Paylaş
Kafalarında şapkaları, boyunlarında atkıları ve sırtlarında formaları vardı. En önemlisi heyecanları, takımlarının mücadelesi ve hedefi vardı. Trabzonspor’a destek olmak için onca yolu çekiyorlardı.
Ama son haftalarda hiç böyle manzaralarla karşılaşmıyorum. Hatta dün öğle saatlerinde havalimanında maça giden hiç taraftar görmedim. Artık onlar da umutlarını ve desteklerini kesmişler. İşin garibi Trabzon şehrinde de o hava yok. Çoğu insan maç olduğunu bile bilmiyor. Tek teselli; rekorlarla birlikte gol krallığına koşan Burak ve play-off kalmış. Gerçi Play-off’a bu puan farkıyla kalınsa ne olur?
Düşüşün 5 nedeni
Peki neden böyle oldu? 5 ana madde ile özetleyeyim ve sizler karar verin. Birincisi basın ve özellikle de İstanbul basını. Yönetim böyle düşünüyor.
İkincisi taraftar. Belki de en masum ve günahsız olanı da onlar. Çünkü destek vermekten başka bir şey yapmadılar.
Üçüncüsü yönetim. Geçen sezonun etkisinde kalarak takımla ilgilenmediler.
Dördüncüsü teknik heyet. Yaptıkları özellikle de üçüncü sınıf yabancı transferlerle resmen sınıfta kaldılar.
Beşincisi ve en ağır fatura ise futbolculara. Geride kalan 30 haftada toplasanız zevk aldığınız ve keyifle izlediğiniz 5 maç çıkmaz. Onlara da fazla kabahat bulmuyorum. Çünkü, “Adım Hıdır, yapacağım budur” misali.
Gelelim maça... Oyuna iyi başlayan Trabzonspor istekli ve iştahlıydı. Yarım buçuk atakta ise Sivas golü buldu. Hem de ne gol. Bütün Trabzon defansı seyretti ve Pedriel göstere göstere attı. İkinci yarı Sivas geriye çekilince Trabzon sahanın tek hakimi oldu. Belki bir gol bulsa gerisi de gelecek. Ancak dakikalar ilerledikçe sinirlerde geriliyor, stres de başlıyor. Bir bakıyorsunuz Volkan, top yerine rakibine kasti tekme atıyor ama ucuz atlatıyor. İki kişi aynı anda taç atışı yapıyor. Yani tuhaf işler oluyor derken Alanzinho oyuna girer girmez yeni sözleşmesinin de verdiği şevkle Trabzon’u maça döndürdü. Volkan’ın golü de galibiyeti getirdi.
Paylaş