Dr. Hüseyin H. Serdar

İnsan sağlığı tarihi salgın hastalıklarla doludur.Bu hastalıklar bir anda kıtalara bulaşıp yüz milyonlarca insanın ölümüne neden oldular.

Mesela bin beş yüz yıl önce Veba 100 milyon insanı bir yıl içerisinde öldürdü.
Kara Veba da 50 milyon can aldı.

**

Salgınlar sadece bir bölgede, küçük bir coğrafyada kalmaz, kıtalara uzanırlar.
Ticaret, savaş ve göçler bunda etkili olur.
Kolera,
Sıtma,

Milliyet, Irk, Dini inanç, Sınıf, Siyasi düşünce farkı gözetmemek; Türkkızılayı’nın ilkeleri bunlar.

Ulusal ve uluslararası ilkeleriyle insanların yardımına koşan iyilik hareketi, Kızılay;
Osmanlı yaralı askerlerine yardım için 1868 yılında kuruldu, bu günlere geldi.
**
Yıllardır ayrım gözetmeksizin, dünyanın dört bir yanında savaş, sel, deprem gibi afetlerde mağdur, yaralı, hasta ve ihtiyaçlılara koşuyor.
İnsanların ıstıraplarını imkanlar ölçüsünde dindiriyor, hayatın ve sağlığın korunması, insan onuruna saygı duyulması için çaba sarf ediyor, barışı destekliyor.
Kızılay;

Nisan ayı, Türk Milleti’nin son yüzyıl içerisinde önemli dönüm noktalarının yaşandığı bir zaman dilimi...Baharın geleceğe heyecan hissettiren romantik duygularıyla mıdır nedir bilmiyorum, ama tarihe kısa bir yolculuk çekti canım bugün her nedense...

 

Aslına bakarsanız nisan aylarında hala çocuklaşır yüreğim;
23 Nisan geliyor ya...

**

Cihan devletimiz, Osmanlı artık tarih sahnesinden çekilmek üzeredir.
Son yıllarında siyasi partiler kurulmuş, seçimler yapılmış, iyi kötü bir haklın temsiliyeti ile bir yol açılmıştı.

MECLİSİ MEBUSAN’A BASKIN

Demokrasimizin ilk umudu Meclis-i Mebusan birkaç kez açılıp kapanmasının ardından ülkenin içinde bulunduğu o karanlık günlerde, son kez 2 Ocak 1920 ‘de yeniden açıldı.

Sağlık, yaşam gerçeğiyle ilgilidir.

Bu yüzden sağlık alanı gündemden inmez, daima gözler üzerindedir.
Dünyada da böyledir.
Böyle olunca da daha iyi hizmetler sunması için sağlık sistemi konuşulur ve eleştirilir...

KAFALAR KARIŞIK

İnsanın her yönüyle iyi olma haline sağlık deniliyorsa bu; sağlık sistemi de insanları bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sorunsuz yapmalı, kendisi de idari, mali, organizasyon, hizmet, personel yeterliliği ve kalitesi açısından problemli olmamalıdır.
Umarız öyledir!..

*

Einstein, “bal arıları ölüp yok olunca dünyada yaşam kalmaz, insanlar da ölür” demiş. Demiş ya da dememiş, gerçek budur.

Ağızların tadı, sofraların bereketi, sağlık ve şifa kaynağı, mucizevi besini üreten, on binlerce insanın geçim ve istihdam kaynağı, ülke ekonomisine destek, bitki döllenmesinin yardımcısı, ekosistemin önemli aktörü bal arılarının başı belada!...

*

Bahar geldi, havalar ısındı, çiçekler açtı. Arılar kış uykusundan uyanıp kovanlarından çıktılar.
Nerede çiçek varsa çalışmaya başladılar.
Fakat polen ve besin toplayıp, bal üretecek arılar ölüyorlar!..

BAL ARISI ÖLÜMLERİ

Birçok arıcının kovanları söndü, kolonileri yok oldu.

Toplumun seviyesini belirleyen üç başlık bunlar.Kültür, sanat, çevre…

 

Ekonomi, sanayi, ticaret, tarım, bilim, teknoloji, sanat, turizm, ulaşım, haberleşme, nakliye gibi yaşamı etkileyen alanların çeşitliliği ve gücü bir devletin dünyadaki yerini beliriyor.
Nüfusu, orduyu, ülkenin yer altı ve yer üstü kaynakları gibi enerjiye sahip olma imkanlarını da bunlara eklemeliyiz.

ÜÇÜZLER

Kültür, sanat, çevre adeta ‘üçüz’ gibidir.
Kültürü tanımlamak için yaşama ve davranma biçimi desek yeterli olmaz.
Peki Türk Dil Kurumu ne diyor;

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!Bu sesi duymayanlardan yönetici olur mu?Olmaz…

İnsan yaşarsa devlet yaşar,
İnsan yaşarsa şehir yaşar;
Bunu bilmeyen, itiraz eden var mı?

İNSANI YAŞAT

İnsanı yaşatabiliyor muyuz?
Yaşlanarak veya hastalanarak ölmelerin dışında basit bir hesap yapalım.
Son 10 yılda;

Akıl ve bilim dikkate alınmadığında önce bilim insanları çaresiz kalıyor.Geçim derdindeki halk bu konulara yeterince vakit ayıramıyor. Sonra hep birlikte acı çekiyoruz.

Sağlıklı hakkı çok değerli.
Güvenli gıda, dengeli beslenme, spor, eğitim, yaşama biçimi, çevre, iş ve üretim belirleyici oluyor.
Gelişmiş ülkeler bu konuda titizler.

ANAYASAL SAĞLIK HAKKI

Anayasamızın 56. Maddesi;
“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.