Sarsıldık. İçimiz yandı. Kavrulduk. Donduk kaldık.
Tamam...
Tamam ama bir durun be kardeşim.
Hemen bir suçlu arama gayretleri.
Hemen “Toplanın tartışalım. Ceza keselim” niyetleri.
Neredeyse “Milli Savunma Bakanı hesap versin” demeye varacak çıkışlar.
Bir durun lütfen.
Verilen mücadelenin farkında mısınız?
Yaklaşık 30 yıl öncesine.
Rahmetli Bülent Ecevit’in Ankara Oran sitesindeki evindeyim.
Gündem rahmetli Baykal’ın yaptığı birleşme çağrısı... Ama bir başka konu var ki...
50 yıldır yakamızdan düşmeyen o terör. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde yuvalanan terör.
O günlerde bölgeye gelmesi tartışılan “Çekiç Güç...”
İşte o gün Bülent Bey’e sormuştum:
-Efendim bir de Çekiç Güç meselesi var. Biliyorsunuz ABD ve İngiliz kuvvetleri Irak’ın kuzeyindeki sivilleri Saddam’ın saldırısından korumak için Türkiye ve bölgeye konuşlanıyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ecevit
1. Tam diplomasinin açık koridorlarında el sıkıp, gölgelerde silah sıkanları koruyanları yazıyordum ki...
Tam sınırlarımızın ötesinde bu vatan için mücadele eden, hiç bilmediğimiz o Mehmetçikler; Adını yüzünü bilmediğimiz, o vatan evlatlarını yazıyordum ki...
Acı haber geldi.
Irak’ın kuzeyinde 6 kahramanımızı kaybettik. Mekânları cennet olsun.
Bu yazıyı onlara adıyorum...
2. AÇIKTA EL SIKIŞMA GÖLGEDE SAVAŞ
Biliyorsunuz... MİT ve TSK, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde çok sayıda nokta operasyonu düzenledi ve düzenliyor. Örgütün yöneticilerini etkisiz hale getiriyor.
Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında da muhalefetin eleştirileri bu yöndeydi. Önceki gün de bir dost sohbetinde yine aynı eleştiriyi duyunca merak ettim.
Acaba Bakan Mahinur Özdemir Göktaş ne düşünüyor? Bakanlığın cevabı nedir?
Mahinur Hanım’dan açık yürekli bir cevap aldım.
Ama yardım çeşitliliğini aktarmadan önce dikkatimi çeken şu bilgiyi vermeliyim.
Biliyorsunuz bakanlıkta 7/24 çalışan bir destek hattı var.
Peki her arayanın “yardım isteği” ya da “imdat çığlığı” Bakan’a ulaşıyor mu?
Cevap gerçekten ilginç:
“
Çünkü bu ikincilik; futbol, yüzme, voleybol, boks ya da atletizmden değildir.
Bu öyle bir ikinciliktir ki,
Bir milletin geleceğine aittir. Nesiller boyu süren bir özgüven yarışıdır.
Ve madalyası gençliğin ellerinde yükselen medeniyettir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır’ın duyurduğu ve beni gerçekten heyecanlandıran haber şu:
“Türkiye, 2022 yılında yerli tasarım başvuru sayısında, dünyada 2’nci sırayı aldı.”
Düşünebiliyor musunuz arkadaşlar...
Yerli tasarım başvurusunda dünya ikincisi olduk.
“Uluslararası Uzay Üssü’nün 25’inci yılı...” diye başlayan bir mesaj.
Sonra uzayda çekilmiş fotoğraflarda gülen insanlar. Videolar.
Kısa bir cümle;
“1998 yılında fırlatılan ve ABD, Rusya, Kanada, Japonya ve Avrupa Uzay Ajansı’nın katılımcı ülkelerini kapsayan Uluslararası Uzay İstasyonu, bugüne kadar denenmiş en iddialı uluslararası işbirliklerinden biridir.”
Ve sonra şu ifade:
“Huzur, uyum ve birlik.”
Oysa tam o sırada ajanslardan önüme gelen başka fotoğraflara bakıyorum.
Ön safta, TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, siyasi parti liderleri ve bakanlar.
Ve bir ayrıntı:
MHP Lideri Devlet Bahçeli’yle CHP Lideri Özgür Özel arasında Kemal Kılıçdaroğlu duruyor.
Biraz düşününce diyorum ki;
Bu artık “siyasi analiz” gerektiren bir fotoğraf değil; daha çok “psikolojik analiz” gerektiren bir fotoğraftır.
Yani;
“Biri artık ona söylemeli” dedirten bir fotoğraf.
Fotoğrafın çekildiği ana mı denk geldi onu bilemem ama;
Bıraksalar Akçaabat’ın dağlarını, ovalarını yerinden oynatacaktı.
Ama sabah aldığı bu haber, ertesi gün kabûsa dönmüştü.
Oğlu telefonda şöyle diyordu:
-Baba kazandım ama...
-Aması ne oğlum?
-Federasyon para vermiyor. Yani Bulgaristan’a gidemiyorum...
Güngör Türk öylece kaldı...
Boks Federasyonu, ‘parasızlıktan!!!’ Bulgaristan’daki Avrupa Gençler Şampiyonası’na seçmeleri kazanan