Gerçekten öyle.
Adı Jacques Rocher. Meşhuuuur Yves Rocher’nin oğlu. Yves Rocher-Institut de France Vakfı’nın kurucusu ve onursal başkanı. Aslına bakarsanız, bu havalı unvanların hiçbiri beni ilgilendirmiyor.
Beni ilgilendiren şu: Bu adam, bugüne kadar beş kıtada, 67 milyon ağaç dikti.
Kadın olduğu için korkulan, ezilen, horlanan, aşağılanan, eziyet edilen, özgürlüğü elinden alınan yahut gönüllü vazgeçirilen, birbirine düşürülüp potansiyeli harcanan muhteşem kadınlar...
Korktukları kadar varız!
Öylesine güçlüyüz ki, aydınlık da karanlık da yaşam da bizim içimizde. Kendimize güvenmeli, kendimizi ve birbirimizi sevmeli, potansiyelimizi aramalı, bulmaktan vazgeçmemeliyiz. Kızım, kardeşim, annem, arkadaşım, hayatımdaki ve tanımadığım tüm muhteşem kadınlar! Kadınlar Gününüz kutlu olsun...
**Kadınlar Günü dolayısıyla pek çok güzel ilan verildi. KAGİDER’inkini ve Filli Boya’nınkini çok sevdim. Ama Koç Grubu’nun çalışanlarına gönderdiği mesaja bayıldım. Kurumsal iletişim bölümü yazmış, tebrik ediyorum. Böyle bir zihniyete sahip oldukları için onları ayakta alkışlıyorum.
İşin şakası bu tabii, ama şehir şehir dolaşıyorum ve kadınlarla bir araya geliyorum.
İnanılmaz bir şey.
Bir sahne kuruyorlar, çıkıyorum konuşuyorum, bir bakıyorum 2 saat geçmiş!
Hayatta inanmazdım yapacağıma...
Kutlu olsun.
Ama buruk bir “kutlu olsun” bu.
Düşünebiliyor musunuz, bu yılın başından beri iki ay içinde en az 50 kadın öldürüldü.
Katledildi.
İçeride beni 3 şey korudu
*Bu, şahsi meselen değil, ülkenin meselesi!
*Savunmaya geçme, saldır; çünkü haklısın
*Sakın yalnız kalma. Çünkü seni yalnızlaştırmaya çalışıyorlar!
(Hamiş: Bu röportaj 3 Mart Perşembe sabahı gerçekleştirilmiştir)
Sirkeci’deki Can Oba, insanın aklını uçuran bir restoran. Minicik ama yedi düvele nam salmış bir yer. Gurmelerin hepsi biliyor. Yemek manyaklarının da!!!
Şa-ha-neeee yiyorsun.
Ama öyle böyle değil.
Fotoğraflar: Emre Yunusoğlu
“Hayatımızın en önemli sosyal faaliyetlerinden biri dışarıda yemek-içmek” diyor.
Haklı.
Ama dikkat çektiği bir nokta var.
Türkiye’de engellilerin de gidebileceği, onların şartlarına uygun restoran neredeyse yok!
Oysa milyonlarca engelli var
bu ülkede.
Bunu fark ettiğinden beri, değerlendirme skalasında değişime gitmiş, artık restoranların engelliler için uygun olup olmamasını da ölçüleri arasına almış.
112 santim.
Doğuştan akondroplazi’li.
Yani “cüce”.
Alay maksatlı söylenmediğinde, küçümseme içermediğinde, “cüce” sözcüğü, Merve’nin umurumda bile değil; alınmıyor, üzülmüyor, “Hayatta zaten yeterince dert edecek şey var!” diyor, gülüyor geçiyor.