Hatta boyut atladık, sanatçılar bile fenomen olarak anılmaya başlandı. 100 bin takipçi satın alan, 10 bin fotoğraf beğenisi için para bayılan herkes artık fenomen olmaya hak kazandığını iddia ediyor.
Ama bana sorarsanız günümüzün en keyifli dijital işi, YouTube yani YouTuber’lık. En sevdiğim YouTuber’ların başında Pelin Akil-Anıl Altan ve tatlı güzelimiz Çağla Şıkel geliyor.
Bu demek ki 2019 yılıyla beraber YouTube fenomenliği daha da bir patlama yaşayacak. Bir de en azından daha kurgulu olduğu için söylediğimiz ya da yaptığımız hataların ceremesini de çekmiyor olacağız gibime geliyor...
Müsaade senin sevgili Ergen....
Geçtiğimiz hafta müzik piyasasına ‘müsaade’ isteyerek hızlı bir giriş yapan Gülben Ergen yeni şarkısı “Müsaadenle”yi ortaya bırakıverdi. Hem de ne bırakmak... Hangi sosyal medya hesabına girsem, instagram keşfet bölümüne baksam herkes şarkıyı koyuyor.
Ben de bir baştan sona dinleyeyim dedim.
◊ Mandarin Oriental Hotel içinde yer alan ve bu sene tepeden tırnağa yenilenen Kai Beach, hem akşamüstü partileri hem de hafta sonu akşam etkinlikleriyle eğlencenin nabzını tutacağa benziyor.
Derya Uluğ, Defne Samyeli, Hande Subaşı ve İskender Paydaş, Kai’da sahne alacak isimlerden sadece bazıları.
Mandarin’de bu yaz eğlence tavan yapar, benden söylemesi
◊ Yeniköy’deki Fiko Ocakbaşı, bu yaz Bodrum-Yalıkavak’ta da karşımıza çıkıyor. Akşamları hizmet verecek olan Fiko, yemekten sonra ise 90’lar Türkçe şarkıları eşliğinde saat 01.00’e kadar misafirlerini eğlendirmeyi hedefliyor.
◊ Palmarina her zamanki düzenine devam ediyor. Eğlence adasında Nusret, Fenix ve Zuma klasikleşmiş yerlerinde kalırken, Angie de geçen seneki lokasyonundan kıpırdamıyor.
Fenix ve Angie arasına ise Kai isimli havyar ve şampanya barı açılıyor.
“Aaa ben bunu sadece parti sanıyordum” diyenleri duyar gibiyim. Hayır efendim bu aslında bir ‘para toplama’ gecesi.
O kırmızı halıdaki yıldızlarla aynı havayı solumak isteyenler adam başı en az 30 bin dolar bayılıp o geceye katılabiliyor.
Toplanan para Kostüm Enstitüsü’ne gidiyor, oradan da moda konusunda geleceği parlak yeteneklere burs olarak aktarılıyor.
Anlayacağınız hayırlı bir organizasyon bu.
Her yıl ayrı bir tema altında yapılan gecenin bu seferki konsepti ‘camp’ idi.
Camp nedir peki?
Port Baku alışveriş merkezini ve Old City caddesini turladıktan sonra kendimi deneme yarışlarında buldum. Sonra ertesi gün gerçekleşecek yarışı keyifle izlemek için orada fazla oyalanmadan otelime döndüm.
Ve büyük gün pazar! Şehirde resmen enerji tavan! Her şey muhteşem şekilde hazırlanmış. 5 sene önce Monte Carlo’da izlediğim Formula aklıma geldi de, Bakü’de aynı havayı hissettim.
Marriott Hotel’in ön bahçesinde yerimizi aldık, derken yarış başladı. Herkes hop oturup hop kalkarken ben boynuma kartımı taktığım gibi Paddock tribünündeki yerime gittim ve oradan izlemeye devam ettim. Tam 120 dakika
süren yarışın kazananı Mercedes pilotu Valtteri Bottas oldu.
Yarış bitip şehir normale dönmeye başlayınca biraz yeni mekanlar görmek amacıyla tura çıktım; işte size ufak tefek önerilerim...
- Chayki Restaurant: Muhteşem bir kahvaltı ettim, özellikle yediğim cevizli böreğin tadı hâlâ damağımda...
Eh tabii ben de haliyle “Gidecek yer mi kalmadı, neden Slovenya” diye sordum.
Meğer bizimkilerin derdi turistik gezi değil sağlıkmış.
Avusturya-Slovenya sınırında Domancic diye bir adamın bio enerji merkezine gidiyorlarmış.
Efendim Domancic vücudumuzdaki manyetik enerji alanını dengeleyerek pek çok derde deva olduğunu iddia ediyor.
Bu popüler terapi yöntemi son dönemlerde iyice revaçtaymış.
Hatta Slovenya’daki merkeze yılda bir kere ABD Başkanı Trump da uğruyormuş.
Bakın Şeyda hangi önerilerde bulundu:
- At kendini sahile, yürüyüşlere başla...
- Gece atıştırmalarından uzak durmak için kendine küçük küçük kodlamalar yap (Yaz geliyor, şortlar giyeceksin, insanlar sana bakacak gibi)...
- Dizi izle, arkadaşlarınla sohbet et...
- Erkenden dişlerini fırçala...
Bu önerileri uygulamaya başladım. Pazar günü anneciğimin yaptığı son sıcak böreği yedikten sonra sıkı bir diyet ve yürüyüşlerle haftaya merhaba dedim.
Bazı arkadaşlarımın dediğine göre Hint düğünü misali günlerce süren kutlamalar ardından oturdum azıcık kendimi dinledim...
Geçen yılları analiz ettim, yeni yaşımın bana ne ifade ettiğini düşündüm.
Ne olmuştu yani 35 olduysam?
- Yolun yarısında filan değil, başında hissediyorum kendimi. Üstelik hayat denen maratona daha da hazırlıklıyım artık.
- Cahit Sıtkı’nın ‘aynaları’ ona düşman görünse de,
benimkiler dost oldu bana çünkü yaşama ve kendime daha güzel bakıyorum.
Minicik bir odaya aldılar, koleksiyonu incelettiler.
Fikrimi merak ediyorsunuz tabii.
Abartılı, büyük Chanel kol ve bel çantaları koleksiyonun en hit ürünleri bence.
Pharrell tarzı gösterişli takıları da cabası.
Amblemli bornozlar, havlular, plaj çantaları bu yaz birçok kişinin kolunda olur kesin...
Bir tek üstü destan gibi yazılı renkli tişörtleri pek beğenmedim.