Yazım üzerine, “Muhtemelen senin sandığından daha az muhafazakâr bir insanım” diyerek şunları yazıyor:
*
- MUHAFAZAKÂRLIK “Bir insan hafifçe muhafazakâr olup, aynı zamanda demokrasiyi, insan haklarını, özellikle basın hürriyetini savunan eleştirel ve iyi bir gazeteci de olabilir.”
*
- ALLAH’A İNANMAK “Hem Allah’a inanmak, dinin insan değerlerini esinlemesini arzu etmek ama aynı zamanda dinin ülkeyi yönetmesine ve kanunları yapmasına karşı çıkmak mümkündür.”
*
- İYİ DEMOKRASİ “İyi bir demokrasi sadece çoğunluğun yönetmesiyle değil, azınlıklarına ve en güçsüzlerine nasıl muamele ettiğiyle de ölçülür. İyi bir demokrasinin eleştirel bir medyaya, iyi bir hükümetin güçlü bir muhalefete ihtiyacı vardır.”
*
Öteki taraf ise “Millet ittifakı...”
İki taraf da bu ülkenin tamamını kucakladığını iddia ediyor...
Ama bu iki cephe nedense yüzde 11 oy almış bir partiyi yanına almamakta ısrarlı...
Yani o yüzde 11, ne bu ülkenin cumhuru olabiliyor...
“Cumhur ittifakı” olarak her yerde cumhura üç söz veriyor:
- 24 Haziran’dan sonra “Daha çok özgürlük, daha çok adalet, daha çok demokrasi...”
Demek ki “cumhur ittifakı” Türkiye’ye artık demokrasi getirilmesi gerektiği görüşünde...
*
Abdulkadir Selvi’den okuyorum.
- AKP demokrasi manifestosu hazırlıyormuş.
Daha çok demokrasi, daha çok adalet, daha çok özgürlük diyeceklermiş.
*
Disney’in yeni çıkan Marvel filmi “Yenilmezler: Sonsuz Savaş”ın ilk hafta sonu gişe rakamlarını çok merak ediyordum.
İlk rakamlar o sabah geldi. Film ilk hafta sonu ABD’de 250 milyon, dünyada ise 640 milyon dolar gişe yapmıştı.
4 bin 475 salonda gösterime çıkan film cuma günü 106 milyon, cumartesi günü 83 milyon, pazar günü 61 milyon dolar hasılat elde etmişti.
Bu, tüm zamanların rekoruydu.
Böylece Disney’in bundan önceki “Star Wars” filminden ilk 3 günde elde ettiği 247 milyon dolarlık hasılat rekoru kırılmış oldu.
Film, Marvel evreninin süper güçlü karakterlerini, Thanos adlı ortak süper kötü adama karşı tek cephe haline getiren bir senaryo etrafında geçiyor.
Iron Man, Hulk, Thor, Kara Panter, Örümcek Adam, Karadul, Kaptan Amerika, Dr. Strange...
Benim halkım gerçekten işini iyi bilirmiş...
Hem de öyle böyle değil, çok iyi bilirmiş.
İşte size bir “15 Temmuz simsarlığı” hikâyesi...
*
Adı Şerife Boz...
Bu ismi nereden hatırlıyorsunuz...
Tarif edeyim hemen çıkaracaksınız...
Oswalt adlı kişi, mesajında şunu yazmıştı hesabından: “Michelle galiba o adamı yakaladın...”
Oysa bu mesajın arkasında Amerikan seri cinayet tarihinin en ilginç olaylarından birinin hikâyesi vardı.
Bugün size onu anlatacağım.
HER ŞEY 1976’DA AYNI ZODIAC GİBİ BAŞLADI
1976 yılında ABD’nin Sacramento şehri yakınındaki bir maden ocağı civarında bir tecavüz olayı yaşandı.
Tecavüz o günlerde sıradan polisiye olaylardan sayıldığı için, haber bölgenin yerel gazetelerinde sıradan bir haber olarak kaldı.
Ancak onu izleyen günlerde yaşanan bir başka olay bu tecavüz kadar sıradan kabul edilmedi.
Tam adresi şöyle:
Çekirge Caddesi, No: 145...
Bursa...
***
1970’ler...
O apartmanın çocukları şimdi büyüdüler ve bakın kimler oldular...
***
Hani şu “AKP’ye oy vermeyen kâfirdir” anlamına gelen tweet’i atan hanımefendi...
Bak sana anlatayım asıl kâfir kimdir...
Kâfir, cebinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık belgesi taşıyan insanlar sandık başına gittiğinde, bir bölümünün oyunu yok edilecek düşmanın oyu sayan kafayı taşıyan kişidir.
Kâfir, ülkeyi 4 yıl için kimin yöneteceğini belirleyici bir seçimi, kanlı bir savaş haline sokmaya çalışan kafayı taşıyan kişidir.