Gündelik kombinleri paylaştığı, güzel dostluklar kurduğu sosyal medyada takipçileri 100 bini aşınca değerlendirmek istemiş ve eşarp satışına başlamış. İlerleyen süreçte firmalarla çalışmaya başlayan Sena, firmaların koleksiyonlarını tanıtıyor.
Sena, instagram’da bu işi yapan binlerce genç kızdan sadece biri. İlk söyleşi teklifimde “Neden ben?” Diye sormuştu.
Benim dikkatimi çeken ise Sena’nın ilk paylaşımındaki “Uzun bir ara verdim” sözleri ve akabinde yapılan olumsuz yorumları silmesi oldu.
Nedenini sorduğumda şöyle anlattı Sena : “Bir yıl önce babamı kaybettim, kıyafet paylaşımlarıma yapılan eleştiriler de babam söz konusu olunca kaldıramadım ve ara verdim.”
Festivallerine verdiği isim de Zeruj. Anlamı; kardeşlik, sevgi, hoşgörü, kadın ve renk demek.
Bir yılda dört etkinlik düzenleyen Zehra Hanım ve ekibi bugüne kadar 140 tasarımcıyla 200 bin kişiye ulaştılar. Hedefleri uluslararası platforma Türkiye’yi taşımak ve Ortadoğu’nun moda merkezi yapmak.
Muhafazakâr kesimin ilk festivalini yapmış olmanın verdiği ayrıcalığı taşıyan Zehra Hanım, festivaller sayesinde birçok ev kadınını iş dünyasına kazandırdıklarını ve sosyal medyada sahte ürünleri orijinalmiş gibi satanlara karşı meydan okuduklarını söylüyor.
Festivallerini “kadın kadına dayanışma festivali” olarak adlandıran Özkaymaz, anneler için festival alanında çocuklarını rahatlıkla bırakabilecekleri oyun alanı oluşturulmuş. Kadınlar alanı gezerken çocukları da kendileri için kurulan oyun alanında vakit geçirebiliyor.
Takipçilerinin “Mezuniyet töreninde ne giymeliyiz? Düğün mevsimi geldi ne tavsiye edersiniz?” sorularına yetişmeye çalışan Aslan’ın işi eğlenceli görünse de çok kolay değil.
İnstagram’da birçok alternatifi olmasına rağmen sosyal medya fenomenliğini kimseye bırakmayan Aslan’ın başladığı günden bugüne, çizgisini korumuş olmasının büyük önemi var elbette.
Hülya Hanım’la söyleşiye geçmeden önce kısaca sizlere tanıtmak istiyorum.
Hülya, Vanlı bir ailenin kızı. Üç kardeşi var. 2 yaşındayken ailesi ile birlikte İstanbul’a göç ederler. Maddi ve manevi zorluklarla adapte oldukları İstanbul’da yaşamlarını sürdürürken 2001 yılında babasını bir trafik kazasında kaybeder.
İnstagram’da, ağırlıklı olarak muhafazakârlara hitap eden 300 bini aşkın sayfa var. Bunun içinde günlük kıyafet, abiye giyim, erkek giyimi, makyaj nasıl yapılır, hatta yüz şekline göre nasıl başörtü bağlanıra kadar tüm detaylar anlatılıyor.
Özellikle kadın takipçiler için alternatif kombinler sunuluyor.
Gerek muhafazakâr firmalar, gerekse bireysel girişimciler profesyonel mankenlerle çalışmıyor artık. Markalar veya marka olmak isteyenler İnstagram’da fenomen olmuş genç kızlarla anlaşıyor. Bu durum tüketiciler üstünde daha etkili çünkü kıyafetleri tanıtan kızlar kendi yorumlarını da katıyor.
MUHAFAZAKAR CAMİANIN STİL İKONLARI VAR.
Kadının aktif hayatta olmasına verdiği önemi bilmesem, camiasından gelen tepkilere rağmen “genelevdeki kadınların da hakkını biz koruyacağız” söylemlerini duymamış olsam, başı açık-kapalı ayrımı yapmaksızın kadınlara en önde yer veren bir insan olduğuna şahit olmasam amenna.
Son zamanlarda ise özellikle “KADEM” gibi kadının temelde olduğu bir derneğin toplantılarında kullanmış olduğu kadınlarla ilgili sözlerine açıkçası, üzülüyorum. Hem de derinden…
Yıllarca siyasilerin bizi Laiklik adına sokmak istediği kalıba isyan eden bizler, şimdi din adına kadını kalıba sokmak istiyoruz.
Nedense ülkemize has bir durum olarak, siyasi liderlerimiz, kadına rol biçmeyi seviyorlar. Bunun dindarlıkla veya laiklikle ilgisi yok, geleneksel bir sorun bu.
Ve bazı insanların bunun için seçildiğine…
İşte bu insanlardan birini bugün tanıtacağım size.
Ferruh Kaledibi. Sakarya’da yaşayan, mali müşavirlik yapan, evinden işine gidip gelen yani sıradan hayatı olan bir adamdır… Ferruh Bey’i sıra dışı yapacak ise oğlu Ekin olacaktır. O kadar ki Sakarya’da Ferruh Bey’i tanımayan kimse olmayacaktır.
Önce Ferruh Bey’in hikâyesini anlatayım…
Buna çok üzülmekle birlikte bir gün bu algının yıkılacağını umut ediyorum.
Geçen gün, Cübbeli Ahmet Hoca’nın kızı Yüsra Ünlü’nün düğünüyle ilgili bir yazı kaleme almıştım. Bir misyon sahibi olan Ahmet Hoca’nın düğünüyle ilgili eleştirilerimi sıraladığım yazıma Cübbeli Ahmet Hoca ve eşi Büşra Ünlü cevap verdiler.
Ahmet Hoca ve eşinin eleştirilere yaklaşımı algı yıkımına güzel bir örnek benim için.
Kızlarının düğünü ile ilgili eleştirilere açıklama getirdikleri için Ünlü ailesine teşekkür etmek istiyorum.
Gelin birlikte iki düğünü karşılaştıralım:
Sümeyye Erdoğan, Cumhurbaşkanı’nın kızı; Yüsra Ünlü, milyonlarca takipçisi olan bir Hoca’nın kızı.
Her ikisinin de babalarının belli bir misyonu var.