Paylaş
“Uluslararası Uzay Üssü’nün 25’inci yılı...” diye başlayan bir mesaj.
Sonra uzayda çekilmiş fotoğraflarda gülen insanlar. Videolar.
Kısa bir cümle;
“1998 yılında fırlatılan ve ABD, Rusya, Kanada, Japonya ve Avrupa Uzay Ajansı’nın katılımcı ülkelerini kapsayan Uluslararası Uzay İstasyonu, bugüne kadar denenmiş en iddialı uluslararası işbirliklerinden biridir.”
Ve sonra şu ifade:
“Huzur, uyum ve birlik.”
Oysa tam o sırada ajanslardan önüme gelen başka fotoğraflara bakıyorum.
Gazze’de çırılçıplak soyulmuş insanlar. Kamyonlara bindirilmiş.
Çocukların birer çığlık halindeki yüzleri.
İŞTE O SORU
Böylece belki ilk anda çok basit gibi gözüken bir soru büyüyor önümde...
-Nasıl oluyor da dünyanın gelişmiş ülkeleri uzayda böyle bir dayanışma içine giriyor da;
Yeryüzünde böylesine katliamlara izin veriyor? Evet...
Dünyada iki düşman güç. İki “keskin rakip” ABD ve Rusya.
Uzayda işbirliği içinde. 25 yıldır dünya yakın yörüngesine bir istasyon kuruyorlar.
ABD’nin yeryüzünde Rusya’ya uyguladığı ambargo;
Uzayda “insanlık için” dayanışmaya dönüşüyor.
Ne tuhaf! Evet, yine o cümle...
ABD’li, Rus, Kanadalı, Japon astronotların gülen fotoğraflarının yanında şöyle yazıyor: “ISS’nin modüllerinde 3 ilke vardır. Huzur, uyum ve birlik.”
İnsanlığın uzayda ilan ettiği bu ilkeleri okurken tutulup kaldım.
Huzur... Uyum... Ve birlik...
Peki ya yeryüzü..
İnsanlığın en geniş birliği BM’nin vadettiği huzur ve birlik nerede?
2) MÜTHİŞ BİR BAŞARI
Bütün bunları söylerken uzaydaki bu dayanışmayı eleştirmiyorum. Tam tersine muazzam bir başarı sözkonusu. İnsanlığın yer yüzünde ihtiyacı olan bir uyum.
Düşünsenize; Uluslararası Uzay İstasyonu, dünyanın yörüngesine giren en büyük insan üretimi yapıdır.
Yeryüzünden 400 kilometre yukarıda 110 metre uzunluğunda 51 metre genişliğinde bir büyük istasyon.
İnsanoğlunun uzaydaki ilk ortak kampı.
2500 metrekare güneş panelleriyle, laboratuvarlarıyla 400 bin kiloluk bir dev.
Ağırlığı nedeniyle sürekli olarak dünyaya doğru düşen, ama periyodik roket ateşlemeleriyle yeniden yörüngesine oturan bir teknoloji.
3) SÜREKLİ İNŞAAT
Tabii böyle bir inşaat inanılmaz bir teknoloji ve işbirliği gerektiriyor.
Rus ve Amerikan yapımı mekikler istasyona sürekli personel ve malzeme taşıyor. Astronotlar istasyonun modüllerini yerleştirirken uzay yürüyüşü yaparak kuyumcu titizliğinde çalışıyorlar. Devir teslim dönemlerinde kişi ve binek araç sayısına bağlı olarak zaman zaman 13 kişilik bir mürettebat taşınıyor.
4) İNSANLIK İÇİN YENİ BULUŞLAR
ISS’in laboratuvarlarında yepyeni teknolojiler geliştiriliyor.
Günlük kullanıma giren teflondan robotik kol uygulamalarına, yapay kan yapımına kadar çok çeşitli araştırmalar.
-Uzay istasyonu teleskopu olan NICER’ı yaratmak için geliştirilen X-ışını, tıbbi cihazlarda geliştiriliyor.
-Protein kristali büyütme çalışmalarından geliştirilen ilaç deneyleri. Kanser tedavi stratejileri...Ve yapay kan, insan ve hayvan sağlığı için araştırmalar.
- Şehir yüzeyleri tarafından emilen ısıyı azaltmak, yangın riskini azaltmak ve çiftçilerin tarlalarını verimli bir şekilde sulamasına yardımcı olmak için yeni teknolojiler.
-Robot bilimi ve 3D baskılı insan dokusundan, iletişim için optik fiberlere kadar uzanan çalışmalar.
5) VE BENDEKİ CEVAP
Arkadaşlar; Bütün bu bilgileri şu soru için veriyorum.
Yeryüzünde bir türlü anlaşamayan insanlık, uzayda nasıl işbirliği yapabiliyor?
ABD ve Rusya...
Avrupa ve Rusya. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı. ABD ve Avrupa tarafından Rusya’ya uygulanan ambargo.
Ve elbette Gazze’de yaşanan katliam. Soykırım.
Başta Suriye olmak üzere Ortadoğu ve Asya’da, ABD ve Rusya arasında süren petrol savaşları.
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon için paylaşım savaşları...
Yeryüzünde... Gazze’de insanlık kahrolurken anlaşamayan, sessiz kalan ülkeler...
Uzayda birlikte istasyon kurmak için anlaşıyorlar.
Hatırlayalım: BM kurulurken de “uyum, birlik ve huzur” ilkeleriyle kurulmuştu. Ama maden, petrol ve enerji kaynakları bulununca o ilkeler unutuldu.
Güçlü olanlar savaşa başladı.
Şimdi uzayda aynı ilkelerle bir istasyon kuruluyor.
Ama eminim; Yakın gezegenlerde bir maden ya da enerji kaynağı bulunduğunda ne olacağını hepimiz biliyoruz.
Bu defa uzayda “enerji savaşları” çıkacak. Yeryüzüne de yayılacak.
Üstelik bırakın BM kararlarını. BM toplanamayacak bile. Ve sakın o günleri çok uzak sanmayın. İyi pazarlar...
Paylaş