×
Boşnak çalıştırıcının ilk başlarda biraz gözü korktu. Özellikle oynanan hazırlık maçlarından sonra bırakıp gitmeyi bile kafasına koymuştu. Fakat üst üste yapılan flaş transferlerden sonra, şimdilerde takımdan kimleri göndereceğini düşünüyor. Gerçekten de Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetimini tebrik etmek gerekir. Mali sorunlar ve imkânsızlıklara rağmen şampiyonluğa oynayacak bir ekip kurdular. Ha, eksikler yok değil. Bana göre orta sahada çok koşan, pres yapan, pas yapan yani asker bir futbolcu daha lazım. Vahit Hoca elindeki geniş kadrodan da bu boşluğu doldurabilir. Artık iş Vahit Hoca ve ekibine kaldı. Öyle sızlanma ve şikayet yok. Önümüzdeki sezon için ise asıl görev taraftara düşecek. Yönetim yapacağını yaptı, teknik heyet ve futbolcular çalışıyor ve sahne sırası taraftara geldi. Öyle geçen sezon ki gibi tribünler boş kalmasın. Yıldız ve flaş transferler yapılarak hedefler de konuldu. Kırgınlıklar ve siyaset bir tarafa bırakarak takımı sonuna kadar sabırla destekleyin. Şunu da unutmamalı: Bu yeni ekibi izlemek keyif verecektir ama biraz zaman da gerekecek. Öyle bir iki yenilgiden sonra desteğinizi çekmeyin ve takımın arkasında olun. Uzun yıllardır görmek istediğiniz ve keyifle seyredeceğiniz bir Trabzonspor geliyor.
Vahid hocanın talebeleri dün biraz dişini gösterince, beklenen Trabzonspor’u seyretmeye başladık diyordum ama ikinci yarıda tablo yine eskiye döndü. Son iki günde yapılan nokta transferlerle sezona iyi girecekleri kesin ama hazırlık maçlarındaki görüntü hiç de iç açıcı değildi. Neredeyse tüm Avrupa takımlarının peşinde koştuğu Cardozo tam isabet. İshak ise geleceğin transferi.
Yeni isimlerin tam olarak katılmasıyla çok sıkı, çok koşan, çok iyi mücadele eden ve hedefleri olan bir Trabzonspor izletmeye mecburlar. Çünkü, Trabzonspor bunu hak ediyor. Takımda önemli eksikler göze çarpıyor. Orta saha bomboş. Colman ve Özer şampiyonluğa oynayacak bir takım için yeterli değiller. Eğer Vahid hoca bu bölgeye de istediği gibi bir oyuncu bulursa, Trabzonspor’u seyretmek eziyet değil, büyük zevk olabilir.
ERKAN’IN ARDINDAN
Aslında yazı yazacak kafada değildim. İçimiz ve yüreğimiz yandı. Daha Süleyman Gültekin’in acısını unutamadan, şimdi de Erkan Koyuncu. Görünmez kaza diyeceğim ama değil. Kimin kusuru ve kabahati var bilemiyorum ama biz Erkan Koyuncu kardeşimizi kaybettik. Böylesine bir ölümü hiç haketmedi. Mekanın Cennet olsun güzel kardeşim.
Trabzonspor gibi bir takımın hedefi tabii ki her zaman şampiyonluk olmalıdır. Ama nedense yıllardır bu hedef hep söylemde kalıyor. Artık moda oldu ve alışmaya da başladık. Her sezon sonunda takımın yükünü çeken ve yıldızlaşan futbolcular İstanbul’un yolunu tutuyor. Madem şampiyonluğa oynayacaksın, ya bu futbolcularını ikna edeceksin ya da yerlerini dolduracaksın.
VAHİD HOCA DA MEMNUN DEĞİLDİR
Dünya Kupası ve dolayısı ile Vahid Hoca’nın geç gelişi nedeniyle transferde de geç kalındı. Alan aldı, satan da sattı. Hazırlık maçlarının fazlaca bir önemi yok. Teknik adamlar yaptıkları kampın ve çalışmalarının karşılığını görmek isterler. Vahid Hoca’nın ikinci hazırlık maçından da memnun kaldığını düşünmüyorum. Trabzonspor için bir hayli zaman ve sabır gerekli. Hoca gibi şampiyonluğa oynayacak takıma takviyeleri bizler de merakla bekliyoruz.
Zaten Trabzonspor’un resmi sitesinde Hami Mandıralı’nın adı yazıyor ve yeni sezona onunla devam edilmesi de sizleri şaşırtmasın. Başkan ve yönetim resmi olarak açıklamasalar bile Vahid Halilhodziç ile anlaştıklarını söylüyor. Hiç bir resmi evrak yok.
Yani sanal hoca. Neymiş, ‘Biz söz aldık, hocamız Vahid.’ Tek bildikleri bu. Bir B planları bile yok. Tüm umutlarını Boşnak hocaya bağlamış durumdalar. Cezayir Milli Takımı ile büyük sükse yapan Vahid Halilhodziç de konuştuklarını inkar etmiyor ama deyim yerinde ise “KIVIRIYOR.” Bir yandan Cezayir Milli Takımı Halilhodziç’le yeniden anlaşmak için neredeyse servet öneriyor. Diğer taraftan ise Avrupa’nın hatırı sayılır takımları da Boşnak hocanın peşinde. Yani sizin anlayacağınız Vahid Halilhodziç’in en son tercihi Trabzonspor olacak gibi gözüküyor.
Şampiyonluk mu?
Trabzonspor Başkanı ve yönetimi de zaten onun için resmi bir açıklama yapamıyorlar. Profesyonelce kulüp yönetiyoruz diyorsunuz, şampiyonluğa oynayacak bir kadro kuracağız diyorsunuz ama kampa bir hafta kaldı daha teknik direktörünüz bile belli değil. Hele transfer konusu tam bir fiyasko.
Şampiyonluğa oynayacak bir takımın transfer politikası bu olmamalı. Geçen sezon takımı en büyük katkıyı yapan Olcan ve Henrique gitti. Belki de kaleci Onur ile kalması gereken iki futbolcuydu. Neyse şampiyonluğa oynayacak ya, süper transferleri gözlüyoruz!
Hatta büyük transfer harekatı başladı bile. Küme düşmüş takımdan iki futbolcu, bir iki gurbetçi ve Galatasaray’ın kulübesinde bile düşünmediği Salih. Devamını büyük merakla bekliyoruz.
Ama ortada hiç de öyle bir tablo yok. Ancak, başkan ve yöneticilerin çok daha önemli işleri var. İşleri ne mi? Yalnızca demeç vermek.
3 Temmuz da başlayan süreç, yok şöyle oldu, yok böyle oldu. Bırakın artık bunları ve kendi işinize bakın. Sizden önceki yönetim de bu işlere fazla girdi ve takımı unuttu. Tamam bu işin peşini bırakın demiyoruz ama biraz da takımla ilgilenin. Daha teknik ekibinin bile ne olacağı belli değil. Hami Mandıralı kalacak mı, veya kim gelecek?. Şampiyonluğa oynayacak bir kadro kuracağım diyorsun ve şu ana kadar yaptığın tek transfer, küme düşmüş takımın futbolcusunu almak.
NASIL KALACAKLAR?
HEDEFLERİ olan veya hedeflere oynayacak bir takımda kimin ne olacağı belli değil. Asıl tehlike ise Olcan ve Onur Kıvrak konusudur. Bu oyuncuları kadronda nasıl tutacaksın? Bu sezon olmasa bile önümüzdeki sezon sözleşmeleri bittiği an giderler. Çünkü onlar da hedefleri olan takımlarda oynamak isterler. Trabzonspor’da sizler bu olguyu bile yaratamıyorsunuz. Kendi içinde yetiştir, geliştir ve ondan sonra İstanbul’a gönder. Ardından da “futbolcular kalmak istemiyor” de. Tabii ki zorla tutamazsın ama hedeflerinle ikna etmesini bileceksin.
GEÇ KALDINIZ
Ama ortada hiç de öyle bir şey yok. Ancak, başkan ve yöneticilerin çok daha önemli işleri var. İşleri ne mi, yalnızca demeç vermek. Yok üç Temmuz da başlayan süreç, yok şöyle oldu, yok böyle oldu. Bırakın artık bunları ve kendi işinize bakın. Sizden önceki yönetimde bu işlere fazla girdi ve takımı unuttu. Tamam bu işin peşini bırakın demiyoruz ama biraz da takımla ilgilenin. Daha teknik ekibinin bile ne olacağı belli bile değil. Hami kalacak mı veya kim gelecek?... Şampiyonluğa oynayacak bir kadro kuracağım diyorsun ve şu ana kadar yaptığın tek transfer küme düşmüş takımın futbolcusunu almak.
Hedefleri olan veya hedeflere oynayacak bir takımda kimin ne olacağı belli değil. Asıl tehlike ise Olcan ve Onur Kıvrak konusudur. Bu oyuncuları kadronda nasıl tutacaksın?... Bu sezon olmasa önümüzdeki sezon sözleşmeleri bittiği an giderler. Çünkü onlarda hedefleri olan takımlarda oynamak isterler. Trabzonspor’da sizler bu olguyu bile yaratamıyorsunuz. Kendi içinde yetiştir, geliştir ve ondan sonra İstanbul’a gönder. Ondan sonra da futbolcular kalmak istemiyor de. Tabii ki zorla tutamazsın ama hedeflerinle ikna etmesini bileceksin.
Aslında bu gün bile geç ama yarından itibaren öncelikle, 1- Teknik direktör sorunu çözülmeli ve ilan edilmeli. Gelecek olan ve ya mevcut olan teknik adam çalışmalarına başlasın. İkincisi ise ki çoktan yapılması gerekirdi, Olcan ve kalması istenilen futbolculara hemen imza attırılmalı. Ondan sonra da transfere bakılmalı. Trabzonspor taraftarı artık bol keseden demeç değil, icraat bekliyor.
Elde kalan tek hedef ise Avrupa’da olabilmekti. Antalyaspor ise yalnızca küme düşmemiş, yüzü, morali, enerjisi ve dolayısı ile her şeyi ile düşmüş. Onun için her iki takım açısından da rahat bir maç oldu. Öyle ki, her iki takım da fazla bir zorluk görmeden rahatlıkla rakiplerinin üstüne ellerini kollarını sallayarak gidiyor. Özellikle Trabzonspor, belki de son oynadığı 3-4 maçın tamamında bulamadığı kadar pozisyonu bu maçta buldu.
Antalyaspor ne iyi, ne de kötü... Tek kelime ile çok rahat... Son 90 dakika bitse de tatile gitsek derdindeler. Tabii ki Avrupa için de çok ince hesaplar vardı. Yalnızca Trabzonspor’un kazanması yetmiyor. Avrupa’ya bir maç oynayarak gitmek var, geçen sezonki gibi eziyet çekerek gitmek var. Neyse ki eski bir Trabzonsporlu olan Tolunay Kafkas ve takımı Karabükspor eziyete izin vermedi. Trabzonspor gibi bir takımın bu işi çoktan bitirmesi gerekirdi ama ne yazık ki son maça bıraktı.
ANTALYA’YI BEKLİYORUZ!
HEDEFLERİ olan bir Trabzonspor için ben buna ‘Başarı’ diyemiyorum. Sizler ise ister, ‘kötünün iyisi’ ister ‘züğürt tesellisi’ deyin. Trabzonspor için esas iş bundan sonra başlıyor. Bir çok futbolcu ile yollar ayrılacak ve yeni bir takım kurulacak. Şu anki mevcut kadrodan en fazla 6-7 futbolcu kalacak gibi gözüküyor. Tabii ki bazı futbolcuları da göndermek kolay olmayacak.
Gözüken, şu anki mali tablo ile de kimse öyle süper yıldız falan beklemesin. Trabzonspor öncelikle verimsiz yabancılarından kurtulmalı. Bosingwa ve devre arasında gelen Bourceanu dışında... Gerekirse kendi yağı ile kavrulmalı... Maça tekrar dönersek, ki dönmesek daha iyi... Maçın özeti, Trabzonspor kendine ne lazımsa onu yaptı. Büyük takım görüntüsündeydi ve her iki yarıda attığı gollerle üzerine düşeni yaptı. Antalyaspor için söylenecek fazla bir şey yok. Seneye Süper Lig’e bekliyoruz.
Ancak kadro zenginliğine baktığımızda, Trabzonspor kısıtlı bir kadro, Galatasaray ise neredeyse tam kadro. Trabzonspor zaten sezon başından bu yana kısıtlı bir ekiple mücadele ediyor ve yabancılarının çoğundan da yararlanamıyor. Ancak Hami Mandıralı’nın gelmesinden sonra bordo mavililer şöyle bir kendine geldi gibi oldu.
Mandıralı, takıma özgüven ve moral aşıladı. Sezon başındaki Trabzonspor gibi değil, en azından mücadele ediyor ve galibiyeti istiyorlar. Hal böyle olunca iyi bir mücadele bekledik. Ancak iki takım açısından da sanki lig bitmiş gibi bir görüntü vardı.
YİNE ONUR SAVAŞTI
ÖZELLİKLE ilk yarıda Trabzonspor’un ne doğru dürüst atağı dolayısıyla pozisyonu da yok, korneri de yok. Tek bildikleri her topu alanın Olcan’a atması. Galatasaray da kendisini fazla sıkmıyor ve nasıl olsa kazanırım havasında. İlk yarıda ne seyircisi ile ne de yapılan mücadele ile umduğumuzu bulamadık. Yalnızca Onur’un iki güzel kurtarışını seyrettik.
Trabzonspor’a göre Galatasaray’ın tuzu biraz daha kuru. Nasıl olsa Avrupa’ya gidiyor ama Trabzonspor açısından durum hiç de öyle değil. Kalan tek hedef Avrupa’da olmak ancak onların hiç de öyle niyeti yok.
SKOR KABUS OLDU
TRABZON’da kale zaten emin ellerde, defans idare ediyor ama dün ne orta sahası var ne de forvetleri. Bu isteksizlikleri ikinci yarıda da devam edince Galatasaray adeta yürüye yürüye beş dakika içinde iki gol buldu.