Tabip arkadaşımız, her zaman yaptığı gibi iş yorgunluğunu, birkaç dostuyla gidip göbektaşına uzanıp, hamam sefasıyla atarken zehirlenip hayatını kaybetti.
Hamamı ısıtan sistemden içeri dolan karbonmonoksit gazı sessizce zehirledi onları.
Zehirlendiğinizi anlasanız ne olacak?
O anda imdat istemeye bile gücünüz yetmez, takatiniz kalmaz!..
Kestel ilçesindeki Şifa Hamamının göbektaşından, musalla taşına!
Allah rahmet eylesin.
BURASI TÜRKİYE
‘Burası Türkiye!’ mi diyeceğiz yine?..
Otomobiller için bakım, güvenli sürüş, insan için de sağlıklı ve kaliteli yaşam demektir. Unutmamalı!..
*
Hava ayaz mı ayaz, kemiklerinin ısındığı o yaz, geçmişte kaldı, şimdi, ortalık soğuk ve buz...
*
Vücut direnci ve bağışıklığın azaldığı bugünlerde ‘kış bakımı’ yaptırmalı;
Özellikle yaşlı, kalp- dolaşım, akciğer-solunum sistemi hastalıkları olanlar tedavilerini, ilaçlarını ve kontrollerini aksatmamalı. Kalp, akciğer, karaciğer, kas iskelet sistemi rahatsızlıkları varsa geciktirmeden muayene olmalı.
*
Trafik ile ilgili düzenlemeler Karayolu Trafik Kanunu’na göre yapılır, araçlar, yayalar, hayvanlar vs... Hepsi burada değerlendiriliyor.
Şehir içlerinde yayalara sağlanan üstünlük maalesef yerel yönetimlerin gözünden kaçıyor!
Gözden kaçmalar kazalara davetiye çıkartıp insan sağlığı üzerine baskı oluşturuyor.
ENGELLİLER AVANTAJ SAĞLAR
Mesela yaya geçitleri, ışıklar, alt ve üst geçitler, geçiş çizgileri, şeritler, sesli uyarıcılar, geçiş butonları, asansörler, rampalar, yürüyen yollar veya merdivenler gibi tasarımlarda ciddi eksikler var.
Teknoloji ve imkanlarından yararlanılması engelli vatandaşlarımız için de avantaj sağlar.
31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçimlerle yeni bir dönem için tüm yurtta belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarlarımızı seçeceğiz.
Yapacağımız seçimlerin, şimdiden ülkemize yeni bir bahar coşkusu kazandırmasını diliyorum.
BENİM BAŞKANIM DEĞERLİ
Yerel seçimler daima milletvekili genel seçimlerinden çok farklı geçer.
31 Mart günü kentimizi yönetecek insanları belirleyeceğiz.
Bir Belediye Başkanının;
*Eğitimi, mesleki ve sosyal birikimi
Gelişiyor ve kalkınıyoruz,
Gıda, giyim, barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve haberleşme, erişim, bilgi aktarımı, endüstriyel, tarımsal üretim ve tüketim ilişkilerinde bambaşka yerlere gelindi.
**
İyi veya kötü, doğru ya da yanlış tarafından değil, değişim ve farklılaşma penceresinden bakıyoruz.
Önemli ve büyük gelişmeler artık yüzyılları, on yılları beklemiyor, çok hızlı değişiyor ve gelişiyor her şey, aklın sınırları zorlanıyor.
**
Daha iyi giyiyor, yiyor,
üzerinden atlayarak, kenarından geçerek, altından, içinden sürünerek ilerliyoruz.
Herkes bu kadar inatçı MI, herkes iradesini kullanıyor mu?
Vazgeçip geri dönenler de oluyor elbet...
*
Hayat böyledir;
Düşen kalır, kalkan devam eder, yürüyen koşar.
Bireyler kendi kendine kaldığında, aile, akraba, dost, arkadaş, sosyal destekler alamadığında veya eli tutulmadığında hayat yolunda yürürken ezilenler oluyor.
Medeniyetlere beşik, başkent olmuş koca şehir, insanlık için değerli olan ‘Somut olmayan kültürel miras’ ile UNESCO listelerinde yer alan Ulu şehir, ipeğin, kozanın efendisi, erguvanlar diyarı, yemişin, zeytinin, kestanenin, armutun, şeftalinin bahçesi, mübarek toprak...
Evliyalar dergâhı, kahramanlar yatağı, denizin dağ ile buluştuğu, üç kıtaya, yedi iklime, yetmiş iki millete ferman yazan be hey koca Bursa...
Nedir bu çektiğin zulüm senin, insanların elinden!..
NE DİYEM SANA, BURSA
Çarpık kentleşme sende, hava kirliliği sende, trafik keşmekeşi sende, tarım topraklarının talanı sende, yer altı ve üstü su kaynaklarının kirletilmesi, ormanların ve yeşil alanların delik deşik edilerek katledilmesi sende, meraların dönüştürülmesi sende, hazine arazilerine, kamu mallarına, yeşil alanlara el atılması sende, Kaynakların hoyratça kullanılması sende, üç stat yapacak parayla tekini tamamlayamama beceriksizliği sende, stat kargaşası içerisine hastane yapan irade sende, ulaşımsız yerlere sağlık tesisleri yapmak modası sende, yaya yollarının dükkanlara dönüştürülmesi sende, tarihi mekanları ve meydanları kafeterya, büfe, lokanta ve tabela kirliliğiyle berbat etmek sende, yüzlerce yıllık saat kulesinin tepesine plastikten oda yapmak sende, İznik’te ki bin yıllık Ayasofya kilise, cami ve müzesine cam kapı takan aymazlık sende...
Bu çile sana yeter de artar bile, ey şehirlerin zümrüdü, yeşil Bursa; tanıtım sevdasına kapılıp şehirle ilgisi olmayan ‘lale’ figürünü sana marka yaptıklarında kaybeden, kaybedişini de bayram ile kutlayan Bursa..
Yaşam ve sağlık, en üstün insan hakkıdır.
1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler ‘in Genel Kurulunda, 6 Nisan 1949 tarihinde Türkiye’nin de içinde bulunduğu 50 ülke tarafından ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ onayladı.
**
Evrensel ve temel yaşam haklarından olan sağlık hakkı konusunda ülkemiz de gereğini yapmış, yaşamın sigortası, sağlık; Anayasa teminatı altına alınmış, Sağlık Bakanlığı, yerel yönetimler, birçok kurum ve kuruluş sorumluluk üstlenmiş, organizasyonlar gerçekleştirmiştir.
**
SAĞLIĞI DEVLET KORUR
Haklın sağlığını korumak üzere, şimdi de şehir hastaneleri kuruluyor...