Ne okunmaya değer bir yazı için araştırma gücünü, ne de söylediklerimi bilgisayara geçirecek birini bulamadım ne yazık ki. Umarım bir sonraki yazı günümde buluşabilirim sizlerle. O zamana dek esenlik ve sevgiyle kalın.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Türkiye’nin ilk yardımsever arama motoru 3 Aralık 2015’te hizmete girdi. Gönüllülüğü bir kurum kültürü haline getiren A&B İletişim bünyesindeki dijital ekip mensubu gençler tarafından ortak akılla geliştirilen “kitlesel yardım platformu” projesi artık yardıma hazır. A&B İletişim bu projenin hayata geçirilebilmesi için, sektörde bir ilki daha gerçekleştirerek, bu tür gönüllü çalışmalar üretip uygulamak üzere Yardımsever Ltd Şirketi’ni kurdu. Proje A&B İletişim tarafından şirketin kurucusu olan Prof. Dr. Alaeddin Asna’nın anısına ithaf edildi. 4 Ağustos 2015 tarihinde kaybettiğimiz Prof. Asna ömrünü halkla ilişkilerin bir bilim ve mesleki disiplin haline gelmesine adamıştı.
“Kitlesel yardım patformu” projesi, www.yardimicinara.org, destek verdiği sivil toplum kuruluşlarını üç ayda bir değiştirerek “bir tıkla dünya değişir” diyor ve ziyaretçileri sadece arama yaparak sivil toplum kuruluşlarına yardım etmeye davet ediyor. Proje kapsamında, www.yardimicinara.org adresinden yapılan her aramada, belirlenen 0,01 TL’lik tutar destekçi firma tarafından ödeniyor ve yardımsever fonda birikiyor. Biriken toplam para dönem sonunda seçilen sivil toplum kuruluşuna aktarılıyor. Ziyaretçilerden hiçbir ücret almayan siteden yapılan aramaların artması bağışlanan miktarı da arttırıyor.
Garanti Bankası projenin ilk destekçiliğini, üç ay süre ile, üstlenmiş bulunuyor. Banka tarafından bağış yapılacak sivil toplum kuruluşu olarak, “Önce Çocuklar, Önce Gelecek” ilkesi ile, Tohum Otizm Vakfı seçildi.
“Kitlesel yardım platformu” projesi, yardım ve bağış algısını gündeme getirip pekiştirerek; farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının sayısını, faaliyetlerini ve etki gücünü arttırmayı amaçlıyor. Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk stratejileri dâhilinde düzenli bağış sağlanması yöntemiyle yardım derneklerine fon aktarılması da hedefler arasında yer alıyor.
A&B İletişim bünyesindeki dijital ekip mensubu gençleri böyle bir proje yarattıkları için, A&B İletişimi ise bu projeyi hayata geçirdiği için yürekten kutluyorum. Ülkemizdeki bu gibi gelişmeler son zamanlarda sıklıkla kaybettiğim umudumu tazeliyor.
Mercan benim hayatıma iki yıl önce girdi.
Türkmenistan’dan annesi ile birlikte geldiğinde ürkek bir kız çocuğu bulmuştum karşımda.
O güne değin 31 yaşına gelip de içindeki çocuğu hiç değiştirmeden saklayabilmiş ve o çocukluk masumiyetini kaybetmemiş başka birine rastlamamıştım.
Hiçbir şey bilmeyen ancak iyi niyeti her halinden belli olan bu çocuk beni çok etkilemişti.
Yeniden dik oturma hayalim, nihayet, gerçeğe dönüştü. İki büklüm girdiğim hastaneden dimdik çıktım.
Geçirdiğim operasyon aslında bir skolyoz ameliyatı. Ancak böyle bir ameliyat, benim yaşımda, benim kadar ileri seviyede bir kas hastasına ülkemizde ilk defa uygulandı bildiğim kadarıyla. Omurgam, doğru anatomik şekil verildikten sonra, bir kemik dolgu maddesiyle sabitlendi. Ardından her bir omur bir diğerine titanyum çivilerle çivilendi. İlk altı hafta böyle bir ameliyat için en kritik dönem. Bunu atlattıktan sonra kemiğin tam olarak kaynaması için altı aydan bir seneye kadar uzanan bir zaman dilimi gerekiyor. Benim ileri derecede bir kas hastası olduğumu da dikkate alacak olursak, tam iyileşme için bir yıl sabretmem gerekecek.
Artık eve döndüm.
Hala kendi kendime bilgisayarda yazamasam da birkaç cümle söyleyip sizlerle buluşmak istedim.
Bildiğiniz gibi dün, yani 3 Aralık, Dünya Engelliler Günü idi.
Eve geldiğimde beni bununla ilgili bir sürpriz bekliyordu.
16 Ekim tarihli – “İyi eğitilmiş insan gücü yoksa netice almak zordur..." başlıklı- yazımda Kasım ayı içinde bir omurga ameliyatı olacağımdan söz etmiştim sizlere. İşte o ameliyatın tarihi belli oldu. Sizler bu yazıyı okurken ben hastaneye yatmış olacağım. Salı sabahı da ameliyata gireceğim.
Çoğunuzun bildiği gibi, üst bedenim nerede ise ikiye katlanmış denilebilecek ölçüde eğri duruyor. Bu durum, haliyle, tüm iç organlarımı olumsuz etkiliyor. Zor nefes alıyorum, zor yemek yiyorum ve çok ağrı çekiyorum. Yapılacak ameliyatta omurgam sabitlenecek ve ben yeniden dik oturabileceğim. Oldukça uzun sürecek zor bir ameliyat bu. Ancak doktorlarımın söylediğine göre, başarı şansı %95. Ameliyattan sonra bir iki gün yoğun bakımda, akciğer destek makinesine bağlı olarak uyutulacağım tahmin ediliyor. Normal odaya geçtikten sonra da, hemen, kaslarımın yeni vücut durumuma adapte olabilmesi için çalışmaya başlamam gerekiyor. Hastanede ne kadar kalacağım ise henüz belli değil.
Daha önce de söylemiş olduğum gibi, bu ameliyatı Koç Üniversitesi Hastanesi’nde olacağım.
Hastaneye ve doktorlarıma olan güvenim sonsuz… Yaşamımı biraz olsun kolaylaştırmak için ellerinden geleni yapacaklarına yürekten inanıyorum…
Bir süre yazılarımla aranızda olamayacağım. Dileğim bu sürenin fazla uzamaması… İnanın, bir an önce aranıza dönebilmek için var gücümü kullanacağım. Lütfen dualarınızı eksik etmeyin…
Emily Perl Kingsley, Sesame Street yazım grubuna 1970 yılında katılmış olan bir yazar.
O zamandan beri de Sesame Street için yazmayı sürdürüyor.
Emily Perl Kingsley 1974 yılında down sendromlu bir çocuk getiriyor dünyaya, Jason Kingsley.
Oğlu Jason’la paylaştıkları onu Sesame Street için engelli karakterler yazmaya yöneltiyor. 1987 yılında, "Hollanda'ya hoş geldiniz" başlıklı, engelli bir çocuk sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatan bir yazı kaleme alıyor. Ben, bugün, iki bölümlük bu yazıyı sizler için tercüme etmeye çalıştım. Umarım beğenirsiniz.
"Hollanda'ya hoş geldiniz" (İlk bölüm)
Türkiye seçimini yaptı ve istikrarın sağlanabilmesi için “tek parti iktidarı” dedi. Şimdi bizlere düşen sandıktan çıkan sonuçları kabul etmek ve bu sonuçların ülkemiz için hayırlı olmasını dilemek… Ve bir de, seçimin galibi AKP’ye seçmenlerden oy talebinde bulunurken neler vaat etmiş olduğunu unutturmamak…
Bence, unutturmamamız gereken ilk vaat, yeni bir Anayasa yapımı konusundaki. Aynen şöyle söyleniyor:
“Yeni bir anayasa yapacağız, Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere tam uyum sağlayacağız.
Herkesin inandığı gibi yaşadığı, fikirlerini özgürce ifade ettiği, refahtan payını aldığı toplumu birlikte inşa edeceğiz.
Eşit vatandaşlık ilkesini temel kılacağız, önceliğimiz ülkemizin katılımcı özgürlükçü ve sivil bir anayasa ile yönetilmesini sağlamak.