Banu Tuna

Prens Charles’ın kan emen ataları ve dedemin vampirleri

10 Kasım 2012
Geçen hafta İngiliz tahtının veliahtı Prens Charles’ın Kont Dracula’nın soyundan geldiği iddia edildi

Geçen perşembe (8 Kasım), ‘Dracula’nın yazarı Bram Stoker’ın 165’inci doğum günüydü. Fakat benim dinlediğim ilk vampir hikayeleri ona değil büyükbabama aitti ki, kendisinin ne doğum ne de ölüm yıldönümünü bilirim. Ben doğmadan çok önce ölmüş. Başından geçtiği konusunda ısrar edilen maceraları, elektrikler kesildiğinde (evet eskiden sık sık elektrik kesilirdi, o zamanlar televizyonlara regülatör de takılırdı. Yaklaşık necefli maşrapa yılları) babam anlatırdı.
Bram Stoker İrlandalı, büyükbabam Deliormanlı’ydı. Bulgaristan-Romanya sınırında bir bölgedir Deliorman. Az gidin, Transilvanya sol kolda...
Cumhuriyet kurulurken bohçasında vampir hikayeleriyle Türkiye’ye dönmesi normal yani.
Ben de samimiyetle inanırım gerçek olduklarına.
Ne Bram Stoker, ne dedem Dracula’nın soyundan gelmekteydi fakat geçen hafta İngiliz tahtının veliahtı Prens Charles’ın Kont Dracula’nın soyundan geldiği iddia edildi.
Bir vakitler üzerinde güneş batmayan sömürgeci imparatorluğun veliaht prensinin bir kan emicinin soyundan gelmesi de şahane istihza ama ortada bir kelime oyunu filan yok. Basbayağı soy ağacı var.
İddia Romanya Turizm Ofisi’ne ait.

Yazının Devamını Oku

Haftalık

4 Kasım 2012

1. ABD’nin Doğu sahilinde 90 kişinin ölümüne neden olan kasırganın adı nedir?
a. Nancy
b. Mandy
c. Jerry
d. Sandy

2. Ak Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait, yerel seçim öncesi İzmirli seçmenin kaygılarını gidermek için uygulayacakları yöntemi açıkladı. Siz duydunuz mu?
a. Her gün başka bir Atatürk anıtına çelenk bırakacaklar

Yazının Devamını Oku

Açıklanamayan bebek firarı

20 Ekim 2012
“Dünya’nın en basit adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz...” (Sabahattin Ali)

Kadir, geçen Ağustos’ta Tekirdağ’da doğdu. Annesi Fidan ile babası Faruk Yabancı, iki günlükken onu hastanede bırakıp kaçtılar. Adını hemşireler koydu. Bir hafta hastanede kaldıktan sonra ailesine ulaşılamadığı için Erkek Yetiştirme Yurdu Sevgi Evi’ne gönderildi. 
Kadir, 7 Ekim’de anne babasından öğrendiği tek şey olduğundan olsa gerek, beşiğinden firar etmeye çalıştı. Bu girişim hayatına mal oldu. Bakıcı kadınlar, sabah yanına gittiklerinde Kadir’i beşiğin dibinde cansız yatarken buldu. Polise “Beşiklerin parmaklıkları aşınmıştı. Birkaç tanesi düşmüştü. Bebek parmaklıkların arasından düşmüş olabilir” dediler.
Bebeğin bu olağanüstü girişimi polis tarafından ‘tekinsiz’ bulundu mu bilmiyoruz. Ancak bu vaka ‘mimikleriyle kaçan bebek olayı’ olarak kayıtlara geçebilir. Uzmanlar altı haftalık bir bebeğin gözlerini kısmak, dudaklarını büzmek, kaşlarını çatmak, gözlerini kocaman açmaktan öte pek fazla bir şey yapamadığını söylüyor. “Hekimden değil çekenden sor” demişler, bebekli arkadaşlara sordum onlar da onayladı. Kadir’in kaçabilmek için parmaklıklar arasından sinsice aşağı süzülebilmesi mutlaka tıp dünyasının ilgisini çekecektir.

VE DİĞERLERİ

Kadir’den dokuz gün sonra 16 Ekim’de, bu kez Bartın’da, eve çağrılan sağlık ekipleri yedi aylık Yasin Atakan’ın beyin kanaması sonucu öldüğünü tespit etti. Yasin’in de başarısız bir firar girişiminde bulunduğu tahmin ediliyor çünkü anne babası “Sabah kalktığımızda yerde yatıyordu, yataktan düşmüş” dediler. Ancak Yasin’in yataktan düşerken vücudunun her yerini morartacak kadar kendini neden hırpaladığını izah edemediler. Edene kadar kendileri cezaevinde misafir ediliyor.
Bu arada Yasin’den bir gün sonra da Kayseri’de benzer bir olay yaşandı. İki aylık A.A.’yı ailesi sabah ölü buldu.
Levent Kırca didaktizmi beklemiyorsunuz umarım.

Yazının Devamını Oku

Haftalık

14 Ekim 2012

1. Model, oyuncu, yazar, moda tasırımcısı Tuba Ünsal şimdi de şarkıcı oldu. Sesini birine benzettiğini açıkladı ama kime biliyor musunuz?
a. Paula Abdul
b. Seray Sever
c. Miley Cyrus
d. Jane Birkin

2. Başbakan Erdoğan yeni aile planlama stratejisini, katıldığı bir nikah töreninde duyurdu da siz duydunuz mu?
a. Allah ne verdiyse

Yazının Devamını Oku

Newsroom dersleri

13 Ekim 2012
CNBC-e’de yayınlanan ve gerçek olayları konu edinerek medyada büyük ses getiren Newsroom dizisinden habercilerin çıkarması gereken pek çok ders var

* Rehavet ve rutin, habercinin katilidir.
* Sıkı haber kimsenin kucağına düşmez.
* Dünyanın neresinde, hangi yayın organında çalışırsan çalış, haber servisiyle reklam servisi didişip durur. 
* Kendine “İyi haberciyim” diyorsan, masana fazla bağlanmasan iyi olur.
* Tüm rakip haber kanalları (gazeteler ya da haber siteleri) verse dahi, doğrulatılmayan bilgi halkla paylaşılmaz.
* Olay anında yetkililere ulaşmak da, ağzından bir parça bilgi almak da ABD’de Türkiye’deki kadar zor değildir.
* Gerçek haberin aslında tek bir tarifi vardır ve şirinlik yapan yavru kedi görüntüleri bu kapsamda değildir.

Yazının Devamını Oku

Haftalık

7 Ekim 2012

1. Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı, Türkiye’de AIDS vakalarındaki artışın sebebini buldu. Nedir biliyor musunuz?a. Türk erkeğinin prezervatif
kullanmamaktaki açıklanamaz ısrarı
b. Atın ölümü arpadan olsun anlayışı
c. İşadamlarının yurtdışı seyahatlerine gitmesi
d. Kan bankalarında hastalık taramasının yeterince iyi yapılamaması


2. Geçen hafta 1970’lerde Dev Genç marşı olarak ünlenen Eskişehir Marşı’nı yıllar sonra yeniden duyduk. Nerede?a. ODTÜ’deki Mahir Çayan’ı anma etkinliğinde

Yazının Devamını Oku

Sevdiklerinle son bir an

6 Ekim 2012
Geçen haftanın sesini pek duyuramamış tartışmalarından biri; ‘Sevdiklerinle son bir an mı, yoğun bakımda tek başına verdiğin mücadele mi?’ ikilemi.

Tıp dünyasında süren bu tartışmadan, Radikal gazetesi sağlık muhabiri Mine Tuduk sayesinde haberdar olduk. Tartışmayı tetikleyense Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili’nin kaleme aldığı makaleydi.
Kaçınılamaz biçimde ölüme giderken son anlarını evinde, sevdiklerinle mi geçirmek istersin, yoksa son ana kadar hastanenin yoğun bakım ünitesinde, borulara bağlı halde savaşmak mı? Bu soru genelde hasta ya da yakınları tarafından cevaplanması beklenen bir soru değil. Pek az hekim hastasına ya da yakınlarına tercihini sorma ‘lüksünü’ bahşediyor.
Ölümden konuşmak, insanoğlunun 21. yüzyılda varlığını hâlâ sürdüren son birkaç tabudan biri. Hepimizi leylekler getirdi ve zamanı geldiğinde yine leylekler alıp götürecek gibi davranıyoruz. Kimse uzayıp giden bir ölüm sürecini kendine yakıştıramıyor. Hepimiz ansızın uykumuzda, kazada ya da kalp krizinden tek nefeste öleceğimizi umuyoruz. Oysa gerçek bu değil. İnsanoğlunun yaklaşık yüzde 85’i kanser, Alzheimer, bunama gibi kronik hastalıklardan ölüyor ve hastalığın son dönemlerinde kendi kararlarını verebilecek durumda olmuyor.

SON DOKUNUŞA BİLE İZİN VERMEDİLER

Durum sanki bu değilmiş gibi, tabumuza sıkı sıkı sarılıyor, en yakınlarımızla bile nasıl ölmek istediğimizi konuşmuyoruz. Sevdiğim pek çok insanı, hastanelerin yoğun bakım servislerinde kaybettim. Vedalaşamadan, son kez konuşamadan, elini tutamadan. Yalvar yakar yanlarına girmeme izin veren doktorlarsa dokunmama, sarılmama izin vermedi. Bir itaatsizlik eder de dokunurum diye başımda bekleyen hemşirelerin gözetiminde, mahrem hiçbir söz edemeden ya da camların ardından baktım onlara son kez. Bedenlerinde onları yaşatmaya yetmeyeceği en başından belli olan sayısız iğne delikleri, soğuk sesler çıkaran makineler ve vücutlarına takılı borularla gittiler ölüme. Korkuyorlar mı, huzurlular mı öğrenemedim. Böyle bir ölümü tercih ederler miydi, bilmiyorum. Çünkü
ölüm konuşulmaz. Oysa insan haysiyetiyle ölebilmeli. Ölümün de hayırlısı olabilmeli.

Yazının Devamını Oku

Haftalık

30 Eylül 2012

1. Terör bitecekse Oslo’ya gidilir, Rusya’ya da, Bursa’ya da, uzaya da… Geçen hafta Oslo görüşmelerine bu açık ve kafiyeli desteği kim verdi?
a. Recep Tayyip Erdoğan
b. Bülent Arınç
c. Bülent Ersoy
d. Kemal Kılıçdaroğlu

2. “O zaman pavyonlar da magazin muhabiri yetiştirsin.” Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay’ı bu çıkışı yapmaya iten neydi?
a. Ümit Özat’ın ben futbolcu olmayan kadınla futbol konuşmam diyerek katıldığı TV programını terk etmesi

Yazının Devamını Oku