Biliyorum bu başlığa hem CHP hem de Demokrat Parti çizgisi itiraz edecek. O yüzden peşinen sınırımı çizmek istiyorum: Aradığım benzerlik her iki duayen siyasetçinin uzun kariyerlerinin tamamını kapsamıyor. Hatta baktığım, nispeten kısa bir dönemden ibaret. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı’nın 28 Şubat’ı yönetme maharetiyle... Deniz Baykal’ın 11’inci Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin hepsi doğru çıkan kehanet serisini kıyaslamak istiyorum.
Süleyman Demirel 28 Şubat sürecinde askeri dinledi, siyasetçiyi yönlendirdi. Türkiye’yi açık darbe ortamına sokmadan 1999 seçimlerine taşıdı. Deniz Baykal ise "Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olmak istiyor" dedi. Erdoğan tüm kampanyayı -kendi ifadesiyle paratoner gibi- üstlendi. Baykal, "Erdoğan vazgeçecek" iddiasında bulundu, Abdullah Gül aday gösterildi. CHP lideri "Seçemeyecekler" diye inat etti, gerisini zaten biliyorsunuz. Son olarak Anayasa değişikliği paketinde de sözüne geliniyor.
Demirel başkomutandı, Baykal benzer süreci askersiz, siyaseten idare ediyor.
Hangisinin işi daha zor diye sorarak haksızlık etmek istemiyorum.
Ama sizler vicdanınıza danışmakta özgürsünüz.
Makul çoğunluk normali
MEHMET Ali Bayar, DP çatısı altında boy gösterdi, geçen seçimde olduğu gibi İzmir’den adaylığını koyacak. Bayar’ın önümüzdeki seçimle ilgili tahmini, kötümserlere tekzip gibi:
- Makul çoğunluk dediğim kitleler artık gerilim ve kriz istemiyor. Bu açıdan merkeze yönelebilir. Ne yazık ki 1995’ten itibaren siyasette normalleşme yolu tıkalı. 1995’in birinci partisinin iktidar şansı olmadı, 1999’da Öcalan psikolojisiyle oy verildi. 2002 ise seçimden çok siyasi lince benzedi. Bu seçimse 1991’den bu yana siyasette normalleşme açısından ilk şanstır.
Yeniden müzakere yokDSP Lideri Zeki Sezer’le yol kenarında mütevazı bir mekánda kahvaltı ettik.
Topu topu 25 dakika süren sohbetimiz tam beş kere kesildi.
Yoldan geçen her hanım Sezer’i tanıyınca durdu, "Birleşin" dedi.
Partideki en önemli kadın, Rahşan Hanım da öyle diyor.
Kısacası, Zeki Sezer’in üzerindeki kamuoyu baskısı çok ağır.
Zeki Bey de farkında ve yazılmak kaydıyla sadece "Görüşmeler sürüyor" demekle yetiniyor.
Ancak çevresinden edindiğimiz izlenimi aktarırsak:
Deniz Baykal, sadece 12 milletvekili önerdi.
Atadığı görüşmeciler DSP’nin karşı teklifini ciddiye almadı.
DSP ise Manisa ve Bursa gibi illerdeki şansını hatırlatıyor, müzakere istiyor.
CHP bu teklife sıcak bakıyor mu diye araştırdım. Aldığım yanıtı aktarıyorum:
- 4 görüşmeci TV kameraları önüne geçti ve müzakerenin sınırı konusunda anlaştıklarını açıkladı. Dolayısıyla CHP olarak yeniden müzakere açmaya hakkımız ve niyetimiz yok.
Gol uzatmada geldi
ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e mal edilen "DP’ye isim golü" meselesini biraz araştırdım. Golün uzatmalar oynanırken geldiği ortaya çıktı.
Aktarılana göre Erkan Mumcu, isim hakkı Anavatan’da olduğu için 20 kurucu ismi belirledi, DYP’ye ulaştırdı. DYP de kendi kurucularını tespit edince parti kurulacaktı. Ancak DYP gecikince Gökçek’in Cemal Şen isimli belediye sözleşmeli işçisi ofsayttan golü kazandı.