Engin Kehale

Jesus’a güvenmek ya da güvenmemek bütün mesele bu

16 Ocak 2023
Fenerbahçelilerin önünde 2 seçenek var.

Sezon başından beri Fenerbahçe’nin başarılı olmasının temel nedeni, teknik direktörüne ilk günden beri mutlak hakimiyeti vermiş olması. Takım da Dinamo Kiev maçı haricinde ritmini bulunca aslında pek sorgulanmadı Portekizli. Galatasaray derbisi, bu anlamda bir şeyleri tersine çevirdi. Bir anda büyük maçlardaki performans, rotasyon ve tercihler konuşulmaya başlandı. Sarı lacivertlileri seneler ardından tekrar birleştiren noktanın teknik adamın gücü olduğu sanki unutulmuştu. Jorge Jesus eleştirilmesin, hataları söylenmesin demiyorum elbette ancak Fenerbahçe böyle durumlarda kendi kendini kaosa sürükleme konusunda biraz daha dikkatli olmalı.

ALIŞTIĞIMIZ F.BAHÇE GiBi DEĞiLDi

Gaziantep karşısında bu tedirginliği gördük. Derbi 11’inden 5 farklı oyuncu sahadaydı ama oyun, sezon başından beri alışık olduğumuz Fenerbahçe futbolu değildi. Ertuğrul’un büyük hatasıyla kolayca öne geçen sarı lacivertliler, sonrasındaki bölümde ön alan baskısını istediği gibi yapamadı.

Burada Erol Bulut’un hakkını teslim etmek lazım. Figueiredo’yu kenara atıp, Markovic’i rakip savunma arkasına sarkıtarak rakibi sürekli zor duruma sokmayı başardılar. Savunma dörtlüsünün üçü farklı, biri yeni transfer olunca Fenerbahçe Gaziantep’in güçlü olduğu duran top ve kafa vuruşlarını savunmada zorlandı. 23. dakikada Altay’ın kurtarışı, 39. dakikada Figueiredo’nun dokunamadığı pozisyon, 40. dakikada Markovic’in vuruşu hep kafa toplarıyla yaratılan tehlikelerdi. Sonunda yine bir frikiğin ardından dönen topu önünde bulan Kitsiou skora eşitliği getirdi.

GAZiANTEP’iN iLGiNÇ iSTATiSTiĞi 

Son yarım saat, rakibin 10 kişi kalmasını da beraberinde getirince Fenerbahçe’nin her dakika artan baskısıyla geçildi. Güneydoğu temsilcisinin bu sezon ilginç bir istatistiği var. Başakşehir karşısında son dakikada beraberliği bulmuş olsalar da Galatasaray’a 90+1’de kendi kalelerine attıkları golle, Trabzonspor’a 90+8’de Bartra’nın golüyle yenildiler. Beşiktaş beraberliği 86’da Weghorst’la buldu, geçen hafta İstanbulspor ise 90+12’de Ethemi’nin penaltısıyla puanı kurtardı. Erol Bulut’un takımı son dakikalarda skor tutmayı beceremiyor. Yine öyle oldu. 90+1’de sahneye çıkan Valencia, sarı lacivertlilere galibiyeti getirdi.

KARAR FENERBAHÇE CAMiASININ

Fenerbahçe kendisi için çok önemli olan üç puanı almayı başardı. Şimdi camianın önünde iki seçenek var. Ya Jesus’a güvenip birkaç hafta öncesindeki kenetlenmiş yapıya geri dönüp şampiyonluğu sezon sonuna kadar kovalayacaklar. Ya da oyunu değil sistemi ve teknik adamı eleştirip, takımın stresle birlikte her hafta oyunundan bir şeyler kaybetmesine ve yarıştan kopmasına tanık olacaklar. Karar onların...

Yazının Devamını Oku

G.Saray’da kalite oyunu oyun da kaliteyi besliyor

14 Ocak 2023
Sarı kırmızılılar kaliteye yatırım yapma stratejisinin meyvelerini almaya başladı.

Pep Guardiola’ya seneler boyunca başarısının sırrı sorulduğunda anlatabileceği belki yüzlerce neden vardı. O ise hep bir tanesine odaklandı: “Tek nedeni oyuncularımızın kalitesi. Hem iyi hem akıllı oldukları için bazı fikirleri anında uygulayabiliyorlar. Başarının başka bir sırrı yok.” Galatasaray, 2022-23 sezonuna adeta bu sözleri tesisin kapısına asarak başladı. Kaliteye yatırım yaptı ve başarının böyle geleceğine inandı. Kaliteyi dengeleyebilecek ve yönetebilecek bir teknik adamı takımın başına getirdi. 18. hafta sonunda ise bu stratejinin meyvelerini düzenli olarak toplamaya başladı.

iCARDi KLASINI GÖSTERDi

Kalite artık sarı kırmızılıların oyununda o kadar baskın bir durumda ki, yeteneğin kendini birkaç dakika hissettirmesi bile maçın rengini değiştiriyor. Hatayspor karşısında 45. dakikada taraftara “sahada en bekleneni veremeyen isim kim?” diye sorsalar muhtemelen büyük bir bölümü Juan Mata yanıtını verirdi. 5 dakika sonrasında takımlar soyunma odasına giderken Mata’nın tabelada 2 golü vardı.

İcardi, istediği topları alamasa bile 3 golün 3’ünde de klasını gösterdi. Baskısı, topsuz koşuları, pozisyon alışlarıyla tam bir elit oyuncu.

CEZA SAHASINDA 5 OYUNCU

Ön tarafta kaliteli isim bu kadar fazlayken Okan Buruk’un oyun sisteminin paralel şekilde geliştiğini gördük. Galatasaray 14. dakikada hücum ederken rakip ceza sahasında 5, çizginin çevresinde 2 oyuncu vardı. 35. dakikada bir başka atakta 6, 43’te 5 kişi 40.3x16.5 metrenin içindeydi. Hal böyle olunca, bu alanda 43 topla buluşma ile Opta’nın ilk 45 dakikalarda ölçtüğü en yüksek sayıya ulaşıldı.

Aslında ligin en fazla isabetli pas yapan 5. takımı olan Hatay, pasla çıkarken tehlike yaratabilecek görüntü veriyordu. Merkezin Torreira yanında Oliveira-Mata ile kurulması geriye dönüşlerde sıkıntı yaratabilirdi ancak hücum bölgesindeki sorun çözme becerisi bunu bertaraf etmeye yetti.

SÜREKLi GELiŞEN BiR OYUN

Yazının Devamını Oku

Fortes Fortuna Adiuvat

8 Ocak 2023
Şans cesur olan Güneş’in yanındaydı.

Fortes, Fortuna Adiuvat Latince bir deyim. Türkçe’ye “şans, cesurun yanındadır” şeklinde çevirebiliriz. Şenol Güneş, geldiği günden beri doğru onbiri ve keyif veren oyunu sahada görebilmek için sürekli bir şeyler deniyor. Kasımpaşa karşısında sahaya sürdüğü takım, gerçekten fazlasıyla cesurdu. Cenk Tosun ve Wout Weghorst’u yan yana ön hatta koyan Güneş, merkezi Salih Uçan-Gedson ikilisiyle tutmayı düşünmüş, kenarlardan Nathan Redmond ve Kevin Nkoudou ile hücumu desteklemeyi planlarken beklerde de Tayfur Bingöl ve Arthur Masuaku’yu tercih etmişti. Bu yapı, rakip ceza sahası içi ve çevresi verimlilikte etkin bir oyun vaadetse de savunma anlamında ciddi bir kırılganlık barındırıyordu.

KASIMPAŞA DAHA ÜRETKENDi

Orta sahada sertlikten yoksun, bek pozisyonlarında savunma becerisi ve tempoda sorunlu, önde iki oyuncu olduğu için merkezde rakibe alan bırakan ve Nkoudou’nun geri dönüş sıkıntısıyla birlikte bir kenarı da rakibe teslim etme riskiyle karşı karşıyaydı siyah beyazlılar. Nitekim öyle de oldu. Maçın büyük bölümünde daha çok üreten, alan bulan, tehlike yaratan taraf Kasımpaşa’ydı. Fakat karşılarında inanılmaz bir Mert Günok performansı buldular. Kalecilikte önce mental güçlülük, sonra yetenek ve beceri önemli. Mert, zihninde kurduğu duvarı sahaya yansıtarak hep bir adım önde götürdü maçı. Matrix Neo edasıyla her gelen topu çıkardı, Beşiktaş’ı oyunda tuttu.

OLAĞANÜSTÜ KALECi PERFORMANSI

Savunma oyunundaki zaafını olağanüstü kaleci performansı ile kapatan siyah beyazlıların hücumda pozisyon bulması kaçınılmazdı. Tempolu kenarları, bindiren bekleri ve savaşan santrforlarıyla -ilk golde rakibin sahada eksik olmasından da faydalanarak- Kasımpaşa’yı çok zorladı ve soyunma odasına Cenk ve Weghorst’un golleriyle 2-0 önde gitmeyi başardı. Hollandalı merkezden gelen paslara tek vuruş becerisiyle öne çıkıyor. Aynı vuruşu ve golü Ümraniye karşılaşmasında Cenk’in pasında da ağlara göndermeyi başarmıştı.

GÜNEŞ TÜM SEÇENEKLERi DENiYOR

Beşiktaş teknik heyeti, savunmadaki zaafları gidermek için 60. dakikada Atiba’yı sahaya atarak merkezi üçledi ancak kenarlardaki savunma sıkıntısına çare bulamayınca Kasımpaşa Ahmet Engin ile golü buldu. Romain Saiss ile siyah beyazlılar son dakikaları en azından daha stressiz geçirmeye çalıştı ama maçın sonunun huzurlu geçtiğini söylemek zor. Şans, Dolmabahçe’de cesurun yanındaydı. Derbi haftasını kayıpsız geçmek önemliydi. Şenol hoca doğruyu bulmak için elindeki tüm seçenekleri deniyor ancak Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışına tutunabilmesi için çok daha çabuk bir toparlanmaya ihtiyacı var.

Yazının Devamını Oku

Kanatsız Trabzonspor kornerlerle kazandı

6 Ocak 2023
Belli ki Fatih Karagümrük maçındaki yenilgi ve sakatlıklar Trabzonspor taraftarının moralini pek de azımsanmayacak şekilde bozmuş.

Başakşehir’in puan kaybettiği, hafta sonu derbinin oynanacağı, rakibin de son haftaların en formda takımlarından Giresunspor olduğu bir perşembe akşamında tribünlerin niceliksel ve niteliksel hali hiç iç açıcı değildi. Abdullah Avcı sezon başından beri birçok farklı sistem denedi saha içerisinde. Farklı kenarlar, farklı merkezler, farklı stoperler hatta zaman zaman farklı ön oyuncular. Ancak bu denemelerde set oyunu başarısı yakaladığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

SERGINHO VARKEN TEHLİKELİYDİ

Giresunspor karşısında orta sahası değişken, kenar oyuncuların içe geldiği, iç oyuncuların zaman zaman kenara çıktığı, Trezeguet’in de yarı serbest şekilde ön tarafta dolaştığı bir sistem vardı. Aslında topu kaybedince çabuk baskı yaptığı anlar da vardı bordo mavililerin ancak o baskılarda top kazanılmadığında savunmada kırılganlık yaşandığına tanık olduk. Özellikle Serginho oyundan çıkana kadar topun yönünü çabuk değiştirerek Hakan Keleş’in takımının tehlikeli olmasını sağladı.

BARDHI'YE DESTEK GEREK

Enis Bardhi’ye karşı artık o kadar bir tahammülsüzlük var ki saha içerisinde en ufak bir hatasında uğultular yükseliyor. Makedon oyuncu özellikle merkeze yaklaştığında tempoyu artırmasına, takımın hızını yükseltmesine rağmen dünkü homurtuların ardından iyi performans veremedi, bundan sonra da verebilir mi emin değilim. Taraftarın oyuncuya tepkisini anlamlı bulan ya da doğal protesto hakkı olarak gören birisi değilim. Pazarlamada win/win, yani kazan/kazan ilkesi vardır ama bu tepkiler genelde kaybet/kaybet sürecine doğru gider. Bordo mavili taraftarlar, takım hâlâ rekabetçi bir konumdayken oyuncularını aşağı çekmemeli.

ÇİZGİLER ÇÖZÜLMEZSE GELİŞİM ZOR

İki korner, bir kontra golüyle gelen galibiyet zirve yarışından kopmamak için değerli ama oyunun tatmin etmesi için çizgilerden verim alınmak zorunda. Ne beklerden ne kanat oyuncularından -Trezeguet de içe kat ettiği için- oyunu enine genişletme noktasında destek alabiliyor Trabzonspor. Oyun merkeze sıkışıp kalıyor. Djaniny’nin kısa süreli hareketliliğinin bile yarattığı farkı gördük. Abdullah Avcı bu sorunu transferle mi, yoksa saha içi yerleşim değişikliği ile mi çözer bilemiyorum fakat tribünlerin artık saha içerisinde gelişim görmek istediği aşikar.

Yazının Devamını Oku

Oyunu konuşmak o kadar zor ki

30 Aralık 2022
En başından söyleyeyim. Bu yazı bir maç analizi değildir çünkü Sivas’taki mücadele saha içi ile anlatılabilecek bir karşılaşma değildi. Zeminle başlayalım...

 Okan Buruk maç öncesi açıklamalarında biraz bu konuya dem vururken, bir yandan da oyuncularının etkilenmemesi için kafasını bu noktadan almaya çalışıyordu. Fakat söylediği “Bir hastalık varmış galiba” cümlesini konuşmadan ayıklamak mümkündü. Madem hastalık var, madem oyun kalitesini bu kadar etkiliyor, maç sezon başında Konya’da gördüğümüz gibi başka bir sahaya alınabilirdi. Böyle bir görüntü ligimize hiç ama hiç yakışmıyor.

SAHANIN ZEMİNİ ÇOK SORUN YARATTI

İlk 45 dakikada sahanın sıkıntısını fazlasıyla yaşadı Galatasaray. Defalarca zemine takılan toplar, basit pas hataları ile hücumlar erken kesildi. Rıza Çalımbay biraz zorunluluktan üçlü savunmadan tekrar dörtlüye geçmişti. Kâğıt üzerinde sarı kırmızılılar için ana hücum ekseni Robin Yalçın-Kerem tarafıydı. Geçiş oyunlarında bu eşleşmeyi sıklıkla denediler ama bazen Kerem’in merkeze gelip Mertens’i kenara atması, Rashica’nın içe gelip Boey’e alan yaratması bize Okan Buruk’un hücum prensipleri ile ilgili birkaç işaret verdi. Nitekim gol de Rashica’nın doğru baskısı, sonrasında çabuk paslaşmalar, Boey’in akıllı pası ve ceza sahasında önünde bekleyen üç Galatasaraylıdan Mertens’in düzgün son vuruşu ile geldi.

İPTAL GEREKÇESİNİ KİMSE ANLAYAMADI

İyi bir ilk yarının ardından ikinci yarı sarı kırmızılılar hem fiziksel olarak düştü hem de 50. dakikadaki pozisyon sanırım oyunun temposunu fazlasıyla etkiledi. 49:21 golün zamanı, 51:38 Erkan Özdamar’ın VAR’a gidişi, 54:10 karar. Tam 5 dakika. İşin kötüsü, kararın niye verildiğini ekranları başındaki kimse anlayamadı. Ofsayt mıydı yoksa tehlikeli hareket nedeniyle endirekt vuruş mu? 20 dakika sonra yayıncı kuruluş spikerinden ofsayt bilgisi aldık. Ana amacı şeffaflık olan VAR, belki de açıdan dolayı hiç şeffaf anlatamadı pozisyonu.

BARIŞ 'BEN BURADAYIM' DİYE BAĞIRIYOR

Bu pozisyonun devamındaki maçı konuşmak gerçekten kolay değil ama birbirinin kopyası iki gol gördüğümüzü söyleyebiliriz. Saba-Erdoğan Yeşilyurt iş birliği Sivasspor’a beraberliği getirdi, Abdülkerim-Barış Alper Yılmaz ise uzatmalarda Galatasaray’a galibiyeti. Barış Alper bağıra bağıra “Ben buradayım!” diyor, Okan Buruk da ona dakika veriyor. Bu dakikalar sanırım çok yakında artacak.

Yazının Devamını Oku

La Casa Del Jesus Kadıköylü profesör

28 Aralık 2022
Bu sezonki F.Bahçe’yi tanımlayan en iyi cümle şu: İstek, yetenekten daha güçlü olmalıdır.

İstek, yetenekten daha güçlü olmalıdır... Bu cümle, unutulmaz boksör Muhammed Ali’ye ait. Ayrıca Jorge Jesus’un Fenerbahçe’sini tanımlayan cümlelerden biri. 2022-2023 model sarı lacivertlilerde istek, yetenekten her zaman daha güçlü.

Maç önündeki atkı şov sırasında kameralara yansıyan bir tane vardı. La Casa del Papel’e bir göndermeyle, Jorge Jesus – El Profesor.

Profesör, maça biraz da risk alarak başladı. Arkaya kaçabilen bir Saba Lobzhanidze karşısında, hele hele Gustavo Henrique’li dörtlü savunma bir riskti, merkezde Zajc tercihi de öyle. Bu sistem, hücumda ritim ve hız, geçiş oyununda zaaf demekti.

İlk 20 dakika buna paralel olarak ilerledi. Hatayspor uzun paslarla sarı lacivertlilerin savunmasını delmeyi başardı. Fenerbahçe çok istekliydi ancak net pozisyon yakalayamadı. Bu dakikada Diego Rossi’nin ortası Joshua King’in kafasıyla gelen gol, maçın seyrini değiştirdi.

FENERBAHÇE BiR BOKSÖR GiBi

Muhammed Ali demiştik, Jorge Jesus’un takımı da bir boksör gibi aslında. Rakibi ringin köşesine sıkıştırdığında, sağlı sollu yumruklarla iyice hırpalamayı başarıyor. İlk golün ardından santradan gelen topa baskıyla pozisyon buldu Fenerbahçe. 22- 24-26-29-32 sonraki pozisyon dakikaları ki bunlardan bir tanesi Batshuayi’nin golü. Hatayspor soyunma odasına gidene kadar kendine gelemedi.

Sarı lacivertliler maç boyunca kendi oyununu çok güçlü oynadı. Kasımpaşa maçından sonra (ki 16. dakikada rakip 10 kişi kalmıştı) en yüksek topa sahip olmayı yakaladılar. Hem de rakipleri ligin en çok pas yapan 4., en çok topla oynayan 7. takımı iken. Dünün ve yeni sistem/oyuncu tercihlerinin en büyük kazanımlarından bir tanesi buydu.

FERDi VE ARAO 2 BELKi 3’ER KiŞiLiK OYNADI

Yazının Devamını Oku

Zamana ihtiyaç var ama zaman yok

26 Aralık 2022
Beşiktaş 8-10 hafta sonra çok farklı olabilir.

Şenol Güneş karşımıza zaman zaman bir filozof, zaman zaman bir sanatçı, zaman zaman da biraz aksi ve inatçı yüzüyle çıkar. Fakat değişmeyen bir nokta vardır. Hocanın tuvali sahadır ve 105’e 68’de birbirini seven, birlikte oynamaktan keyif alan bir takım ve taraftara da bu zevki veren bir futbol vardır.

Gaziantep zor yenilen bir takım. Galatasaray ve Trabzon onları son dakika golleriyle geçebildi. Güneydoğu temsilcisi topa en az sahip olan ekip, Beşiktaş ise bu kategoride 10. sırada. Yani siyah beyazlıların topla oynama alışkanlıkları yok. %65 civarı topa sahip olmaya rağmen hücum etkisizliği bu yüzden. Gedson’un ön tarafa çekilmesine, Cenk’in eklenmesine rağmen Beşiktaş kenarlardan verim alamayınca, yetenekli oyuncularının ayağına bakarak maçı bitirdi.

ATiLLA KARAOĞLAN’IN iNSAFI

Aslında N’Koudou üzerinden bir hücum planı vardı ve ilk yarıda bu bağlantı fazlasıyla denendi ancak Kamerunlunun kendine hayrı olmadığı, sahada 45 dakika kalmasının ana nedeninin Atilla Karaoğlan’ın insafı olmasından belliydi. İkinci yarı Beşiktaş riskleri alıp oyunu rakip kaleye yığacakken inanılması güç bir gol yedi. Taçtan gelen bir pozisyonda Wellinton-Tayyip savunması -taç itirazı yapmak dahil- o kadar acemice hatalar yaptı ki Figueiredo golü Mbappe edasıyla, önce birini sonra diğerini geçerek attı. Yine de takımın reaksiyon verip maça geri dönmesi ve bir puanı alması önemliydi. Gözüken o ki Beşiktaş’ın hem zamana hem de acil Ghezzal ve Saiss’e ihtiyacı var.

Aradaki dönemde şampiyonluk yarışında kalabilecek mi? Kilit soru da bu sanırım

Yazının Devamını Oku

Zirve yarışında kartlar yeniden dağıtılıyor

25 Aralık 2022
Trabzonspor’un Fenerbahçe maçındaki kazanımları üç puandan daha fazlası.

Dünya Kupası arası öncesi Fenerbahçe’nin Giresunspor mağlubiyeti, ligin dinamiğini biraz değiştirdi. Sarı lacivertliler, o güne kadar hocasıyla, taraftarıyla, oyunuyla, enerjisiyle ligin favorisi gibi gözüküyordu. Ancak bu mağlubiyet ile dönüşte alınacak olası bir Trabzonspor yenilgisi, bir anda ligin yeniden başlaması anlamına gelebilirdi. Trabzonspor, ritmini bulamadığı ilk 13 maçın ardından bir aylık hazırlık ve Visca’nın iyileşmesiyle, bu karşılaşma özelinde olası bir galibiyetin kendilerini tekrar yarışın içerisine sokacağının bilincindeydi. Mağlubiyet ise zaten kendini bulamamış bordo mavilileri bir kaosun içerisine sürükleyebilirdi.

BOL FAULLÜ iLK 45 DAKiKA

İki takım da bu hisler içerisinde, ilk etapta yenilgi seçeneğini ortadan kaldırmak için başladı maça. Çok fiziksel, 18 faullü temponun düşük olduğu bir 45 dakika izledik. Ferdi’nin etkili oyunu, Joshua King’in direkten dönen şutu ve Abdullah Avcı’nın Trezeguet üzerinden hızlı hücum planı devrenin akılda kalan noktaları olsa da oyun anlamında keyif veren bir futbol görmedik.

Maç 60-70’lere kadar böyle gider, kulübe de skoru belirler derken Fenerbahçe için saha içi düzen tepetaklak oldu. Önce Trezeguet’nin deliciliği ile Visca’nın ayağından gelen net gol fırsatı, Crespo’nun kırmızı kartı ve son olarak Maxi Gomez’in golü. Sarı lacivertlilerin temaslı, agresif oyun ile kart dengesini iyi kurması gerektiği artık net olarak gözüküyor (son üç maç üç kırmızı kart).

Trabzonspor ise fiziksel olarak daha diri, Visca ile daha verimli, Trezeguet’nin formu ile de daha tehlikeli olmuş gibi gözüküyor. Mısırlı oyuncu, iyi oyununu son dakika golüyle taçlandırarak skoru belirleyen isim oldu. Kırmızı kart maçın gidişatında belirleyici olsa da bordo mavililerin bu maçtaki kazanımları üç puandan daha fazlası.

Yazının Devamını Oku