Bayram Aydın

Film koptu

16 Nisan 2012
ŞÜKRÜ Saracoğlu Stadı’nda maç seyretmek gerçekten büyük keyif...

Hele yapılan organizasyonun adı Süper Final, oynayan takımların kalitesi de ‘süper’ olunca, izlemesi çok daha güzel oluyor. Aslında her iki takım da oyuna, çok cesaretli ve istekli başladı. Ancak 5. dakikadan sonra Trabzonspor’a bir şeyler oldu. Bu dakikanın ardından bordo mavililerde cesaret falan kalmadı. Tekrar hep alışık oldukları sisteme döndüler. Uzun top at, Burak koşsun...
Takımın dümenine geçerek atakları başlatacak veya yönlendirecek herhangi bir futbolcu yok. Hal böyle olunca da Fenerbahçe üstünlüğü daha oyunun başında ele geçirdi. Sarı lacivertliler, orta sahada çok top gezdirip, daha fazla pas yapıp, rakibinden daha çok koşarak, oyunu Trabzonspor yarı sahasına yıktı. Cristian’ın golünden sonra ise zaten film kopmuştu. Bordo mavililerin, ‘Yalnızca uzaktan atılan şutlarla gol bulabilir miyim’ hesabı tutmadı. Trabzonspor, ilk dakikalardaki oyun temposu ve isteğini devam ettirse, Fenerbahçe bu kadar rahat oynayamazdı.

5 dakikalık Trabzonspor

Ancak Trabzonspor’un kadro yapısı ortada... Oynayan ve oynamayan yabancıları da ortada... İlk yarı itibariyle, ben 5 dakikalık bir Trabzonspor izleyebildim. Onun haricinde sanki İstanbul’a beraberlik için gelmiş bir takım görüntüsü çizdiler. Dinlenmiş Trabzonspor’a göre hafta içinde 120 dakikalık bir maç oynayan Fenerbahçe, sanki o maçı oynamamış, sadece idman yapmış gibi görünüyordu Çok, istekli, çok koşan, çok pres yapan, çok gol kaçıran, ancak ilk yarıda istediğini alan bir Fenerbahçe vardı sahada...

Üç ya da dördüncü sınıf

İkinci yarı F.Bahçe rahattı. Ama skorun tehlikesinin farkında olup, ikinci golün peşine düştüler. Trabzonspor ise deyim yerindeyse, ‘haldır huldur’ rakibinin üzerine gitti. Yani sahaya yansıttıkları organizasyon seviyesi sıfırdı. Normal sezonu gol kralı tamamlayan Burak da çok isteksiz olunca iş mucizelere kaldı. Bu mucizeye dair umutları bitiren isim ise, Sow oldu. Cristian önce kendi golünü attı. Daha sonra da asist yaparak, Trabzonspor’un umutlarını bitirdi. F.Bahçe’nin birinci sınıf yolculuğu devam ediyor. Trabzon ise bulabilirse üçüncü sınıf, eğer bulamazsa dördüncü sınıf yolculuğu için bilet alacak.

62

Serkan Balcı golü atsa maç bir anda Trabzon’un lehine dönebilirdi.

Yazının Devamını Oku

Mucizenin peşinde

2 Nisan 2012
TRABZON’da adeta hayat durmuş. Her taraf bordo mavi renklere bürünmüş. İhtiyarından gencine herkesin üstünde ya forma var, yada atkı veya bordo mavi şapka.

Trabzon’a o geçtiğimiz sezondaki heyecan geri dönmüş ama artık çok geç kalınmış. F.Bahçe maçı şehre bambaşka bir hava getirmiş. Trabzonspor’un galibiyetten başka bir düşüncesi yok. Hedef, F.Bahçe’yi yenerek play-off’a umutlu girmek. Trabzon’da nefis bir hava, güzel bir zemin ve stadı doldurmuş coşkulu taraftarlar var. Daha ne olsun ki? Ama oluyor. Sürekli koro halinde edilen küfür birden bire güzel duygularımızı alıp götürüyor. Hele hele 34. dakikada yaşananlar inanılmaz. Sahaya nereden ve nasıl sokuldukları bilinmeyen her türlü madde atılıyor. Bozuk paralar bir yana, Volkan’ı teğet geçen bıçağa ne demeli.
Neyse maça dönelim. Trabzon-spor çok istekli başladı ama üretken değildi. Bir de üstüne beceriksizlik eklenince olanlar oldu Koskoca ilk yarıda Trabzonspor’un  son dakikasında Giray’ın kafa vuruşundan başka pozisyonu yok. Burak etkisiz, Volkan ve Olcan ise kendi havalarında.

Burak uyanınca

İkinci yarı başlıyor ama oyun sürekli sahaya atılan maddeler yüzünden duruyor. Trabzonspor’un tam desteğe ihtiyacı olduğu anda taraftarlar Volkan’a para atmakla meşgul oluyorlar. Fenerbahçe ikinci yarıda da aynı. Temkinli ve sakin. Trabzonspor ise üç kelime ile aceleci, hırslı ama beceriksiz. Organize gelmek yerine şuursuzca yüklenip gol bulmaya çalışıyor. İlerleyen dakikalarda Trabzonspor tüm riskleri alarak baskıyı artırıyor. İlk yarıda saklanan Burak sahneye çıkıyor ve yapılan hatayı affetmeyerek Trabzonspor’u hayata döndürüyor.
 İşte ne oluyorsa o golden sonra oluyor. O sakin ve temkinli Fenerbahçe gidiyor. Son bölümlerde Trabzonspor üstünlüğü ele alıyor. Net pozisyonlarda buluyor ama galibiyet golünü bulamayınca kaderine razı oluyor. Bu puan farkıyla artık Trabzonspor’a play-off’da mucizelerin peşine düşmekten başka bir şey kalmıyor...

Yazının Devamını Oku

Hesaplar karıştı

26 Mart 2012
BÜYÜK maçlarda çoğunlukla sinirlerine hakim ve sakin olan takımlar kazanmış ya da amaçlarına ulaşmıştır.

Dün akşam ilk yarıda bunu  Trabzonspor çok iyi yaptı. Tüm G.Saraylı futbolcuların uyuduğu bir anda da golcüsü ile golü de bularak rakibini ise strese soktu. G.Saray sanırım F.Bahçe derbisinden sonra ligin bittiğini sandı. Normal sezonun bitimine kısa bir süre kala yorgunluk belirtileri gösteriyorlar. Sarı kırmızılı oyuncular neden bu kadar çok sinirleniyor anlamıyorum.
İlk yirmi dakikada G.Saraylı oyuncular yalnızca hakemle oynadılar. İlk yarıyı kırmızı kart görmeden tamamlamaları büyük başarı. İlk yarıda biraz Eboue, biraz Melo biraz da Emre o kadar. Baros ve Necati sahada hiç yok. Belli ki Trabzonspor dersine iyi çalışmış. Sakinliği elden bırakmadan, Colman ve Zokora ile orta sahayı ele geçirerek üstünlüğü sağladı.  Burak Yılmaz kendine bu kadar çok oynamasa ilk yarı daha farklı bitebilirdi. Koskoca ilk 45 dakikada G.Saray’ın tek tehlikeli akını Melo’nun şutuyla geldi. Elmander’in yokluğu fazlaca hissedildi.

2 puanı kaybetmedi 1 puanı kazandı

İkinci yarıya Trabzonspor yine sakin başladı. Kontralarla bir gol daha bulurum hesabı yaptı. Pozisyonlar buldular ama değerlendiremediler. Galibiyeti koruyamadı ama  zirvedeki hesapları karıştırdı,  Beşiktaş galibiyeti, G.Saray beraberliği ve derken sırada Fenerbahçe mi var? Bu hafta sonu da kendi  sahasında F.Bahçe’yi de yenerse play-off için hesaplar yeniden gözden geçirilecek.
G.Saray’da Baros-Necati ikilisi çok etkisiz. Terim, Mehmet Batdal’ı oyuna soktu gol umudu olarak. Melo’nun penaltısı imdada yetişti. G.Saray bence iki puanı kaybetmedi, bir puanı kazandı.

 

 

Yazının Devamını Oku

Tilki uykusu

22 Mart 2012
AVRUPA’dan elenen Süper Lig’de istediği yerde olamayan Trabzonspor’un Ziraat Türkiye Kupası’na dört elle sarılacağını umuyordum. Ama nerede?

Antalya yaza erken girmiş. Hava güneşli, sıcak.  Havanın da etkisiyle olacak ki, öylesine üst düzey bir mücadele yok. Trabzonspor bir parlıyor, bir sönüyor. Antalyaspor ise tilki uykusunda. Uyandığı zaman da kontralarla sağlam geliyor. Trabzonspor klasik oyununu oynuyor. Geride dörtlü defans çakılı ve hiç keyfini bozmuyor. Ataklara katılayım da belki gole katkı yaparım düşüncesi yok.Trabzonspor’un gol umudu forvetteki oyuncuların kişisel becerilerine kalmış. Olcan ve Halil tutuk, Volkan ise yerde yatmadığı zaman biraz etkili. Burak’ın yokluğu ilk yarıda her haliyle belli oluyor. Antalyaspor’a tilki uykusunda dedik ya, uyuttu uyuttu ilk yarının son dakikasında Emrah golü atıverdi. 

Bu maçların telafisi yok

Bu tür maçların telafisi yok. Kaybettiğin zaman sahne bir dahaki seneye kadar kapanıyor. Şenol Güneş hemen hamlesini yapıyor. Adrian’ın çıkması ve Burak’ın oyuna girmesiyle Trabzonspor uykudan uyanıyor. Penaltı Trabzonspor’un imdadına yetişiyor ve Burak bu kez şeytanın bacağını kırıyor. Maç başa dönüyor ama skor ikisine de yaramıyor. Antalyaspor’da kabuğundan çıkınca son dakikalarda keyifli ve mücadelesi üst düzeyde bir maç seyretmeye başlıyoruz. Bu sahadan dün akşam bir galip çıkacaktı. İki takımda bütün riskleri aldı ama 90 dakika sonunda çeyrek final vizesini alan çıkmadı. Uzatmalara ise Antalyaspor golle başladı ve öyle de bitirerek çeyrek final vizesini aldı.
Trabzonspor’un hayalleri ise bir başka bahara kaldı. Belki de Antalyaspor 90 dakikada da işi bitirebilirdi ancak hakem Süleyman Abay, Trabzonspor’un penaltısında tereddüt etmedi, Antalyaspor’un verilmeyen penaltı pozisyonunu ise es geçti.


 

Yazının Devamını Oku

Olmayınca olmuyor

17 Mart 2012
ANKARA’ya gelirken güzel bir maç izleyeceğimi düşünüyordum. Çünkü, iki haftadır kazanan bir Trabzonspor ve iki haftadır kaybeden G.Birliği karşılaşması izlemeye değerdi.

Maç başladı ama sanki sezon sonu gelmiş ve her iki takımında hedefi yok, bir an önce maç bitsede tatile girsek havası var. İlk yarı bitiyor ve Alanzinho’nun attığı golün haricinde izlenecek başka bir şey yok. Halil’nin kişisel çabası ve Alanzinho’ya attırdığı gol, gerisi resmen yalan rüzgarı gibi. Sezon başında küme düşer denilen G.Birliği konum olarak rahatlamanın verdiği vurdum duymazlığını sürdürüyor.

Yabancıların hali ortada

Trabzonspor’da ise Şenol Güneş, dün akşam ilk onbirde altı yabancı futbolcusuna şans verdi. Güneş bunu her zaman yapmaz ve bu kez kontenjanı tam olarak kullandı. Ancak yabancı futbolcuların çoğunun hali ortada. Alanzinho ile başlayalım. Her takımda olması gereken bir oyuncu ama doksan dakika oynamaya bir türlü kendini alıştıramadı. Son 15-20 dakikada çok etkili. Colman ise Selçuk gittikten sonra bir bocalama devresi yaşadı ama toparladı. Zokora kalitesi ve tecrübesiyle katkısını yapıyor ve yani zararı yok. Ya gerisi? Bakalım bunlar sezon sonunda yine kadroda olacaklar mı?

İki takımda direkten döndü

Dönelim maça. Gerçi dönmesek daha iyi. İlk yarının sanki fotokopisini ikinci yarıda da seyrediyoruz. Trabzonspor klasik, atılan uzun toplarla Burak’ı pozisyona sokmak istiyor. Burak ise dün akşam çok isteksizdi. Bunu anlamak gerekir. Üzerinde büyük baskı var. Stres yüzünden iki haftadır en iyi yaptığı işlerden birisi olan penaltı atışlarını bile kullanamıyor. Ayrıca Burak Yılmaz gerçekten çok şanssız. Ancak top kaleciden sekerek, kaleye giderken yön değiştirip yine kaleciye geldi. Olmayınca olmuyor. Maçın kısa özeti, ilk yarıda ve ikinci yarıda izlediğimiz birer gol ve ikinci yarıda ise önce Tum’un direkten dönen ve daha sonra da Burak’ın direkten dönen topları. Gerisi hava civa.

Yazının Devamını Oku

Heyecanını kaybetmiş

13 Mart 2012
TRABZON’a hep maç günleri İstanbul’dan gelirim. Bu haftaya kadar havalimanında maç için Trabzon’a gelen taraftarlarla karşılaşırdım.

Kafalarında şapkaları, boyunlarında atkıları ve sırtlarında formaları vardı. En önemlisi heyecanları, takımlarının mücadelesi ve hedefi vardı. Trabzonspor’a destek olmak için onca yolu çekiyorlardı.
Ama son haftalarda hiç böyle manzaralarla karşılaşmıyorum. Hatta dün öğle saatlerinde havalimanında maça giden hiç taraftar görmedim. Artık onlar da umutlarını ve desteklerini kesmişler. İşin garibi Trabzon şehrinde de o hava yok. Çoğu insan maç olduğunu bile bilmiyor. Tek teselli; rekorlarla birlikte gol krallığına koşan Burak ve play-off kalmış. Gerçi Play-off’a bu puan farkıyla kalınsa ne olur?

Düşüşün 5 nedeni

Peki neden böyle oldu? 5 ana madde ile özetleyeyim ve sizler karar verin. Birincisi basın ve özellikle de İstanbul basını. Yönetim böyle düşünüyor.
İkincisi taraftar. Belki de en masum ve günahsız olanı da onlar. Çünkü destek vermekten başka bir şey yapmadılar.
Üçüncüsü yönetim. Geçen sezonun etkisinde kalarak takımla ilgilenmediler.
Dördüncüsü teknik heyet. Yaptıkları özellikle de üçüncü sınıf yabancı transferlerle resmen sınıfta kaldılar.

Yazının Devamını Oku

Bu Güneş'e kar dayanmaz

5 Mart 2012
TRABZONSPOR’u haftalardır bu kadar istekli ve hırslı görmemiştim. Rakip Beşiktaş olmasına rağmen Şenol Güneş, hiç çekinmeden hucum ağırlıklı bir kadro ile sahaya çıktı.

Beşiktaş’ın ağır defans oyuncularını düşünerek iki kanatta Olcan ve Volkan ile hızlı ataklarda gol bulma düşüncesindeydi. İlk yarıda başarılı oldu da ama yalnızca gol eksikti. Gerçi Volkan biraz daha hırslı olabilse ve Olcan’a ayak uydurabilse takıma çok şeyler katacak. 

Trabzonspor uzun zamandır ne kendi sahasında ne de deplasmanda bu kadar pozisyona girmedi. En az beş net gol pozisyonunu cömertçe harcandı. Sezon başından bu yana hep söylüyorum. Adrian bu takımın oyuncusu değil diye. Ne bir yaratıcılık, ne de başka bir şey var.

Yalnızca sırtına geçirdiği 10 numarası var ve başka da bir numarası yok.  Beşiktaş’a gelince ber Egemen’in olmayışı bu kadar mı etkiler, demek ki etkiliyormuş.  Beşiktaş’ın ilk yarıda ki tek iyi yanı stadı dolduran ‘Dişi Kartalları’ydı. Tabii ki bir de kaleci Cenk.

Cenk’i geçemediler

Trabzon 2. yarıya da çok iyi başladı. Hatta gol ile de başlayabilirdi.
Ama Burak bir türlü Cenk’i geçemiyordu.  50. dakikaya kadar pozisyonu bile olmayan Beşiktaş, Almeida’nın kafa golü ile öne geçerek atamayana atarlar kuralını bir kez daha ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Ancak Trabzon’un maçı bırakmaya niyeti yoktu. Kısa süren şokun ardından Burak bu kez Cenk’i geçmeyi başardı. Bu beraberlik golünden sonra maça da müthiş hareket geldi.

Volkan da 2. yarı açılınca Beşiktaş’ın her iki kanadı da koridor gibi olmaya başladı. Olcan bir yerden Volkan bir yerden durmadan geliyor ve Beşiktaş’ı bunaltıyorlardı. Bu Güneş’e kar dayanmayacağı belliydi.  Colman güzel oyununu golle süsleyince Trabzon iyice rahatladı. Belki de daha da farklı kazanabileceği bir maçtı. Ancak ne de olsa İstanbul deplasmanı ve rakip Beşiktaş’tı. Ama her iki yarıda da Beşiktaş’ın sahada yalnızca ismi vardı. Galibiyeti ve üç puanı isteyen takım kazandı.

Yazının Devamını Oku

Kapkaranlık

27 Şubat 2012
TRABZONSPOR’un namı “Karadeniz Fırtınası”. Ama bu sezon araki bulasın “Karadeniz Fırtınası”nı. Ne Avrupa’da ne de Türkiye’de hafif esen meltem bile olamadılar. Geçen yıl bu dönemler Trabzon’a geldiğimde herkesi coşkulu, neşeli ve hırslı görürdüm. Ancak dün Trabzon terk edilmiş bir şehir görüntüsünden farksızdı. Ne o coşku kalmış ne de o renkli hava. Bordo mavili taraftarlar da Avni Aker Stadı’ndan çekilmeye başlamış. Yani Trabzonspor cephesinde iyi giden bir şey yok. Bütün hedeflerden bir bir uzaklaşılmış.
Play off’a kalsan ne olacak. Puan farkı nasıl kapanacak? Trabzonspor’un görüntüsü kapkaranlık.
Maça gelirsek. Artık, Avrupa yorgunluğu mazereti de yok. Ancak bu kez Burak yok. Burak yoksa, gol nasıl atılacak? Dünkü görüntüde şunu gördüm. Bordo mavili futbolcular ligi de kafada bitirmiş. Nasıl olsa 4. olup play off’a kalacaklar. Ama bu da dünkü görüntüye bakarsak çok zor.
Kan kaybı sürüyor
İlk yarıda Trabzonspor diye bir takım ortalarda yok. Her hattıyla tel tel dökülüyor. Bir tek Olcan ayakta kalan isim.
Türkiye’de gol atmadığı takım bırakmayan Mert Nobre, Trabzonspor’a tek başına yetiyor. 2-0’dan sonra “Bu skor bana yeter” deyip geri çekiliyor Mersin ve bu durumu affetmeyen bordo mavililer dengeyi sağlıyor.
Geçen hafta Kayseri’de olduğu gibi “Beraberlik kurtarılacak” derken Hasan Üçüncü buna izin vermiyor. Formasını giydiği memleketi Trabzon’u bitiren golü atıyor.
Trabzon’un kan kaybı devam ediyor. Ve bu duracak gibi de gözükmüyor.
Yazının Devamını Oku