◊ Pandemi hâlâ devam ediyor. Protestolardan bahsetmiyorum bile. Evde iki genç çocuğunuz var. Nasıl geçiyor günleriniz? Olan bitenlerle nasıl başa çıkıyorsunuz?
- Sadece kendi çocuklarımla değil, şahsen tanıdığım tüm gençlerle gurur duyuyorum. Karantina durumuyla gelen yaptırımlarla harika başa çıktılar. Onlar için çok ama çok zor olacağından endişeliydim. Karantina sayesinde insanların ve çocukların dayanıklılığını yeniden hatırladım.
Hepimiz yoğun hayat düzenine ve özgürlüklerimize alışkınız. Hele çocuklarımız. Onlara bir anda “Dışarı çıkmayacaksın, arkadaşlarını görmeyeceksin, sosyal olarak yaptığın hiçbir şeyi yapamayacaksın” demek hayatlarını büyük bir değişime sokmak demekti.
Dürüst olmak gerekirse olan bitene karşı bize çocuklarım önderlik etti. Ben “Aman Tanrım evde ne yapacağız, çocukları nasıl idare edeceğim, onları nasıl meşgul tutacağım” modundaydım. Fakat çocuklarım harikaydılar. Okul sorumluluklarını hiç aksatmadılar. Bu dönemde benim en sevdiğim şey ise her gün tekrar ettiğimiz uzun akşam yemekleri ve sohbetlerdi.
Şimdi onlar için dışarıda nelerin mevcut olduğunu, neler yapabileceklerini tam bilmesem de dünyaya yeniden çıkmaya hazırlar. Evde kalmak hepimiz için iyi bir ders oldu.
Evde sıkışıp kaldığınızda iç sesiniz daha yüksek olur. Bu sesi dinlemek, bu sesi anlamak ve uyum sağlamak için iyi bir fırsattı.
HAKKIMDA YAZILANLAR UMURUMDA DEĞİL
Pandemi dijital platformlarla geleneksel sinema salonları arasındaki rekabeti nasıl etkiledi? Stüdyolar artık filmlerini sahip oldukları dijital servislerden vizyona sokacak mı? Çünkü Universal Stüdyoları,
“Trolls”u dijital olarak vizyona soktu ve artık filmlerinin hem sinemada hem de dijitalde vizyona gireceğini açıkladı.
Keza Disney merakla beklenen filmi “Artemis Fowl”u pandemi sebebiyle kendi dijital platformu Disney Plus’tan vizyona sokmaya karar verdi. Bütün bu soruları sinema sektörünün en önemli ve güçlü liderlerinden Sony Picture’ın patronu Thomas Rothman’a sordum. Sony’den önce Fox Film Entertainment’in CEO ve başkanlığını yapan Rothman, Fox
Searchlight’ın kurucusu ve başkanı olarak da 18 yıl çalıştı.
◊ Yeni normal döneme hazır mısınız?
◊ Zor zamanlardan geçiyoruz... Önce pandemi sonra da George Floyd cinayeti... George Floyd’un öldürülmesi sonrasında yaşananları düşününce gelecek ve değişim için umutlu musunuz?
- Evet, iyimserim. Eric Garner cinayetine bak ve kendine sor; ‘bu ülke ne kadar değişti?’(Siyahi Eric Garner 2014 yılında New York polisi tarafından gözaltına alınıp göğsüne bastırılması sonucu öldürülmüştü.)
◊ Tarih kendini tekrar mı ediyor? Oysa siz değişim için iyimser olduğunuzu söylemiştiniz...
- Şimdiye kadar tarih kendini hep tekrar etti. Beni iyimser yapan, genç beyaz jenerasyonun sokaklarda bize katılması. Değişim için beyaz kardeşlerimin bize destek olması bana umut veriyor. Bu durumu Civil Right Movement’da (Sivil Hakları Hareketi) görmüştük, şimdi yine görüyoruz...
◊ Başkan Trump ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Trump gitmek zorunda... Oy vermeliyiz. Eğer bu adam tekrar kazanırsa dünya tehlikede. Sadece Amerika değil tüm dünya tehlikede... Benim görüşüm, inancım bu yönde...
◊
◊ “Friends”in yeniden çekileceği duyurulduğunda dizinin fanları çıldırmıştı. Nedir son durum? Pandemi sebebiyle çekimler ertelendi değil mi?
- Lisa Kudrow: Sadece
yeni bir tarih belirledik. Yeni tarihleri takvimlerimize ekledik ve tüm ekibin eklediğinden emin olduk. Şimdilik o tarihlere bağlıyız.
◊ Biz tekrar bir araya geleceğiniz için çok heyecanlıyız. Ekip ne durumda?
- Biz de (Jennifer Aniston, Courteney Cox, Matt LeBlanc, David Schwimmer, Matthew Perry) yeniden bir araya gelmekten heyecan duyuyoruz. Gerçi biz telefonda konuşurken bile heyecanlanıyoruz.
Bir konu üstünde kalamıyoruz. Aynı konuyu konuşamıyoruz. Her kafadan bir ses çıkıyor ve birbirimizi güldürüyoruz.
◊
◊ Karantina günlerini nerede geçiriyorsunuz?
- Miami’deki evimdeyim. Şu an bu görüşmeye ofis olarak kullandığım yatak odamdan bağlanıyorum. Çocuklarım evde olduğu için evden çalışmak oldukça zor, elimden geleni yapıyorum.
◊ Pandemi nedeniyle moda haftaları iptal edildi, mağazalar kapandı. Salgın moda dünyasında neleri değiştirecek?
- Devam eden kriz yüzünden moda dünyasında da birçok değişiklik olacak. Hele moda şovları oldukça ilginç bir hâl alacak. Fashion week (moda haftası) defileleri çok az kişiyle yapılacak. Sadece defilenin parçası olan kişilerle düzenlenecek, film çeker gibi kaydedilecek ve gerekli kişilere yani satın alma yetkililerine ve editörlere gönderilecek. İlerisi içinse bekleyip görmemiz lazım.
◊ Moda haftalarının enerjisinin, heyecanının, seyircinin, ışıkların yerini teknolojiyi alacak yani...
- Bizleri nelerin beklediğini, sektörün ne yöne gideceğini, bu sürecin nasıl sonuçlanacağını söylemek için henüz çok erken. Ama moda haftaları ve defilelerin yapılmaması çok çok üzücü olacak.
ARKADAŞIMA “NEDEN MASKE YAPMIYORUZ” DEDİM
◊
◊ “Snowpiercer”, Bong Joon Ho’nun sosyal adaletsizlik, para, güç ve toplumsal hiyerarşiyi anlattığı bir film. Filmin dizi uyarlaması hakkında neler söylemek istersiniz?
- Filmin fanıyım. Doğruyu söylemek gerekirse hikayeyi anlatmak için televizyonun daha heyecan verici bir format olduğunu düşünüyorum. Çünkü televizyon dizileri zaman lüksüne sahip. Bu hikaye de zaman lüksüne sahip olmayı hak eden bir hikaye.“Snowpiercer”ın muhteşem bir film olduğunu düşünsem de televizyon formatında, daha bol zamanda gerçekten çok özel bir iş yapma potansiyelini kullanmak akıllıca bir karardı.
◊ Film, distopik Fransız çizgi roman “Le Transperceneige”den uyarlanmıştı. Okuma şansınız oldu mu çizgi romanı?
- Evet, okudum ve inceledim. Projenin dayandığı materyal hakkında bilgi sahibi olmam önemliydi. Bizim dizimiz çizgi romandan ve filmden esinleniyor ama kendine özgü bir yanı da var.
◊ Sizin dizide canlandırdığınız karakter filmde yok. Karaktere şekil verirken temel aldığınız birileri oldu mu?
- Pek olmadı. Yani tabii ki etrafı gözlemledim. Farklı kişilerin küçük parçaları, özellikleri ve gördüklerim beni besledi ama tam olarak belirli bir kişiye dayanmıyor.
Gerçekten ilginç bir karakteri oynuyorum. İlk tanıştığınızda olduğunu düşündüğünüz kişi değil. Çok sırrı olan bir kadın. Kartlarını iyi saklıyor ve onu anlamak uzun zaman alıyor. Onu çözmeye başladıktan sonra ise tamamen farklı bir deneyimle uğraşıyorsun.
Darren Criss: Sadece güzelliği görüyoruz ızdıraplar pas geçiliyor
◊ “Hollywood”un sizin için anlamı neydi?
- Hollywood çok büyük bir kavram. Eğlence sektörünün kendisi. O kadar çok anlam yüklü ki Hollywood’a... Büyük hayaller, bir klasik, bir rüya hatta rüya fabrikası. Bu sektörde çalışan herkesin ziyaret etmeyi umduğu heyecan verici bir dağ...
◊ Dizi, Hollywood’un çıkarcı, önyargılı, ayrımcı ve kötü yönlerini gösteriyor. Diziye gelebilecek tepkileri hiç düşündünüz mü?
- Nasıl tepki verileceğini hiç düşünmedik... Sadece Hollywood’un bilmediğimiz öbür tarafını göstermek istedik. 1940’ların Hollywood’u göz alıcı bir dönem olarak anılıyor. Ama gerçek şu ki sadece güzelliği görüyoruz. Birçok alanda çekilen sıkıntılar, ızdıraplar pas geçiliyor.O döneme ait filmleri hâlâ izliyoruz. Ama o döneme ait önyargıyı, korkuyu ve baskıyı saklamak istiyoruz. 1940’larda Hollywood sisteminin parçası olanlara belki hayalleri ile ihtişam bahşetti ama karşılığında kendilerinden ödün verilmesi istendi. Dizide insanların nelerin üstesinden gelmek zorunda olduklarını gösteriyoruz. Her zaman kelebekler ile süslü bir hayatın parçası olmadıklarını anlatmak ve oldukları yere gelebilmek için uğraştıkları birçok şeytani şey olduğunu hatırlatmak istedik.Bu diziyi izleyenlerden tek isteğim dizideki şehvete ve müstehcenliğe daha az odaklanıp etrafında anlatılan hikayeye ve zorluklara karşı verilen mücadeleye dikkat etmeleri.
DİZİ MUTLU SONU HAK ET
“Biz aktörler deneyimlerimizle yaşıyoruz. Bizim yemeğimiz de besin kaynağımız da kendi hayatımız. İşimiz için oynadığımız karakterleri anlamaya çalışırken o karakterleri yaratmak için hayatımızın hangi kısımlarını kullanabileceğimizi kavramaya çalışıyoruz. Beni besleyen deneyimlerden en etkilisini iki buçuk yıl önce yaşadım.
Kalp krizi geçirdim. Yıllardır yüzlerce hikayeye hayat veren ben, bu hikayeyle, bu deneyimle hayatımda önem verdiğim şeylerin sırasını bir anda değiştirdim. Aslında önemli zannettiğim birçok şeyin ne kadar önemsiz olduğunu anladım...
Krizi gündüz geçirdim. Hastaneye kaldırıldım. Operasyon yapıldı... Hastanede kalırken odama hemşireyle birlikte yaşlıca bir kadın geldi. Tuhaf birkaç soru sordu. Sonra, ‘Önümüzdeki aylarda çok daha duygusal bir adam olacaksın’ dedi.
‘Depresyon zannetme sakın... Bu acı deneyim kim olduğunu ve yaşamdaki yerini sana daha akıllıca öğretecek’ dedi... Tam olarak öyle oldu. Duygusallaştım. Film izlerken ağlayan bir adam oldum... Yaşadığım her şey farklı şekilde etki etmeye başladı ve hayatta önem verdiğim şeylerin sırası değişti...”
Gerçek süper kahramanlar
Koronavirüs tüm planlarımızı altüst ederken çoğumuzun hayatındaki şeylerin önem sırası değişti...