Banu Tuna

Lütfen ayrıntılarla kamuoyunu meşgul edelim

29 Eylül 2012
Şu güzel tatil gününde ‘ölüm de aklına nereden geldi?’ diye sormayacaksınız umarım. Bu coğrafyada ölüm akıldan pek çıkmıyor zira.

Fakat kafamdan geçenler, daha ziyade cenaze törenlerine dair, bir türlü layıkıyla kaldırmayı beceremediğimiz cenazelere...
Dondurma markası sponsorluğunda şehit cenazeleri dahi gördük. Haneye en son, büyük ozan Neşet Ertaş’a yaptığımız ayıp yazıldı.
Memleket sel oldu Kırşehir’e aktı, bir garip yolcuyu uğurladı. Üzerinde, başka hiçbir şey görmemize izin vermeyecek kadar kocaman KIRŞEHİR BELEDİYESİ yazan bir tabut, o tabuta iliştirilmiş envanter misali dosya içinde A4 kağıda isim yazısı, pilili musalla taşı ve alkış alan bir Başbakan konuşması ile...
Tüm gün Neşet Ertaş’ın naaşına nezaret eden Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay, ertesi gün basının sorularını yanıtladı. Soruların bir kısmı, törene dair özellikle sosyal medyada yer alan eleştirilerle ilgiliydi.
Tabutun üzerindeki Kırşehir Belediyesi yazısını sordular mesela.
“Sosyal medyada saygısızlık addedildi. Fazla büyütülmemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Tabutun üzerine yapıştırılan şeffaf dosya içerisindeki Neşet Ertaş’ın ismiyle ilgili eleştirileri hatırlattılar...

Yazının Devamını Oku

Haftalık

23 Eylül 2012

1. İngiltere’de 2 bin kişiyle yapılan bir anket 36 olan orta yaş sınırını değiştirdi. İngilizlere göre orta yaş artık ne zaman başlıyor biliyor musunuz?

-  a. Orta yaş diye bir şey yok, yaşasın ergenliğin ebedi laneti
-   b. Net bir yaş yok, insan hissettiği yaştadır
-   c. 55 yaş iyidir
-   d. Bir değişiklik yok, yine 36 sonucu çıktı

2. Sinan Çetin, PKK terörünü bitirmek için bir öneri getirdi. Nedir?

-   a. Devlet parası neyse verip örgütü satın alsın

Yazının Devamını Oku

Sil baştan sevmek gerek

22 Eylül 2012
Dünyanın en büyük barosunda 13-14 Ekim’de seçim var. 14 Ekim akşamı geldiğinde, İstanbul Barosu’nun kurulduğu 1878‘den bu yana ilk kez kadın bir başkanı olabilir.

Avukat Filiz Kerestecioğlu, üçlü bir ittifakın adayı. Ama CV’sinde sadece avukat yazmıyor. Güncel Hukuk dergisinin yazı işleri müdürü, ‘Kadınlar Vardır’ belgeselinin yapımcısı, aynı isimli şarkının söz ve müzik yazarı, Mor Çatı’nın kurucularından, öğretmen, yazar, aktivist... Bunların hepsi ve her zaman ‘kadın’. Hayatı boyunca hep kendi gibi olmaya dikkat etmiş. Adaylık sonrası ve muhtemel başkanlığında buna daha da dikkat edeceğini söylüyor. Adaylığını açıkladığı konuşmasını Adalet Sarayı önünde yaparken üzerinde pembe bir elbise vardı. Konuşma metnindeyse Şebnem Ferah şarkısı ‘Sil Baştan’dan alıntılar. Konuşmasını heyecandan uykunun tutmadığı bir gece, sabaha karşı 04.00’te yazmış. Ciddiye alınmak için koyu renk takımlar içinde asık suratla dolaşmak gerekliliğine karşı çıkıyor. O, öfke değil, barış dilini konuşan bir baro için aday. Gençleri pek de sevmeyen, onları her fırsatta itip kakan bu ülkede, ilk iş olarak genç avukatlar için çabalayacağını söylüyor.
Filiz Kerestecioğlu ‘sil baştan’ başlayacak...

- Avukat, feminist, kadın, anne, yazar, belgeselci, aktivist... Kendinizi tanımlamak, tarif etmek için bu özelliklerinizi öncelik sırasına koyar mısınız?- Aktivist, anne, kadın, avukat, feminist, yazar ve belgeselci. Anneyi en öne geçirip geçirmemekte tereddüt ettim ama Çınar olmadan önce de aktivizm hayatımda vardı ve olmaya da devam edecek. O yüzden birinci sıraya aldım.
- İstanbul Barosu seçimlerinde üçlü bir ittifakın başkan adayısınız, adaylığınız nasıl oldu?- Çağdaş Avukatlar, Katılımcı Avukatlar grupları ile Özgürlükçü Hukuk Platformu bir süredir birlikte hareket ediyor. Zaten geçmişte bu üç grup birdi, ayrışma sonradan olmuştu. Seçimlere birlikte girme kararı alındıktan sonra onlar beni aday gösterdiler. Teklifi annem ve oğlumla konuştuktan sonra kabul ettim. Çünkü hem adaylık süreci hem de kazandıktan sonraki süreç onların hayatını da etkileyecek.
- Üçlü ittifakın durduğu pozisyon nedir?- Haklar ve özgürlüklerden, barıştan, kadın haklarından, eşitlikten, kadın cinayetlerinin durdurulmasından yana bir pozisyonda duruyoruz. Şiarımız ‘Herkes için adalet’. Halkın hak arama özgürlüğü geliştikçe avukatlara olan ihtiyaç da artacaktır.
- Baronun avukatları temsil etmediğine dair bir sözünüz vardı, adaylık konuşmanızda. Bunu biraz daha açabilir misiniz?- Baroların da sadece bir mevzi gibi görüldüğü noktaya geldik. Siyasi erk nedeniyle ele geçirilmesi gereken bir mevzi. Halbuki baro herkesin barosu olmalı. Devlet bürokrasisi gibi yapılanma yerine samimi, doğrudan ilişkiler kurabilmeli üyeler. Baronun kendi sorunlarıyla ilgileneceğini gerçekten hissetmeli, yaşamalı. Temsil ilişkisi sona ermiştir derken, kastettiğim bu. Barolar bugün ‘yüksek siyasetle’ uğraşıyorlar. Meslektaşlarının sorunlarıyla ilgilenmiyorlar. Biz tıpkı sosyal devlet gibi sosyal bir baro peşindeyiz. 30 bin üyemizin ciddi sorunları var.

Yazının Devamını Oku

Haftalık

2 Eylül 2012

1. Türkiye’nin 8. Sakin Şehir’i geçen hafta belli oldu. Neresi?
a. Samsun Çarşamba
b. Ordu Perşembe
c. Isparta Gelendost
d. Eskişehir Günyüzü

2. Gaziantep’te yaşayan Hatice Kısa’nın kulağını, kavga ettiği kocası ısırıp kopardı. Hastaneye kaldırılan talihsiz kadının kulağı yerine dikilemedi. Neden?
a. Kopan parça bulunamadı

Yazının Devamını Oku

Erkekte kronik, yer yer ölümcül boşanamama sendromu

1 Eylül 2012
Türk erkeği bir türlü boşanamıyor. Devlet boşuyor, karısı boşuyor ama adam bir türlü mülkiyet hakkından vazgeçmiyor.

- Ankara Keçiören’de boşandığı karısını bıçaklayarak öldüren koca gözaltına alındı.
-  Erkan Y., Çanakkale’nin Bayramiç İlçesi’nde, boşandığı eşi Merve Altan’ın evini basarak genç kadının babasıyla annesini av tüfeğiyle öldürdükten sonra, eski eşini kaçırdı.
-  Adana’da eski eşinin yeniden evlendiğini öğrenen Yusuf K., üç çocuğuyla yaşadığı evi yaktı.
-  Şanlıurfa’da, boşandığı eşi tarafından işe giderken sokakta bıçaklanan Zuhal İbşanoğlu öldü.
 -  Adana’da Bekir Sıraç, ayrıldığı sevgilisini zorla öpmeye çalıştı. Başarılı olamayınca tekma tokat dövdü.
-  İzmir’de V.O şiddet nedeniyle boşandığı eşi Dilek. K’nın üzerine kıskançlık nedeniyle kızgın yağ döktü.
Örnekleri çoğaltmak mesele değil. Var böyle bir sorunumuz; Türk erkeği bir türlü boşanamıyor. Devlet boşuyor, karısı boşuyor ama adam bir türlü mülkiyet hakkından vazgeçmiyor. Bir tür Yunan Adaları sendromu, verin gazı bir koşu gider hepsini geri alırız. Artık bizim olmadığını idrak edemiyoruz bir türlü. Boşanma sonrası mülkiyet sorunu her zaman yukarıda olduğu gibi kanlı örneklerle çıkmıyor karşımıza elbette. Bakınız en son Cem Özer suretinde karşılaştık boşanamayan erkekle.

Yazının Devamını Oku

Haftalık

26 Ağustos 2012

1. Geçen hafta İstanbul Ataşehir’de yaşayan M.Ö.’nün, teyzesinin kızı K.N.’yi ‘swinger’ yapmaya çalıştığı iddia edildi. Cümlede adı geçen ‘swinger’ nedir?
a. Zombi gibi bir şey
b. İsveç vampirlerine verilen ad
c. Kendini yerli yersiz swing dansı yapmaktan alıkoyamayan kişi
d. Çiftlerin seks sırasında eş değiştirmesi

 

2. ABD’de yapılan bir çalışma, yalan söylemenin sağlığa zarar verdiğini ortaya koydu. Aşağıdakilerden hangisi araştırma sonuçlarına göre yalan söyleyen kişide baş gösteren rahatsızlıklardan birisidir?

Yazının Devamını Oku

Tatilin formülü olur mu hiç

25 Ağustos 2012
Camı açıp bağırmak istiyorum: Kaçıınnn, Türkler ölümüne tatile çıkıyor!

Bizler turizmi geç idrak etmiş olmakla birlikte kısa zamanda iliklerine kadar sindirmiş bir milletiz. Turizm derken ülkemize gelen yabancılardan bahsetmiyorum, bizim turist olarak tarihimizi kastediyorum.
Bundan 25 yıl evvel, tatil yapacağım diye yola çıkıp güneye gidenler parmakla gösterilecek kadar azken şimdi ölümüne tatil yapıyoruz. Retorik değil, kelimenin tam anlamıyla ölümüne tatil yapıyoruz. Akıncılar gibiyiz adeta. İddiamı Emniyet Genel Müdürlüğü’nin verileriyle desteklemek isterim:
Şeker Bayramı tatilinde toplam 1841 trafik kazası oldu. Bu kazalarda 74 kişi hayatını kaybetti, 4 bin 61 kişi yaralandı. Kazaların büyük bölümü arife günüyle bayramın son günü meydana geldi.
İstanbul-Bolu arasını 11 saatte kat edenleri, feribot iskelelerinde kilometreleri bulan araç kuyruklarını, havaalanında 40 dakika beklenen taksi sırasını saymıyorum ki, bunlar da insanı öldürmese dahi süründürür.
İngiliz bilim adamları hiç işleri güçleri kalmamış gibi mükemmel tatilin formülünü açıkladı bu hafta: (N(d)µ(d)-40)(r))/(?(b)((C(d)-µ(d) )N(d)-41/40 c) ) (41c.a)/?40?^2.
Formüle bakıp bu hesaba hafta sonları dahil mi, kurban bayramını hafta sonuyla birleştirebiliyor muyuz, paket turların katsayısı nedir, benzin parası dahil mi, dediğinizi duyar gibiyim.

İDEAL SÜRE ÜÇ GÜN

Hiç uğraşmayın çünkü mükemmel tatilin süresi sadece üç gün. Üstelik en fazla dört saatlik yola gitmek gerekiyor.

Yazının Devamını Oku

Haftalık

19 Ağustos 2012

1. Dünya El Çantası Fırlatma Şampiyonası, ilk kez geçen hafta Almanya’da düzenlendi. 12 ülkenin mücadele ettiği yarışmada Türkiye dereceye giremedi. Kazanmak için ne yapmak gerektiğini biliyor musunuz?
a. Sadece kadınlar yarışıyor ve çantayı bir adamın kafasında tek atışta paralamak gerekiyor
b. Çantayı en uzağa fırlatabilmek yeterli
c. Çantayı en yükseğe atıp sonra bir de tutabilmek gerekiyor
d. Çantayı sapanla fırlatmak gerekiyor

2. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden 19 genci taşıyan tekne geçen hafta Dalyan’da alabora oldu. Neden?
a. Hepsi birden halay çekmeye kalktıkları için

Yazının Devamını Oku