İsimler kadar izlenecek yol haritası da önemli tabii…
Piyasalar Mehmet Şimşek ismini satın aldılar ve Şimşek’in kabinede olması halinde Türk ekonomisindeki yapısal değişimlerin hız kazanacağı görüşünde...
Şimşek kadar ekonomi bürokratları da önemli...
Merkez Bankası için de konuşulan isimler var.
Önümüzdeki hafta bu isimler netleşmiş olur.
İhracat mayıs ayında yeniden artışa geçti. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.4 artış var. 21 milyar 651 milyon dolar ihracata karşılık, ithalatta yüzde 16’lık artış var; 34 milyar 312 milyon dolar...
Yılın ilk 5 ayında ise ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0.2 artışla 102 milyar 521 milyon dolar; ithalat yüzde 8.9 artışla 158 milyar 625 milyon dolara yükseldi. Böylece dış ticaret açığı 5 aylık dönemde 56 milyar 104 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Tabii neredeyse cumhuriyetimiz kadar eski bir kurum olan TOBB’da bugüne kadar kadın başkan ya da yönetim kurulu üyesi olmaması da ayrı bir eleştiri konusu olarak notumuzu düşelim.
Ege bu sefer altı başkanla, kuvvetli bir şekilde temsil edilecek.
Işınsu Kestelli dışında Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ülken TOBB Yönetim Kurulu Üyesi seçildi.
Balıkesir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Kula, Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu ve Balıkesir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Yarış ise TOBB’un yedek yönetim kurulunda yer aldı.
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ise kendi isteğiyle bu sefer yönetim kurulunda yer almadı.
Ben meslek odalarını önemsiyorum.
Siyaset yapan onlar; ben değilim.
Benim göremediğim detaylar olabilir tabii...
Ama gezen, halkın içinde olan, özellikle de seçim dönemlerinde sokaklarda olan bir gazeteci olarak yazıyorum.
O listeler var ya o listeler; en az ülkede esen rüzgar kadar etkili.
Türkiye gibi ülkelerde liderlerin performansları her şeyin önünde geliyor.
Örneğin AK Parti teşkilatlarını yakından izliyorum. Geçen sonbaharda moralsizlerdi, üstüne bir deprem de yaşandı.
Gerçekten de tarihimizin en sarsıcı depremlerinden biri oldu.
Hepsi sağduyulu, demokrasiyi güçlendiren değerli mesajlardı.
Her fırsatta yazıyorum.
Hepimizin ortak isteği ve dileği daha fazla demokrasi olmalıdır.
Bunun için yapacaklarımız, yol haritamız belli...
Bazen sıkıntıya girsek de, bazen çarklar yavaş dönse de işleyen bir demokrasimiz var.
Seçimlere katılım oranı her zaman Avrupa ortalamasının çok üzerinde...
Milletin iradesinden daha önemli bir şey asla olamaz.
Şimdi hepimizin önümüze, geleceğimize bakmamız gerekir. Biliyorum yaz sonundan itibaren yerel seçimleri konuşacağız, yine siyasi kulisler hareketlenecek.
Ama siyasetin Türkiye’yi yakından ilgilendiren önemli sorunlar olduğunu da hatırlatmak isterim.
Elbette sorumluluk iktidarda, hükümette olacak. Ancak ülkenin bazı problemlerini çözmek için genel bir konsensus da gerekiyor.
Örneğin deprem gerçeği hepimizin aklında...
Hayat pahalılığı, ekonomideki yapısal sorunlar hepimizin sorunu...
Pandemi süreci de Bodrum’u ön plana çıkardı. Salgını Bodrum’da geçiren birçok kişi yaz kış burada yaşamaya ya da yazlarını uzatmaya başladı.
İlçenin şansı geniş bir alana yayılması ve her beklentiye uygun bir Bodrum sunabilmesi...
Artık Monaco’yla, Saint Tropez ile kıyaslanan bir yer Bodrum...
Sanatın da, sporun da daha fazla ilgi gördüğü bir gerçek...
Birçok sergi açılıyor, edebiyat günleri yapılıyor, çok özel konserlere evsahipliği yapıyor.
Futbolda Bodrumspor bugün Süper Lig için yarı final oynayacak. İki Egeli; Göztepe’yle Bodrumspor final için sahada olacak. Geçen hafta basketbolda da bir hayal gerçekleşmiş oldu.
Çağdaş Bodrum Spor Kulübü Basketbol Takımı Birinci Lig’e çıktı.
Fuarın kırkıncı yılı ve giderek daha da büyüyen bir organizasyon...
Cesena Fuarcılık ve Macfrut Fuarı’nın başında Türkiye’yi çok iyi tanıyan, bilen, anlayan biri var: Renzo Piraccini…
Uzun yıllar ülkemizde çalışmış, Türkiye’nin tarımdaki yerinin ve potansiyelinin çok farkında ve Türk sanayisinin gücünü yakından biliyor. Türk firmaların ilgisinden memnun; iki ülke arasındaki ilişkilerin daha güçlü olabileceğini düşünüyor.
Piraccini’yle fuarda sohbet ettik.
Nereye gitsem siyasetten başka bir şey konuşulmuyor.
Ve hayat böyle dönemlerde duruyor, kilitleniyor.
Yatırımlar bekliyor ya da erteleniyor.
İnsanların karar mekanizmaları gecikiyor.
Böyle olunca herkes seçim tarihine odaklanıyor.
Bizde siyaset belirleyici oluyor, toplum sonuçlara göre pozisyon alıyor.
İtirazım yok...