Dolunay Kadıoğlu

Sınav canavarı

1 Aralık 2016
Bu kadar kaygıyı bu kadar stresi bu çocuklar nereden öğreniyor?

Geçen hafta 2016-2017 eğitim ve öğretim yılana ait TEOG sınavının 1.si yapıldı. 2. dönem 2. TEOG var ve üniversite sınavı var. Ne acı ki ülkemizdeki eğitim sistemi çocukları, gençleri sürekli yarışmaya mecbur bırakan, ezbere mahkum eden, yaratıcılık ve hayattan uzak bir sistem.

Stres denilen yüzyılımızın beden ve ruh imha sürecini, 12-13 yaşında çocuklar, ergenler deneyimliyorlar.

Çocukların kafasındaki yarışçı komutlara, bedenleri dayanmakta zorlanıyor.

Zihinleri ; "Kazanmalıyım, en iyi olmalıyım, annem babam benimle gurur duymalı, başardığımı herkes görmeli, bu sınav hayati önemde, istediğim telefonu almaları için çok iyi puan almalıyım, iyi bir liseye gitmeliyim, hızlı olan kazanır, hızlı olmalıyım" vb dedikçe hatta bağırdıkça, bedenlerinde; nefes alamama, kaygı, anksiyete, öfke nöbetleri, titreme, ağlama, kontrolsüz kilo alışı ya da verişi, uyku sorunları vb. ortaya çıkmakta.

Tabii ki hepimizden! Öncelikle anne babaların onları yetiştirme modellerinden, okulun eğitim modelinden, toplumun başarıya, sınavlara, hayata bakışından….

Çocuklar;

Anne babadan çok küçük yaştan itibaren "İyi çocuk olursan sana oyuncak alırım, iyi karne getir sana bisiklet, sınıf birincisi ol arkadaşlarını geç istediğin telefon, sen arkadaşına göre daha uzunsun vb cümleleri duyarak ve bunlara güdülenerek büyürse,

Yazının Devamını Oku

Rıza nasıl alınır?

22 Kasım 2016
Konu cinsel istismar olduğuna göre çocukların neye rızası varmış bakalım isterseniz.

Cinsel istismarla ilgili ülkedeki gündemi, hukuki saçmalığı, toplumdan yükselen “ne var ki bunda” vb. söylemleri ne aklım ne de kalbim algılıyor!

Sosyal medya çalkalanıyor, konuyla ilgili gönüllü kuruluşlar ayakta, susanlar, konuşanlar, kim kimle evlenirse evlensin size ne diyenler, tecavüze idam diyenler… Herkes çıldırmış gibi… Bir bilene soralım, bu konuda ruh sağlığı uzmanları ne diyor, kanunu ona göre düzenleyelim diyen aklı- selim kimse yok!

Yıllarca emek verilip kazanılan çocuk hakları yerle bir!

Kafamda deli sorular; RIZA nedir? Rıza nasıl alınır? Kimler kaç yaşından sonra rıza verebilir?

Rıza; onay demektir.

Onay; yaptığım ya da bana yapılan bir olayın sorumluluğunu alıyorum. Bu olay esnasında ve sonrasında olabilecek tüm etkilerin farkındayım ve kabul ediyorum. Bu olayda olabilecek etki ve sonuçlara dair kendimi koruyabilirim, demektir.

Konu cinsel istismar olduğuna göre çocukların neye rızası varmış bakalım isterseniz;

“Bana yapılan cinsel istismarda bedenimde oluşacak tüm fiziksel yaralanmalara, ergen gebeliklerine, bulaşıcı hastalıklara, psikolojik hasarlara, travmalara, toplumsal dışlanmaya, aşağılanmaya, şiddete razıyım, onay veriyorum. Tüm bu ve benzeri olumsuzlukların farkındayım ve kendimi koruyabilirim.”

Yazının Devamını Oku

Ergenliğe giren kızımla nasıl iletişim kurmalıyım?

15 Kasım 2016
O öfkelense de siz sakin kalmaya çalışın

ERGENLİKTEKİ KIZLAR İÇİN BEDENLERİNDEKİ DEĞİŞİM UTANDIRICI OLABİLİR

Kızlar ergenliğe erkeklere göre bir ile iki yıl daha erken girerler. Bedenlerindeki değişimler erkelere göre daha belirgindir. Göğüslerinde büyüme, kalçalarda yuvarlaklaşma vb gibi dışardan kolayca fark edilir olmak ergen kız için rahatsız edicidir. Özellikle sınıf arkadaşı oldukları erkeklerin alaylarıyla karşılaşmak kız ergen için utandırıcı olabilir.

ERGENLİĞE GİRMEDEN ÖNCE BİLGİ VERİLMELİ

Ebeveylerin kız çocuklarını henüz ergenliğe girmeden bedensel değişimler, adet olmakla ilgili konularında bilgilendirmeleri hem aralarındaki iletişim ve paylaşımı arttıracaktır hem de çocuğa ergenlik süreciyle ilgili farkındalık kazandıracaktır. Kızınızla konuşun ve bedensel değişimleri, adet olmayı, aşık olmayı elinizden geldiğince anlatın. Bunları anlatmak için bilimsel kaynaklardan yardım alabilirsiniz.

YALNIZ KALMA İHTİYACINI NORMAL KARŞILAYIN

Ergen kızınız kendi odasında kendine bir dünya kurmayı, aile büyükleriyle daha az bağlantıda olmayı tercih edebilir. Yalnız kalma ihtiyacı ergenliğin belli bir döneminde çok doğaldır. Akranlarının ön plana çıktığı, kankalık kurumunun ailesinin önünüze geçtiği doğrudur. Anne babalar eğer ergene sadece kural koyuyor ve her şekilde bu kuralara uymasını bekliyorlarsa aileden uzaklaşma daha da keskinleşebilir. Onun yalnız kalma ihtiyacını anlayın, bununla beraber bağlantıyı hep koruyun.

O ÖFKELENSE DE SİZ SAKİN KALIN

Kız çocuğunuzun "Ben büyüdüm, kendi kimliğimi geliştiriyorum ve sizden bağımsız olmak, bağımsız kararlar almak istiyorum’ dediğinde sadece ‘Hayır tek başına karar alacak kadar büyümedin, alamazsın" demek aranızdaki sorunları çözmeye yetmeyecektir. O ne kadar öfkelense de sizin sakin kalmanız ve sınırlar ve kurallar konusunda sakince konuşmanız gerekir.

Ergelik dönemindeki kızınızın beyin gelişim süreci devam etmektedir. Ergenlik zihinsel ve bedensel büyümenin çok hızlı olduğu bir dönemdir. Kızınızda nedensiz karamsarlık, duygularda iniş ve çıkışlar, içe kapanma, ukalalık yapma, her şeyi bilir gibi konuşma ve davranma gibi davranışlar gözlerseniz sakin olun ve bilin ki bunlar ergenliğin çevreye doğal yansımalarıdır.

ONU DİNLEYİN AMA ÖĞÜT VERMEYİN

Kızınızla bağlantınızı hep koruyun. Onu dinleyin, konuşun ancak öğüt vermeyin. Belli sınırlamalar hoşuna gitmeyecektir. Ancak onların olmasının nedenlerini mantıkla açıklayın ve net olun.

EN ÇOK ÖZGÜRLÜK KONUSUNDA SORUN YAŞAYABİLİRSİNİZ

Özgürlüğün istenilen herşeyi yapmak olmadığını, hangi yaşta olursak olalım özgür davranmanın sorumluluğunu almak gerektiğini ya da farkındalıksız özgür bir davranışın bedelinin neler olabileceği konusunda kızınızla sohbet edin. Örneğin bütçesini kendisi kontrol etmek isteyebilir. Hepbirlikte ailenize uygun bir bütçe belirleyebilir ve her hafta bu parayı verebilirsiniz. Ancak bunu yaparken eğer harcamalarını kontrol edemezse bunun bedelinin aç kalmak ya da okula yürüyerek gitmek olduğunu bunu kabul ediyorsa bu süreci başlatacağınızı net konuşmalısınız. Yani parasını yönetme sorumluluğunu almayı deneyimleyebilir, yönetemediği durumun da sonucunu yaşar.  

Aklınızda olsun; sınır konulan davranışlarda, örneğin bilgisayar, cep telefonu, internet kullanımında zaman sınırı koyup sizler sınırsız ve kontrolsüzce internette zaman harcıyorsanız bu konuda koyduğunuz kural çalışmaz! 

Kızınızla ne yaparsanız yapın bağlantı kuramıyorsanız, riskli davranışlarını gözlemliyorsanız, isyan ya da davranış ve duygulardaki iniş çıkışlar çok zorlayıcı oluyorsa, çocuğunuz çok depresif, içe kapalı, okul başarısı düşük, sizlerle iletişimi çok kötü ise bir uzmandan hep birlikte destek almanız gerektiğin farkında olun.

Kızlar ergenliğe erkeklere göre bir ile iki yıl daha erken girerler. Bedenlerindeki değişimler erkelere göre daha belirgindir. Göğüslerinde büyüme, kalçalarda yuvarlaklaşma vb gibi dışardan kolayca fark edilir olmak ergen kız için rahatsız edicidir. Özellikle sınıf arkadaşı oldukları erkeklerin alaylarıyla karşılaşmak kız ergen için utandırıcı olabilir.

Ebeveylerin kız çocuklarını henüz ergenliğe girmeden bedensel değişimler, adet olmakla ilgili konularında bilgilendirmeleri hem aralarındaki iletişim ve paylaşımı arttıracaktır hem de çocuğa ergenlik süreciyle ilgili farkındalık kazandıracaktır. Kızınızla konuşun ve bedensel değişimleri, adet olmayı, aşık olmayı elinizden geldiğince anlatın. Bunları anlatmak için bilimsel kaynaklardan yardım alabilirsiniz.

Ergen kızınız kendi odasında kendine bir dünya kurmayı, aile büyükleriyle daha az bağlantıda olmayı tercih edebilir. Yalnız kalma ihtiyacı ergenliğin belli bir döneminde çok doğaldır. Akranlarının ön plana çıktığı, kankalık kurumunun ailesinin önünüze geçtiği doğrudur. Anne babalar eğer ergene sadece kural koyuyor ve her şekilde bu kuralara uymasını bekliyorlarsa aileden uzaklaşma daha da keskinleşebilir. Onun yalnız kalma ihtiyacını anlayın, bununla beraber bağlantıyı hep koruyun.

Yazının Devamını Oku

İşte cinselliğin en büyük düşmanları!

15 Kasım 2016
Her çift, hayatının bir döneminde cinsel işlev bozukluğu sorunu yaşıyor.


Her çift hayatının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu sorunu yaşamakta, vajinismus sorunu yeni evli çiftlerde en az % 30'larda yaşanmakta, orgazm sorunu yaşayan kadınlar nerdeyse % 50'lerde, erkeklerde erken boşalma sorunu % 40'larda, her yüz çiftin yaklaşık % 35'i çocuk sahibi olmakta zorluk çekiyor.

Bu artışın fiziksel, ruhsal nedenleriyle birlikte, cinsel eğitimin eksikliğiyle, toplumsal sorunlarla ve daha pek çok şeyle ilgisi var. Bunlara “Cinsel yaşam düşmanları” diyebiliriz.


Cinsel yaşamın düşmanları

    Obezite,Yüksek kan şekeri,Tip 1 ve 2 şeker hastalığı,Yüksek LDL (kötü) kolesterol,Düşük HDL (iyi) kolesterol,Yanlış ilaç kullanımı,Psikiyatrik ilaçlar,Dengesiz ve sağlıksız beslenme tarzı,Hareketsiz bir yaşam,Aşırı gergin, sinirli, endişeli ruh hali,Kaygı bozuklukları,Stres,Depresyon,psikiyatrik sorunlar,Sigara, alkol, uyuşturucu ve doping ilaçlar,Hormonal dengesizlik,Yetersiz cinsel eğitim,Yanlış cinsel deneyimler,Korkular,İletişim sorunları,Aile sorunları,Şiddet vb.

Cinsel sorunları en aza indirmek için neler yapılabilir?

Yaşanan pek çok cinsel sorunun altında cinsel bilgi azlığı, yanlış inançlar, kayıtlar ve iletişim sorunları yatmaktadır. Kişi kendine yardım sürecinde tüm bunların üstesinden gelebilir. Bilgiler düzettikçe, davranışlar değiştikçe, korkular dönüştükçe cinsel sorunlarda düzelecektir.


Yaşanılan cinsel sorunun altında yatabilecek organik nedenler incelenirken mutlaka psikolojik öykü de ele alınmalı ve organik bir neden bulunamadığı zaman bir cinsel terapistten destek alınmalıdır.


Doğru beslenme, doğru ilaç kullanımı, sigara, alkol kullanımını bitirmek ve düzenli spor yapmak önemlidir.


Yaşadığınız sorunlar ne olursa olsun çözüme odaklanmak ve çözüm yollarını denemek gerekir.


Sorunlarınızı uzmanlara danışarak çözüm yollarını birlikte aramalısınız.Eşinizle birbirinize destek olarak sorunu birlikte aşmayı deneyin. Sorunlar çözmek içindir felsefesini bu dönemde kullanmak işinize yarayacaktır.

Her çift hayatının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu sorunu yaşamakta, vajinismus sorunu yeni evli çiftlerde en az % 30'larda yaşanmakta, orgazm sorunu yaşayan kadınlar nerdeyse % 50'lerde, erkeklerde erken boşalma sorunu % 40'larda, her yüz çiftin yaklaşık % 35'i çocuk sahibi olmakta zorluk çekiyor.

Bu artışın fiziksel, ruhsal nedenleriyle birlikte, cinsel eğitimin eksikliğiyle, toplumsal sorunlarla ve daha pek çok şeyle ilgisi var. Bunlara “Cinsel yaşam düşmanları” diyebiliriz.

Yaşanan pek çok cinsel sorunun altında cinsel bilgi azlığı, yanlış inançlar, kayıtlar ve iletişim sorunları yatmaktadır. Kişi kendine yardım sürecinde tüm bunların üstesinden gelebilir. Bilgiler düzettikçe, davranışlar değiştikçe, korkular dönüştükçe cinsel sorunlarda düzelecektir.

Yazının Devamını Oku

İlk adım

3 Kasım 2016
Gerçekten ne istediğini ne yaparsa mutlu olacağını kaç kişi biliyor?

Gitmeyi istediğimiz ne çok yer, yapmayı planladığımız ne çok iş, bir ara bir kahve içelim dediğimiz nice dost, görmek istediğimiz sürüyle film, okumak istediğimiz yüzlerce kitap, yazmak istediğimiz en az bir roman, çekmek istediğimiz bir film, başlayacağımız spor, bir gün bırakacağımız sigara, sonra yaparımlar…

Tanıdık geldi mi bu ve benzeri cümleler? Ertelenen projeler sonra yaparımlar, bir gün mutlakalar…

Gerçekten istediğimiz şeyin önünde bir engel var mı bizi durdurabilecek yoksa istekler bize ait değil mi, yoksa istemiyor muyuz ?

Gerçekten ne istediğini ne yaparsa mutlu olacağını kaç kişi biliyor? Yoksa istediğimizi zannettiğimiz şeyler başkalarının yaptığı bizimde taklit ettiğimiz şeyler mi? Özgün olan ne var acaba! Olsun, özgün olmazsa olmazsın, yeterki istediğim beni mutlu edecek katkı verecek şey olsun diyorsanız o da super :) Yapın yater ki!

Hem kendimizden hem de çevremizden ne çok duyarız; yaşadığım kenti değiştireceğim ama henüz koşullar uygun değil, çok güzel bir roman konusu var aklımda ama yazmak için bir yerlere kapanmalıyım ama zaman mı var, önümüzdeki pazartesi spora başlayacaktım ama kalkamadım….

Galiba çoğumuz bulunduğumuz yerden, durumdan memnun değiliz, bununla beraber adım da atmıyoruz değişim için!

Oysa ki sorsak kendimize; yapmak istediğim şeyi yapacak olsam ilk adım ne olurdu?

İkinci adım da ne yapardım? İstediğim süreci gerçekleştirdiğimde ne hissederdim? Bunun benim için değeri ne olur?

Yazının Devamını Oku

Cinselliğin düşmanları

28 Ekim 2016
Yaşanan pek çok cinsel sorunun altında cinsel bilgi azlığı, yanlış inançlar ve kayıtlar ve iletişim sorunları yatmaktadır.

Cinsel yaşamla ilgili sorunların giderek çoğaldığı ve daha da artacağı dönemlerdeyiz.  “Vajinismus, orgazm sorunları, erken boşalma, ereksiyon sorunları, cinsel isteksizlik, infertilite vb. gibi sorunlar, günümüz dünyasında çığ gibi artmakta...

Her çift hayatının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu sorunu yaşamakta, vajinismus sorunu yeni evli çiftlerde en az yüzde 30'larda yaşanmakta, orgazm sorunu yaşayan kadınlar nerdeyse yüzde 50'lerde, erkeklerde erken boşalma sorunu yüzde 40'larda, her yüz çiftin yaklaşık yüzde 35'i çocuk sahibi olmakta zorluk çekiyor.

Bu artışın fiziksel, ruhsal nedenleriyle birlikte, cinsel eğitimin eksikliğiyle, toplumsal sorunlarla ve daha pek çok şeyle ilgisi var. Bunlara “Cinsel yaşam düşmanları” dersek ve sırayla saymaya başlarsak;

Yazının Devamını Oku

Etiketler

25 Ekim 2016
Ayrımcılık, torpil bizlerin zihninden, dilinden, güzünden o kadar doğal dökülüveriyor ki fark etmiyoruz bile yaptığımız bölücülüğün, ayrımcılığın!

Dünyada ayrımcılık olmasın, herkes eşit olsun, tüm insanlar kardeş olsun, torpil yapılmasın ne sınavlarda ne de iş yerinde diyoruz ya…isyan ediyoruz ya bazen hayata, düzene…

Peki, acaba biz kimlere ne zaman ayrımcılık yapıyoruz? İnsanlara eşit bakıyor muyuz yoksa hep etiketliyerek, kıyaslayarak mı bakıyor ve davranıyoruz?

Şişman ama iyi,

Uzun boylu ama akıllı,

Akıllı fakat çirkin,

Çirkin ama şanslı,

Yakışıklı ama salak,

Çirkin ama çok zengin,

Yazının Devamını Oku

Erken boşalmada süre değil kontrol duygusu önemlidir

17 Ekim 2016
Erkeği ve çifti mutsuz eden erken boşalma probleminin pek çok nedeni vardır.


ERKEN BOŞALMA NEDENLERİ NELERDİR?

Erkeği ve çifti mutsuz eden bu cinsel işlev bozukluğunun pek çok nedeni olabilir. En önde gelen nedenleri;

    Hızlı yapılan ya da yakalanma kaygısıyla yapılan mastürbasyon,Uzun süre düzenli bir cinsel eşin olmaması,Mastürbasyona suçluluk hissinin eşlik etmesi,Tesadüfi başarısızlık,Eşe duyulan öfke, kızgınlık,Stres, zihinsel ve bedensel yorgunluk,Cinsellik ile ilgili yanlış bilgiler erken boşalmanın altında yatan nedenlerdendir.

HER ERKEK ERKEN BOŞALMA SORUNU YAŞAR MI?

Erkeğin hayatı boyunca en az bir kez bu sorunla ya da ereksiyon sorunuyla karşılaşma oranı yüksektir. Gelişim dönemi olan ergenlikte ereksiyon ya da boşalma üzerinde tam kontrol olmayabilir, bu doğaldır. Çünkü büyüme devam etmektedir ve davranış kontrolü tam olarak ergende olamayabilir. Bu nedenle ergenlik tamamlanmadan ya da düzenli bir cinsel eş olmadan kişide erken boşalma sorununun olduğunu söylemek çok da doğru değildir.


CİNSEL YAŞAM DUYGULARIMIZDAN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR

Aynı zamanda çok seyrek ilişki yaşandığı ya da duyguların inişli çıkışlı olduğu zamanlarda, stres altındayken de kontrol edememe duygusu yaşanabilir. Bunlarda oldukça normaldir çünkü cinsel yaşam duygularımızdan bağımsız değildir.

Eşler arasında sorunun varlığında, kadında ağrılı cinsel ilişki, vajinismus varlığında, aldatma durumlarında ya da kriz anlarından da erkeklerin cinsel performans sorunlarıyla karşılaşma ihtimalleri vardır.


BOŞALMA SÜRESİNİN ÖNEMİ VAR MI?

Çoğu erkek boşalma süresini merak eder. Oysaki boşalma süresinin önemi yoktur önemli olan boşalma üzerindeki kontrol duygusudur. Kontrol edebilmek demek; boşalma süresini ayarlayabilmek, durabilmek, başlayabilmek ve cinsel eşiyle uyumlu olarak (aynı anda orgazm olmak anlamında değil) boşalmayı kontrol edebilmektir.


ERKEN BOŞALMA NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Erken boşalma tedavisi cinsel terapi uzmanları tarafından yapılan eşli bir tedavidir. Eşler arası cinsel dokunma uygulamaları, dur-başla tekniği gibi teknikler kullanılarak tedavide olumlu sonuç alınır.

Erkeği ve çifti mutsuz eden bu cinsel işlev bozukluğunun pek çok nedeni olabilir. En önde gelen nedenleri;

Erkeğin hayatı boyunca en az bir kez bu sorunla ya da ereksiyon sorunuyla karşılaşma oranı yüksektir. Gelişim dönemi olan ergenlikte ereksiyon ya da boşalma üzerinde tam kontrol olmayabilir, bu doğaldır. Çünkü büyüme devam etmektedir ve davranış kontrolü tam olarak ergende olamayabilir. Bu nedenle ergenlik tamamlanmadan ya da düzenli bir cinsel eş olmadan kişide erken boşalma sorununun olduğunu söylemek çok da doğru değildir.

Aynı zamanda çok seyrek ilişki yaşandığı ya da duyguların inişli çıkışlı olduğu zamanlarda, stres altındayken de kontrol edememe duygusu yaşanabilir. Bunlarda oldukça normaldir çünkü cinsel yaşam duygularımızdan bağımsız değildir.

Eşler arasında sorunun varlığında, kadında ağrılı cinsel ilişki, vajinismus varlığında, aldatma durumlarında ya da kriz anlarından da erkeklerin cinsel performans sorunlarıyla karşılaşma ihtimalleri vardır.

Yazının Devamını Oku