*
Düşünün gencecik bir lider...
Miçotakis...
Yunanistan’ın iki merkez partisinden biri olan Yeni Demokrasi’nin başına geçmiş...
Ve 4 yıldır süren Çipras sol yönetimine son vermiş.
*
Aldığı oy yüzde 39...
Araştırma falan diyorlar ama kusura bakmasınlar resmen fişleme...
Kendilerinde o yetkiyi nereden bulmuş ve almışlarsa gazetecileri bir güzel gammazlamışlar...
*
Ben geçmişte “Andıç” denilen tuzağa düşürülmüş gazetecilerden biriyim.
Öyle bir ayıba imza attım ki, unutmamak ve unutturmamak için hâlâ o ayıbı gönüllü olarak alnımda taşımaya devam ediyorum.
Genç gazetecilere bizzat kendim anlatıyorum.
*
Şimdi sahip olduğum tecrübeyle, bu ayıbı yapan SETA’cılara şunu demek istiyorum...
Pazar sabahı saat 04.43...
New England Caddesi’ndeki binanın tepesinde aniden yükselen alevleri ilk gören civardaki tema parkında çalışan bir görevliydi...
Yangın, dev King Kong robotunun bulunduğu yerin hemen yanındaydı.
Alevler biraz sonra King Kong’u sarmış, oradan biraz ilerideki küçük bir meydana sıçramıştı.
*
Burası 1980’li yılların en ünlü filmlerinden biri olan “Geleceğe Dönüş”ün (Back to the Future) en önemli sahnelerinden birinin çekildiği Courthouse Meydanı’ydı...
Yanan, dünyanın en ünlü film şirketlerinden Universal stüdyolarına ait binalardan biriydi.
Her gün binlerce insanın gezdiği, o ünlü film sahnelerinin çekildiği dekorların sergilendiği tema parkının hemen yanındaydı.
Dünyanın önde gelen araştırma kuruluşlarından Ipsos’un hazırladığı bir dosyaydı bu.
Araştırmanın başlığı şöyle:
“Dünya halklarının mültecilerle ilgili tutumları...”
*
Şirket, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 26 ülke vatandaşlarına mültecilerle ilgili tutumlarını sormuş.
Sonuçlar Türkiye açısından çok çarpıcı.
Ama önce iyilerden başlayayım.
ZULÜM GÖREN İNSAN BAŞKA ÜLKELERE SIĞINABİLMELİ Mİ
Bugün anlatacağım hikâye, bir “Rain Man” hikâyesidir.
Hani bir zamanlar Dustin Hoffman’ın oynadığı ve hepimizi yüreğimizden yakan o otistik çocuk hikâyesi...
Daha önce gazetelerde yayınlanmıştı...
Olsun ben bir daha, bir daha anlatayım.
İnsanlığın unutulduğu bir dünyada böyle hikâyeler nesilden nesile bize insanlığımızı hatırlatır.
90 KİLOLUK YÜZDE 98 OTİSTİK BİR ÇOCUK
Kahramanımızın adı
İşittiğim zaman üzülürüm... Çok üzülürüm ama yine de kendimi şanslı hissederim.
Onun hakkındaki düşüncelerimi o daha yaşarken, daha hasta bile olmamışken gıyabında yazmış, sonra vicahiye çevirmişimdir.
O yüzden bu ancak hayatı, kaybettiği çok sevgili insanların arkasından “post mortem” yazılar döşenmekle geçmiş insanların anlayabileceği bir sevinç ve bir hüzündür benimki...
*
Bayanlar baylar...
Dün ülkemizde bir şair öldü...
küçük İskender...
Bana göre tam öyle değil...
Evet Erol Olçok var ama ona biraz reklamcı Serdar Erener’in zekâsını, biraz Ali Taran’ın sınırları zorlayan cüretini ekleyin...
İşte ortaya çıkan bu profil Ateş İlyas Başsoy...
*
Son günlerde konuştuğum herkes CHP’nin seçim stratejisinin çok başarılı olduğunu söylüyordu... O başarıyı ortaya çıkaranların iki ayağı var.
Bir İstanbul’da Necati Özkan...
Öteki ise genel merkez stratejisinin yürütülmesinde etkili olan
Haklısınız...
Öyle bir koltuk ki...
Adalet ve yargı iki dudağının arasında...
Ekonomi iki dudağının arasında...
Hatta koskoca Türkiye’yi 100 yıldan fazla süredir ait olduğu Batı dünyasından çıkarıp alelade bir Ortadoğu ülkesi haline getirme yetkisi iki dudağının arasında...
Kendisine meydan okuyacak, işini zorlaştıracak bir parlamento yok...
*
Dolayısıyla o koltuğa oturan kimse işte o bütün bu yetkilere sahip olacak.