Erkan Çelebi

Dökülme durdu uzatma başladı

1 Nisan 2013
KEPEĞE ve saç dökülmelerine karşı geliş-tirilen fonksiyonel şampuanlara, saçları ayda 4 santimetre uzatan yeni ürünler de eklenince pazar yılda 65 milyon liralık hacme ulaştı.

YILDA 9 milyon adet satışla 65 milyon liralık hacme ulaşan şampuan pazarında, saç dökülmelerine karşı geliştirilen ürünler eczanelerden sonra market raflarına da girince rekor büyüme oranları beraberinde geldi. Bunda da lipozon (küçük kapsül) teknolojisine geçen firmaların geliştirdikleri formüllerinin etkisini 10 kat daha fazla artırmayı başarması ve saçları ayda 4 santimetre uzamasını sağlayan yeni ürünleri piyasaya sürmesi etkili oldu. Yıllık
hacmi 3.5 milyar dolar olan kozmetik ürün pazarından saç bakım ürünlerinin aldığı pay yüzde 30’ları buluyor.
Cilt bakım ürünlerinin payı ise
yüzde 20’lerde kalıyor.

YÜZDE 18 BÜYÜYOR

AC Nielsen’in şampuan pazarıyla ilgili yaptığı son araştırmaya göre, Türkiye’de artık yılda 8 milyon 930 bin adet, 64 milyon 940 bin 440 liralık şampuan üretiliyor. Geçtiğimiz yıl ciro bazında yüzde 18 oranında büyüme oranlarını yakalayan firmalar, piyasaya sürdükleri yeni fonksiyonel ürünlerle pazar paylarını artırmayı hedefliyor. 65 milyon liralık pazardan en büyük payı 36.8 milyon TL ile klasik şampuanlar alıyor. Türkiye’de yılda toplam 5 milyon 120 bin adet klasik tip şampuan satışı gerçekleşiyor. Klasik şampuanların ardından, 2 milyon 654 bin adet satışla kepeğe karşı şampuanlar geliyor. Türkiye’de tüketicilerin kepeğe karşı şampuanlara ödediği yıllık bedel de 20 milyon lirayı aşıyor.

DÖKÜLME KORKUSU

Pazarda en hızlı büyüyen segmentlerin başında ise saç dökülmelerine karşı geliştirilen ürünler oluyor. Serum ve spreylerin ardından şampuanlarının da piyasaya sürüldüğü bu ürünlerin şampuan pazarından aldığı pay da hızla artıyor. Yılda 1 milyon 267 adet saç dökülmelerine karşı geliştirilen şampuan satışı gerçekleşiyor. Tüketicilerin serum ve spreyler hariç sadece bu şampuanlar için ödediği bedel, yılda 12 milyon 392 lirayı buluyor. Saç dökülmelerine karşı serum, sprey ve şampuan üreten B’iota’nın Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Dündar,  “Artık, istenen her maddenin cildin en alt tabakasına kadar taşınmasını sağlayan lipozon teknolojisini ürünlerimizde uygulamaya başladık. Bu da deveyi iğne deliğinden geçirdiğimiz anlamına geliyor” dedi.

Yazının Devamını Oku

Sorun çözmede ‘tekno’ yarış

25 Mart 2013
Türkiye’de faaliyet gösteren teknoloji marketleri artık sadece fiyatta değil aynı zamanda müşterilerin sorunlarını giderme konusunda da büyük rekabet yaşıyor. Bunun sonucunda 30 gün içinde rapora gerek duymadan arızalı ürünü değiştirip, 20 gün serviste kalan cihazın parasını iade ediyorlar.

YILDA 30 milyar dolarlık elektronik cihaz satışının gerçekleştiği Türkiye’de her 3 cihazdan birini tüketicilerle buluşturan tekno marketler arasında yaşanan rekabet fiyat indirimlerini beraberinde getirirken diğer yandan da satış sonrası hizmet kalitesinin artmasını sağlıyor. Bunda da İngilizler’in Darty, Electro World, Almanlar’ın MediaMarkt ve Saturn gibi uluslararası markalara yerli zincirlerin de ayak uydurması etkili oldu.
Türkiye’de faaliyet gösteren 4’ü uluslararası olmak üzere toplam 8 farklı teknoloji zincirinde gerçekleştirilen araştırmaya göre artık bu zincirler, sadece mağazada değil aynı zamanda telefon ya da evlere teknik personel göndererek, müşterilerin yaşadıkları sorunları giderme yoluna gidiyor.

TEKNİK PERSONEL ARTIYOR

Bunun için de mağazalarında sadece satış elemanı değil aynı zamanda teknik personele de yer veriyor. Electro World, Media Markt, Saturn, Teknosa, Bimeks, Vatan, Gold ve Darty’i kapsayan araştırma, bu 8 zincirden artık 5’inin sadece satışla yetinmeyip, müşterilerine teknik yardım hizmeti verdiğini de ortaya koyuyor. Mağazalarda görevlendirilen bu teknik elemanlar, müşterilerin satın aldıkları ürünlere yazılım yükleme, güncelleme yapma, ürün kurulumlarını gerçekleştirme gibi taleplerini anında karşılayabiliyor. Araştırmaya göre, Media Markt, Saturn, Elektro World, Vatan ve Gold, koşulsuz müşteri hizmeti çerçevesinde 30 gün içinde herhangi bir servis raporuna gerek duymadan arızalı ürünü değiştirme yoluna gidiyor.
Yine Elektro World, Media Markt, Saturn, Teknosa, Bimeks ve Gold, 20 günden fazla serviste kalan ürünler için müşterilerine değişim, para iadesi ya da hediye çeki hakkı tanıyor. Elektro World ayrıca, cep telefonuna veri aktarımı gerçekleştiren cihazları da mağazalarında bulundurarak, müşterilerinin eski telefonlarında yer alan verilerini teknik personelin yardımıyla anında yeni telefonlarına aktarabilmelerine imkan tanıyor. Zincir tekno marketlerde artık, garanti haricinde ürün onarım hizmeti de sağlanıyor. Elektro World bu hizmeti, IT, Cep telefonu ve fotoğraf makinelerinde verirken, Media Markt ve Saturn bilgisayarda yoğunlaşıyor.

ÜCRETSİZ TESLİMAT

8 farklı teknoloji marketten 6’sı ürünleri müşterilerinin  adreslerine ücretsiz teslim ederken Medya Markt ve Saturn, İstanbul içi teslimlerde 9.90 TL nakliye bedeli talep ediyor.  Elektro World’ün ayrıca VIP ürün teslimat hizmeti de bulunuyor. Tekno marketler, kendi satmadıkları ürünler için de artık tüketicilere teknik hizmet verme uygulamasında bulunuyor.

Evde teknik yardım dönemi

Yazının Devamını Oku

Doktora saldırma dönemi bitiyor

18 Mart 2013
YANLIŞ tedavi yüzünden zarar gören ve bu yüzden hastane basıp doktorlara saldıran hasta ve hasta yakınlarına sigortadan tazminat hakkı doğdu. ‘Tıbbı Kötü Uygulama Sigortası’ sayesinde hasta ve yakınlarına 400 bin TL’ye kadar tazminat ödenecek.

FAZLA narkoz yüzünden ölüme yol açan, ameliyat sırasında hasta karnında makas unutan, yanlışlıkla sağlam böbreği alan, alerjik olan hastaya penisilin tedavisinde bulunan, yanlış dişi çeken, doğum sırasında çocuk ya da annede hasara yol açan tabibler yüzünden hastane basıp, doktora saldırma dönemi artık kapanıyor. Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay, Tıbbı Kötü Uygulama Sigortası’nın zorunlu olarak devreye girmesiyle birlikte sigorta kapsamındaki doktor sayısının bir anda 15 binden 140 bine ulaştığına dikkat çekerek,
“Bu da, Zorunlu Trafik Sigortası’nda olduğu
gibi yanlış tedavi yüzünden zarar gören hastaların uğradıkları zararı sigorta şirketlerinden tazmin etme imkanı yaratıyor. Üstelik bu, 400 bin TL’si hasta başına olmak üzere her bir doktor için toplamda 1 milyon 800 bin TL’ye kadar çıkabiliyor” dedi.

TIBBİ HATALAR İLK BEŞTE

Hasta Güvenliği Derneği’nin verilerine göre, tıbbi hatalar genel ölüm nedenleri arasında ilk beşte yer alıyor. Hataların yüzde 48’ini cerrahi hatalar, yüzde 20’sini de ilaç hataları oluşturuyor. ABD’de hastaneye yatışların yüzde 3.4’ü istenmeyen hatayla sonuçlanıyor. Bu oran İngiltere’de yüzde 1.1’e kadar çıkıyor. Türkiye’de sağlıklı istatistik veriler olmadığı için, tıbbi hataların hastaneye yatışlarından aldığı pay kesin olarak bilinemiyor. Ancak, gelişmiş ülke ortalamalarının altında olmadığı da tahmin ediliyor. Durum böyle olunca da tıbbı hatalar yüzünden mağdur olan hasta ve yakınları, hak aramak yerine psikolojik olarak rahatlama ve deşarj olma yolunu seçiyor. Hastane basıp, doktor ve çalışan personeli kendi cezalandırma yöntemine başvuruyor. Bu da haklıyken, şiddete başvurdukları için haksız konuma düşülmelerine yol açıyor. Oysa, Türkiye’de de hasta ve hasta yakınlarının sigorta şirketinden 400 bin liraya kadar tazminat talep etme hakkı bulunuyor. Bu toplamda 1 milyon 800 bin TL’ye ulaşıyor. Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay, zorunlu olarak uygulanan bu sigortanın primlerinin yarısını kurum, yarısını da doktorların ödediğine dikkat çekiyor. Kurumların büyük bölümünün devlete ait olması, ödenecek primlerin belirleme hakkını da sigorta şirketleri yerine Sağlık Bakanlığı’na bırakıyor.

Tazminat bilinmiyor

ZORUNLU sigorta uygulamasının hasta ve yakınları arasında henüz yaygın olarak bilinmediğine de dikkat çeken Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay, “Bu da, ameliyat sırasında makas unutma, yanlış böbrek alma, fazla narkoz yüzünden ölüme sebeb verme gibi durumlarda hasta ve yakınlarının en azından deşarj olmak için hastane basıp, doktor ve çalışanlara saldırmalarıyla sonuçlanabiliyor. Bu durumda belki deşarj oluyorlar ama fiili saldırıda bulundukları için hakklıyken haksız duruma da düşebiliyorlar. Oysa, hasta ve yakınlarının tazminat talep etme hakları bulunuyor” dedi.

Sigorta doktorda alkole bakacak

Yazının Devamını Oku

Bıraktırma değil pazarlama hattı

11 Mart 2013
SAĞLIK Bakanlığı’nın Alo 171 Sigara Bırakma Hattı, sigara bırakmaya yardımcı ürünlerin pazarlandığı bir çağrı merkezine dönüştü. Hattı arayanlar, kısa süre sonra geri aranarak, piyasa değeri 14 TL olan bir ürünü 19 TL kargo bedeli karşılığında ‘ücretsiz’ diye pazarlanmaya çalışılıyor.

SAĞLIK Bakanlığı’nın sigarayı bırakmak isteyenlere destek olmak amacıyla oluşturduğu ‘Alo 171 Sigara Bırakma Hattı’ sigara bırakmaya yardımcı karanfilli bitkisel karışım ürünlerinin pazarlandığı bir çağrı merkezine dönüştü. Buna da, son dönemlerde günde ortalama 1500 çağrıya yanıt veren Alo 171 hattını sigarayı bırakmak için arayanların, kısa süre sonra geri aranarak, piyasa değeri 14 TL olan bir ürünü 19 TL kargo bedeli karşılığında “ücretsiz” diye pazarlanmaya çalışılması yol açıyor.

DÖKÜMLERİ ELE GEÇTİ

Sağlık Bakanlığı’nın da inceleme başlattığı bu uygulama, pazarlama kuruluşlarının Alo 171 hattına yapılan bazı çağrıların dökümünü ele geçirmelerinden kaynaklanıyor. Bakanlığın Sigara Bırakma hattını arayanlar, kısa süre sonra farklı bir numaradan geri aranıyor. Bu aramada, arananları ‘Sigara bıraktırma ürününe ücretsiz sahip olmak istiyorsanız lütfen 1’e basın’ diyen bir bant kaydı karşılıyor.
Aramanın Sağlık Bakanlığı’nın 171 hattından yapıldığını düşünüp, çağrıyı yanıtlayanlar, bir süre sonra yeniden aranıyor. Bu kez sigara bırakmaya yardımcı karanfilli bitkisel karışımlı ürünü sadece kargo bedeli karşılığında sahip olunabileceği aktarılıyor. 19 TL kargo bedeli karşılığında ürün, ücretsiz olarak sipariş verilebiliyor.

1.5 MİLYON KİŞİ ARADI

Sağlık Bakanlığı’nın sigarayı bırakmak isteyenlere destek olmak amacıyla 27 Ekim 2010 tarihinden itibaren oluşturduğu ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı, günde ortalama 1500 çağrıya yanıt veriyor. Sigara bırakma konusunda eğitim almış operatörler aracılığıyla haftanın 7 günü 24 saat hizmet veren bu çağrı merkezini bu güne kadar arayanların sayısı 1.5 milyonu buluyor. Arayanlara ilk önce sigaranın zararları hakkında bilgiler aktarılıyor. Ardından sigara kullanım alışkanlıklarını tespit etmeye yönelik bağımlılık değerlendirme ölçeği uygulanıyor. Yapılan değerlendirme sonucunda bağımlılık düzeylerine göre kişilere ya sigara bırakma planı yapılıyor ya da polikliniklere yönlendirililiyor.

Piyasada 14 lira

‘ALO 171 Sigara Bırakma Hattı’nı arayanlara pazarlanmaya çalışılan sigara bırakmaya yardımcı olan bu bitkisel karanfil karışımlı ürünün yüzde 40’ını yulaf oluşturuyor. Formülünde ayrıca karabaş oto ve su nanesi de yer alıyor. Aktarlarda ve internet üzerinden satılan ürünün yemeklerden 30 dakika önce günde 2 defa ikişer kapsül bol su ile alınması da öneriliyor. Piyasada 14 TL satış fiyatı bulunan ürün, sigara bırakmak isteyenlere sadece kargo bedeli karşılığında ücretsiz olarak gönderildiği savunuluyor. Ancak, bir kutu ürün için talep edilen kargo bedeli 19 TL oluyor.

Yazının Devamını Oku

Eski model araca yol gözüktü...

10 Mart 2013
ZORUNLU Trafik Sigortası’nda serbest tarifeye geçiş, eski araç sahiplerine pahalıya patlayacak. Bu araçlarda poliçe bedelleri, aracın ikinci el fiyatlarına ulaşacak. Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay, “Ekonomik ömrü dolmuş araçların trafikten çekilmesini hızlanacak” dedi

SİGORTA şirketlerinin son 6 yılda 3 milyar lira zarar etmesine yol açan Zorunlu Trafik Sigortası’nda serbest tarifeye geçiş,
Doğan, Şahin Kartal, Broadway, Renault 9, Taunus, Anadol gibi eski model araç sahiplerine pahalıya patlayacak. Buna da eski model araçların yeni nesil araçlarda artık standard olarak yer alan ABS, ESP, EBD, ROP, TCS gibi sürüş güvenliğini artıran sistemlerden yoksun olması yol açacak. Bu uygulamadan ayrıca, sık sık kaza yapan sürücüler de nasibini alacak. Kaza riski yüksek olan araçlar, Zorunlu Trafik Sigortası yaptırırken 10-12 kata varan fiyat farklarını üstlenmek zorunda kalacak. Bu tip araçlarda Trafik Sigortası poliçe bedelleri, aracın neredeyse ikinci el fiyatlarına ulaşabilecek. Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay, “Artık 33 farklı
sigorta şirketinden 33 farklı poliçe teklifi alınabilecek. Bu durum gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik ömrünü tamamlamış araçların trafikten çekilmesini hızlandıracak” dedi. 

YILLIK ZARAR 750 MİLYON TL

Trafik Sigortası’nda serbest tarifeye geçişle birlikte araç sahiplerinin zihinlerinde oluşan sorulara da açıklık getiren Tunçay, Türkiye’de 2008 yılından itibaren kaza tespit tutanağı uygulamasına geçilmesiyle birlikte, Kasko Sigortası kapsamında değerlendirilmesi gereken bir çok hasar ödemesinin Trafik Sigortası kapsamında gerçekleşmesine yol açtığını, bunun da Zorunlu Trafik Sigortası’nda hasar ödeme boyutlarını artırdığını söyledi. “Böyle olunca da sigorta şirketlerinin Trafik Sigortası’ndan zarar etmeleri kaçınılmaz oldu. Sadece son bir yılda gerçekleşen zarar 750 milyon TL’yi buldu” dedi.
Serbest fiyat uygulamasıyla birlikte riskli araçlarla riski düşük araçlar arasında önemli oranda poliçe farklılıklarının oluşacağını söyleyen Tunçay, “Daha önce her araç sahibi riskli olsun olmasın aynı tarife üzerinden poliçe bedellerini ödüyordu. Bundan böyle, riski az olan araç sahipleri ile riski yüksek araç sahiplerinin poliçeleri arasında önemli oranda fiyat farkı oluşacak. Bugüne kadar sabip fiyat, kazasız araç sahiplerinin sık sık kaza yapanların zararını da üstlenmek zorunda olduğu için daha yüksek prim bedellerini ödemek zorunda kalmalarına yol açıyordu. Serbest fiyat uygulamasıyla birlikte riskli araçlar, risksizlere kıyasla daha fazla prim ödemek zorunda kalacak. Yıllardır hiç kaza yapman sürücüler olduğu gibi her yıl 20-30 kez kaza yapan sürücüler de var. Artık yılda 10 hasar yapan araç, hiç yapmayana oranla 10 kat, 12 hasar yapan 12 kat daha fazla prim ödemek zorunda kalacak” dedi.

RİSKİ TEKNOLOJİ FARKI ARTTIRIYOR

Ayrıca, Kartal, Şahin, Doğan, Taunus, Broadway, Renault 9 gibi eski model araçların da yeni nesil araçlara oranla daha yüksek poliçe bedellerini ödemek zorunda kalacağını söyleyen Tunçay, bunun da nedenini eski model araçların teknoloji farkı nedeniyle yenilere göre daha fazla kaza riski oluşturmasına bağladı. Yeni nesil araçlarda artık elektronik stabilite programı ESP, EBD destekli ABS fren sistemi, fren destek sitemi BAS, patinaj engelleme sistemi TCS, takla önleme sistemi ROP, yokuş iniş destek sistemi DBC, yokuşta güvenli kalkış sistemi HAC gibi güvenlik uygulamaları artık standart özellikler arasında bulunuyor. Böyle olunca da kaza risk oranı diğer araçlara göre oldukça düşük seviyede kalıyor.

Yazının Devamını Oku

Türk kahvesi ‘kapsül’e giriyor

4 Mart 2013
YILDA 26 milyon adetlik satış rakamlarına ulaşan küçük ev aletleri pazarında sıra, Türk kahvesini kapsüllü kahve makinelerine sokmaya geldi. Bu gerçekleştiği taktirde, espresso makinesiyle Türk kahvesi de yapılabilecek.

SOLA yatırıldığında bardağa dem, sağa yatırılınca su koyan çay termosları, suyu hiç bitmeyen ütüler, el yakmayan kızartma makineleri, emiş gücü sayesinde tavanda bile asılı kalabilen süpürgeler, konuşan çay makineleri, diyete sadık kalınıp, kalınmadığı uyarısı yapan tartılarla yılda 26 milyon adetlik satış rakkamlarına ulaşan küçük ev aletleri pazarında sıra, Türk kahvesini kapsüllü kahve makinelerine sokmaya geldi. Yıllık 1 milyar dolarılık pazar hacmini yakalayan sektörde bu gerçekleştiği taktirde, aynı makineyle sadece espresso, cappicino, latte değil, Türk kahvesi de yapılabilecek. Bunun için istenilen kahve kapsülünü makineye takmak yeterli olacak.

KAHVE SEVDASI BÜYÜYOR

Türkiye’nin ilk elektrikli cezvesini üreten Arzum Elektrikli Ev Aletleri’nin yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, şu anda espresso ve cappuccino makinelerinin dünya genelinde çok hızlı bir çıkış yakaladığına dikkat çekerek, “Biz de bu çıkıştan yararlanarak, Türk kahvesini bu makinelere eklemek için Ar-Ge çalışmalarımıza ağırlık verdik. Bunu gerçekleştirdiğimiz taktirde, espresso gibi Türk kahvesinin de önü açılacak ve tüm dünyada yaygınlaşabilecek” dedi. Espresso gibi kahve çeşitlerin 15 bin partikülden oluşurken bunun TÜrk kahvesinde 45 bin partiküle (parçacık) ulaştığını söyleyen Kolbaşı, ”Ayrıca, köpük ve telve transferi de gerekiyor. Bu nedenle yeni ürün geliştirirken kahve firmalarıyla da işbirliği yapıyoruz. Bunlar arasında Belçika ve Hollandalı iki uluslararası firmanın yanı sıra Haremlik gibi Türk şirketleri de bulunuyor. Türk kahvesini kapsüle soktuğumuzda bu makineler hem espresso, cappuccino hem de Türk kahvesi yapabilecek” dedi.

EVDEN ALDIRMA GARANTİSİ

Konuşan çay makinesi ve konuşan teraziden sonra Türkiye’nin ilk ve tek cam yüzeyli elektrikli grilini de üreten Homend, şimdi de küçük ev aletlerinde koşulsuz müşteri memnuniyeti uygulamasını devreye soktu. Arızalı ürünü evden ücretsiz olarak alıp, 48 saat içinde bakım ve servisini yapma garantisini uygulamaya koyan firma, akıllı ürünleri sayesinde garanti belgesi, fiş ya da fatura saklama zorunluluğunu da ortadan kaldırıyor. Homend Genel Müdürü Hakan Koşer, müşterilerine haftanın 7 günü 24 saat canlı destek hizmeti de verdiklerine dikkat çekti.

Yazının Devamını Oku

Bak postacı geliyor...

25 Şubat 2013
31 Ocak’ta taşeron firmaların değişmesiyle PTT Kargo’da başlayan dağıtım krizi, postacıların işlerine dönmesiyle birlikte sonunda bitiyor. Posta dağları da böylece eriyebilecek.

KAPI kapı dolaşıp, postaların evlere ulaştırılma işini üstlenen taşeron firmaların değişmesiyle birlikte PTT Kargo’da başlayan dağıtım krizi, postacıların işe dönmesiyle birlikte sonunda bitiyor. Şubat ayının başından bu yana düzgün dağıtılamadığı için kargo merkezlerinde oluşan posta dağları da böylece eriyebilecek. Haftalardır postaya verilen kargolarının teslim edilmesini bekleyenler de bugünden itibaren mektup ve paketlerine kavuşabilecek.

NORMALE DÖNÜŞ BAŞLADI

Bunda da PTT Kargo ile sözleşme imzalayan yeni taşeron firmaların, sözleşmesi biten firmalarda görev yapan çalışanların tamamına yakınını yeniden işe alması etkili oluyor. PTT Kargo Daire Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Dağıtımdan kaynaklanan aksaklıklar yüzünden biriken tüm kargoların adreslerine tesliminin gerçekleştirilmeye başlandığına dikkat çekilerek, “Bu haftadan itibaren normale dönüş yaşanacak ve tüm sorunlar tamamen ortadan kalkacak” denildi. 

İSİM İSİM TANIYOR

PTT Kargo’nın 31 Ocak’ta sözleşmesi biten taşeron firmaların yerine 20 farklı bölge için yeni şirketlerle sözleşme imzalandığına dikkat çeken PTT Kargo Daire Başkanlığı yetkilileri, “Bu da bir anda dağıtım sorunlarını beraberinde getirdi. Yeni şirketler, bizim de talebimiz üzerine daha önce sözleşme imzalanan şirketlerde çalışan tecrübeli personelle anlaşma imzaladı. Bu yolla çalışanların tamamına yakını yeni şirketlerde işe başladı. Çünkü, bu personelin, bölgelerinde yaşayanları isim isim tanıyıp, sokakları da çok iyi bilmesi gerekiyor” dediler.

Eylemler sonuç verdi

Haber İş Sendikası, anlaşma sağlana-mayan İstanbul, İzmir gibi PTT’nin büyük kargo merkezlerinde eylemleri devreye koydu. Tüm bu gelişmeler, eski çalışanları çağrılarak, yeni taşeron firmalarla anlaşmalarıyla sonuçlandı. Ancak, bu noktaya gelinceye kadar müşteri kolileri kargo işleme merkezlerinde uzun süre beklemek zorunda kaldı. Gelişmelerle birlikte dağıtımda yaşanan sorunların bu hafta son bulması bekleniyor.

Yazının Devamını Oku

Araç muayenesinde ‘randevu’ oyunu

18 Şubat 2013
TÜVTURK’te ücretsiz olan randevu alma işlemi, araç sahiplerinin acemiliği sayesinde ücretli hale dönüştürülüyor. Bunda da 118 bilinmeyen numaralar üzerinden rehberlik hizmeti veren iki özel kuruluş rol oynuyor.

GÜNDE 25 bin aracın muayene, 10 bin aracın da egzoz emisyon ölçümünün yapıldığı TÜVTURK istasyonlarından ücretsiz olan randevu alma işlemi, araç sahiplerinin acemiliği sayesinde ücretli hale dönüştürülüyor. Bunda da Bilgi Teknolojileri ve iletisim Kurumu’nun 118 bilinmeyen numaralar üzerinden rehberlik hizmeti verme yetkisi tanıdığı Plus Telekom ile araç muayene işlemlerine aracılık yapan Baki Danışmanlık adlı iki kuruluş rol oynuyor. Plus Telekom, internette oluşturduğu siteye girenleri 118 70 bilinmeyen numaralara yönlendirerek, dakikası 1.99 TL karşılığında ortalama 10 dakika tutarak araç muayene randevusu almalarını sağlıyor. Baki Danışmanlık ise bu randevuyu form başına belirlediği 12 TL’lik tarife karşılığında sağlıyor. Bunlardan, “com” uzantılı olanın adı, ‘araç muayene randevu al’ olurken, “com.tr” uzantılı olanınında ‘araç muayene randevu’ oluşturuyor. Böyle olunca da araç sahiplerine sadece muayene ücreti ödemek yetmiyormuş gibi bir de randevu almak için ücret ödemek zorunda kalıyor.

10 MİLYON ARACA MUAYENE

Türkiye genelinde 81 ilde 196 sabit, 2 motosiklet muayene istasyonu ve 73 gezici istasyonu bulunan TÜVTURK, bu hizmeti 155 istasyonda randevu sistemiyle veriyor. TÜVTURK istasyonlarında ücretsiz muayene tekrarları ve tespitle birlikte toplam 10 milyon 733 bin 391 aracın muayene işlemine tabii tutuluyor. Bunun da Türkiye genelinde ortalama yüzde 65’i önceden randevu alınarak gerçekleştiriliyor. Randevuların yüzde 75’i de TÜVTURK’ün internette oluşturduğu site üzerinden ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. 

Aracılara ‘para kaptırmayın’

ARAÇ  muayene randevularını internet ve çağrı merkezi üzerinden ücretsiz olarak veren TÜVTURK’ün Genel Müdürü Kemal Ören, internet sitelerinden  farklı bir numaraya ya da kuruma herhangi bir yönlendirme yapılmasının  söz konusu olmadığına dikkat çekerek, “Bu aracılık hizmetleriyle kurum olarak bizim hiç bir ilgimiz bulunmamaktadır. Randevu hizmeti internet sitemiz ve çağrı merkezimizden ücretsiz olarak kolayca alınabilir” diye uyarıda bulundu. 

Yazının Devamını Oku