1 Eylül sonrası için hareket planı olsun

Evet; resmen durdu.
Her şey kapalıydı, okullar dahil...
Ve o günlerde de ben çıkıp konuştum ve yazdım.
Her şeyi kapatalım; okulları açık tutalım diye...
Yapamadık.
Yapan ülkeler oldu ama...
Hayatı sınırladılar; tedbirleri genişlettiler ama okulları hep açık tuttular.
Vaka sayılarının en çok olduğu günlerde bile ilköğretim çağındaki çocukları okullarına yolladılar.
Bizde tartışmalar AVM’ler, restoranlar üzerinden yapıldığı için bazı detayları hep ıskaladık.
Bunları da yazdım.
Şimdi yine yazıyorum.
Vakalar 30 binlere geldi; geçen yıl olduğu gibi gidişat ekimde 40, 50 binleri göreceğimizi gösteriyor.
Bu sefer aşılanma oranları daha fazla olduğu için ağır hasta sayısı kontrol altında, ölüm sayıları düşük olabilir.
Ama yine de sayılar oldukça fazla...
Bakanlar Kurulu hafta başında toplanacak.
Herkes gibi ben de bazı tedbirlerin alınacağını düşünüyorum.
Tabii bunlar yaz bitmeden uygulanamaz.
1 Eylül’den sonra bir hareket planına ihtiyacımız var.
Her türlü tedbire, yasağa vatandaş olarak razıyım.
Ama tek bir şartım var.
Okullar açık olmalı...
Ve herkes planlarını buna göre yapmalı.
Ben bu sefer kapanma beklemiyorum.
Ama aşısızlar için yeni tedbirlerin getirilebileceğini düşünüyorum.
Bana göre de yapılmalıdır.

Okulların açılması
hiçbir şarta
bağlanmamalıdır

Aşıya mesafeli olanlarla konuşuyorum. Bazılarını ikna ettim, bazıları aynı görüşlerini koruyor. Hepsine saygım var. Okurlarımdan biri şöyle diyor:
“Yazmayım diyorum ama konu okullar ve aşı şartı olunca gene dayanamadım. Okulların açılması hiçbir şarta bağlanmamalıdır. Okullar en son kapatılacak ve ilk açılacak yerlerdir. 1 Haziran’dan beri 2 ayı aşkın süredir her yer her şekilde açıkken ve buna rağmen hastanelerde hasta yükü normal seviyelerdeyken (hasta yükü artsa bile başa çıkabilmeleri lazım, çünkü hazırlanmak için 1.5 yıl süreleri vardı, bu süre de her türlü hazırlığı tamamlamak için fazlasıyla yeterli), okulların açılmaması diye bir opsiyon söz konusu bile olmamalıdır. Ve okullar pandemi öncesi gibi tam açılmalı; özellikle ilk ve ortaokullarda olmak üzere maske şartı olmamalıdır. Tek yapılması gereken sınıfları sık sık ve bol havalandırmaktır.”
Aşı konusunda aynı fikirde değilim ama okullar konusuna katılıyorum.

BİR OKUR MESAJI
Hayatıma devam etmek istiyorum

Yine okurum şöyle diyor:
“Kovid-19 aşıları ‘sterilizing immunity’ sağlamıyor. Yani hastalığın virülansını azaltabiliyor ancak enfekte olmayı ve başkalarını enfekte etmeyi engellemiyor. Yani aşılı insanlar da Kovid-19 olabiliyor ve oldukları zaman aşılılar dahil başkalarına bulaştırabiliyor. Üç örnek veriyorum:
Ünlü İngiliz sunucu Piers Morgan, Wembley’de maç izledikten sonra Kovid-19 olmuş; iki doz aşısını da olmuş olmasına rağmen... Peki sizce kimden bulaşmış? Aşılı birilerinden çünkü aşılı olmayan ancak negatif test ile girebiliyordu stada...
Gene İngiltere’de Sağlık Bakanı Sajid Javid iki doz aşı olduktan sonra Kovid-19 oldu.
Bizde de geçenlerde Keşan Belediye Başkanı üç doz aşıdan sonra Kovid-19 olmuştu. Anekdot olarak ise bir arkadaşım İngiltere’de yaşıyor, ilk dozunu martta, ikinci dozunu mayıs başında oldu. Temmuz ayının 20’sinde Türkiye’ye gelecekti ama gelmeden dört gün önce ateşi çıkıp hastalanıyor. Test yaptırıyor ve pozitif çıkıyor, yine iki doz aşıdan sonra... Ve iki doz aşılı kocasına bulaştırıyor. Eğer 5 gün sonra hastalansaydı, aşılı olduğu için test yaptırmadan uçağa binecek, uçakta ve indikten sonra Türkiye’deki ailesine virüs bulaştıracaktı.”
Örnekler doğru...
Aşı olanlar elbette Kovid-19 olabiliyor.
Ancak hatırlatmak isterim.
Ölüm riskleri, olmayanlara göre çok daha düşük.
Bugün hastanelerde ve yoğun bakımlarda yatanların yüzde 95’inin aşısız olması da bana göre çok önemli.
Sonuç olarak aşı olup olmama bir tercih...
Ben gönüllü olup ilk aşı olanlardanım.
Ve kurallara uyarak günlük hayatıma devam ettim.
Ve devam etmek istiyorum.

Almanya yeni önlemler
açıkladı uyarı yaptı

Almanya’da yeni tip koronavirüsle mücadelede aşı olmayanların günlük yaşamları daha da zorlaştırıldı.
Başbakan Angela Merkel, yeni dönemi açıkladı.
23 Ağustos’tan itibaren aşı olanlar günlük yaşamlarında herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulmazken aşı yaptırmayanlar ise bazı kısıtlamalarla karşı karşıya kalacak.
Merkel, “Özellikle nüfusun sadece yüzde 55.1’inin tam olarak aşılandığı bir zamanda, tüm nüfus için hala temel koruma önlemlerine ihtiyacımız var” dedi.
Hastanelere, bakımevlerine, restoranların kapalı alanlarına, ibadethanelere, düğünlere, toplantılara, kuaförlere ve spor salonlarıyla kapalı yüzme havuzlarına girmek için aşı belgesi veya hastalığın geçirildiğine dair belge ibraz edilmesi gerekecek. Veya mecburi test yaptırmak zorunda kalacaklar.
Ben pandeminin ilk günlerinden bu yana Almanya’yı takip ediyorum.
Bu tedbirler Türkiye de konuşacaktır.