Genç kardeşim şu sözleri iyi oku

“Yetiştirilecek çocuklarımıza ve gençlerimize verilecek eğitimin sınırı ne olursa olsun.

En önce ve her şeyden önce, Türkiye’nin bağımsızlığına, milli kişilik ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla savaşma gereği öğretilmelidir.”

Ve...

“Milletlerarası dünyanın günümüzdeki durumuna göre böyle bir savaşın gerektirdiği ruh yapısına sahip olmayan insanlara ve bu tür insanlardan oluşmuş toplumlara, yaşama hakkı ve bağımsızlık yoktur.”

Daha ne desin genç kardeşim.

1 Mart 1922’de Ankara Ulus’taki Millet Meclisi’nde söylüyor.

Mustafa Kemal Atatürk.

Yıllardır yazıyorum.

Bağımsızlığını kanla kazanmış bir milletin evlatları olarak...

Kudüs’te yapılan oldubittiyi... 

İşgali... 

Katliamı anlamak için önce Samsun’a çıkışı anlamalısın..

Sana verilen 19 Mayıs bayramı işte o gençliğin bağımsızlık ateşidir.

Samsun’a çıkan bu iradeyi, yalnızca bir tören olarak görürsen eğer...

Bağımsızlık nedir bilemezsin.

İşte bugün Kudüs’te ve Ortadoğu’da yaşananları anlamak için.

Atatürk’ün söylediği “milli kişilik” denilen duyguyu anlamak gerekiyor.

Bugün yerli ve milli olma hedefi doğrudan onun devamıdır?

19 Mayıs Gençlik Bayramınız kutlu olsun...

YAPMA BE KARDEŞİM
GEÇEN defa gazileri benzincide kıstırıp dövdüler. Bu defa Urfa’da engelli gençleri dövdüler.

Halkoyunları kursundan çıkmışlardı.

Tuba B., Hilal T., Cuma S. ve Halil S.

Hepsi de işitme engelli.

Nasıl olduysa magandalar yollarını kesti. Dövdüler. Burnunu kırdılar.

Yapma be kardeşim...

Ne oldu bize diye soruyoruz ya...

Bu 19 Mayıs Gençlik Bayramı’nda bütün gençlere önce saygıyı öneriyorum. Hatta biz “genç” yaşlılara öğretsinler diye...

Daha da kuvvetle öneriyorum...

Ötekine saygı duymak ne güzel bir erdemdir...