Ben de içimdeki çocuğa güvenip Mars biletimi aldım.
Boarding Pass’ıma miller bile işlenmişti.
Ama bundan çok daha önemlisi var.
NASA’nın Mars’a gönderdiği keşif aracından bilet alanların sayısı 10 milyon olarak açıklanıyor.
İki saatlik tarihi bir yürüyüştü bu...
İşte o görüntüleri izlerken bir şey dikkatimi çekti.
Katılanlar arasında birtakım gençler vardı. Heyecanlıydılar. Sürekli olarak köprünün kolonlarını gösteriyor, köprünün ayaklarına uzun uzun bakıyor, fotoğraflar çekiyorlardı.
Ve Bakan Karaismailoğlu’nu soru yağmuruna tutuyorlardı.
Gazeteci değillerdi. Orada çalışanlardan değillerdi.
Peki kimdi bu gençler...
Bakan
43 nükleer genç mühendis daha mezun oluyor...
Aslında her birinin hikâyesi ayrı bir mucize.
İşte bir örnek.
Burası Çorum merkeze 24 kilometre uzaktaki Çaltıcak köyü.
Kış olunca sarp dağların geçit vermez yollarında buz kesen bir soğuk ve kar...
Bir o kadar muhteşem bir doğa...
Bakan Pekcan aynen şöyle diyor:
“Sebze ve meyvede fahiş fiyatla kalıcı mücadele için vatandaşlarımızın desteğini bekliyorum.”
Peki bu nasıl olacak?
Son dönemde, sebze ve meyve fiyatlarında aşırı artışlar görülmüştü.
Hâlâ da şikâyetler geliyor.
Bakan Pekcan’a sordum:
“Ruhsar Hanım, böylesine geniş kapsamlı bir organizasyonda siz bakanlık olarak tüm illerde denetim yapıyorsunuz ama biz vatandaş olarak bu fahiş fiyatla nasıl mücadele edeceğiz?”
İşte madde madde cevap:
Çünkü Çisemgül kucakladığı bu köpeğe “Şahane” adını verdi.
Ve şimdi bakar mısınız şu fotoğrafa...
Nasıl bir heyecan...
İçimize işleyen bir an...
Tıkandım. Dilim kurudu.
Gözyaşlarımın ucunda bir daha okudum.
Bir daha...
Ah benim canım evladım...
Okuyun ve ne durumdayız anlayın...
İşte Adana:
“Genç doktor Mehmet Ertane, yakalandığı koronavirüsle 40 gün mücadele etti ama kurtarılamadı.”
Dr. Ertane, koronalı hastaları tedavi ederken yakalanmıştı hastalığa.
Allah rahmet eylesin kardeşim...
Ve işte Kocaeli:
“Hasta ziyaretine giden aynı aileden 30’un üzerinde kişinin testi pozitif çıktı.”
Kadın cinayetleri, kadın hakları üzerine internetteki geçmiş yayınları karıştırırken karşılaştım bu cümleyle...
Türkiye’nin FIFA kokartlı ilk kadın hakemi Lale Orta, Evrensel’e verdiği bir röportajında söylemiş bu sözleri: “1991 yılında ilk kez Çin’de düzenlenen Kadınlar Dünya Kupası’na davet aldığım halde göndermediler. Benimle maça gitmek istemeyen hakemlerimiz de oldu ne yazık ki. İşin acı tarafı o hakemin isteği kabul edilerek benim görevim iptal edilmişti.” Okuyunca içim acıdı... Hayatta canavar ruhlu erkeklerden çektikleri yetmiyormuş gibi, kadınlara yeşil sahalarda da böyle bir ayrım olmasını yadırgadım. Önceki gün TFF Başkanı Nihat Özdemir’le sohbet ediyoruz... Tabii aklımda bu soru var...
ÖZDEMİR'E, LALE ORTA'NIN SÖZÜNÜ HATIRLATTIM
Ve konuyu Lale Orta’nın bu sözüne getirip sordum: “Başkan, neden liglerde kadın hakem yok?”
Özdemir önce bir durdu... Sonra heyecanla cevap verdi: “Kadın hakemlerimiz yetiştiriliyor. Yani bu konuda projemiz var.”
- Süper Lig için de kadın hakem olabilir mi?
- Evet, Süper Lig’e kadın hakem geliyor diyebiliriz. Çalışmalarımız var.