Dolunay Kadıoğlu

Bakireler hamile kalabilir mi?

21 Şubat 2015
Genç kızlar, cinsellikle ilgili en çok neleri merak ediyor?

Üreme sağlığı ve cinsel sağlık konusunda yıllardır eğitim veren ve bu konuda sayısız çalışmaya imza atan Psikolojik Danışman ve Cinsel Terapist Dolunay Kadıoğlu, genç kızlar tarafından cinsellikle ilgili en çok merak edilen soruları yanıtlıyor.


1. Sürtünme yoluyla hamile kalır mıyım? İç çamaşırı ile seviştiğimde hamile kalma ihtimalim nedir?

Üzerinizde iç çamaşırlarınız varsa hamile kalmazsınız ama iç çamaşırları olmadan vajina üzerine yapılan sürtünme ve boşalma gebeliğe neden olabilir.


2. Bakireyken hamile kalınabilir mi?

  

Kalınabilir. Kızlık zarı vajina girişinin 2-3 cm içindedir ve ortası boş bir yapıdır. Vajinanın girişine boşalma olduğunda gebe kalma riski vardır. Bakire olmak gebeliğe engel değildir.


3. İlk cinsel ilişkide çok canım yanar mı? Çok kan gelir mi? Ya kanamam durmazsa?

   

   İlk cinsel birleşmede, iki taraf da rahatsa, iyi bir ön sevişme yapılıyorsa, ıslanma varsa, sakince giriş gerçekleştiriliyorsa acıya ve kanamaya pek rastlanmaz, bazen birazcık kahverengi ya da pembe lekelenme görülebilir. Kanamanın ya da acının olması demek, sisteme uygun olmayan bir şeyler olduğunu gösterir (zorlama, hafif yırtılmalar gibi…) Kanama durmuyorsa mutlaka bir uzmana muayene olmak gerekir.


4. Orgazm olmak nasıl bir şey? Orgazm olduğumu nasıl anlarım?

Orgazm, cinsel keyifte hissedilen üst düzey cinsel doyumdur. Orgazm olduktan sonra kişi rahatlama hissi yaşar. Kadınlar orgazm olup olmadığını kolayca anlayabilirler. Vajina dolgunlaşır, vajen içinde hafif kasılmalar olur, kalp atışı hızlanır ve keyif hissi çoğalır.


5. Kızlık zarı kaç cm içeridedir? Tampon kullanmak zarı bozar mı?

Zar vajinanın 2-3 cm içindedir. Tampon, parmak, penis ucu ya da başka bir cismi vajinanın çok az kısmına yerleştirmek bile zara zarar verebilir.


6. Kızlık zarı dikilebilir mi?

Evet.


7. Mastürbasyon nedir?

Bireyin karşı cinsiyetten ya da kendi cinsiyetinden biriyle değil çeşitli görsel (video, gazete, dergi,…), düşünsel (hayal objesi,…) ve fiziksel (kendi kendine dokunma…) yöntemler kullanarak kendi kendini tatmin ederek cinsel doyum sağlamasıdır.


8. Mastürbasyon yaparsam kızlık zarım yırtılır mı?

             

Mastürbasyon sırasında vajinaya herhangi bir cisim –parmak dahil- sokulmuyorsa kızlık zarı bozulmaz.


9. Erkek arkadaşım ilişkiye girmek istiyor ama ben istemiyorum, ilişkiye girmezsem onu kaybetmekten korkuyorum ne yapmalıyım?

Seni seviyorsa sana saygı duyacak ve ‘Hayır’ını kabul edecektir. İstemediğiniz ve hazır olmadığınız hiçbir şeyi yapmayın. Bedeninize önce siz sahip çıkacaksınız, sevecek ve koruyacaksınız ki karşılaşabileceğiniz pek çok sorundan korunacaksınız. İstenmeyen gebelikler ergenlikte çok görülmektedir. Ayrıca HIV/AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların en çok bulaştığı yaşlar da ergenlik yaşlarıdır. ‘Hayır’ da hayır vardır.


10. Seks için en ideal yaş nedir?

Her şeyden önce bilinmesi gereken “Kesin bir yaşın olmadığı” dır. Ancak ergenlik döneminde, henüz bedeni hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadan yaşanan cinsellik, ergen gebeliğinden, küretaja, HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara kadar uzanan bir sonuç tablosunu gencin karşısına çıkarabilmektedir.

Cinselliğin sağlıklı olabilmesi için temel koşul genç kızların üreme organlarının gelişimini tamamlamış olmasıdır. Ancak bedensel gelişimden daha önemlisi, ruhsal gelişimdir. Ruhsal olarak cinsel ilişkinin sorumluluğunu alabilmemiz, kendimizle barışık olmamızı gerektirir. Erken ya da hazır olmadan yaşanan cinsellik; bireyde suçluluk, pişmanlık, utanç gibi içsel barışı bozabilecek duygular yaşatabilir. Tüm bu nedenlerle; güvenli cinsel ilişki kavramı öncelik kazanır. Güvenli cinsel ilişki; karşılıklı güvenin, dostluğun, sevgi ve saygının yaşandığı bir ilişkidir. Bireyler arası paylaşımın arttığı ve yoğun olumlu duyguların yaşandığı ortamda iyi iletişim kurmak, kendini ortaya koyabilmek, ‘hayır’ ya da ‘evet’ diyebilmek, cinsel eşini zorlamamak ilişkinin sağlıklı yürümesi için şarttır.


11. İyi ve sağlıklı bir cinsel ilişki nasıl olmalıdır? Bu ilişkilerde nelere dikkat etmeliyiz?

İyi ve sağlıklı bir cinsel ilişki, eşler arasında uyum ve doyumun yaşandığı ruhsal ve bedensel sağlığın önemsendiği bir süreci tanımlar. Bu süreçte eşlerin birbirleri ile ilgili beklentilerini, isteklerini bilmeleri, cinsel istekler konusunda baskıcı davranmamaları ve birbirlerinin cinsellikle ilgili düşünce ve isteklerine saygı duymaları gerekir. Ayrıca cinsel aktivitenin paylaşıldığı kişinin herhangi bir cinsel yolla bulaşan hastalık taşıyıp taşımadığı bilinmiyorsa, mutlaka kondom kullanılmalıdır. Kondom HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklardan koruduğu gibi istenmeyen gebelikleri de önler.


12. Seks yaptığımı annem babam anlar mı?

Hayır, seks yapmak dışarıdan anlaşılabilecek bir durum değildir.


13. Ailemle jinekoloğa gitmek zorunda kalırsam bakire olmadığım anlaşılır mı? 

Doktora gitme nedeniniz bekaret kontrolü ise ve vajinal muayene olursanız evet anlaşılır. Diğer konularda vajinal muayene olmadığınız sürece anlaşılmaz.


14. İlk cinsel deneyimimde kasılıp kalırsam ve kilitlenme olayını yaşarsam?

İlk cinsel ilişkide kasılırsanız penisi içeri alamazsınız, kilitlenme olayı diye bir olay bilimsel olarak olabilecek bir durum değildir, tamamen şehir efsanesidir.


15. Genital bölgemdeki kıllarımdan partnerim rahatsız olur mu?

Bu herkese göre değişir. Bunun cevabını sadece partneriniz bilir.


16. Oral seks yaparsam ve meni yutarsam hamile kalır mıyım?

Hayır oral seksle gebe kalınmaz.


17. Anal seks (ters ilişki, arkadan ilişki) yapmak normal midir? Zararları var mıdır?

Anal, oral seks gibi vajinal seks haricindeki cinsel ilişki yöntemlerinin, eşler tarafından istendiği takdirde cinselliği renklendiği kabul edilir. Bununla birlikte, anal seks’in özellikle kadının bedensel sağlığına zarar verebileceği anüs kasların zedelenebileceği akılda tutulmalıdır. Bu da büyük aptesti tutmayı zorlaştırabilir. Anal seks sırasında olabilecek kanamalarda HIV/AIDS ya da kan yolu ile bulaşabilen diğer hastalıkların geçişi kolay olabileceğinden mutlaka kondom kullanılmalıdır. Ayrıca kişi istemiyorsa istemediğini belirtmeli ve kararlı olmalıdır. 

GENÇ ERKEKLERİN CİNSELLİKLE İLGİLİ EN ÇOK MERAK ETTİĞİ SORULAR

1. Sürtünme yoluyla hamile kalır mıyım? İç çamaşırı ile seviştiğimde hamile kalma ihtimalim nedir?

Üzerinizde iç çamaşırlarınız varsa hamile kalmazsınız ama iç çamaşırları olmadan vajina üzerine yapılan sürtünme ve boşalma gebeliğe neden olabilir.

2. Bakireyken hamile kalınabilir mi?

  

Kalınabilir. Kızlık zarı vajina girişinin 2-3 cm içindedir ve ortası boş bir yapıdır. Vajinanın girişine boşalma olduğunda gebe kalma riski vardır. Bakire olmak gebeliğe engel değildir.

Yazının Devamını Oku

Ergenler anne babalarından ne istiyor?

14 Şubat 2015
"Koydukları yasaklar çok saçma, bana yasakların nedenini mantıklıca anlatsınlar."

Ergenlik dönemi hem ebeveynler hem de ergen için aile içi iletişimle ilgili zorlayıcı olabilmektedir.

Ergenlik dönemine giren çocuklarının değişim dönemleri hakkında bilgi sahibi olmayan ebeveynler çocuklarına olumsuz tutum ve davranışlar sergileyebiliyorlar.

• Benim zevklerime, arkadaşlarıma, özelime saygı duysunlar.
• Beni dinlesinler ve anlasınlar.
• "Büyüyünce beni anlarsın" demeleri çok saçma, beni anlamamış oluyorlar, önce beni anlasınlar bende büyüyünce zaten onları anlarım.
• Benimle gerçekten istedikleri için zaman geçirsinler ve beni başlarından savmasınlar.
• Bana güvensinler.

Yazının Devamını Oku

Cinsel sorunlar

4 Şubat 2015
Evlilik kurumu, mutluluğu, birlikteliği, aşkı ve sevgiyi vadettiği gibi düzenli cinsel yaşamı da vadetmekte. En azından reklamları böyle!

Cinsellik; gelişim dönemlerine göre yaşanma özellikleri değişse de çocukluk döneminde, ergenlikte, genç yetişkinlikte, yetişkinlikte, ileri yetişkinlikte ve yaşlılıkta yani doğumdan ölüme kadar hayatın hemen hemen her döneminde var olan bir gerçekliktir.

Ancak bu gerçekliği yasaklar, günahlar, baskılar, cinsiyet ayrımcılığı, yanlış inanç ve bilgilerin gölgesinde yaşadığımızda ortaya pek çok cinsel sorun ve cinselliğin tam olarak yaşanamadığı ilişkiler çıkıyor. Cinsel eğitimin olmadığı, cinsel yasaklarla büyüyen, evlenince öğrenirsin denilen nesiller, evlenince çoğunlukla büyük hayal kırıklığı ile karşılaşıyor.

Evlilik kurumu, mutluluğu, birlikteliği, aşkı ve sevgiyi vadettiği gibi düzenli cinsel yaşamı da vadetmekte. En azından reklamları böyle!

Reklamları geçip de işin aslına gelince:

• Ülkemizde, evlenen çiftlerin çoğu ilk cinsel deneyimlerinde zorlanıyorlar, ‘ilk gece korkusu’nu öğrenerek büyüyen bir nesil için pek de şaşırtıcı olmasa gerek!

• Zorlananların yine büyük kısmı vajinismus, ağrılı cinsel ilişki, ereksiyon sorunları, erken boşalma, orgazm sorunlarıyla evliliklerinin ilk aylarında, ilk yıllarında bazıları ise yıllarca uğraşmak durumunda kalıyorlar.

• Cinsel sorunlar, yaşanılan evlilik sorunları, fizyolojik ya da psikolojik travmalar karşısında hayatın herhangi bir döneminde de ortaya çıkabiliyor ve dönemsel olabileceği gibi tedavi edilmediğinde sürekli de yaşanabiliyor.

• Hiç zorlanmadan ya da kısmen zorlanarak ilk ilişkiyi atlatanların büyük çoğunluğu, cinsel yaşamlarında, birbirlerine uyum sağlamaya, mutlu olmaya çalışıyorlar ki bu pek de kolay olmuyor.

Yazının Devamını Oku

İnterneti tamamen yasaklamak çözüm değil!

22 Ocak 2015
İnternet, ergenlerin gelişimine katkı sağlıyor ama…

İnternette gezmeyi, bilgilere ulaşmayı çok hızla öğrenen yeni nesil içlerindeki bu yeteneği doğru yönlendirmeyle harmanlarlarsa gerçekten de çok başarılı ve hatta dahi olabiliyorlar. Bu yazının amacı internet ya da teknolojiyi kötülemek değildir. Tam tersine insan yararına kullanımı için internet ve teknolojiye ait tüm gerçeklerin farkında olmaktır.

Bununla beraber, internetin, teknolojinin aşırı doz ve yanlış kullanımı gençlerin gelişim süreçlerine zarar verebildiği gibi, pek çok zararlı unsurla da karşı karşıya getiriyor.

İnternet ergenlerin gelişim özellikleri düşünüldüğünde çok güzel hizmet etmektedir. İnternet gençlere pek çok olumlu imkan sunmaktadır. Örneğin: dünyanın neresinde olursa olsun yaşdaşlarıyla haberleşmek, dünyadaki diğer kültürlerin farkına varmak, diğer yaşamları öğrenmek, birlikte sohbet etmek, oyun oynamak, film ve müzik indirmek, akran gruplarını kurmak ve iletişimde olmak.

Ayrıca internet bilgiye en hızlı ulaşım yoludur ve neyi nasıl arayacağınızı biliyorsanız yani bilimsel ve doğru sitelere ulaşabiliyorsanız, araştırma yapmak içinde idealdir.

Tüm bunlarla beraber internet kullanımı konusunda çocukları ve gençleri bilgilendirmemiz, tehlikeli ve zararlı olabilecek konu ve unsurları öğretmemiz ve kontrol etmemiz gerekir. Bunun içinde ilk olarak anne babaların bilgilenmesi gerekir.

Çocuklar ve ergenler internet üzerinden uygunsuz pek çok bilgiye, videoya ulaşabilirler. Örneğin yaşlarına uygun olmayan cinsel içerikli bilgi, video, fotoğraflar vb. Bu görseller, cinsel sapmalarla ilgili (hayvanlarla ilişki, pedofili, ensest vb.) olabilir.

İnternette gezerken karşılarına cinsel tekliflerde bulunabilecek kullanıcılar çıkabilir. Tek gecelik paralı ilişkilere özendirilen siteler, bundan para kazanabileceğine dair ibareler olan sitelerle karşılaşabilirler. Gençler istemeseler bile bu tür sitelere maruz kalabilirler.

Bunlara ek olarak; madde kullanımı, maddeye ulaşım, kumar, terörle ilgili süreçlere katılım gibi daha pek çok zararlı unsurla karşılaşabilirler. Ayrıca çok fazla internet kullanımı psiko-sosyal pek çok soruna neden olabilir.

Yazının Devamını Oku

Evlenebilme başarısı

15 Ocak 2015
Evlenmek, bir erkeği evliliğe ikna etmek neden bir başarı olarak kabul ediliyor ve kadına mal ediliyor?

Geçenlerde bir sohbet ortamında yeniden duydum o ifadeyi: ‘Sonunda o da evlenebildi, bir koca buldu, sonunda başardı, adamı zor ikna etti evliliğe!’

Sohbetin bir başka yerinde de : ‘Bence pek uyumlu bir çift değiller ama olmazsa boşanırlar, evlensinler de….’(bu sohbeti arkadaşlarımın izniyle paylaştığımı ifade etmeliyim, bu konu üzerine sohbet ettik ve kendimizi sobeledik.)

İşte kendimizi sobelememize neden olan sorularımız ve farkındalıklarımız:

Evlenmek, bir erkeği evliliğe ikna etmek neden bir başarıydı ve kadına mal edilmesinin nedeni neydi?

Yuvayı dişi kuş yapar cevabı hiçkimseyi tatmin etmedi!

Kadınlar üzerinde çocukluktan itibaren yüklenen baskıların, kapitalist sistemin, tüketim, alışveriş çılgınlığının bir sonucu muydu?

Başarma ihtiyacını, erkekler kendilerini işlerinde elde ettikleri başarıyla, parayla, mevkiyle doyurken, kadınlar, hem kariyer hem evlilik hem de çocukla mı doyuruyorlardı? Eğer böyleyse; işinde çok başarılı bir kadın, evlenip çocuk yapamadığı için kendini tam olarak mutlu ve başarı egosunu doyurmuş hissetmez mi?

Yeni evli çiftlerin evliliklerinin ilk 6 ayında yüzde altmışın boşanma nedeni, evliliği gerçekleştirmiş, başarmış, gelinliği ve damatlığı giymiş, düğünü yapmış herkese evlenebildiğini göstermiş, facebook’a resimleri çeşit çeşit koymuş ve aynı eve girince de bu işin hiç de kolay olmadığını, evliliğin, flörte hiç benzemediğini farketmiş, evlenince değişir nasıl olsa diyerek flörtte görmezden geldiği davranışlara tolere etmek ve yeni adalara yelken açma isteği olabilir mi?

Yazının Devamını Oku

Ergenlikte görülen yeme bozuklukları

25 Aralık 2014
Gereğinden fazla koruyucu aile, ergenlikte yeme bozukluklarını tetikliyor.

Fiziksel görüntünün çok önemli olduğuna dair toplumsal inanç, genç kızların zayıf olmayı arzu etmelerine neden olmaktadır. Ergenlik döneminde, yani büyüme devam ederken diyet yapmanın yanlış olduğunu vurgulayan Psikolojik Danışman Dolunay Kadıoğlu, ergenlikte görülen yeme bozuklukları hakkında önemli bilgiler verdi.

Zayıf olma, beğenilme, model aldığı model ya da dizi oyuncusu gibi olma isteği bazen öyle bir seviyeye gelir ki kontrol kaybolur yeme bozuklukları ortaya çıkar. Tehlikeli hatta hayati sorunlar yaşanabilir.

Anoreksiya nevroza: Yemek ve kilo alma takıntısıyla kendini gösteren, hayati risk içeren yeme bozukluğudur. Normal kilonun yüzde on beş altına düşüldüğünde anoreksiya nevroza tanısı konur. Çoğunlukla genç kızlarda görülür. Ergenin beden algısı bozulur. Kendi bedenini kilolu bulur ve zayıflamaya devam etmek ister. Bir süre sonra yemek yeme ile bağını iyice azaltır.

Kilo almaktan çok korkar ve kendini sürekli kilolu algılar. Depresyon ve takıntısal sorunlar yaşayabilirler. Beden sağlıkları gitgide bozulur, adetten kesilirler. Tedaviye direnebilirler, bu nedenle bu hastalığa yakalananların yüzde onu hayatını kaybeder.

Anoreksiyanın nedenleri

    Anne kız arasındaki ya da aile içinde ilişkilerinde sıkıntılar,Suçluluk duygusuyla büyütüleme,Annenin de kendi bedeniyle ilgili sorunları ve beden algısını önemsemesi, bunu kızına yansıtması,Mükemmeliyetçi bir yapı ve çok koruyucu anne baba

Anoreksiya sorunu yaşayan kişiler; öz saygıları düşük, yumuşak başlı, başkalarına bağımlı ve mükemmeliyetçi kişilerdir.

Bulimia: Çok yiyip kusma durumudur. Bulimia hastalığı yaşayan kişiler kontrolsüzce yemek yer, aşırı yemek yediğinden kilo almaktan korkar, uzun süre aç kalır ya da kusar.

Bu hastalığı yaşayan kişiler bir anda çok ve aşırı kalorili yiyecekleri yer, çoğunlukla doyma hisleri kaybetmişlerdir. Aşırı yemek yedikten sonra kişi kendini kusmaya zorlar ve bu kusmayı gizli gizli yapar. Aşırı yemek yemenin kilo alımını önlemesi için kusma haricinde, ödem attırıcı ilaçlar, kilo verdirici ilaçlar kullanabilir ve aşırı spor yapabilir.

Bulumik sorun yaşayan kişiler bedenleriyle barışık değillerdir, çok güzel bir vücut isterler ama yeme dürtülerini kontrol edemezler. Bulimia kızlarda erkeklere oranla çok yüksek oranda görülür. Erkeklerde görülme oranı sadece yüzde ondur.

Bulimia sorunu yaşayan ergen kendine güvensiz, çekingen ve anoreksikler gibi mükemmeliyetçidirler. Aile yapılarına bakıldığında stresli, dağınık ve ilgisiz aile yapıları olduğunu görülür.

Her iki sorunun tedavisinde, bu konuda yani yeme bozukluğu konusunda deneyimli ruh sağlığı uzmanlarıyla, ailelerin ve ergenin etkin çalışmasıyla mümkün olabilir.

Not: Bu yazının hazırlanmasında bilimsel kaynaklardan yararlanılmıştır. 

Zayıf olma, beğenilme, model aldığı model ya da dizi oyuncusu gibi olma isteği bazen öyle bir seviyeye gelir ki kontrol kaybolur yeme bozuklukları ortaya çıkar. Tehlikeli hatta hayati sorunlar yaşanabilir.

Anoreksiya nevroza: Yemek ve kilo alma takıntısıyla kendini gösteren, hayati risk içeren yeme bozukluğudur. Normal kilonun yüzde on beş altına düşüldüğünde anoreksiya nevroza tanısı konur. Çoğunlukla genç kızlarda görülür. Ergenin beden algısı bozulur. Kendi bedenini kilolu bulur ve zayıflamaya devam etmek ister. Bir süre sonra yemek yeme ile bağını iyice azaltır.

Kilo almaktan çok korkar ve kendini sürekli kilolu algılar. Depresyon ve takıntısal sorunlar yaşayabilirler. Beden sağlıkları gitgide bozulur, adetten kesilirler. Tedaviye direnebilirler, bu nedenle bu hastalığa yakalananların yüzde onu hayatını kaybeder.

Anoreksiya sorunu yaşayan kişiler; öz saygıları düşük, yumuşak başlı, başkalarına bağımlı ve mükemmeliyetçi kişilerdir.

Bulimia: Çok yiyip kusma durumudur. Bulimia hastalığı yaşayan kişiler kontrolsüzce yemek yer, aşırı yemek yediğinden kilo almaktan korkar, uzun süre aç kalır ya da kusar.

Bu hastalığı yaşayan kişiler bir anda çok ve aşırı kalorili yiyecekleri yer, çoğunlukla doyma hisleri kaybetmişlerdir. Aşırı yemek yedikten sonra kişi kendini kusmaya zorlar ve bu kusmayı gizli gizli yapar. Aşırı yemek yemenin kilo alımını önlemesi için kusma haricinde, ödem attırıcı ilaçlar, kilo verdirici ilaçlar kullanabilir ve aşırı spor yapabilir.

Bulumik sorun yaşayan kişiler bedenleriyle barışık değillerdir, çok güzel bir vücut isterler ama yeme dürtülerini kontrol edemezler. Bulimia kızlarda erkeklere oranla çok yüksek oranda görülür. Erkeklerde görülme oranı sadece yüzde ondur.

Yazının Devamını Oku

Sana güveniyorum

24 Aralık 2014
Tek bir cümleyle cinsel eğitim verebilen tek ülkeyiz bence!

Ergenliğe giren, yavaş yavaş serpilmeye başlayan hemen hemen her genç kızın anne babasından, sıklıkla da annesinden duyduğu bir ifadedir: Sana güveniyorum!

Sana güveniyorumun anlamı çoğunlukla;

"Sen ne yaparsan yap elinden gelenin en iyisini yaparsın,

Hangi bölümü okumak istediğinle ilgili en iyi kararı sen verirsin,

Hangi müzik aletini çalmak istediğine tabii ki sen karar vereceksin,

Hangi spor dalında kendini iyi hissedersen onu yap,

Kararlarını alırken sana yardım edebiliriz, deneyimlerimizi paylaşabilir, yol gösterebiliriz ama son söz sana aittir,

Yazının Devamını Oku

Çocuk çocuğa...

18 Kasım 2014
Çocuklar çevresindeki cinsel uyaranlara artık çok kolay ve bilinçsiz bir şekilde ulaşabiliyor.

Gün geçmesin ki yeni bir olay olmasın bu ülkede ve biz üzülmeyelim!

12 yaşında 4 erkek çocuk, tecavüz ettikleri aynı yaşta bir erkek çocuk ve bu olayı sanki film çekiyormuşcasına kameraya almaları…

Ankara'da ilköğretim okullarından birinde yaşanan bu olay beni bayağı üzdü ve düşündürdü.

Olay Ankara'da bir ilköğretim okulunda gerçekleşiyor, 12 yaşındaki bir çocuğa aynı yaştan 4 arkadaşı okul binasında tecavüz ediyor ve de kameraya alıyorlar. Tecavüze uğrayan çocuğun ailesi oğullarının birden sessizleşmesinden, içine kapanmasından kuşkulanıp herhangi bir sorun olup olmadığı araştırmak için okula gidiyorlar ama birşey bulamıyorlar. Tecavüz eden çocuklar soğukkanlı bir şekilde daha sonraki günlerde cep telefonundan görüntüleri izlerken öğretmenlerden birine yakalanıyorlar ve olay ortaya çıkıyor.

Aklımın ve gönlümün almadığı çok şey oldu bu olayda: 12 yaşındaki yeni ergen çocukların tecavüz gibi insanlık dışı bir olayı nasıl yaptıkları, bunu kameraya almalarındaki niyet ve soğukkanlılık, çektikleri videoyu sanki çok normalmiş ve oyun izler gibi izlemeleri, tecavüze uğrayan çocuğun travması, bunu yaşayan ailelerin neler hissettikleri, cinsellikle ilgili merakın ve uyanışın çocukları bu noktaya getirebilmiş olması ve daha pek çok şey. Çocuktur yapar diye geçemeyeceğim bir durumdu!

Bir kez daha fark ettim cinsel eğitimin ailede başlayıp okullarda kademeli olarak devam etmesi gereken, olmazsa olmaz bir konu olduğunu.

Varsayalım ki bu yeni ergenler ilk olarak ailelerinde cinsellikle ilgili bilgileri almış olsaydılar, yani ilk cinsel soruları başladığında yaşlarına uygun cevaplar alarak, ‘HAYIR’ demeyi öğrenerek, özel bölgelerin ne olduğunu bilselerdi, bedenlerini bütün olarak keşfederek büyüselerdi, okul hayatında eğitimlerde cinsel eğitim almaya başlasalardı, vajinayı, penisi adlarıyla öğrenip, işlevlerini, görevlerini, nasıl koruyacaklarını, hastalıkları, gebeliği, korunma yollarını, güvenli cinsel yaşam kavramını bilmiş olsalardı bu olay yaşanır mıydı acaba çok merak ediyorum?

Cinsellikle ilgili konuşulmaz, ayıp, günah diye büyütülüp bu tür taciz, tacavüz olaylarını yaşayan genceçik çocuklara günah değil mi? Günah diye cinselliği baskılayabildiğini, kontrol edebildiğini zannetmek! Ne büyük cahalet! Çocukların çevresinde cinsel uyaranlar o kadar çok ki tv’den cep telefonlarından, tabletlerden akranlarının da yardımıyla her tür bilgiye, görüntüye bilgisizce ulaşabiliyorlar ne yazık ki! Sistem yasaklasa da, aile yasaklasa da!

Yazının Devamını Oku