Ayşe Arman

Amacı kalmamış, tükenmiş bir kadından söz ediyoruz

3 Eylül 2017
Sevilay Öztürk...

Namı diğer, kilit kadın.

Filiz Aker’in Vatan Şaşmaz’ı ve kendini öldürmesinden sonra herkes konuştu.

Aker’in 20 yıllık arkadaşı, Sevilay Öztürk hariç.

Marmara  Üniversitesi, Basın Yayın, Radyo-TV Bölümü mezunu. 1996 Türkiye güzellik kraliçesi. Filiz Aker’in ölüme doğru giden hayatını adım adım anlatıyor. İki insanın artık hayatta olmadığı bir olayın tüm gerçeğini bilebilmek mümkün değil. Herkesin bir fikri var: Sebebi para diyen, aşk diyen...

Sevilay Öztürk’ün bakış açısını da okuyun. Bakalım sizin fikriniz  ne olacak?

Sevilay Öztürk...            Fotoğraf: Emre Yunusoğlu

Filiz Aker’le nerede tanıştınız?

Yazının Devamını Oku

Bacağım yok ama yaşam sevincim var!

1 Eylül 2017
Hepinize iyi bayramlar. Ağız tadıyla geçireceğiniz mutlu bir bayram diliyorum. İçinizi açacak bir konuğum var bugün. Bakar mısınız şu güzelliğe?

Nasıl aydınlık bir yüz, nasıl güzel bir gülüş...

Hayat fışkırıyor gülümsemesinden...

Bana o şahane dizeyi hatırlattı:

“Sil ağzının kenarını, yine gülüşünden cennet akıyor!”

BEN BİR BACAKTAN İBARET DEĞİLİM Kİ... ÇOK DAHA FAZLASIYIM!

ADI Neslican Tay.

19 yaşında,

Yazının Devamını Oku

Elif öldürülürse sorumlusu önlem almayan devlettir!

31 Ağustos 2017
Okuyacaklarınız kâbus ötesi. İnsan çıldırır! Bu benim Elif hakkındaki ikinci yazım.

Yazıyorsun, “Ah, vah... Yazık kadına!” deniyor ama o kadar, bir işe yaramıyor. Bu ülkede insanların değeri yok, kadınların hiç yok. Sapıklar kadınları öldürebilir, tecavüz edebilir, yakabilir...

Her şey olabilir.

Daha önceki yazımın başlığı: “Bana hayata dar eden bu sapık neden tutuklanmıyor? Tutuklanması için benim öldürülmem mi gerekiyor?!” idi.

Bugünkü başlığım ise “Elif öldürülürse, sorumlusu önlemini almayan devlettir!”

***LÜTFEN Elif’in başına gelenleri, kendi çocuğunuzun başına gelmiş gibi okuyun...

Kızınız, mühendis, işinde çok başarılı, sosyal, sevilen bir kız. Diğer kızınızla birlikte, sizin oturduğunuz şehre birkaç saat uzakta yaşıyorlar.

Manyağın biri dadanıyor.

Olan bu...

Yazının Devamını Oku

Toplumca çıldırdık!

30 Ağustos 2017
BİR iç sıkıntısı ki anlatamam... Sanki biri, kalbimin üzerine oturmuş gibi. Ben de öyle salak salak duruyorum, çaresiz. Acaba güneş tutulması mı iyi gelmedi? Merkür mü geri geri gidiyor ve cıvıttı yine? Yoksa yurttan ve dünyadan gelen felaket haberler mi? Çok tuhaf zamanlarda yaşamıyor muyuz? Size de öyle gelmiyor mu?

Doğal afetler, seller, depremler, fırlatılan nükleer füzeler, kalabalığın içine giren intihar kamyonları...

Her şey zıvanadan çıktı, seyrinden çıktı, çığırından çıktı...

Normal kalmadı, ölçü kalmadı...

Ve her şey o kadar hızlandı ki...

Aynı zaman diliminde birden fazla felaket üst üste...

Birini sindiremeden diğeri... Üst üste geliyor... Pespayelik, rezillik, kötülük, tecavüz, cinayet...

Daha birkaç gün önce Murat Başoğlu olayı vardı.

Zihnimizin sınırlarını zorlayan bir iğrençlikti. Ama artık, o da tarih oldu.

Yazının Devamını Oku

Bu hayattaki görevini bul gerekeni yap, yola devam et…

29 Ağustos 2017
SİZE bir bayram kitabı önerisi… “Uçan Tabut.” Ben hâlâ etkisindeyim. Son zamanlarda okuduğum açık ara en sıkı kitap. Bana bayram hediyesi gibi oldu, size de olsun istedim.

Adına aldanmayın, karanlık bir kitap değil. New York’tan yurda getirilen bir cenazenin ekseninde gelişen olaylarda, bir diğerinin hayatının bilmeden, bir meteor çarpmışçasına birbirine etkileyen bir dizi insanın öyküsü…

Film gibi. Anlatım da sinematografik. Birbirlerinin hayatlarına dokundukça uyanıyorlar, uyandıkça birbirlerine dokunuyorlar. İncecik bir şey, 118 sayfa, birbirine bağlı 9 öykü, çok da kolay okunuyor.

Hindistan’da yaşadığımız otel-eve sarı bir zarf içinde geldi. Merakımdan okumaya başladım. Ve daha ilk andan itibaren büyüledi kitap beni.

Yazarı Pınar Eğilmez’i tanımıyorum, hiç karşılaşmadım. Hayatında ilk kez roman yazmış. Ve kendi imkânlarıyla bastırmış. Onu aradım, Katar- Doha’da buldum…

Ve sordum…

“An’a ve tam an”da yapman gerekene sadakat, kendi tasarımına sadakattir. Kendine iman etmeden Tanrı’ya iman edemezsin…

Kimsin, nesin? Nereden çıktın?

- Ben Pınar. Pınar Eğilmez. 42 yaşındayım. Hacettepe mezunuyum. İngilizce mütercim tercümanım. Ama mesleğimi yaptığım söylenemez. Bir adama âşık oldum. Sonra o adam eşim oldu. Bir mühendis. Yurtdışı projelerinde çalışıyor. Ben de kızımızla birlikte onun peşinden ülke ülke dolaşıyorum. Şimdi 4. ülkemizdeyiz, yani Katar’da…

Yazının Devamını Oku

- Gençlik ne ister? -Gerçeği, önce gerçeği!

27 Ağustos 2017
Evrim Kuran bir araştırmacı, kuşak araştırmacısı. Daha çok gençlerle ilgili çalışıyor. Bu konuda Türkiye’deki en yetkin kişilerden biri. Ulusal ve çokuluslu şirketlere danışmanlık yapıyor. Konferanslar veriyor. Üniversitelere gidiyor. Konuşuyor, anlatıyor. Kanada’da ve Türkiye’de yaşıyor. Bir orada, bir burada ve dünyanın geri kalanında...

Dünyanın 60 ülkesinde araştırmalar yapan bir organizasyonun parçası. Milyonlarca gence ulaşan çok kapsamlı bir araştırma modelleri var. 54 bin gençle, 2017 Türkiye’si gençliği için yapılan araştırma yeni sonuçlandı. Ben de teybimi kaptım, karşısına geçtim.

Sonuçlar bence vahim.

Tahmin ediyordum ama bu kadarını beklemiyordum.

Çok açık ki, gençlerini sevmeyen ve onlara sahip çıkmayan bir ülkeyiz. Türk gençleri 2017 Türkiye’sinde sıkışıp kalmış durumdalar. Umutsuzlar, mutsuzlar ve geleceğe son derece endişeyle bakıyorlar. E işte, ne ekersek onu biçiyoruz. Buyrun buradan okuyun...

2017 Türkiyesi’nde gençlerimiz genel olarak mutlu mu, mutsuz mu?

- Mutsuzlar! Her ne kadar resmi istatistik kurumumuz TÜİK’e göre, mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 56.6 olsa da ben, gençlerin işsizlik, değersizlik, belirsizlik gibi unsurlardan kaynaklı olarak endişelerinin ve güven ihtiyaçlarının geçen yıla göre arttığını düşünüyorum. Bu yıl Türkiye araştırmamızda, 44 bin 260 öğrenci ve 10 binin üzerinde çalışma hayatına girmiş gençle çalıştık. Fark ettik ki; iş güvencesinden endişe duydukları için kamuda çalışma talebi hem önceki yıllara göre hem de diğer ülkelere kıyasla artmış! Kapağı devlete atarak, kendini güvence altına almak istiyorlar.

VASATA RAZI GELİYORUZ!

Peki gençlerin mutsuzluk sebeplerinden en, en, en üst sırada ne yer alıyor?

Yazının Devamını Oku

Kalp krizini haber veren tişört tasarladılar

25 Ağustos 2017
CUMALARI biliyorsunuz, elimden geldiğince ilham veren kadınları size tanıtmaya çalışıyorum. Yaratıcı olan... Hayal kuran...Hayallerinin peşinde koşan... Girişimci olan... Pes etmeyen, yılmayan... Ve yürünmeyen yollarda yürüyen...

Bugün ilham veren iki kadınla daha huzurlarınızdayım...

Ezra ve Tuba.

Tekstille uğraşan bir anne-babanın kızları. Kumaşlar ve eskizlerin arasında büyüyorlar. İkisi de güzel sanatlar okuyor, 2006’da güçlerini birleştirip ‘ezra+tuba’yı kuruyorlar. Tüm dünyadaki moda haftalarına katıldılar, New York Times’ta haklarında şahane yazılar çıktı. 2012’den sonra ise giyilebilir teknolojiye yöneldiler. Yüzyılın 100 keşfi arasına giren “Kelebek Elbise”leri tüm dünyada sükse yarattı, şimdi ise kalp krizinin risklerini gösteren bir tişörtle karşımızdalar...

Türkiye’de “Giyilebilir teknoloji” denince, akla siz geliyorsunuz. Tasarladığınız “Kelebek Elbise” yüzyılın 100 keşfi arasına girdi! Bu size nasıl bir gurur veriyor?

Tuba: Çooook. Ülkemizin adını, yaratıcı bir alanda dünyada duyurmak müthiş onur veriyor. Giyilebilir teknoloji, dünyada gözlük ve saat gibi aksesuarla konuşulmaya başladı. Ama bu kavramın tekstil ürünlerine sıçraması zaman aldı. Çünkü zor bir işti. Biz ise kafayı taktık, 2015’te Kelebek Elbise’yle tüm dünyanın huzurundaydık...

Özelliği neydi bu Kelebek Elbise’nin?

Tuba: Bir gelinlik aslında. Gelin, sevdiği adama “Evet” derken, gelinliğin üzerindeki kelebekler uçuyor... Gelinliğin içine yerleştirilen çipler sayesinde. Tabii müthiş ilgi gördü. Teknolojiye duygu da katmış olduk.

Şahaneymiş...

Yazının Devamını Oku

Adana’da apartman yöneticisinin kat görevlisinin kızına TACİZİ

24 Ağustos 2017
DAHA neler göreceğiz bakalım... Olay Adana’da yaşanıyor. Apartmanın yöneticisi, kat görevlisinin kızına tacizde bulunuyor. İddia bu.

Üç yıl boyunca.

Kız 15 yaşında.

Adam ise 60.

Kızın dedesi yaşında!!!

Kıza, sarkmaya- yavşamaya başladığında, kız henüz 12 yaşında.

Çüşünüz ya!

Bu nedir ya!

Bu apartman yötecisinin  işi gücü yok, torunu yaşındaki çocuğun peşinde. İkide bir küçük kızı orada burada sıkıştırıyor ya da “

Yazının Devamını Oku