×
Roma sokaklarını öyle görünce içim acıdı.
Milano da öyle, Venedik de...
Paris sokaklarında endişe giderek artıyor.
Almanya Başbakanı Merkel, “Ülkenin yarısına virüs bulaşabilir” deyince Avrupa’nın da kimyasının bozulduğunu hissediyorum.
Dünyanın her yerinde bir panik havası var.
Koronavirüs, dünya ekonomisinde beklentilerimizin üzerinde bir etki yaratacak şimdiden belli oldu.
Turizm Bakanlığı’nın Çeşme projesini destekliyorum.
Çeşme gibi bir yerin turizmi iki ayla sınırlı kalamaz.
Türkiye birçok konuda ilerledi ancak kentleşme meselesinde sınıfta kalmıştır.
İnanıyorum ve öyle olmasını hayal ediyorum ki; Çeşme’nin geleceğini bu sefer hata yapmadan planlayalım.
Ufuk açısı, geleceğe dönük projelere inanıyorum.
Çeşme’nin mevcut değerlerinin korunmasının ön koşul olarak kabul edilmesi gerektiğine inanıyorum.
Çeşme turizm beldeleri arasında en iyi korunan, özel yerlerden biridir.
Koronavirüs krizini Türkiye iyi yönetti, yönetiyor.
Bunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yerinde, zamanında bilgi vermesinin, verileri kamuoyuna açıklamasının ve iyi bir kriz yönetiminin olmasının büyük etkisi var.
Yabancı medyayı sürekli takip ediyorum.
Hastalıkla ilgili kaygılar artık bir histeriye dönüşmüş durumda.
Bakıldığında vaka ve ölüm sayısı normal bir gribin çok altında.
Ancak yayılma riski ve gerekli önlemlerin daha alınamamış olması bu histeriyi büyütüyor.
İlk duyduğum ve projeyle ilgili ilk bilgiler geldiği gün yazmıştım, yine tekrar edeyim.
Ben projeye tam destek veriyorum.
Çeşme gibi bir yerin turizmi üç ayla sınırlı kalmaz.
Uzatmak elimizde, bunun için de beklentileri yükseltmek ve yatırımlar yapmak gerekiyor.
Bakan Ersoy da ilk günden bu yana “Çeşme’yi Cannes gibi yapacağız” diyor.
Ben de diyorum ki;
Bodrum öyle örneğin, Çeşme de, Urla da...
Bana göre Kuşadası da bunlar arasında...
Kuşadası’yla bir gönül bağım var.
Çocukluğumun yazları Ada’da Kadınlar Denizi’nde geçerdi.
Aslında o yıllarda turizm denince akla ilk Kuşadası gelirdi.
Çok da güzel günlerimiz oldu.
“Sizin bu gündemi takip etmek mümkün değil. İşiniz hem zor, hem de kolay, gündem sıkıntınız yok” dedi.
Gerçekten de öyle...
Katıldığım medya zirvelerinden sonra Türkiye’ye dönünce o günlerde konuştuklarımızı takibime alırım.
Ve inanın Avrupa medyası aynı konuyu günlerce, aylarca konuşmaya, tartışmaya devam eder.
Bizde ise gündem aynı gün içinde birkaç kez değişir.
Bu kadar geniş ve yaygın bir etkisi olacağını düşünmemiştim.
Bazen biraz fazla abartıldığını hala düşünüyorum ama alınan tedbirler, iptaller, ertelemeler bunun aksini söylüyor.
Dünyanın üç önemli fuarı birbiri ardına ertelendi.
Ki bunlar için yıllar öncesinden hazırlıklar yapılırdı.
Berlin Turizm Fuarı bittiği gün ertesi yıl için rezervasyonlar alınırdı.
20 küsur yıldır aynı otelde kalanlar, aynı restoranlarda buluşanlar, daimi müşterilerine özel kokteyl yapanlar da biliyorum.
Galiba 16 yaşından bu yana STK’ların içindeyim.
Sayısız sayıda projenin içinde yer aldım.
Elbette gazeteci olarak binlercesini de izledim, takip ettim.
Güçlü demokrasiler için sivil toplumun faydalarını burada anlatmayayım.
Ama bireyin gelişiminde de, değişiminde de sivil toplumun katkılarını yaşayarak gördüm.