Weghorst’un gidişi sonrası Beşiktaş’ın ligde attığı son 12 golün yarısına 5 gol, 1 asistle doğrudan katkıda bulunan Cenk’in performansı merak ediliyordu. Şenol Güneş son 4 deplasman maçında galip gelememişti. Başladığı üçlü defans tercihi Muhammet ve Diouf’a karşı riskti. Maç hatalı bir golle başladı ve Konyaspor 1-0 öne geçti. Mert Günok’un geçen haftaki performansının nazarı oldu bu pozisyon.
14. dakikada Beşiktaş adına ilk gol pozisyonuna girildi. Siyah beyazlılar kanatlarını istese de tam randımanlı kullanamadı. İçeriye kat eden kanat oyuncularına atılan araya ve uzun toplarla pozisyona girmek istediler. Cenk orta sahaya sık sık gelerek top aldı ve Gedson’a arkaya sarkması için boş alanlar yarattı.
iLK YARIDA AKILDA KALANLAR
1- Saiss’in oynadığı daha doğrusu oynayamadığı mevkide geçen hafta 3 kafa golü atan Diouf’un ceza sahasına gelen 2 topta kafayı vurması.
2- Gedson kısmen kıpırdadığında Beşiktaş’ın pozisyonları girebilmesi.
3- Nathan Redmond-Valentin Rosier uyumsuzluğu.
4- Beşiktaş’ın son 5 dakikada Muleka ve Cenk ile forveti ikilemesi, Redmond’un sola, Gedson’un kanada çekilmesi.
iKiNCi DEVRE BAMBAŞKA BiR MAÇ
Jorge Jesus’un çıkardığı kadro rakip gözetmeden sanki rakip Galatasaray değilmiş gibi... Fakat Okan Buruk, Fenerbahçe’ye göre şekillenmiş Galatasaray kadrosu çıkardı sahaya. Mauro İcardi ve Bafetimbi Gomis’e yedeklerde yer vererek yerine Barış Alper Yılmaz, Kerem Aktürkoğlu ve Milot Rashica üçlüsünü tercih etti. Arkadan Dries Mertens’in vereceği destekle etkili oyun taktiğinin ne olacağı maç öncesi kendini belli etti.
G.SARAY iSTEDiĞiNi YAPTI
Fenerbahçe klasik kanatlardan gelerek ve 3. bölgede baskı kurarak sonuca gitmek istediğini gösterdi. İlk yarı Galatasaray, Fenerbahçe’nin defansif kurgusu doğrultusunda düşüncesinin tam anlamıyla uyguladı. Defans arkasına ve arasına Barış ile Kerem’e atılan toplar tehlike ve gol pozisyonları yarattı Galatasaray adına. İşin ilginç tarafı Fenerbahçe’nin yedikleri gole kadar girdiği iki pozisyon Galatasaray’ın girdiği pozisyonlarla benzerlik taşıyordu.
GOL DURAN TOPTAN GELDi
İlk yarısı derbiye yakışan oyun ve karşılıklı gol pozisyonları yaşandığı bir maçtı. Fenerbahçe de Galatasaray da goller kaçırdı. Enteresan olan ise Galatasaray’ın benimsediği taktik ile değil duran bir toptan golü bulmasıydı. İlk yarının en iyileri Kerem ve Barış Alper diyebiliriz. Dikkat çeken bir konu da Altay Bayındır’ın atılan uzun toplarda ceza sahasının dışına çıkarak ayağı ile 3-4 pozisyon engellemesiydi.
JESUS’UN B PLANI OLMAYINCA
İkinci yarıda maç Galatasaray’ın istediği gibi başladı. Taktik olarak her iki hocanın karşılıklı değişiklikleri oldu. Bir ara Barış ve Mertens’in yorgunlukları baş gösterdiğinde Fenerbahçe baskı kurmuş gibi olsa da B planı olmayan Jorge Jesus karşısında Galatasaray ikinci golü bulduktan sonra Fenerbahçe oyundan koptu ve maç da derbi havasından çıktı.
NET BiR GALiBiYET ALDILAR
Önce Gaziantep-Beşiktaş maçındaki hatasıyla Atilla Karaoğlan sonra gelişen kaotik ortam neticesi ile Abdülkadir Bitigen saf dışı kaldı. Evet Bitigen’in düşünüldüğünün göstergesi bu maça 4. hakem görevi verilmesinden belli. Nihayetinde F.Bahçe-G.Saray derbisinin son 3-4 gün içindeki yaşananlar paralelinde Halil Umut Meler’e verilmesi gün gibi aşikârdı. Yapay zeka dile gelmiş olacak ki “gel kurtar bizi Meler” dedi.
Böylece atamalar için algoritmik veriler ışığında çıkılan yoldan ‘U’mut dönüşü yapıldı. Evet şu anki konjonktür de sağdan da baksan soldan da baksan yurt dışından da bakılsa bu derbiye gereken ve en uygun isim verildi. Hakemlik yeteneği ve şu ana kadar yönettiği derbiler ile kazanılan tecrübe bu derbi için yeterli mi? Evet yeterli. Ama tecrübeye dayalı küçük bir tavsiye; çıkacağı bu 6. derbinin atmosferi ilk 5 derbinin hiçbirine benzemeyecek, çok farklı olacak. Bu yüzden mental ve teknik olarak strateji konusunda hazırlığını çok iyi yapmalı. Eminim bu derbi maçı bir yanı yönetme arzusunda olsa da diğer yandan tam tersi istekte...
AĞZIYLA KUŞ TUTSA DA...
Bilmeli ki ağzıyla kuş tutsa da maç sonunda sorgulanacak ve eleştirilere maruz kalacak. Maalesef MHK’nın öngörüsüzlüğü ve ileriyi tahayyül edememesi; Halil Umut Meler’e iş başa düştü dedirtecek şu anda. Allah yardımcısı olsun.
Pozisyonlar ve hakemler hakkında verilen kararlarla ilgili MHK tarafından TFF resmi sitesinde açıklama yapıldı. Sanırım bu açıklamanın kamuoyunu tatmin edemeyeceğine kanaat getirildi ki VAR kayıtları yayınlandı.
EMSAL TEŞKiL EDECEK
TFF’nin bu kararı diğer maçlarda benzer pozisyonlarda kulüpler için emsal teşkil edecek. VAR kayıtlarının açıklanması, kamuoyunun bazı olayların nedenlerini kavraması ve polemiklerin son bulmasını önlemekten ziyade, Erkan Özdamar, Özgüç Türkalp ve Atilla Karaoğlan’ın yaşadıkları paralelinde ileride yaşanacaklar adına bir başlangıç olmuştur. Bu bir milattır. Ama bir şeyleri noktalayan değil, başlatan milat. TFF ve MHK’nin açıklamalarında yer alan ‘önemli hakem hatası’ ifadesi Sivas’ın tekrar isteğinin olumsuz sonuçlanacağının göstergesi.
30 yıl hakemlik yapan biri olarak yabancı hakemle ilgili böyle bir tavsiyede bulunmak canımı acıtıyor, çok üzülüyorum ama mevcut şartları dikkate alarak tavsiyemi dile getiriyorum... Ortam dehset saçıyor, insanlar delilik satıyor, bence böyle bir atmosferde hakemlerimizi, daha çok zarar verecek bir ateşin içine atmayın. Yabancı hakem gelirse yaşanabilecek pek çok olumsuzluğun önüne geçersiniz.
Otuz yıl hakemlik yaptığım bu ülkede kalben asla kabul edemeyeceğim yabancı hakem konusundaki şu anki konjonktürde mantığım 8 Ocak’ta oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray maçı için bana ‘Acaba’ dedirtiyor. Yeni yılın ilk derbisini yönetmeye aday FIFA hakemlerinin son durumuna baktığımızda, bu maçı bu ortamda kaldırabilecek çok az isim var.
ADAYLARIN DURUMU OLUMSUZ
Onlar için de gerek algoritmik veriler gerekse Merkez Hakem Kurulu’nun bu hakemler hakkındaki bireysel düşünceleri derbiye atanmaları yolunda olumsuz bir hava yaratıyor. Şimdi gelin aday hakemlerin son durumlarına kısaca göz atalım...
· Mete Kalkavan bir basketbol maçında tribünde giydiği forma nedeniyle Galatasaray cephesinde asla olumlu karşılanmaz.
· Atilla Karaoğlan, son yönettiği Gaziantep-Beşiktaş maçında yaptığı majör hatası yüzünden bu derbi için şansını kaybetti.
· Abdulkadir Bitigen adaylardan biri fakat bu atmosferde derbiye atanırsa kendini çok iyi hazırlayıp konsantre etmeli.
· Erkan Özdamar Sivas-Galatasaray maçındaki gol iptali ve sonrasında yaşananlar nedeniyle uzun süre zaten maç alamayacak.
Yere yatıp kalkmama, oyunun devamlı kesilerek durdurulması hastalığına bir de zeminin hastalığı eklenince, gole kadar seyir zevki sıfır bir maç izledik. Golden sonra oyun biraz hareketlenir diye beklerken, oyunun sık sık durması yine can sıktı. Galatasaray’da Torreira cezalıydı. Midtsjö kurala takıldı. Sivas’ta da Gradel, Camara, Murat, Leke James ve Appindangoye yoktu. Geçen hafta rakibine göre daha az topa sahip olan ve kazanan iki takımın karşılaşmasıydı. Kötü zemin yerden oynama, oyun kurabilme ve top hâkimiyetine engel olunca iki takım da oyunu havadan ve uzun toplarla oynamayı tercih etti. Özellikle ceza sahası önü ve içinde futbolcuların final paslarını istedikleri gibi yapamamaları oluşabilecek gollük pozisyonların önüne geçti.
MANTAR HASTASI ÇİMLER!
Maçın Galatasaray açısından ilk şutu 25. dakikada Rashica’dan geldi, ikinci şut ise gol oldu. Mantar hastalığına yakalanmış bu berbat zeminde Boey’in pasına Mertens’in vuruşu çok şıktı. Bu pozisyonda Berkant ve Boey topu getirirken, gol vuruşu öncesi Mertens‘in kat ettiği mesafe esnadındaki çevre kontrolü çok önemli ve dikkate değerdi.
BİRBİRİNE BENZER GOLLER
Golden sonra oyun biraz hareketlenir gibi olsa da oyunun sık sık durması ve soğuması ilk yarının ivmelenmesine izin vermedi. Sivas’ın ikinci yarıya arzulu ve hızlı başlaması, Galatasaray’ın taktiksel olarak rakibin arka alanda bırakacağı boşlukları değerlendirerek pozisyon bulacağı beklentisini artırdı. Ne varki Sivasspor’un golünün iptal edilmesinden sonra maç kimilerine göre korku, kimilerine göre macera, aksiyon filmine döndü. Bana göre ise komedi filmi idi! Bu filmi takımların birbirlerine attıkları gollerle Galatasaray 2-1 kazandı ve yeni yıla lider girdi.
Sonuca bağlı olarak her iki takım için de olumlu veya olumsuz kısmen psikolojik kırılmanın yaşanacağı bir maçtı. Bir tarafta 8 Mart 2021’den beri evinde maç kaybetmeyen Trabzonspor, diğer tarafta bu sezon neredeyse her 4 şutundan 1’i gol olan lider Fenerbahçe vardı. Verilen Dünya Kupası arasından sonra sahada nasıl bir Fenerbahçe olacağı tahmin edilse de, tahmin edilemeyen durum Trabzonspor’un nasıl oynayacağı idi. İlk dakikalarda Trabzon Fenerbahçe’nin defansif kurgusunun zaaflarından yararlanmak için savunma arkasına uzun toplar atarak sonuca gitmeyi hedefledi. Fenerbahçe ise kapılan toplarda ani çıkışlarla rakibini dengesiz yakalamak istedi. Bu süreçte King’in güzel vuruşu sonrası direkten dönen top ve Trabzonspor adına Gomez ile yakalanan fırsatlar vardı. Sonrasında yine King’in bir kafa vuruşu ve Ferdi’nin çektiği şut vardı.
iLK YARI SAMAN ALEVi GiBiYDi
Trabzonspor baskılı oyununu zaman zaman ilk yarı gösterse de sonuca götürecek final pozisyonuna giremedi bir türlü. Fenerbahçe’nin ilk yarı boyunca taktiği ani kaptığı toplarla çok hızlı bir şekilde üçüncü bölgeye geçip skoru bulmaktı. King’in direkten dönen şutu sonrası ilk yarının en güzel anlarından biri, öncesinde ofsayt olsa da Abdülkadir’in şutu ve Altay’ın kurtarışıydı. Saman alevi gibi parlamaya aday, kısır ve pozisyonsuz bir yarı izledik. İlk devre Trabzonspor Visca’sız, Fenerbahçe Batshuayi’siz oynadı! Trabzon için Hamsik, Fenerbahçe için de Enner Valencia arandı.
İkinci yarı daha ilk dakikaları ile ilk devreye nazaran başka çehrede bir maç seyredeceğimizi gösterdi. Avcı, taktiğini ve oyun sistemini değiştirip, hızlı forvetlere araya atılan toplarla Fenerbahçe defansının zaafından yararlanmak istedi. Bunun ilk meyvesini 54. dakikada Trezeguet’nin yakaladığı Altay’ın kurtardığı pozisyonda gördük. 57. dakikada Crespo’nun kırmızı kartı orta sahada ve dolayısı ile oyunda bütün dengeleri değiştirdi. Ve kartlar yeniden dağıtıldı.
TEKNiK ADAMLARIN SATRANCI
Ardından Gomez’in tam bir golcü vuruşu ile gelen golü sonrası yapılan değişikliklerle maç teknik adamların satranç tahtasındaki taktik savaşına döndü.
Fenerbahçe’nin beraberliği bulmak için yüklendiği zamanlarda Trabzonspor araya atılan toplarla yakaladığı pozisyonlardan yararlanamadı. Özellikle Umut kaçırdığı pozisyonlarla Trabzonspor’un son dakikaları stresli geçirmesine sebep oldu. Umut’un yapamadığını Trezeguet yaptı ve maçın son saniyelerinde ikinci golü atarak fişi çekti.
YENiLGiDE JESUS’UN DA PAYI VAR
Birincisi, futbolu ve hakemliği itibarsızlaştıracak söylemlere ceza verileceği. Bu uygulama, maçlardan hemen önce veya sonrasını mı kapsıyor; 3-5 gün sonra bambaşka bir platformda yapılacak söylemlere de ceza verilecek mi veya verilecekse aynı oranda mı olacak? Ayrıca hangi sözler ‘itibarsızlaştırma’ olarak değerlendirilecek? Bu açıklığa kavuşturulup netleştirilmeli. Eğer sınırları net olarak çizilmezse, ucu açık, ‘sana göre bana göre’ kavramlar üzerinden bir cezalandırma söz konusu olabilir.
MEVCUT TALiMATTA ZATEN VAR
Diğer konu hakemlerin etrafının maç esnasında futbolcular ve teknik direktörler tarafından sarılması. Mevcut Disiplin Talimatı’nda bu gibi olaylarla ilgili verilmiş bir talimat zaten var. Burada önemli olan konu, hakem herhangi bir şekilde sarı kart göstermez ya da raporuna yazmasa bile görüntülü olarak ceza verilebileceği... Burada da ucu açık, kırmızı çizgi ile sınırlanmamış bir karar söz konusu. Oyuncu ile hakem arasındaki mesafe ne kadar olmalı? İtiraza kaç kişi geldi? Hakeme neler söylendi? Bütün bunlar belirtilmeli. Sadece saha içindekilerin bilebileceği bu olayları hakemin raporunun dışında görüntülere bakarak ceza vereceksin...
‘ONA ÖYLE, BUNA BÖYLE’ DEMEZLER Mi?
Peki yarın öbürgün kulüpler ‘sana verildi bana verilmedi’, ‘ona öyle yapıldı bana böyle yapıldı’ gibi örneklerle TFF’nin karşısına çıkarlarsa ne olacak? Kaldı ki, kurum olarak görüntülere bakarak ceza uygulayabiliyorsanız, sizden dudak okuma ve hakemin göremediği ya da görüp de değerlendiremediği olaylar için de ceza verilmesi istenebilir. O zaman bu gibi durumlarda ne yapacaksınız?
Bildiğim kadarıyla görüntülerden yola çıkılarak ceza verilmesi uygulaması bugüne dek sadece Beşiktaş’ta oynadığı dönemde Caner Erkin’e yapıldı. Dolayısıyla sınırları net olarak çizilmemiş bu talimat nedeniyle yeni polemikler zincirine şahit olabiliriz.