Paylaş
Geçen perşembe (8 Kasım), ‘Dracula’nın yazarı Bram Stoker’ın 165’inci doğum günüydü. Fakat benim dinlediğim ilk vampir hikayeleri ona değil büyükbabama aitti ki, kendisinin ne doğum ne de ölüm yıldönümünü bilirim. Ben doğmadan çok önce ölmüş. Başından geçtiği konusunda ısrar edilen maceraları, elektrikler kesildiğinde (evet eskiden sık sık elektrik kesilirdi, o zamanlar televizyonlara regülatör de takılırdı. Yaklaşık necefli maşrapa yılları) babam anlatırdı.
Bram Stoker İrlandalı, büyükbabam Deliormanlı’ydı. Bulgaristan-Romanya sınırında bir bölgedir Deliorman. Az gidin, Transilvanya sol kolda...
Cumhuriyet kurulurken bohçasında vampir hikayeleriyle Türkiye’ye dönmesi normal yani.
Ben de samimiyetle inanırım gerçek olduklarına.
Ne Bram Stoker, ne dedem Dracula’nın soyundan gelmekteydi fakat geçen hafta İngiliz tahtının veliahtı Prens Charles’ın Kont Dracula’nın soyundan geldiği iddia edildi.
Bir vakitler üzerinde güneş batmayan sömürgeci imparatorluğun veliaht prensinin bir kan emicinin soyundan gelmesi de şahane istihza ama ortada bir kelime oyunu filan yok. Basbayağı soy ağacı var.
İddia Romanya Turizm Ofisi’ne ait.
Gerçi bahçecilikle uğraşıp klasik mimariyle ilgilenen Charles ile düşmanlarının kanıyla banyo yapan zalim Kazıklı Voyvoda’yı (Vlad Tepes) yanyana getirmekte zihin biraz zorlanıyor.
Fakat Romanya broşür bile bastırmış. Londra’da açılan bir turizm fuarında da dağıtmış. Hatta yanı sıra gösterilen videoda Prens çıkıp açık açık itiraf ediyor: Transilvanya benim kanımda var! Transilvanya’da bir çiftlik evi bile almış.
Gen haritası ortaya koyuyor ki, Charles Vlad’ın soyundan geliyor. İddia o ki, kendisinin16. dereceden torunu.
Charles’ın kan bağında büyük büyükannesi Kraliçe Mary’e kadar geri gidildiğinde Kraliçe’nin eşi 5. George’a uzanıyorsunuz. 5. George da Vlad’ın üvey kardeşi.
Kraliçe Victoria ile Prens Albert üzerinden kurulabilecek başka bir bağ daha varmış ayrıca. Voyvoda kazığını sağlam bağlamış anlayacağınız.
Paylaş