Ayşe Aral - Kelebek

Saldırmak, sevmek, bir oturup düşünmek

8 Eylül 2015
Uzun senelerdir böyle sıcak bir yaz olmadı.

Kavurdu resmen bizi.
Belki de içimiz üzüntüden kavrulduğundan biz sıcağı daha çok hissettik, suçu güneşe verdik.
Bu yaz güzel geçmedi. Ne karpuz, ne kavun, ne kiraz tat verdi. Denizin mavisi bile hayaller kurmaya yetemedi.
Neden mi?
Aslında hepsinin tek bir nedeni var.
Sevgi, daha doğrusu sevgisizlik.
Sokakta yürürken birbirimize moka bakar gibi bakan insanlarız.

Yazının Devamını Oku

Reenkarnasyon var mı?

4 Eylül 2015
Bu aralar yine bir diziye takıldım.


Yabancı dizi elbette, adı Proof.
Konusu epey ilginç. Hemen sardı beni.
Dr. Carolyn Tyler adında bir profesör var.
İşinde acayip iyi, şüpheci, başarılı ve sert bilimci biri bu.
Oğlunun hayatını kaybetmesiyle hayatı altüst oluyor.
Evlat kaybetmek kolay mı? Allah yaşatmasın çok zor.

Yazının Devamını Oku

Anam İnci Aral ve Gündoğan Cennet Evler Sitesi kadınları

27 Ağustos 2015
Annem İstanbul’daki evi akladı pakladı, yetmedi Bodrum’a da yetişti! Pes yani...

Anamı yazarım sıklıkla, Bayan Rotenmayır, Gestapo başlığı altında... Her seferinde “Seni dava edeceğim!” der. “Hele yaz bir daha!”
Bu sefer enteresan bir durum gelişti.
Bodrum’daki evinden bana fotoğraflar yollayıp “Ne olur bizi yaz!” dedi. Yazıyorum, hem üzülerek hem de sevinerek...
Yer: Bodrum Gündoğan Cennet Evler Sitesi...
Malum, yer Bodrum olunca özellikle yaz aylarında nüfus patlaması yaşanıyor. Herkes orada... Nüfus normalin beş altı katına kadar çıkıyor.
Sadece insan kalabalığı değil, tekne artışı da yaşanıyor burada. Demirleyen teknelerin kontrolü çok da sağlıklı yapılmıyor kanımca. Çünkü teknelerin boşalttığı atıklar denetlenmiyor. Sintineler denizde yani!

Yazının Devamını Oku

Ortaköy cinayeti...

25 Ağustos 2015
Yer Ortaköy. Mekan bir villa. Kurban, zavallı bir tavuk.

Katil belli değil ama eldeki kanıtlara göre muhtemelen Ali Ağaoğlu ya da çalışanlarından biri.
Olayın ortaya çıkmasına sebep olan, büyük bir cesaret örneği göstererek suç duyurusunda bulunan kişi Hazal Mesudiyeli.
Genç kız, pardon genç kadın, verdiği ilk ifadede şöyle dedi: “Cesedi üzerime attı. Ayrıca bu fotoğraf da delilimdir.”
Valla aslında şu yazdıklarım komik olsun diye değil, sinir olduğum ve üzüldüğüm içindir.
Ali Ağaoğlu’na sinir olup üzülecek değilim. Hayatla geçiyor dalgasını.
Ben şimdi düşünüyorum tavuğa mı üzüleyim, Hazal’a mı?
Hadi zavallı tavuğun eninde sonunda geleceği nokta buydu desek. Tabii ki geriye pırlanta gibi bir genç kız kalıyor.

Yazının Devamını Oku

Yine beynim mühürlendi

20 Ağustos 2015
Valla kapattım kafacığımı artık her şeye... Nasıl bir yazdır anlamadım gitti. Hah yazı yazayım gece gece dedim, hazır Etiler ahalisi de sakinken... Bu sefer elektrikler gitti!

Şimdi çıkar üç beş akıllı sorar “Eeee elektrikler yokken nasıl yazıyorsun?” diye, ama kızmam. Dedim ya beynimi mühürledim, yani elime aldım kumandayı, pause’ladım kendimi.
Çünkü malumunuz, yaz Ertuğrul Bey’in (Özkök) dediği gibi geçmedi.
Devlet memleket meseleleri, giden evlatlar, verdiğimiz şehitler, hâlâ başımızın açıkta olması... Eh insanız, hepsi haliyle sarstı bizi.
Zaten kendi içimizde de sarsıla sarsıla bir hâl olmaktayız
değil mi?
Bak daha ayağımı suya basmadım duştan başka okur kardeşim.
Hadi siz yine, geçenlerde Cengiz’in (Semercioğlu) dediği gibi “Bize laf sallayıp rahatlıyorsunuz”...

Yazının Devamını Oku

Selahattin abi...

15 Ağustos 2015
Ömrü hayatımda olmadı. Ne zaman istedim, kafaya taktım, istediğim adama ulaştım. Sevgi için olabilir, kavga için olabilir, ama ulaştım.

Ama bir adam var ki iki günü geçti belki. Her türlü imkânımı kullanmama rağmen ona ulaşamadım. Kimsenin de ulaşabileceğini sanmıyorum.
İlgilenmiyor azizim bizimle.
Yahu benim aramalarımı bırakın gazete yoluyla arıyorum, yani arayan gazete gözüküyor telefonda. Açmıyor, açmıyor işte.
Halbuki onunla üç soruluk röportaj yapacaktık, terörist kediye dair.
Selahattin Duman...
Bir; sen can seversin, bu Toxoplazma gond bahane! Bir veterinere götürür halledersin, esas korkun bağlanmak mı?
İki; kedi hâlâ bahçede mi?

Yazının Devamını Oku

Kadın, bebek, meme, süt...

12 Ağustos 2015
Ayşe Arman bir yazı yazdı. Her yılın 1-7 Ağustos arası Türkiye dahil 120 ülkede Emzirme Haftası kutlanıyor dedi. Sonra da konuyu emzirmeye, bebek ve anne ilişkisine getirdi, anne her yerde bebeğini emzirebilmeli dedi.

Ama öküz çok dedi, zor dedi.
Yani ben bebeğimi uluorta emzirirken bunu görenlerden birçoğu haz duyabilir dedi.
Duyabilir evet, neticede hâlâ hayvanlara bile cinsel açıdan ilgi duyan insanlar var. Bilinmedik bir durum değil bu.
Ama ben de kendimce içimden dedim ki, olsun kimse sana karışamaz. Orada bir öküz varsa, bir sürü de sevecen gözlerle bakan ana babalar illa var ve hep olacaklar.
Ayşe’nin yazdıkları çok doğruydu. Çok samimi, harika bir yazıydı.
O ara kendimi
düşündüm.

Yazının Devamını Oku

Son çıkış...

8 Ağustos 2015
Kaç kere yazdım gençler batağın dibinde diye. Panik atak anksiyete nedeniyle iki üç kez hastaneye yattığımı yazdım.

O sırada bu gençlerle çok yakın temaslarım oldu. Öğrendiklerimi, nasıl yaşadıklarını paylaştım sizlerle.
Dün bir haber geldi sevindirici. Ah dedim içimden, geç bile kalındı ya neyse ama tebrik ederim yine de tabii.
Bu cumartesi TRT’de yeni bir dizi başlıyor, adı Son Çıkış.
Gençlerin bağımlılıkları ile ilgili. Her yerden yetkili, dizinin oluşumunda çaba göstermiş. Ama şunu ekleyeyim, esas konuşulması gereken bunu yaşayan; hem bırakıp temizlenmiş gençler hem de hâlâ savaşmakta olanlardır. Sadece doktorların, hastanelerin, bilirkişilerin fikirleriyle eksik kalır, biline.

Karaayak

Bu hafta içimden gelmedi gülücüklü yazılar, malum her gün iç yakan haberler alıyoruz.
Anekdot tadında yazmak istedim biraz. Gözümüzden kaçanları hatırlayalım anlamında.

Yazının Devamını Oku