YÖK o üniversite için karar verdi - Çocuklar hayallerine kavuştu

Bir yakın dostum aracılığıyla bana ulaşmışlardı. Ben de yazmıştım. Üniversite hakkında başka iddialar da vardı ve YÖK olaya el koymuştu.

Çocuklar üniversite yönetimi tarafından kibarca bir anlatımla “kandırılmış” ama doğrudan konuşunca “dolandırılmış”lardı. Kısaca üniversite hayal satmıştı...

Olayın özeti şuydu:

- AKEV Üniversitesi bir “Kaptanlık Yüksek Okulu açmış” ve öğrenciler kaydetmişti.

Puanı tutan çocuklar da yıllık ücretlerini verip kayıt yaptırmışlardı.

Sonra...

2 yıl boyunca bu çocuklar okula gidip geldiler. Ders, eğitim, masraflar, yatacak yer. Yeme içme...

Okulun yıllık parası...

Aileler dişlerinden tırnaklarından artırdıklarını bu okula vermişlerdi.

Bazı öğrenciler hem çalışıyor hem okuyordu.

Mesela Mert’in hayali, doğup büyüdüğü denizlerde kaptanlık yapmak, turizm sektörüne girmekti. Mert bu gelecek hayaliyle her gün okula gitti. Diğer arkadaşları da öyle.

Kimisi uzun yollardan geliyordu.

Sonuç:

Aylar, yıllar geçti. Mezuniyet günü geldi. Çocuklar heyecanlı. Geleceğin yat kaptanları olarak hayata atılacakları hayaliyle diplomalarını beklediler.

Ama mezuniyet günü büyük bir şok yaşadılar.

Çünkü üniversite yönetimi şöyle diyordu:

“Biz size diploma veriyoruz. Ama bu diplomayla resmi olarak kaptanlık yapamazsınız.”

Allah Allaaaah...

Çocukların dünyaları başlarına yıkılmıştı. Ne yapsınlar, kime gitsinler...

Önce hocalarına gittiler. Hocaların boynu bükük...

Okul yönetimine ulaşmaya çalıştılar.

Ses yok...

Beklediler, çabaladılar, telefonlar, gidip gelmeler, kapılarda, makam odalarında saatlerce beklemeler...

Ama sonuç sıfır...

İşte o noktada ulaştılar bana.

Ben de dinledim. İnceledim, okul yönetimine ve savcılığa verdikleri dilekçeleri aldım.

Baktım ki bu AKEV Üniversitesi’nde onlarca iddia var. Öğretim görevlileri içinden YÖK’e şikâyetler gitmiş. Bir sürü parasal ilişkiler, iddialar...

Oturdum yazdım. Bizim yazı işleri de olayı büyüttü...

Ve ardından YÖK Başkanlığı’ndan aradılar...

YÖK büyük bir titizlikle soruşturma açmıştı. YÖK Başkanı Erol Özvar Bey bizzat ilgileniyordu.

Denetleme kurulu hakkında da şikâyetler olduğu için Başkan Özvar iki kat titizdi.

Aradan aylar geçti.

Tabii öğrenciler, aileler soruyordu:

“Fatih Bey, ne oldu bir haber var mı?”

VE YÖK DUYURDU

Zaman geçtikçe umutlar sönmeye başladı...Hatta:

“Fatih Bey, acaba YÖK Başkanı...” türünden ifadeler bile başlamıştı.

Erol Özvar’ı dürüst ve titiz bir insan olarak tanıdım.

Öğrencilere, “Bekleyin arkadaşlar. Devlette işler biraz ağır gider ama mutlak sonuca ulaşır” diyordum...

Nihayet önceki gün haber geldi:

YÖK kararını vermişti:

“Antalya AKEV Üniversitesi hakkındaki ilgili kayıtlı dilekçede belirtilen hususlar Başkanlığımızca incelenmiş olup YÖK Genel Kurulunca alınan karar uyarınca, üniversite Yat Kaptanlığı Programı’ndan mezun olan öğrencilerin Yat Kaptanlığı Sertifikası alabilmeleri için gerekli masrafların üniversite tarafından karşılanması gerektiğine karar verilmiş olup bu durum üniversiteye bildirilmiştir...”

İYİ Kİ HÜRRİYET VAR

Evet arkadaşlar...

AKEV Üniversitesi’yle ilgili başka iddialar, ifadeler, zabıtlar, belgeler de vardı.

Elbette o konular da araştırılıyordur.

Ama beni en çok ilgilendiren bu çocukların hayallerinin çalınmasıydı.

Ve kaybolan yıllar geri gelmese de en azından o çocukların uğradığı haksızlık bir nebze giderilmiş oldu.

Dahası üniversitenin yaptığının yanlış olduğu; ki bana göre suç olduğu tescil edilmiş oldu.

Gazeteciliğin en keyifli yanlarından birisi de budur işte.

Ben yazdım, Hürriyet sahip çıktı. Yazı işlerimiz çok güzel işleyerek olayı birinci sayfadan büyüttü.

Yani o çocukların sesi olduk.

Ve nihayet o çocukların hayallerine kapanan kapılar açıldı...

Tabii bu çocuklar kayıpları için tazminat da almalılar.

Bu noktada...

YÖK Basın Müşaviri Çiğdem Savaşçıoğlu’nun öğrencilere olan anlayışlı tutumunu...

YÖK Başkanı Erol Özvar’ın bana verdiği samimi cevapları hatırlatıyor ve kutluyorum...

Hep okurlar mı diyecek... Bir kez de ben yazayım:

“İyi ki Hürriyet var...”