Paylaş
2012 yılının eylül ayına...
İzmir’de bir hastane odasına.
Neşet Ertaş ölüm döşeğindeydi. Gidip sarılmak istemiştim.
Sonrasında o anı şöyle yazmıştım:
“Hastanedeki odasına girince ‘Eyvah!’ dedim içimden...
Neşet Ertaş bitkindi. Gözlerini zor açabiliyordu. Elini biraz kaldırabildi.
Uzanıp tuttum.
Buz gibiydi...
Bir süre konuşamadım.
Sonra: ‘Üstadım sana dostlardan selam getirdim. Hepimiz ayağa kalkmanı bekliyoruz!’ diyebildim.
Doğrulmaya çalıştı, olmadı.
‘İzmir’e gelmek istedim. Herkese selam söyle. İnşallah kalkarım.’
Durdum. Bir daha tuttum elinden.
Ve dedim ki:
‘O kadar değer veriyoruz ki size!’
O perişan haliyle...
O bitkin bakışlarıyla...
O yorgun yatışıyla...
Yine Anadolu’nun kalp tarihinden, gönül ikliminden bir ders verdi...
Son dersiydi belki de bu:
Dedi ki:
‘Eksik olmayın. Ancak değer olan değer verir...’
İçime işledi o söz:
‘Değer olan, değer verir!’
500 YILLIK YAPI
Yıllar öncesinden bugüne dönersek...
Abdal geleneğinin son ustalarından Neşet Ertaş’ı neden hatırlattığımı şöyle anlatabilirim:
Pülümür’den DHA muhabiri Serhat Ozan Yıldırım bir haber geçiyor:
“16’ncı yüzyılın halk ozanlarından Pir Sultan Abdal’ın 8’inci kuşaktan torunu olan Mehmet Çelebi (90), Pir Sultan Abdal’ın yaklaşık 500 yıl önce inşa ettiği cemevinin yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Çelebi, ‘Pir Sultan Abdal, İran’dan geldikten sonra burayı yapıyor ve 15 sene burada kalıyor. Burada evleniyor burada çocukları oluyor.’ “
Haberin devamında Çelebi şöyle diyor:
“Bizler de onların torunları oluyoruz. Pir Sultan Abdal’ın asaları burada var, eskiden burada cem yapıyorduk. Burayı dedemin dedesi, dedem, babam ve ben korudum bu zamana kadar. Biz kültürümüzü, inancımızı yürüttük ve sahip çıktık. Şimdi de buranın tescillenerek aslına uygun bir şekilde onarılmasını istiyoruz.”
Mevlana’sından Yunus’una, Pir Sultan Abdal’ından Hacı Bektaş-ı Veli’ye kadar daha onlarca büyük düşünür ve şairin çıktığı Anadolu’daki bu eserler aslında bir insanlık kültürüdür.
Göbeklitepe’den, Selçuklu anıt mezarlarına kadar uzanan muazzam bir zenginlik.
Bir tarafta, binlerce yıllık Karya medeniyeti, Efes, Selçuk Dalyan...
Diğer tarafta Selçuklu, Urartu medeniyetleri.
BAKAN ERSOY MUTLAKA İLGİLENECEKTİR
İşte böyle bir zenginlikten gelen bu fotoğraf için, çok iyi biliyorum ki Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy bir çalışma yaptıracaktır.
Nereden mi biliyorum?
Büyükada’da, Van’da, Malatya’da, Bodrum’da, Mardin’de, Karadeniz’de, Ege’nin o geniş coğrafyasında yaptıklarından biliyorum.
Yapının kökleri araştırılırsa bu yüzlerce yıllık eser gönüllere ve nesillere kalacaktır.
Evet arkadaşlar...
Pir Sultan deyince hangi birini söylesek...
“Ötme bülbül ötme” mi desek...
“Kul olayım kalem tutan ellere” mi desek...
“Gafil gezme şaşkın” mı desek...
Abdal geleneğinin son ustalarından Neşet Ertaş mı desek...
Ne desek?
Aslında ne desek az arkadaşlar...
Hatırlasak, sahip çıksak...
O hoşgörüyü...
O zenginliği ve insana olan saygıyı biraz anlasak.
Neşet Ertaş’ın ölüm döşeğinde dediği gibi:
Değer verdiğimizde, bizim de bir değer olacağımızı anlasak yetmez mi?
Paylaş