Hele Ankara’daki...
Neredeyse Ankara sosyetesinin, üst düzey bürokratların, siyasetçilerin gittiği bir merkez.
Ankara’dan hep “siyaset kulisi” yazılmaz ki...
Böylesine olaylar da yaşanıyor.
Olayımız, İstanbul’da başlıyor.
Ve ilginç bir takiple Ankara’da bitiyor...
Anlatayım...
Varlıklı bir genç iş insanı A.C..
Her hafta böyle bir gün var. Dışarıda 165 kişi bekliyor.
Vali, elinde kâğıt kalem... Gelenlerin taleplerini not alıyor...
Ve bir ara...
Kapı açılıyor, içeri genç bir kız giriyor...
Sonraki sahne şöyle:
Vali not almak için kalemi eline alıyor...
“İş derdi mi? Yurt derdi mi? Acaba hangisi?”
Binalar kurşunlanırdı...
Şöyle haberler gelirdi:
“Suriye’de terör örgütü PKK/YPG kontrolündeki Resulayn’dan teröristlerin attığı 2 havan mermisi, Ceylanpınar ilçe merkezine düştü. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı.”
Sonra Türkiye kararlı bir adım attı. Ve peşpeşe sınır ötesi harekâtlar yapıldı.
Mehmetçik o bölgeyi kontrol altına aldı. Saldırılar durdu.
Şu sıralar İdlib başta olmak üzere bölge yine ısıtılıyor.
İşte Resulayn...
Ve oradan gelen şu fotoğraf...
2012 yılının eylül ayına...
İzmir’de bir hastane odasına.
Neşet Ertaş ölüm döşeğindeydi. Gidip sarılmak istemiştim.
Sonrasında o anı şöyle yazmıştım:
“Hastanedeki odasına girince ‘Eyvah!’ dedim içimden...
Neşet Ertaş bitkindi. Gözlerini zor açabiliyordu. Elini biraz kaldırabildi.
Uzanıp tuttum.
Bir sabah bakkaldan alışveriş yaparken yanınıza bir kişi yanaşıyor. Ve kendisini devlet görevlisi gibi tanıtıp şöyle diyor: “Size önemli bir teklifimiz var...”
Kadın şaşkın...
“Nedir o, siz kimsiniz?”
Adam biraz kenara çekilerek önce kadının adını söylüyor. Sonra kocasının adını ve ardından İran’daki ailesinin isimlerini sayıyor...
Kadın şok...
Ağlamaklı bir ses tonuyla soruyor:
“Kimsiniz? Bunları nereden biliyorsunuz...”
Bana göre Türeci ve Şahin hocaların bu cevabı diplomasi tarihine geçer...
Çünkü Türk Büyükelçisi’ni törene çağırmayan Atina’ya cevabı Atatürk’ün Selanik’teki evinden verdiler.
Nasıl mı?
Anlatayım.
Önceki gün diplomasi kulislerinden bir söylenti geldi.
Önce inanamadım.
“Yok artık, bu kadar da olmaz”
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini alması...
ABD’nin Türkiye’yi yaptırımlara kadar suçlaması...
Ve ardından Türkiye’nin ortağı olduğu F-35 savaş uçakları için gelen kriz...
Türkiye’nin 1 milyar 400 milyon dolar yatırım yaptığı F-35 projesinden dışlanması...
İşte bu noktada karşılıklı iddialar.
Birileri çıkıp diyor ki:
“ABD Türkiye’ye ‘Patriot’ verecekti ama Türkiye özellikle Rusya ile anlaştı.”
Ağır bir suçlama.
Ve bir bilirkişi raporu.
Doğrusu okuyunca ben de şaşırdım.
Bakalım siz ne diyeceksiniz...
DHA muhabiri Kadir Özen haberi şöyle geçiyor:
“Bilirkişi ehliyetsiz sürücünün çarptığı 2 yaşındaki Emirhan’ı da kusurlu buldu...”
“Allah Allah...” dedim.
Bu nasıl olabilir?
Ve haberin devamı: