Örneğin İzmir; yıllardır yoğun göç alıyor.
Özellikle yazları Anadolu buralara akın ediyor.
Geçen bayramda Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, “Hayatımda böyle kalabalık bir Çeşme görmedim” dedi.
Haklıydı.
Çeşme de kalabalıktı, İzmir merkez de...
Alsancak’taki Hürriyet ofisimden Çeşme’ye bazen iki saatte gidemiyorum.
“Sizi bilmem ama ben onun gibi bir insan çok az tanıdım. Hem iyi gün dostudur, hem de kötü. Ama daha çok kötü gün. Hiç beklemediğin bir anda telefonun ucundadır. Bazen de karşındadır. Gecenin geç bir saatinde cep telefonuna düşen mesajla aklındadır. Bir insan hiç mi eleştirmez, hiç mi olayları negatif anlamaz. Hayatı hep dolu tarafından görmek mümkün müdür? Ama o görür... Görmene de yardımcı olur. Kara bulutlar tam üzerindeyken; bir söz söyler bakarsın ki, kışın ortasında bahar olmuş. Ben ona ‘hayatı güzelleştiren insan’ diyorum. Hayatın detaylarda gizli olduğunu hatırlatır her zaman... Çocukla çocuk, yaşlıyla yaşlı olan biridir. Erdemin bir insanın tutunacak en güçlü dalı olduğunu anlatır her zaman... Sancar Maruflu benim tanıdığım en vefalı insandır. Vefa kupası verilse şampiyon Sancar Maruflu olur.”
Karşıyaka’daki o gecede Sancar abinin sesinin ilk defa titrediğini gördüm.
Herkesin yanında olan, her olayın peşinde koşan o insan için bir onurlandırme gecesi düzenleniyordu.
Tarifsiz duygular içindeydi.
Ve utangaç haliyle mikrofonu aldı, hiç unutmadığım şu cümleleri söyledi;
“Böyle bir ayrıcalığı hak edecek bir şey yapmadım. Sadece her vatandaş gibi üzerime düşenleri yerine getirdim. Hepinize çok teşekkür ederim.”
Elbette oluyor...
Ama eskiyi koruyarak yenisi yapılıyor, yeni de eskiye benzetiliyor. Kentlerin siluetlerini bozan hiçbir şeye izin verilmiyor.
Böyle olunca da kentler korunuyor, çarpık yapılaşmaya asla izin verilmiyor.
Türkiye birçok açıdan değişimi yakaladı. Bana göre teknoloji kullanımında çok ilerdeyiz. Sanayimizin çarkları dönüyor. Savunma sanayinde önemli aşamalardan geçiyoruz.
Ben Türkiye’nin geleceğine her zaman inananlardanım.
Önce Manavgat, sonra Milas, Bodrum, ardından Marmaris çevresini saran alevler bize kabusu yaşattı.
Fethiye’de de yüreğimiz ağzımıza geldi. Neyse ki yangınlar kontrol altına alındı.
Dilerim böyle büyük bir felaketi bir daha yaşamayız.
Konu yangınlar olunca Özgür Ekmekçioğlu’nu aradım.
Özgür’ü kamuoyu Altay Spor Kulübü Başkanı olarak tanıyor.
Gerçekten de genç yaşına rağmen Altay’da büyük bir başarı hikayesi yazdı. Kulübün sıkıntılı ve umutsuz olduğu günlerde başkanlık görevini üstlenerek aslında bir risk almış oldu. Ekibi de gençti. Ve çok başarılı oldu.
Evet; resmen durdu.
Her şey kapalıydı, okullar dahil...
Ve o günlerde de ben çıkıp konuştum ve yazdım.
Her şeyi kapatalım; okulları açık tutalım diye...
Yapamadık.
Çünkü pandemi döneminde çocuklarımız, gençlerimiz çok mağdur oldular.
Okullarına gidemediler.
Ben nasıl evden çalışmanın bazı alanlar ve kadrolar dışında verimsiz olduğunu görüyorsam; online eğitimin de uzun vadede çocuklarımıza zarar verdiğini görüyorum.
Üstelik gerçek bir deneyimi evimde, oğlum Atlas ile birlikte yaşıyorum.
Bir çocuğun, gencin en çok ihtiyacı olduğu bir dönemi evlerde geçirdiler.
Kimse bana “Böyle de oluyormuş” demesin.
Ve bunu inanan en çok çocuklarımız, gençlerimiz için istiyoruz.
Okullar açılmalı ve açık kalmalı.
Pandemi döneminde dört yıllık üniversiteye giren gençlerimiz iki yıl sonra mezun olacak.
Ama kampüslerine gidemediler; sınıf arkadaşlarıyla yüz yüze bile konuşamadılar.
Kendi oğlumdan o yaş grubunu izliyorum.
Okullarını çok özlediler.
Pandeminin en kritik dönemlerinde yeni bir uygulamadan bahsetmiştim.
Musixen...
Musixen sadece sanatçıların kendilerini gösterebilecekleri ve gelir elde edebilecekleri bir platform değil, artık ileride olmasını beklediğimiz hibrid müzik ve sahne sanatları dünyasının da temellerini atan bir platformdu.
Kurucusu Çağrı Bozay, “Pandemi bitse de sanatçılar gördüler ki kimseye bağımlı ve zorunlu olmadan sanatlarını icra edip paralarını kazanabiliyor. Bu platform sayesinde Ağrı’dan New York’a, Dubai’den Brüksel’e kadar birçok ülke ve şehirde canlı performansları seyredebileceksiniz” demişti.
Musixen; 2020 yılının mayıs ayında hayata geçti. Aslında bu fikri tetikleyen en önemli unsur; müzik ve sahne sanatları endüstrisinin dijitalleşme ihtiyaçlarının henüz tam olarak karşılanmamış olmasıydı.
Pandemide fark ettik; bazen evden, bazen işyerinden çalıştık. Çoğu insan da hibrit bir çalışmayla bundan sonra devam edecek.