor hepimizde. Alanya-Fenerbahçe maçındaki tartışmalı pozisyonlara gelince... Alanyaspor’un attığı golde VAR’a ne kadar ihtiyaç olduğu gözüktü. Aynı ihtiyaç Fenerbahçe’nin attığı ve sayılmayan golünde de vardı. Fakat Alanya’nın golünde ofsayt çizgisi net biçimde çizilmiş iken Fenerbahçe’nin iptal edilen golünde ofsayt açısının net olarak verilmemesi doğal olarak polemiklere yol açtı.
JESUS’UN ATILMASI DOĞRUYDU ANCAK...
Ayrıca şurası çok netti: Alanyasporlu Furkan Bayır ilk yarıda Valencia’ya yaptığı hareketler nedeniyle üst üste sarı kartlar gösterilerek oyundan ihraç edilmeliydi. Aynı Furkan ikinci yarıda Ferdi Kadıoğlu’na da sarı kartlık hareket yaptı ama sahada kaldı.
Fenerbahçe’den İsmail ve Samet’e gösterilmesi gereken sarı kartlar da gösterilmedi.
Yani teknik ve disiplin cezaları konusunda sahada yetersiz bir hakem yönetimi vardı.
Geçen hafta Kayserispor-Fenerbahçe karşılaşmasında başarılı bir maç yöneten Atilla Karaoğlan bu başarısından dolayı bu hafta Galatasaray-Kasımpaşa maçına atanmış. Gözlemci notları, koşu mesafeleri ve bu gibi algoritmik veri kriterleri baz alındığında yapay zeka tarafından bu maça verildi. Atilla Karaoğlan maç boyunca spesifik ve majör bir hata yapmasa da genelinde faul, fena hareketler ve disiplin kararlarında yetersizdi.
Okan hocanın mimiklerine duyarsız kaldı
Maç çinde beklenen, özellikle elle oynama ile ilgili ceza sahası içi pozisyonlarında devam kararları doğruydu... Fakat gösterdiği ve göstermediği sarı kartlar ile tartışılır bir yönetim sergiledi. Özellikle ilk yarı bir taç pozisyonunda Okan hocanın jest ve mimiklerine duyarsız kalıp değil sarı kart göstermek uyarı bile yapmaması otoritesi adına zafiyetti. 2 takımın futbolcu itirazlarına çok müsamaha gösterdi. · 41’de elle oynamadan G.Saray penaltı beklentisinde devam doğru. 44’te Chouiar penaltı beklerken Oliviera’nın net topa teması var, kararı doğru.
Penaltılarla ile ilgili kararlar doğru
· 45’te G.Saray’ın penaltı beklentisinde devam kararı doğru. Kollar arkada bağlı.
· 74’te yine G.Saray’ın penaltı beklentisinde Kasımpaşalı oyuncunun kolu doğal konumda devam doğru.
· 90+9’da serbest vuruşta Kasımpaşa penaltı bekledi. Elle oynama yok devam doğru. Evet bu gibi penaltı beklentilerinde kararları doğru. Ama otorite ve teknik disiplin cezalarının ayarsızlığından dolayı bu maçı tekrar seyredip notlarını almasını tavsiye ederim.
Her maç bir rekorun egale edilmesi veya kırılması adına G.Saray’ı farklı motive ediyor. Bu maç da Beşiktaş’ın üst üste 13 maçlık galibiyet rekorunu kırmak için bir fırsattı. G.Saray geri düştüğünde puan kazanan, Kasımpaşa öne geçtiği maçlarda puan kaybeden takımlar arasında birinci sırada yer alıyorlar. G.Saray bir ayı geçen süre sonrası ilk resmi maçına çıktı. Bu aranın takıma yansıması nasıl olacak merak ediliyordu. Zira işler iyi giderken devamlılık kazanmayı psikomotor bir hale getirir... Özellikle iki takım için yeni transferlerin ne göstereceği ilgi uyandırıyordu. Okan hoca, Zaniolo’yu yedek başlattı. Aslında işleyen bir makinenin dişlerinden birini değiştirmeyerek doğruyu yaptı. Mertens’in yerine Mata’yı kullandı. Aslında transferlerden ziyade bu aranın, G.Saray adına en önemli gelişmesi Muslera’nın iyileşmesine fırsat vermesiydi.
iCARDi iSTEDiĞi TOPLARI ALAMADI
Maç beklendiği gibi başladı. G.Saray baskı kurup özellikle Yunus ve Kerem’i içe çekerek kanat beklerini öne çıkardı. Nelsson ve Abdulkerim; Yunus, Kerem ve Icardi’ye savunma arkasına uzun top attı. Kasımpaşa ani ataklarla boş olanlardan yararlanıp skor bulmak istedi. Aynı zamanda duran toplar Kasımpaşa’nın silahıydı. Koita, Fall, Donk, Djilobodji gibi hava hakimiyeti olan oyuncularla duran toplardan faydalanmak istedi. Galatasaray ise tam tersi Yunus, Kerem, Mata ve Torreira gibi oyuncular ile oynadı. İlk 30 dakika Icardi istediği gibi toplar alamadı, orta sahaya girip top dağıttı.
KALECi GÜNAY GEÇiT VERMEDi
G.saray’da ilk maçını oynayan Adekugbe defans arkasına sarkarak tehlike yaratmaya çalıştı. İlk yarı itibari ile G.Saray’da en çok aranan oyuncu Mertens oldu. Zorunlu Mata değişikliğinden sonra Rashica kanada, Yunus içeriye kaydı ve Mata’nın mevkisine geçti. G.Saray’ın hatta maçın ilk tehlikeli atağı Torreira’nın 33. dakikada şutu ile geldi. 40. dakikada Icardi’nin kornerden gelen kafa vuruşu vardı. Her iki pozisyonda da Günay başarılı kurtarışlar gösterdi. G.Saray 33. dakikadan sonra ilk yarı itibari ile 4 tehlikeli pozisyon yarattı. İlk yarı ile ilgili dikkatimi çekenlerden birisi de hakemin verdiği her kararda Kerem’in yanına gelip onunla konuşmasıydı.
2. YARI ÇOK DAHA FARKLIYDI
Okan hoca 2, yarı Yunus’u çıkarıp Zaniolo’yu Icardi’nin yanına alarak forveti ikiledi. 2. yarı hem G.Saray hem Kasımpaşa adına ilk yarıya göre farklı bir çehrede başladı. Her iki takımın ataklarını daha sık gördük. 2. yarının ilk 10 dakikasından sonra G.Saray ağırlığını iyice hissettirmeye başladı ve Rashica’nın güzel pasında Zaniolo’nun net ve tek vuruşu golü getirdi. İlk yarıda olduğu gibi G.Saray Mertens’in eksikliğini bu bölümde de inanılmaz hissetti. Baskı kursa da pasların isabet yüzdesi çok düşüktü. Doğru koşuları asiste edecek usta ayak arandı. Okan hoca, Kerem’e 72 dakika dayanabildi. Maç 70’ten sonra durağan bir havada geçerken son dakikalarda G.Saray’ın girdiği pozisyonlar ve Kasımpaşa’nın beraberlik çabası bize heyecanlı bir son seyrettirdi. G.Saray şampiyonluk yolunda bu tür skoru koruma maçlarını daha çok yaşayacak gibi gözüküyor.
ZANiOLO iLE ACiLEN KONUŞMALI